“Mühürlü Vakitler” Üzerine, Taraflı Bir Bakış

Yeri gelmemişken söylemek istiyorum. Uzun zamandır, ortalama insanın inanç sistemine yapılan, özellikle de ilahiyat camiası çevresinden yapılan organize saldırıları anlamlandırma hususunda sıkıntı içerisinde idim. “Bunu en doğru ben anlatıyorum, en doğru ben biliyorum”, içerikli pek çok paylaşıma şahit oldum. Hatta kendi kendime şöyle söylendiğim çok oldu: bir ilahiyatçı insanların inancına neden saldırır? Anadolu insanının hadis olduğunu bilmeksizin hadisin tavsiyesine göre yaşadığı çok şeye şahit olmuşumdur. Peygambere ve onun halifesi olan âlimlere ittiba, en önemli ölçü olarak Anadolu’nun en sıkı bağıdır. “Hz Peygamber (SAV) in hayatı/sireti tüm ayrıntılarıyla bir Müslüman için son derece önemlidir. Zira Müslümanın hayatının yegâne ölçüsü, referans kaynağı, Kuran ve onun tebliğ edicisi Hz Peygamberin sünneti/yaşam biçimidir.” (Çelik, 2003).
Gazali’nin “avamın imanı” olarak belirlediği genel inanç sistemi ve hocası Cüveyni’nin “Nişabur’daki kocakarıların dini üzere ölüyorum!” (Turgut, 2020) cümlesi bahse konu ortalama insanın inanç sisteminden başka ne olabilir?Elbette bu husus ilahiyat camiasının tartışma konusu olarak kalmalı. Bendeniz bir cerbeze için bunları yazıyor değilim. Hatta bu netameli duruma el atan başkaları da olmuş olabilir. Bu konu kafamda dönüp dolaşırken İsmail Demirel’in Çıra Yayınları’ndan Aralık 2019’da çıkan Mühürlü Vakitler adlı deneme kitabını okumaya başladım.
Açıkçası, mühürden kastın oruç olduğunu anlamamıştım. Ta ki ilgili bölümü okuyana kadar. Bölüm kitaba da isim olan bölüm. O bölümde yazar mührü açıkladı: “Oruç bir mühürdür. İslam’ın en aziz ve her şahıs için özel kıldığı bir mühürdür.” (Demirel, Mühürlü Vakitler, 2019) Kitap üç bölümden mürekkep. Birinci bölüm oruç yazıları. Ramazan’ın aynı zamanda bir kültür çevresi olduğu, Ramazan sevincinin de genişliğini derinlemesine gördüğüm nadir yazılardan bazılarıyla karşılaştım. “Ve Ramazan bize kim olduğumuzu hatırlatacak. Ramazan’la asli kimliğimize kavuşacağız. Ramazan’la, kaybettiğimiz zamanımızı, Müslüman saatini yeniden idrak edeceğiz.” (Demirel, Hoş Geldin Ey Gönüller Sultanı, 2019).
Bize kim olduğumuzu hatırlatacak, asli kimliğimize kavuşacağız ve Müslüman Saati vurguları çok yerinde. Tabi bunun dışında, çocukların tekne orucu, oruç satmak, kadir gecesi ve bayram vurguları da dini bir vecibe olmaklık dışında, hayatımızı saran kültür kodları olarak yazılmış. Ahmet Haşim’in Müslüman Saati (milligazete.com, 2020) metnine atıf da güzel bir yerindelik örneği olmuş. Bir cümle ile tatmak lazım: “Müslüman gününün başlangıcını şafağın parıltıları ve nihayetini akşamın ziyaları tayin eder.” Bu vurgular aslında bütün Müslüman dünyanın ortak vurguları. Çünkü “Oruç İslam Milletinin ortak dilidir.
”Yazar esasen ilahiyatçı. Öykücü ve denemeci. Hep bir gayretin ve iyi niyetin adamı. İslam medeniyetinin ve diriliş ruhunun bir savaşçısı. Olaya bu geniş açıdan bakınca, onun klasik ilahiyatçılardan farklı bir gönül ve kültür adamı olduğunu net görüyorsunuz. O, inanç ve kültür meselelerine bütünlüklü bir terkip olarak bakıyor. “Yönümüzü batıya çevirdiğimizden beri başımıza gelenlerin haddi hesabı yok.” (Demirel, İman Kalemizi Kültürel Unsurlarla Tahkim Etmek, 2019, s. 75-76). Bu cümleye dair açıklamalardan örnek de verelim: kendi kültürümüze, örfümüze, adetlerimize kara çalıp kötülemek, inancımızın terakkiye maniliği, batıyı taklit etme arzusu… Artık milyonları bulan (yazar binler, demiş) batıcı koro var ve halkın her değerine düşmanlık ediyor. “Halkın inançlarının yanlış olduğundan bahsediyorlar. Hurafeye bulanmış bir inançla yaşanmayacağını, bunun Kuran’ın anlaşılmasındaki en büyük engel olduğunu söylüyorlar. Sanki bugüne kadar Kuran-ı Kerimi kendilerinden başkaca kimse anlayamamış gibi, geçmiş alimlerimizi sîgaya çekiyorlar.” Bu cümleler şahsen altını imza edeceğim cümleler.
