Mithat Cemal Kuntay’ın Gözünden Mehmet Akif Ersoy, Düşünce, Nihat ÇINAR

Mithat Cemal Kuntay’ın Gözünden Mehmet Akif Ersoy yazısını ve Nihat ÇINAR yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Mithat Cemal Kuntay’ın Gözünden Mehmet Akif Ersoy

12.09.2023 23:53 - Nihat ÇINAR
Mithat Cemal Kuntay’ın Gözünden Mehmet Akif Ersoy

Mehmet Akif Ersoy Hayatı Seciyesi Sanatı

Türk milli mücadelesinin her aşamasında rol almış büyük bir şahsiyet olan İstiklal şairi Mehmet Akif aynı zamanda Türkiye'nin içtimai ve siyasi hayatında da önemli bir rol oynamıştır. Ersoy sadece şair olarak değil, aynı zamanda şahsiyeti, kimlik ve kişiliğiyle de dikkat çekmiştir. Büyük bir şahsiyet olan Ersoy ile ilgili olarak birçok araştırmalar yapılmış, bazı romanlarda roman kahramanı olarak geçmiştir. Tarık Buğra'nın Küçük Ağa ve Mithat Cemal'in Üç İstanbul adlı eserleri bunlardandır. Kuntay'ın Mehmet Akif isimli esri ise Ersoy'un hayatını birçok cepheden ele alan (ilk olan) monografik çalışması oldukça ehemmiyetlidir.

Akif'le ilgili yazılmış olan ilk monografi Kuntay'ın bu eseridir. Kuntay'ın yazdığı diğer monografiler olan Namık Kemal: Devrinin İnsanları ve Olayları Arasında ile Sarıklı İhtilalci Ali Suavi ismindeki diğer eserleri arasında ciddi bir fark bulunmaktadır. Şöyle ki bu iki eserde oldukça zengin bir belgeye başvurulmuşken, Mehmet Akif Ersoy kitabında daha ziyade kişisel tecrübe ve hatıralara yer verilmiştir. Bununda asıl sebebi Kuntay'ın Akif'e duyduğu aşırı yakınlık, dostluk ve sevgisi olsa gerek. Kuntay yalnızca Akif'i bir dost olarak sevmiyor, başkalarının da onu sevmesini istiyordu.

Kuntay'ın Akif'le ilgili yakın dostluğu İbnülemin Mahmut Kemal'in yazı odasında 1903 senesinde başlamış ve önceleri sadece haftalık Cuma günleri buluşmaları şeklinde iken daha sonra kalıcı, ölüme kadar sürecek bir dostluğa dönüşmüştür. Mithat Cemal'in daha ilk günlerde Akif'de farkettiği; O'nun mütevaziliği, mahcubiyeti, iyi ve sıkı bir dostluğu olmuştur. Zaman zaman Ersoy'la kavgalar yaşayan Kuntay'a göre Ersoy, büyük bir adam olup, onunla dostluğun adeta demirden leblebi olduğunu ifade etmektedir. Kuntay bu dostluğunu eserinde detaylıca anlatmaktadır.

Mehmet Akif Ersoy'la 1903 yılında tanışmış olan Kuntay, Ersoy'un Mısır'dan dönüşünden vefat günlerine kadar da yakınında bulunmuş vefalı bir dosttur. Bu dostluk Kuntay'ın kendi kaleminden de yansımıştır. Asıl mesleği noterlik olan Kuntay'ın şiirlerinde Akif'in etkisi açıkça görülmektedir. Ersoy'da Kuntay'ın dostluğuna son derece ehemmiyet vermektedir, öyle ki Mısır'da iken dostlarına yazdığı mektuplarda;; "Mithat Cemal Bey ile görüşmeyi ihmal etmeyin." şeklinde uyarılarda bulunmuştur. Kuntay'ın "Mehmet Âkif Ersoy" isimli oldukça kapsamlı ve hacimli eseri alanında yazılmış en önemli kaynak eserlerden birisidir..

Kuntay'ın Akif'le tanışmasından sonra aralarında büyük bir dostluk başlamıştır. Bu da Kuntay'ın bütün eserlerinde görülmektedir. Kuntay, bu durumu izah ederken her adamın kendi bakış açısı ve anlayışına göre başka bir Akif olduğunu ifade ederek onu arkadaşlarının gözünden anlatmıştır. Kuntay için Akif; kendi ifadesiyle "Bir de benim Âkif'im var. Bu Âkif, hayatımın 33 senesidir. Bu 33 senede o, bir tek defa bayağı olmadı. Onun iç yüzüne baktığım vakit gökyüzüne, denize bakar gibi ferahlardım. Sonra onun 63 senelik hayatını öğrendim; bu ne berrak 63 senedir, siyah ve pis tek bir dakikası yoktur" şeklindedir.

