Nazan Bekiroğlu’nun Yol Hali, Edebiyat, Faik ÖCAL

Nazan Bekiroğlu’nun Yol Hali yazısını ve Faik ÖCAL yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Nazan Bekiroğlu’nun Yol Hali

02.10.2024 09:00 - Faik ÖCAL
Nazan Bekiroğlu’nun Yol Hali

Her zaman için yola çıkmaya hazırdım. Ben bir yol insanıydım. Bir yoldan çıkıp bir başka yola giriyordum. Yol Hali'mdi bu, yolculuk sebebim.

Yollara sevdalanmıştım ve hep gezip gitmeyi seviyordum. Yeter ki yanımda muhayyel dostlarım, sadık yol arkadaşlarım olsundu. Be'nin noktasındaki suskunluk ve sonsuzluktum. Suskunluğum sonsuzluğumdan besleniyordu, sonsuzluğum suskunluğumu tutuyordu. Buydu benim ilk hikayem. Be'nin noktasının gölgesinde yola çıkmıştım ve aynı noktada yolculuğumun hitama ermesini diliyordum. Suskunluk ve sonsuzluk dolu bir niyazdı benimkisi.

Aşk bir hikayeye dönüştüğünde kalbimin gizli tarihinde, anlamıştım: Ben bir öteliydim. Ben ne veli ne de deliydim. Sadece kendi aşk hikayesini arayan bir öteli, hep ötelenmiş, susturulmuş, görünmezlikten gelinmiş.

Defterlerime sığınmaya başladığımda anlamıştım "Yolculuk Ayetleri"ni bulmak için yola çıktığımı. Defterlerimde sırları, Yolculuk Ayetleriyle açıklığa kavuşturacaktım. Kaldıramıyordum anahtarlarını gecelere çaldırdığım sırlarımın. Yola çıkmalıydım ve Yolculuk Ayetlerini bulmalıydım. Bu benim gibi yolcuların kaderiydi. Sırlarla ayetler arasında gidip gelmek, kendi hayat hikayesini kurgulamak ve yaşamak. Yüzleşmek, rahmani bir suretle sırlanmış bir aynada.

"Baran" beni alıp İran'ın uzaklarına götürecek. Bir esmer gülüşe kaybedeceğim bütün ilk ve son bahar yağmurlarımı. Ben hiç yerimde durmadım ki. Yağmuru ve yolu hep sevdim, çok sevdim. Sadece ölülerim eşlik ediyordu. Ben susuyordum, onlar konuşuyordu. Baran'ın gözyaşları yağmur sularına karışıyordu. Ruhumun yorgunluğu ve içimin geçmişliği bana yeni yolculuklar vaat ediyordu.

Meriç'in yol haritası hem güvenli hem de uzaktı. Onun Araf'ı benim cennetimden daha büyük, daha donanımlı, daha güvenli, daha kuşatıcıydı. Meriç'in Araf'ına intikal etmek için kendi cennetimi terk ediyordum, yola çıkıyordum. Cehennemi onlara bırakmıştım. Onlar kendilerinin yarattıkları cehennemde muyluydular, en azından kendi hallerinden memnun görünüyorlardı, cehennemlerinden şikayetçi değillerdi. Ama benim cennetim yetmiyordu bana ve yana yakıla Meriç'in Araf'ını özlüyordum. Yanımda Meriç'in yol haritası, yer yer Jurnallenmiş, eprimiş, pörsümüş. Yola çıkıyorum.

Greta hep bir yıldız üşümesi olarak kalacak, yolculuğumun beyaz perdeli bölümünde. Güzellik bir insanı nasıl esir alıp içi boş bir mezar yalnızlığına gömer? Greta'da gördüm ve sustum. Greta, bir güzellik uğruna bütün bir hayatını yakan kadın. Greta, zehirli sarmaşıklarla kuşatılmış içi boş çerçeve. Greta, karanlığım yüreğine açılmış kırık dökük pencere.

İçimdeki ırmakları dışarıdaki denizlere kavuşturmak için yola çıkmam gerekti, ben de yola çıkmıştım. İçimdeki ırmaklara ihanet edemezdim, dışarıdaki denizleri bekletemezdim. Suyu suya kavuşturacaktım nihayetinde. Suyun suyu kucaklamasından daha güzel bir şey var mıydı şu susuzluktan çatlamış hayatlarda. Benim yolculuğum da bir su damlasıydı ve vahdet deryasındaki yerimi bulmam için yola çıkmam gerekirdi, ben de çıktım ve gittim.

Üzerime "Kurosawa'nın Korkulu Düşleri"nin gölgesi düştüğünde, insanın dört zindanından kurtulma vaktinin geldiğini anlamıştım. Yol, öze dönüş demekti. Yol, istikametini bulmak demekti. Yol, korkulu düşler görmektense uyanık kalmayı tercih etmek demekti. Ben de Kurosawa'nın Korkulu Düşleri'yle kendine gelmiş bir uyanıktım. Uyanık, yani diri, her zaman için teyakkuzda olan, ezeli ve ebedi yolcu.

Şairleri hep sevdim. Ben kayıtlardan düşmüş bir yol şairiydim. Tek şiirim: Yolculuk yapmak. Tek gayem: Edip Cansever'in deyişiyle: Ne gelir elimizden insan olmaktan başka. İnsan olmak için doğmuştum, insan olmak için yola koyulmuştum. İnsan olmak için her kesi ve her şeyi sevmiştim.

Sonra karşıma Nil, Akhenaton, Ümmü Gülsüm, Sessizlik Kulesi, Yezd, Kudüs, Ölü Deniz, Tiflis, Köln Katedrali, Ağrı Dağı, Tuna Nehri, Karasu, Dersim Çayı, Troya ve diğerleri çıktı. Yakından içine düştüğüm diyarlar, uzaktan baktığım mekanlar iç içe geçtiğinde anlamıştım: Yolculuğum hiç bitmeyecekti. Her daim hikayelerle, şehirlerle, hayallerle, hatıralarla, acılarla, ümitlerle zenginleşecekti.

Yol Hali

Nazan Bekiroğlu

Timaş Yayınları

Sayfa 280

İstanbul, 2017


Yazar: Faik ÖCAL - Yayın Tarihi: 02.10.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 22.09.2024 14:02
160

Faik ÖCAL Hakkında

Faik ÖCAL

2000’de Cumhuriyet Üniversitesi Sosyoloji mezunu... 2004 yılında Franz Kafka’nın Romanlarında Birey ve Devlet İlişkisi üzerine yaptığı tez ile yüksek lisansını yaptı.

Çeşitli sitelerde ve dergilerde yazıları çıkmakla birlikte 2008’den beri düzenli olarak Yolcu Dergisi’nde yazılar yazmaktadır.

Yayımlanmış Kitapları:

Yitik Anılar Şehri, Erguvan Yayınları, 2008.
Aziz ve Aciz Emanetçi, Erguvan Yayınları, 2008.
Dört Mevsim Beş Vakit Hüzün, Roza Yayınları, 2012.
Uzaktaki, Az Kitap, 2021.
101 Kürtçe Roman 1. Cild, Sitav Yayınları, 2022.
Beyaz Hüzün, Az Kitap, 2022
Yeni Bir Aydınlanma Felsefesi, Zilan Akademi, 2023
Deprem Günlüğü, KDY, 2023 

Faik ÖCAL ismine kayıtlı 103 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 8 kitap bulunmaktadır.

Twitter Instagram Kitapyurdu.com