Özgürlük Dosyası: Özgürlük ve Gerçeklik
Yasin Ramazan yazdı...
İnsan kendini bir ihtimal gibi düşünebilir mi?
Yapmak istediklerinizi gözden geçirin. Şimdiye kadar yapacaktım aslında da fırsat olmadı dediklerinizi özellikle. Yapamadıklarınızı yani. Bir ihtimaller serisi karşılıyor sizi. Birbiri ardınca, şu şu olabilirdi dedikleriniz. Birer ihtimaldi bir kısmı. Bir kısmının hala bir ihtimal olduğunu düşünüyorsunuz. Neden peki?
Neden kendimizi ihtimallerle düşünürüz?
Bunun en önemli nedeni, geleceği bilmiyor oluşumuzdur. Geleceği bilmediğimiz için, şimdiye kadar olanları göz önüne alarak şimdiden sonra ne olacağını kestirmeye çalışırız. Yani ihtimaller bir anlamda varlığa dair sorgulamalardır. Ancak biz de bir ihtimal miyiz?
Bir açıdan bakarsak evet. İçimizde birkaç sabit düşünce hariç gündelik zamanın çoğunu duygusal ve zihinsel değişimlerle geçiririz. Sabit düşüncelere kıyasla, iç dünyamızın değişkenleri hem çok yoğun ve hem de daha fazladır. Bu da aynı durumda, birden farklı kişi olabileceğimizi düşündürür. Diyelim araba kullanıyorsunuz. O anda stresli değil neşeli olursanız, bir ihtimali değil diğerini yaşarsınız. Neşeli bir gün geçiriyorsunuz diyelim. "Stresli olan siz" ihtimali devreden çıkıyor. Bu açıdan baktığımızda, aslında her yaşantımız bir ihtimale dönüşüyor ve o yaşantıdaki benliğimiz de ihtimalin bir parçası oluyor. Gerçekten "stresli olan siz" ihtimali neşenizden dolayı kaybolup gidiyor.
Eğer bu doğruysa, aslında hep bir ihtimali yaşıyoruz. Bir ihtimalden diğerine geçiyor, böylece bir anlamda özgürlüğümüzü de kullanmış oluyoruz. İnsan gerçekleşen ihtimallerle özgürlüğü yakalıyor. Belki de bu anlamda, özgürlüğünü gerçekleştirmiş oluyor.
Ancak yine bu doğruysa, yaşanmayan ihtimallere ne oldu? Neşeli gününüzü yaşarken stresli gününüz nereye gitti? Aynı gün bir daha yaşanmayacağı için yaşanmayan ihtimaller ortadan kalktı ve her biri imkânsız oldu. Ama ya yapmak istediklerimiz de ortadan kalktıysa? Henüz gerçekleşmemiş ben'lerimiz, hayallerimiz, ideallerimiz kalktıysa ortadan?
İşte bu durum biraz acı. Gerçekleşmiş ihtimaller, gerçekleşmemiş hayatların, benliklerin, gerçekleşebilecekken geride kalmış ideallerin arasından sıyrılmış da sadece bir ihtimal olmaktan çıkmıştır. O zaman gerçekleşmeyen ihtimallere ya veda edilecektir ya da bir ihtimal olarak saklanacaktır. Belki bir gün bir ihtimal olmaktan çıkmasını bekleyerek. Ve gerçekleşmeyen ihtimaller günden güne artar. Tabii sayısıyla beraber yükü de. Ben şimdi orada değil burada olabilirdim. Ben şu işi değil bu işi yapabilirdim. Ben şu anda o kişiyle değil bu kişiyle birlikte olabilirdim. Onlarca-yüzlerce ihtimal, binlerce ton ağırlık. Özgürlük nerede kaldı? Gerçeklik bir özgürlüğü verirken, faturasını insana mı çıkardı?
İnsanın kendini bir ihtimal olarak görmesi, geçmişe dair bir yükün ötesini imliyor. İnsan bir ihtimal olduğunda, zaman geçse bile o ihtimali sıcak tutuyor. Yeri geldiğinde, doğru zamanda, olacağı şartlar oluştuğunda ihtimaller gerçekleşecek diye inanıyor. Bir ihtimal olan insan, geleceği de bir ihtimale çeviriyor. Yaşanmadıysa da hala "yaşanabilir" çünkü o bir ihtimal. Yapılmadıysa hâlâ "yapılabilir" çünkü o bir ihtimal. Gerçekleşmediyse hâlâ "gerçekleşebilir" çünkü o bir ihtimal. Böyle düşününce gelecek de geçmişin yükünü yükleniyor. İhtimaller beklentiye dönüşüyor. Ben doktor olabilirdim derken ben doktor olacağım diye bekler oluyorsunuz. Varsayımlar taleplere dönüşüyor. Doktor olsaydım çok saygı görürdüm derken doktorun gördüğü saygıyı ben de görmek istiyorum demeye başlıyorsunuz. İhtimaller, gerçekle hayalin sınırlarını kaldırıyor. Özgürce istemenizi ve kendinizi özgürce nasıl isterseniz öyle görmenizi sağlıyor ihtimaller. Gelecek, sanki bir ihtimal gerçek olsun diye önünüzde açılmış oluyor.
