Ömerʼin Çatılan Kaşlarına Şiirler

Ömer çatmış kaşlarını. Ömer neden çatar ki kaşlarını…?
"Annem ve babam için" demiş Ömer Yalçınova kitabın en başında. Anlatmaya başlamış… anlatsam roman olur yerine, anlatsam şiir oldu demiş belki de. Ama ne ettiyse yine çatık kaşları Ömer'in. Hani hayıflanıyordum; bunca yazılan çizilenin az buçuk anlaşılır olmasını umarak, imge denizinde yüzerken kulaç atamaktan yorulup boğulmaya ramak kala debelendiğimi, can çekiştiğimi. Sanki duymuş olacak ki bir el "Ömer'in Çatılan Kaşları"nı bırakıyor önüme.
Ömer çatmış kaşlarını ve başlamış yazmaya. Her ne varsa içinde açık seçik döküvermiş. Şiirselliğin çok iddialı olmadığı, bazı metinlerin şiir olup olmadığının tartışılabileceği bir kitabı önümüze alıp irdeliyoruz.
Üç bölümden oluşan kitap ergenlik sonrası, genç yetişkinlik dönemini bir özne üzerinden izah etmesi açısından önemli bir yazın. Şair ilk bölüm başlığına "ayrılığın birinci yıldönümü" diyor. Ayrılık temalı ilk bölüm, yine her bölümde aynı özelliği gösteren uzun uzun yazılmış şiirlerden oluşuyor. İlk şiir "Ömer'in Çatılan Kaşları".
"Küçük şeyler saklıyoruz büyüyorlar
Otobüs durakları mesela
Ya da bir çocuğun çatılan kaşları" (sf:11)
Bir gençlik dönemi, aşk acıları seranomisinden sonra "kaldırımlar" diyerek ikinci bölüme başlıyor Yalçınova. Ömer en belirgin burada çatıyor kaşlarını. "Halk Kütüphanesi" upuzun dizeleriyle çoğumuzun üzerine karabasan gibi çöken, aşina olduğumuz çoğu mevzuya parmak basıyor. Sosyal ve ekonomik hayatın teklemelerini, insan ilişkilerini, mevzuatları, bürokratik dengesizlikleri şair kendince sayıp döküyor.
"Böyle olmayacak diyorum,
Ne komünizm ne faşizm ne de otoriter monarşi
Bu ülkenin sabahından daha beter olamazdı, kurtaramazdı
İşte on ikisinde kendini yetişkin sanan kızların illeti
Kırkında kendimi çocuk gibi hissediyorum diyen yetişkinlerden laneti
Atamazdı, daha fazla açıklamayla, açıklama"(sf:49)
Devamında benzer şiirler takip ediyor konuları. Üçüncü ve son bölümde "Öğretmen Çocuğu" başlığıyla yeni fakat daha evvelki konuları tamamlayan bir bölüm çıkıyor karşımıza. Bir öğretmen çoğu olmanın ne denli zor bir hadise olduğu anlatılır ki bu bölümde, bunu anlatan bize göre bir öğretmen çocuğu olmalı. Yaşamın ilerleyen, merhale merhale kimliğin yükseldiği dönemlerinde çekilen sıkıntılar, zorluklar, insanın kendine dahi itiraf etmekten kaçınıp korktuğu kimi doğrular Ömer Yalçınova'nın kaleminden dökülüyor kâğıdın kadem mahfazasına. Okur çatık kaşların öfkesinden nasibini alıyor. Şairimizin maksadı hâsıl olmuş mudur bu da hala sır.
Ömer'in Çatılan Kaşları, bir şiir kitabı olarak ele alınmalı mı? Bence tartışılır fakat bir tecrübeler kitabı olarak üniversite önlerinde öğrencilere dağıtılması fikrini bütün samimiyetimle öneririm. Öğretmenlik okuyan hanım kızlar belki biraz tavır alabilirler ama Ömer'in Çatık Kaşları bir kere olsun okunmalı.
Ömer'in Çatılan Kaşları
Ömer Yalçınova
Okur Kitaplığı
Yazar: Ayşe BAĞCA - Yayın Tarihi: 13.05.2016 09:00 - Güncelleme Tarihi: 12.03.2024 13:42
Ben de okudum. Ömer kendi hatalarıyla ve kendisi yüzünden kaybettikleriyle yüzleşiyor bence kitapta. Öğrencilik yıllarında çok da uslu durmamış belli. Adam olaymış da bu acıları çekmeyeymiş.