Mithat Cemal ile Akif arasındaki dünya görüşü farklılığı dostluklarına herhangi bir halel getirmemiştir. Bilindiği gibi Mehmet Akif Safahat'ın dördüncü kitabı olan Fatih Kürsüsünde'yi Mithat Cemal'e atfettiği gibi, Kuntay'la beraber yazdıkları şiir olan "Acem Şahı" Safahat'a almıştır. Bununla beraber Ersoy, İstibdat şiirini "Kardeşim Mithat Cemel'e" ithafıyla yayımlamıştır. Bir insanın "kardeşim" dediği kişiye karşı olan mesafesi oldukça yakın olduklarının karinesidir. İki şairin birbirlerine olan mesafenin en belirleyici göstergesi birbirleri için yazdıkları ve ithaf ettikleri esrelerdir.

Mithat Cemal Akif'le olan dostluğunu anlatırken, Ersoy'un yüz kahramana yetecek kadar ahlak ve seciyeye sahip olduğunu, ancak yine de sıradan bir insanmış gibi mütevazı yaşadığını ifade etmiştir. Bu ahlak ve seciyeye Kur'an sayesinde sahip olmuştur. Kuntay, Cevdet Paşanın, Kur'an'ın nâsiri, Akif'in ise şairi olduğunu ifade etmiştir. Ancak Kur'an-ı Kerim Cevdet Paşanın yalnızca kültürünü oluşturmuş iken, Ersoy'un hem kültürünü hem de seciyesini oluşturmuştur.

Kuntay, Akif'in zamanının sosyo-politik olaylara bakışını irdelerken de onun Kur'an- ı Kerim'i hayatın prensiplarını tanzim eden bir kitap olarak algıladığını ve bu anlayış doğrultusunda yaşantısını sünnet inancıyla süsleyerek sürdürdüğünü ifade etmiş ve durumu, "Akif'in Müslümanlığı bazen çok şahsileşir: Onun dini 'beşik dini' değil. Müslüman doğmakla kalmadı, Müslüman olmaya muvaffak oldu. Dinine, kendi mizacını da ilâve eder. Meselâ o, felâketlerini bile tatlı bir tevekkül mevzuu yapan görenek Müslümanlarından değildir; milli felâketlerde kandil gecelerini manevi saadetini bile kâfi görmez (...)" şeklinde ortaya koymuştur.

Ersoy'a göre, sanat mutluluk temine etmelidir. Bu saadeti sağlayan sanat anlayışında da tamamen ahlakçılık yer almaktadır. Ersoy'a göre sanat ahlaksız olamaz, taklitçi olmamalı, mazmuncu olmamalı ve sırf İstanbul ile sınırlı kalıp sadece İstanbul'u dillendirmemelidir.

Kuntay'ın Ersoy'la ilgili olarak dikkat çektiği bir diğer konuda, Ersoy'un şiirlerinde hiciv ve mizah konusudur. Kuntay, Ersoy'un şiirlerindeki mizahı "istihza" kavramıyla anlamış ve açıklamıştır. Kuntay'a göre Ersoy, kendi kişiliğinin derinliklerinde, her şeyle alay etmekte hatta öyle ki kendisiyle bile dalga geçecek kadar tarafsız olan "müstehzi" bir yapıya sahiptir. Ersoy'da istihza konusu kesinlikle fertler olmayıp, ferdin sosyal hayatı, cemiyeti olumsuz etkileyen tarafları olmuştur. Ersoy'un dindarlığı, şiir ve yazılarında, hicvin sınırlarını belirleyerek, müstehziliği insanlığının faydasına olacak şekilde ortaya koymuştur. Bu nedenle mizah anlayışının temelinde merhamet anlayışı yer almıştır. Bunu da Kuntay, "Akif'in istihzası, ucundan haset damlayan dişlerin yırttığı perişan dudaklı tebessüm değildi." İfade edere Safahat'taki mizahî üslûbu anlamamızı kolaylaştırmıştır.

Kuntay eserinde Ersoy'un, hiçbir zaman rahat ve huzurunu düşünmediğini; bilakis rahat etmekten kaçındığını ve utanan bir kişiliğe sahip olduğunu ifade etmiştir. Zira Ersoy, saadeti, faziletin bir semeresi olarak değil, faziletin bizzat kendisi olarak görmekte ve şahsi çıkarları için zillete düşenlerden de nefret etmektedir. Akif'le otuz beş yıllık dostluğa sahip olan Kuntay onun için "ona menfaatinizi, ailenizi, sırrınızı, mukaddesatınızı emanet edebilirsiniz" diyerek Akif'in emin ve nasıl bir vefalı kimliğe sahip olduğunu belirtmiştir.