Tam bu nokta. Geleceği büyük bir ihtimaller yumağı ve kendini bir potansiyel olarak görme noktası. Gerçekleşmemiş hayallerin gelecekte bir gün gerçekleşeceği inancı, bir potansiyel olarak düşünüldüğünde kişinin en ağır yükü oluyor. Yapabilirim biliyorum dedikçe ağırlaşıyor yük. Potansiyelim var kullanmıyorum dedikçe yük ağırlaşıyor. Kendimiz bir ihtimalsek, bir başka ihtimalin de gerçekleşmesi mümkün olmalı değil mi? Hayır, değil. İnsan, yapabilecekleriyle değil yaptıklarıyla var olur. Gerçekleşen ihtimal gerçekleşmiştir. Zaman değiştiyse, mekân değiştiyse, insan değiştiyse, kısacası şartlar değiştiyse geleceğe dair tüm ihtimaller de değişmiştir. Geçmişteki ihtimaller, aralarından bir ihtimalin gerçekleşmesiyle imkânsız oldular. Gerçekleşmemiş bir potansiyel de kalmadı böylece. Olan oldu. Olmayan olmadı. Gelecek için de böyle. Olan olacak. Olmayan olmayacak.
İnsan kendini bir ihtimal olarak düşünerek özgürlüğünü korumaya çalışır. Ancak ihtimaller çoğaldıkça yükünün ağırlaştığını fark etmez. Ağır bir yükle özgür olamayız. Gelecek önümüze sayısız fırsatlar çıkarsa bile, sırtımızda "potansiyelimiz" dediğimiz yükle ne kadar uzağa gidebiliriz? Bir ihtimal değiliz biz. Bir gerçeğiz. Özgürlüğü, gerçekleşmemiş ihtimallerde değil, bugün durduğumuz, içinde bulunduğumuz, her şeyimizi saran gerçeklerde buluruz. Gerçekler, bize nereye gidebileceğimizi söyler. Gerçeklere bakarak, zamana, mekâna, tüm şartlara bakarak karar veririz nereye gideceğimize. Geçmişte oluşmuş ve açılmayı bekleyen bir potansiyel değil yaşamımız. Geçmişin kaynağından doğan ama geleceğe doğru akan bir gerçekliğin içindeyiz. Özgürlük, bu gerçekliğin içindedir. Potansiyelimizin yani yapabileceklerimizin değil, gerçekleşmiş her ihtimalin yani yapabildiklerimizin içindedir özgürlük. Çünkü nihayetinde gelecek, bugün yaptıklarımızla gerçekleşecek.
Yeteneklerimiz olabilir. İsteklerimiz olabilir. Hayallerimiz ve umutlarımız olabilir. Ama ihtimalleri gerçekleştiren, ne olduğu belli olmayan, geçmişte tanımlanmış ve bugünü ağırlaştıran sözde potansiyelimiz değil, gayretimizdir. Deneyerek öğreniriz bir şeyi yapıp yapamayacağımızı. Yeteneğimizi deneyerek ortaya çıkarabiliriz. İsteklerimizi denemeden bilemeyiz. Hayaller, umutlar ve gelecek tasavvurları peşinden koşulduğu kadar gerçektir. Özgürlüğümüzü ancak yaptıklarımızla açığa çıkarır ve böylece gelecekteki bazı ihtimalleri gerçekleştirebiliriz.
Çoğu zaman ihtimallere potansiyel demeyi severiz. Değişmeyen bir yeteneğimiz, hiç kaybetmeyeceğimiz bir isteğimiz, tutkumuz var zannederiz. Hayallerimiz ve umutlarımızla aynı kişi olarak kaldığımızı düşünürüz. Ancak bunların hepsi, kaçırdığımız ihtimallerin yüküdür. Potansiyel diye bir şey varsa eğer, bu, bizimle ve içinde bulunduğumuz şartlarla her an değişmektedir. Aksi halde, potansiyelimizi açığa çıkaramama bahaneleri bulur ve gerçek olmak dururken her zaman "bir ihtimal olarak" kalırız.
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 09.01.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 08.01.2024 10:38