Mektupların Değiştirdiği Bir Dünya

Umut İdiz yazdı...
Mektup; kökenleri k-t-b harfleriyle bir araya gelerek ''maktûb'' kelimesi oluşturulması sonucunda Arapça kelime olarak karşımıza çıkmaktadır. Anlam olarak k-t-b sözcükleriyle ''yazı, yazılı'' haline gelir.[1] Mektuplar, insanoğlunun duygu ve düşüncelerinin yazıya dökülmüş halidir. Son dönemlerde bu konu hakkında önemli araştırmalar ve çalışmalara imza atan Simon Sebag Montefiore'nin ''Dünyayı Değiştiren Mektuplar'' adlı eseri, okuyucuyu etkileyen tarihi mektuplar sunmaktadır. Mektup hakkında yazar, okurlarına şu şekilde açıklamaktadır: ''Hiçbir şey bir mektubun samimiyetin ve gerçekliğinin yerini tutamaz. Biz insanlar zamanla kaybolan duyguları ve anıları kâğıda dökmeye ve bunları paylaşmaya eğilimliyiz. İlişkileri onaylamaya çaresizce ihtiyacımız var; kişisel ya da politik, aşk ya da nefret… Çünkü dünya asla durağan değildir ve hayatlarımız bir dizi başlangıç ve bitişten oluşur. Onları kaybederken belki de onları gerçek, neredeyse ölümsüz hâle getirebileceğiz. Mektuplar hayatın fâniliğinin edebî panzehridir.''[2]
Simon Sebag Montefiore tarafından kaleme alınan ''Dünyayı Değiştiren Mektuplar'' adlı eser, Antik Çağdan günümüze kadar sosyal ve siyasî hayatların esas alınan mektupların bir arada tutulduğu etkili ve bir çalışma olarak karşımıza çıkmaktadır. Rusya ve Avusturya İmparatorlarının Fransa İmparatoruna karşı gerçekleştirmiş olduğu savaşta zaferle ayrılarak Avrupa'nın Efendisi olarak karşımıza çıkan Napolyon, eşi Josefine 'ye karşı beslemiş olduğu sevgi ve özlem içeresinde olan duygularını 3 Kasım 1805 tarihinde kaleme alarak mektubuna yansıttığını görmekteyiz. Eserde yazar, Napolyon'un Josefine 'ye karşı beslemiş olduğu sevgi ve özlemini okurlara şu şekilde aktarmaktadır: ''Strazburg'daki İmparatoriçe 'ye, Lebrun'u savaş alanından sana gönderdim. İki imparatorun komutasındaki Rus ve Avusturya ordularını yendim. Açık havada bir çadırda sekiz gün geçirdiğim ve geceler oldukça soğuk olduğu için birazcık (!) yorgunum. Bu gece Prens Kaunitz'in sarayında kalıyorum. İki ya da üç saat uyuyacağım. Rus ordusu sadece yenilmekle kalmadı, yok edildi. Seni öpüyorum. Napolyon.''[3]
Mektuplar, tarihi dönemleri yansıtan bir kaynak olarak karşımıza çıkan iletişim aracıdır. Simon Sebag Montefiero, sadece yazılan mektupları aktarmakla kalmayıp okura ayrı bir bilgilendirme sunarak okurun yazılan mektubu daha rahat anlamasına yardımcı olmuştur. Eser, aynı zamanda 18 farklı konuların bulunduğu kapsamlı bir çalışmadır.
- Aşk
- Savaş
- Kan
- Güç
XX.yüzyılın zalim, gaddar ve korkulu diktatörü olarak anılan birisi haline gelen Stalin, Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliğinin yöneticisi olarak karşımıza çıkmaktadır. 1948 senesinde Joseph Vissarionovich (Stalin) Josip Broz Tito'yla mektuplaşmalarında uzlaşamamaları (Stalin'in Tito'ya Yugoslavya Devleti'nin SSCB'ye bağlı olmasını mektuplarında dile getirmesinin ardından birbirlerine karşı suikast olayları gerçekleştirmişlerdir) sonucunda Josip Broz Tito'nun sergilemiş olduğu davranışından dolayı olsa gerekir ki (iddialara göre) Stalin'in ölümünden sonra kişisel kasalarında notlar işe yaradığını eserde bahsedilmektedir. Eserde yazar, Josip Broz Tito'nun Stalin'in ölümünden önceki son notunu okurlarına şu şekilde aktarmaktadır: ''Beni öldürmek için insanlar göndermeyi bırak! Zaten beşini bombayla, başka birini de tüfekle yakaladık… Eğer katiller göndermeyi bırakmazsan ben çok hızlı çalışan birini Moskova'ya yollayacağım ve başka bir tane daha göndermeme kesinlikle gerek kalmayacak.''
İslâm dininin hızlı bir şekilde yayılmasıyla birlikte, üç semavi dinin merkezi olan Kudüs, tarih boyunca bu dinlerin mücadelelerine tanık olmuştur. 4 Temmuz 1187 senesinde gerçekleşen bu kanlı muharebe tarihi kaynaklarda Hıttin Muharabesi olarak geçmektedir. Bu muharebenin galibi olan Selahaddin Eyyubi, düşmanı I. Richard (Aslan Yürekli) ve Kudüs halkının Müslümanlara karşı sergiledikleri davranışlara rağmen, onlara zarar vermemiş ve adaletli bir liderlik sergilemiştir. Eserde yazar, Selahaddin Eyyubi ile I. Richard (Aslan Yürekli) aralarında geçen mektupta şu şekilde geçmektedir: ''Selahaddin'den Richard'a. Kudüs sizin için olduğu kadar bizim için de kutsaldır hatta bizim için daha da kutsaldır, çünkü burası Peygamberimizin yolculuğunun geçtiği ve insanlarımızın kıyamet günü bir araya gelmesi gereken bir yerdir. Oradan geri döneceğimizi veya size bu konuda itaat edebileceğimizi düşünmeyin. Toprak konusuna gelirsek, burası başlangıçta bizimdi ve siz onu istila ettiniz: O sırada bu toprakları elinde tutan Müslümanların zayıflığı söz konusu olmasa o zaman da alamazdınız. Bu savaş devam ettiği sürece Allah sizin oraya bir taş koymanıza izin vermeyecektir. Haç konusunda ise onu elde tutmamız bir avantajdır, onu sadece İslam'ın bir yararı olduğu sürece teslim edebiliriz.''[4] Mektupların Değiştirdiği Bir Dünya, tarihsel süreçleri etkileyen önemli olaylara ışık tutmaktadır. Simon Sebag Montefiore 'nin kaleme aldığı ''Dünyayı Değiştiren Mektuplar'', Esra Ansel Derinbay tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Bu eser, sosyal bilimlerle ilgilenenler için faydalı ve etkileyici bir çalışma sunmuştur.
Dünyayı Değiştiren Mektuplar
Simon Sebag Montefiero
Çev. Esra Ansel Derinbay
Kronik Kitap
1.Baskı Temmuz 2024
s.275
[1] https://www.etimolojiturkce.com/kelime/mektup
[2] Dünyayı Değiştiren Mektuplar, Simon Sebag Montefiero çev. Esra Ansel Derinbay, Kronik Kitap,1. Baskı Temmuz 2024, s.13
[3] A.g.e., s.124.
[4] A.g.e., s.228.
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 09.12.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 02.12.2024 11:21