Akif'in biyografilerindeki ortak görüş, onun azimli, sabırlı, cesur ve kararlı birisi olup, savunduğu, söz verdiği, olması gerektiğini ileri sürdüğü, inandığı her şey için mücadele etmiş, umutsuzluğu küfre yakın görmesi nedeniyle hiçbir zaman ve hiçbir şartta kesinlikle umutsuzluğa düşmemiş olmasıdır.

Akif, bütün bildikleri ve inandıklarını karakteri haline getirmiştir. Az konuşmayı tercih eder, meramını birkaç cümle ile ifade edip, toplantılarda genellikle susmayı tercih ederdi. Ahmet Mithat Akif'in sükûtunu beş başlık olarak özetlemiştir; Bitmeyen sükût: Kendisine takdim edilen adamdan hoşlanmadığında, Hakaret olan sükût: İnandığı şeylere uymayan bir sözün karşısında tavır alması, Sevimli sükût: Kendisine biri bir çalışmasını okuması halinde, İbadetli sükût: Bir müzik eserini dinleme anında, Utanan sükût: bilen bir tavırla bilinmeyen şeylerin anlatılması halindeki sükûtu dur.

Kuntay, "Hayatı" başlığı altında, Akif'in çeşitli durumları, özellik ve hayatının kimi safhalarını ele almıştır. Bu bölümde Akif'in hayatını, kronolojik bir özetten ziyade, bazı küçük anekdot ve hatıralarla sınırlı bir panoramasını çizmeye çalışmıştır. Çizilen bu panorama Akif'in farklı yönleriyle tanınması bakımından çok yararlı olmuştur.

Kuntay bu bölümde, öncelikli olarak Ersoy'un dine bakışını ele almıştır. Onun dine bakışı herkesçe bilinmekle beraber, Hz. Peygamberi babası gibi görmekte hatta babasından bile ileri kabul etmekte olduğunu da yaşantı ve tavrıyla ortaya koymuştur. Bunun en açık örneği olarak; daha önce övgüyle bahsettiği Tevfik Fikret'in hakkında menfi düşünceler, kızgınlık ve kavga yaşamış olmasıdır. "Zangoç ve Molla Sırat" başlıklı bölümde, Akif'in Fikret'e olan kızgınlığı dile getirilmektedir. " Fikret'in Tarih-i Kadım" deki ifadeleri Akif'i çok kızdırmıştır. Hz. Peygamber'e son derece bağlı olan Akif,, Fikret'in bahse konu şiirindeki bazı mısralarını Hz. Peygamber' e hakaret olarak kabul ettiği için ona karşı ağır ifadeler kullanmış ve onu affetmemiştir. Bu öfke ve tavrını da hem söz, hem tavır ve hem de yazılarıyla göstermiştir. Kuntay'ın Fikret le Akif'in arasını bulmak için yaptığı teşebbüse karşı da Ersoy, "babama hakaret edilmiş olsaydı affedebilirdim, ancak Peygamberime yapılanı asla affetmem" şeklinde kararlı duruşunu ortaya koymuştur.

Kuntay'ın bu eseri Ersoy'un sanatı, sanat anlayışı hakkında zamanında yapılmış olan değerlendirmeleri ele aldığı gibi, Ersoy'un karakterinin oluşması ve yetişme tarzıyla ilgili de çok yararlı bilgiler içermektedir. Vefatının üzerinden 87 yıl geçmiş bulunan "İstiklal Marşı" şairimizin özellikle gençler tarafından gerçek anlamda, bütün yönleriyle anlaşılmasına ihtiyaç vardır, bu kitap da onun daha yakinen tanınmasına ve doğru bir şekilde anlayıp, anlaşılmasına imkân vereceğini düşünerek okunmasını tavsiye ederim.

Mehmet Akif Ersoy Hayatı Seciyesi Sanatı

Mithat Cemal Kuntay

Everest Yayınları

2022, İstanbul

453 sayfa


Yazar: Nihat ÇINAR - Yayın Tarihi: 12.09.2023 23:53 - Güncelleme Tarihi: 12.09.2023 23:55
1.372

Nihat ÇINAR Hakkında

Nihat ÇINAR

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ni tamamladıktan sonra bir kamu kurumunda yönetici olarak çalışmış olup, halen görevine devam etmektedir. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansütü Eğitim Enstitüsü Sosyoloji Bölümünden Sırat-ı Müstakîm Dergisi'nde Garbiyatçı Söylem teziyle mezun olmuştur.

Evli ve 2 çocuk sahibi olup bir de torunu vardır. 

Nihat ÇINAR ismine kayıtlı 11 yazı bulunmaktadır.