Oğuz’dan Bugüne Edebiyatımız
Bazı kitaplar vardır ki zaman zaman tekrar dönüp bakarsınız sayfalarına. Kaynakçası o kadar zengindir ki her okuduğunuz sayfa sizi onlarca kitaba götürür. Yazarlar geçidiyle şenlenir içiniz. Kitap okuma faaliyetiniz bayrama dönüşür. Oğuz'dan Bugüne Güzel Yazılar [1] kitabı tam da bahsettiğimiz gibi.
"Türkçem benim ses bayrağım" diyordu Fazıl Hüsnü Dağlarca. Bu bayrak dalgalanmalı ki zaferin yalnızca kılıçla değil, kalemle de kazanıldığı belli olsun. "Oğuz'dan Bugüne" adlı eserde asırlar ötesinin sesini günümüze taşıyan birbirinden güzel, milletimizin hafızası niteliğinde kitaplarımız elbette var. Önemli olan onlara yenileri eklemek ve yaşadığımız çağın tanığı olabilmek.
Bilge Kağan Türk Milleti'ni Uyarıyor!
Tarih boyunca eskimeyen bir öğütle başlayalım. İlk yazılı metinlerimizden olan Orhun Yazıtları'ndan bir bölümü okurken gözleriniz fal taşı gibi açılıyor:
"Çin milletinin sözü tatlı, ipeği yumuşak imiş. Çinlinin tatlı sözüne, yumuşak ipeğine aldanırsan Türk Milleti öleceksin. Ey milletim! Kanın seller gibi aktı, kemiklerin dağlar gibi yığıldı. Bey oğulların köle, hanım kızların cariye oldu…
Türk, Oğuz beyleri, milletim işit! Üstte gök yıkılmasa, altta yer delinmese, Türk Milleti ilini, töreni kim bozabilir?"
Bilge Kağan'ın çağrısına Türk Milleti'nin seçkinleri kulak verdi mi? Biz bu öğütten gerekli dersi çıkardık mı? Ne dersiniz? Oğuz Kağan, Manas, Köroğlu destanlarının anlatıldığı bölümleri okurken sanki doru bir taya binip naralar savuruyorsunuz.
Dede Korkut'un Duası
Türk Milleti'nin nadide eserlerinden bahsederken Dede Korkut unutulur mu? Dede Korkut geliyor. Boy boyluyor, soy soyluyor. Bamsı Beyrek'in hikâyesini anlatıyor bize "Hânım hey!" diyor ve ekliyor. "Hani öğüdüm bey erenler? Dünya benim diyenler! Ecel aldı, yer gizledi. Fani dünya kime kaldı? Gelimli, gidimli dünya. Son/ucu ölümlü dünya."
Korkut ata her zaman olduğu gibi Bamsı Beyrek'in sonunda açıyor ellerini ve dua kuşlarını kanatlandırıyor:
"Yerli kara dağların yıkılmasın! Gölgelice kaba ağacın kesilmesin! Ak sakallı babanın yeri uçmak olsun. Ak pürçekli ananın yeri cennet olsun. Oğul ile kardaştan ayırmasın! Son vaktimizde arî imandan, Kur'an'dan ayırmasın. Amin diyenler, Tanrının yüzünü görsün. Derlesin toplasın, günahlarımızı adı görklü Muhammed Mustafa yüzü suyuna bağışlasın!"
Kim bu duaya "amin" demez ki?
Kızılelma Neresi?
Atlar kişneyecek, kağnılar gıcırdayacak, oklar şakırdayacak, yiğitler bağıracak, öküzler böğürecek, kar yağıp, tipi savrulacak ve siz "Altın Ordu" ile sefere çıkacaksınız.
"Kızılelma Neresi?" diye merak ediyorsanız, cevabı Ömer Seyfettin'e soracaksınız.
Zafer yolunda unutamayacağınız yüzleri göreceksiniz "Bayrağımızın Altında". Size unutulmaz yüzleri Halide Edip Adıvar anlatacak. "Duatepe" de "Allah'ım Türk Milleti'ni daima koru!" diyeceksiniz yazarla birlikte.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile yolunuz "Ankara" ya düşecek ve "Ankara'nın taşına bak/ Gözlerimin yaşına bak/ Biz Yunan'a esir olduk/ Şu feleğin işine bak" diyerek marşlar mırıldanacaksınız hürriyet aşkıyla.
Tarık Buğra seslenecek Akşehir'den, siz Sultandağı'nın serinliğini hissedeceksiniz yüreğinizde. "Osmancık" ın hikâyesini anlatırken siz de Osman Bey'le rüyaya dalacak, Edebalı'nın otağında uyanacaksınız göğsünüzde yeşeren çınarla.
Aslı ile Kerem'in aşkını okurken iliklerinize kadar terlediğinizi hissedeceksiniz ve dilinize "Yaralı bir ceylan dağlar başında/ Uyur yavrusunu görür düşünde/ Pervaneler gibi aşk ateşinde/ Kerem yanar Aslı küle çevrilir" türküsü dolanacak…
Sait Faik Abasıyanık "Sabah ezanı okundu. Kalk yavrum işe geç kalacaksın" diye uyandıracak sizi "Semaver" de.
Sabahattin Ali'nin "Ses"i duyulacak Beyşehir Barak deresi boğazından.
Yaşar Kemal "İnce Memed" ve "Ağrı Dağı Efsanesi" ile konuk olacak evinize. Çukurova'nın sıcaklığı saracak içinizi Anavarza yolunda.
Cengiz Aytmatov'la "Beyaz Gemiİ" ye binecek, Sevinç Çokum'la "Hilâl Görününce" mutluluğa ereceksiniz, "Al Çiçeğin Moru"ndan habersiz. Şiirlerle çiçeklenecek yüreğiniz vesselam ve bu kitap çok şey katacak kültür dağarcığınıza. Bizden söylemesi.
[1] Haz. İsmail Parlatır, Oğuz'dan Bugüne Güzel yazılar.( 2004) Türk Dil Kurumu yayınları. Ankara. (346 sayfa)
Oğuz'dan Bugüne Güzel yazılar
İsmail Parlatır
Tdk Yayınları
Ankara, 2004
346 sayfa
Yazar: Hayrettin DURMUŞ - Yayın Tarihi: 15.05.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 10.05.2024 09:48
Kalemin çok akıcı ve duru. Emeğinize bereket.