Mevlânâ Hâlid-i Nakşibendî ve Hâlidîlik

Emre Bulur KitapHaber için kaleme aldı.
Hz. Peygamberin (s.a.v.) sünnetine ittiba ve bidatlerden sakınma, tarikat silsilesinin Hz. Ebubekir'e dayanması, sahabenin yolundan gitme ve gizli zikir gibi esaslara dayanan Nakşibendi tarikatına kurumsallık kazanması ve tarikatın mümeyyiz vasıflarına ulaşması on ikinci asırda Abdülhâlik-ı Gucdüvânî zamanında olmuştur.
Nakşibendiliğin tarihi seyri içindeki aşamaları farklı tasniflerle ortaya konsa da dört aşama ile ana hatları ortaya konabilir. İlk aşama Abdülhâlik-ı Gucdevânî'den Şah-ı Nakşibend'e kadar olan dönemdir ki bu döneme "Hâcegâniyye" dönemi denir. İkinci aşama, Şah-ı Nakşibend'den İmam-ı Rabbani'ye kadar olan dönemdir. "Nakşibendiyye" dönemi olarak adlandırılan bu dönemde tarikat Buhara'nın sınırlarını aşarak Anadolu'ya kadar yayılmıştır. İmam-ı Rabbani ile başlayan üçüncü dönem Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'ye kadar sürer."Müceddidiyye" olarak adlandırılan bu dönemde idarecilerin uyarılması ve sosyal hadiselere müdahaleye önem verilmiştir. Dördüncü ve son aşama ise Mevlânâ Hâlid-i Bağdadi ile başlayan ve günümüze kadar halen devam eden "Hâlidiyye" dönemidir. Bu dönem tarikatın irşad ve yaygınlık açısından en verimli ve etkin olduğu aşamadır.
***
"1224 yılının Zilhiccenin 26'sı sabahı Dârülhilâfe'ye geldik. Hediye ve benzeri şeyleri hazırlayıp, aynı gün ikindi vaktinde gavsü'lhalâik ve kutbü'ttarâik şeyhim, şeyhülislam ve imamım, imâmü'l-enâmın ayaklarını öpmek şerefiyle sonsuz saadetin feyizlerine kavuştum." Mevlânâ Hâlid-i Nakşibendî, Şah Abdullah Dihlevî'ye intisabını böyle anlatır. Mevlânâ Hâlid ilk zamanlar dergâhtaki temizlik işlerini ve su dağıtımı işleriyle görevlendirilir. Bunların yanında dergâhta yapılan günlük sohbetlere de katılır. Beş ay gibi kısa bir zaman sonra tasavvufî olarak huzur ve müşahede makamına erer. Henüz bir yılı tamamlamadan ise seyrüsülûkünü ikmal eder ve Dihlevî hazretleri tarafından kendisine Nakşibendiyye, Kadiriyye, Kübreviyye, Sühreverdiyye ve Çiştiyye olmak üzere beş tarikattan icazet verilir. İcazet alan Mevlânâ Hâlid şeyhi tarafından Bağdat'a gönderilir. Bağdat'ta 20.000 müridinin olduğunu kaynaklar yazar. Daha sonra Bağdat'ta ortaya çıkan sıkıntılar sebebiyle irşad faaliyetlerini Şam'a kaydırır. Şam'a gitmesi kendisinin Kudüs, Hicaz ve Anadolu ile daha rahat iletişim kurmasını sağlar. 9 Haziran 1827 yılında Şam'da salgın olan taun hastalığına yakalanır ve vefat eder.
***
Birçok medresede dini ilimleri tahsil eden, bunların yanında matematik, astronomi ve hendese gibi ilimlerden de icazet alan Mevlânâ Hâlid 21 yaşındayken müderrisliğe başlamıştır. İlim ve irfanla bir ömür geçiren Mevlânâ Hâlid, her zaman sünneti seniyyeye uymanın en büyük saadet ve sonsuz bir devlet olduğunu belirtir ve keramet sünnete uymaktır, sünnete ittiba, yüz keşif ve kerametten daha iyi olduğunu söylerdi.
Toplumda oluşturduğu sünnet vurgusu, cami ve medreseleri ihya çalışmaları ve tekke-medrese birlikteliğini sağlayan ilim-tasavvuf sentezi sebebiyle müceddid olarak görülmüştür. Her zaman tasavvufi eğitimin ilimsiz olmayacağını ve ilimsiz zühd ve ibadetin kötürüm ve kocakarı tarafından yapılacağını belirmekten asla geri durmamıştır.
***
Tarikatlar sadece tasavvufi alanda hizmet vermemiştir. Tarikatler siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda toplumda değişiklik ve hareket oluşturmuştur. Osmanlı devlet ricalinin her zaman dikkatini çeken ve ilmiyye sınıfına mensup pek çok müridi olan Mevlânâ Hâlid, Osmanlı coğrafyası ve pek çok yerde irşad faaliyetlerini gerçekleştirmiş ve toplumda ilmi ve tasavvufi hareketlilik oluşturmuştur. Hâlidilik Irak, Suriye, İranMısır, Malezya, Endonezya, ve Anadolu'nun pek çok ilinde yayılmıştır. Hâlidiliğin yayılmasında etkili olan faktörleri, Mevlânâ Hâlid'in liderlik şahsiyeti, ilmî ve tasavvufî faaliyetlerin birlikte yürütülmesi, Mevlânâ Hâlid'in halifeleriyle düzenli iletişimi, tarikatın her kesimden insana açık oluşu, halife sayısının çokluğu, halifelerin ilmi ve tasavvufi yönden yetkin kişiler olması ve tarikat erkânnâmesine riayet edilmesi olarak sayabiliriz.
Bütün bu bilgileri Yrd. Doç. Dr Abdulcebbar Kavak tarafından yazılan ve Nizamiye Akademi yayınları tarafından basılan Mevlânâ Hâlid-i Nakşibendî ve Hâlidîlik kitabından aktardım. Üç bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde Mevlânâ Hâlid'in hayatı, halifeleri ve eserleri üzerinde durulmuş. İkinci bölüm olan, "Halidiliğin Doğuşu ve Tarihsel Gelişim Süreci" başlığı altında ise Halidiliğin ortaya çıkışı ve yayılmasında etkili olan faktörler araştırılmış. Hâlidi Tasavvuf Geleneğinin Esasları diye isimlendirilen üçüncü bölümde ise Hâlidiliğin adap ve erkanınınyanısıra şeriat,tarikat, nübüvvet, velayet, hakikat-ı muhammediye, vahdeti vücud, keşif, keramet gibi pek çok tasavvufi ıstılahlar Hâlidilik açısından incelenmiştir. Mevlânâ Hâlid-i Nakşibendî ve Hâlidîlik kitabı Hâlidiliği merak edenler ve araştırma yapanlar için gayet doyurucu ve geniş bir kaynak olarak literatürde yerini almış.
Mevlânâ Hâlid-i Nakşibendî ve Hâlidîlik
Yrd. Doç. Dr Abdulcebbar Kavak
Nizamiye Akademi
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 15.08.2016 09:00 - Güncelleme Tarihi: 11.01.2025 19:53