Saldırı tek boyutlu değil çünkü. İnançların sadece kültürel olduğu kullanışlı bir iddia ve silah. Hem inancı hem kültürü tek savletle vurmaya çalışıyorlar.“Halkı kültürel unsurlarından tecrit etmek, halkın inancıyla oynamak demektir. Zira kültür halkın inancını yaşama şeklidir.” (Demirel, A.Naim Efendi, Y.Kemal ve Eyüp Sultan Türbesi, 2019). Bu cümlenin bağlamında katı zahid tavrı ile rind meşrep sayılabilecek bir tartışmayı, A.Naim Efendi ile Y.Kemal arasındaki cerbezeyi de okumak lazım. Özellikle de edebi hatıralara merakı olanlara şiddetle tavsiye edilir.
Eserle ilgili yazılacak çok şey var. Özellikle kültürel dokunuşlar, inanç ve kültürün terkip oluşturduğu bireşimler önemli.Yazarın okuma serüveni ve yol haritasının da ortaya çıktığı, dingin, munis bir eser. Arka kapaktaki değerlendirmeye dair en önemli cümle şu: Yazarın “okuduklarından yola çıkarak dünyayı, hayatı, insanı anlamlandırma çabasının ürünü bir deneme kitabı.” Arka kapak değerlendirmesini paylaşmaya devam edelim: Yazar kimi zaman bitmez tükenmez hazinemiz çocukluktan devşirdiği anlarla süslüyor yazılarını; kimi zaman yaşadığımız modern zamanlardaki yanlışlara işaret ediyor. Oruç günlerin ardından gelen bayram günlerindeki sevinci paylaşıyor. Kurban da Ramazan’ın beraberinde.. İkinci bölüm bu toprakların kültüründen yola çıkılarak yapılmış bir değerler manzumesi övgüsü, bir "Batı Korusu" reddiyesi sayılabilir. Edebiyatçıların tanıklığına çokça müracaat edilen bu bölümde, okurlar edebiyat vadisinde vakit geçirecekler. Son bölüm spordan edebiyata hayatın her renk ve yönelişinden inancımızın kültürel boyutunu verimlendirmeye çabalıyor.”
Kitabın kapağında bulunan paketlenmiş buz kalıbını görünce, Fahreddin Razi’ye Asr suresinin anlamını idrak ettiren durumu hatırladım. (https://dogruhaber.com.tr/haber/645775-sermayesi-eriyen-bu-sahsa-merhamet-edin/) Yerinde ve güzel bir sembolizm olmuş. Kitapta yazı puntosu daha rahat okuma için bir birim artırılmalıydı sanki. Bir nokta daha belirtmem gerek: keşke bu eser Ramazan denemeleri kısmı genişletilerek müstakil ve modern bir Ramazanname olarak basılsaydı.
Kaynakça
Çelik, A. (2003). Peygamberimizin Ramazan Günlüğü. İstanbul: Beyan.
Demirel, İ. (2019). A.Naim Efendi, Y.Kemal ve Eyüp Sultan Türbesi. İ. Demirel içinde, Mühürlü Vakitler. İstanbul: Çıra.
Demirel, İ. (2019). Hoş Geldin Ey Gönüller Sultanı. İ. Demirel içinde, Mühürlü Vakitler (s. 10). İstanbul: Çıra.
Demirel, İ. (2019). İman Kalemizi Kültürel Unsurlarla Tahkim Etmek. İ. Demirel içinde, Mühürlü Vakitler (s. 75-76). İstanbul: Çıra.
Demirel, İ. (2019). Mühürlü Vakitler. İ. Demirel içinde, Mühürlü Vakitler (s. 26). İstanbul: Çıra.
https://dogruhaber.com.tr/haber/645775-sermayesi-eriyen-bu-sahsa-merhamet-edin/. (tarih yok). 7 29, 2020 tarihinde https://dogruhaber.com.tr/haber/645775-sermayesi-eriyen-bu-sahsa-merhamet-edin/: https://dogruhaber.com.tr/haber/645775-sermayesi-eriyen-bu-sahsa-merhamet-edin/ adresinden alındı
https://www.milligazete.com.tr/haber/750754/musluman-saati. (tarih yok). 7 29, 2020 tarihinde www.milligazete.com.tr/: https://www.milligazete.com.tr/haber/750754/musluman-saati adresinden alındı
Turgut, S. (2020, 4 18). http://www.seriyyedergisi.org/hadiseler-hesap-versin/363-kocakari-imani.html. 7 29, 2020 tarihinde www.seriyyedergisi.org: http://www.seriyyedergisi.org/hadiseler-hesap-versin/363-kocakari-imani.html adresinden alındı
Yazar: Ethem ERDOĞAN - Yayın Tarihi: 17.08.2020 10:00 - Güncelleme Tarihi: 04.08.2020 13:54