Pinokyo: İnsan Olmanın Ötesine Geçen Kukla
Giriş
Masallar, çocukların hayal dünyasına uygun olarak yaratılan, hayali olayların ve varlıkların geçtiği kurgu alemidir. Kollektif bilinç, burada gerçek dünyaya benzemeyen farklı bir dünya kurarak çocukların kurmaca yaşantılar aracılığıyla deneyim sahibi olmalarını, bu sayede istenilen değer ve davranışları kazanmalarını sağlar. Bu davranışlar genel olarak toplumun çocuktan göstermesini beklediği davranışlardır. Masal aracılığıyla çocuk, geçmişten gelen birikimi, kültürü, deneyimleri, örf ve adetleri benimseyerek içinden çıktığı topluma uyum sağlar ve hayata atılır. Bu açıdan baktığımızda masalların eğitim ve öğretim açısından ne kadar önemli olduğunu görürüz. Özellikle masalların eğitici/yönlendirici bir takım özelliklerinden dolayı kimi masallar daha çok bilinmektedir. Bunlardan biri de Pinokyo'dur.
Pinokyo Anlatısı ve Önemi
Pinokyo deyince hepimizin aklına, 1800'lü yıllarda İtalyan yazar Carlo Lorenzini'nin, takma adıyla Carlo Collodi'nin yazdığı, yalan söyleyince burnu uzayan tahta bir kuklanın, insan olmak için yaşadığı trajikomik olayların anlatıldığı bir hikaye geliyor. Cansız bir kuklanın canlanma arzusu birçok masalda görülen eski bir motiftir. Fakat aynı hikaye, değiştirile değiştirile anlatılmaya devam edilse de bunlar arasında İtalyan yazarın yazmış olduğu versiyonu, dünyaca tanınmış ve bir o kadar da sevilmiştir. Ayrıca masal hakkında bugüne kadar altmışa yakın film çevrilmiştir.
Masalın özeti kısaca şöyledir: Yaşlı ve iyiliksever bir marangoz olan Geppetto Usta, Pinokyo'yu çam ağacından yontarak kukla haline getirir. Onun okula gidebilmesi için ceketini satar. Hayırsız Pinokyo, okula gitmek için babasının verdiği parayla kalem almaya gideceğine sirkteki gösterilere aldanıp kalabalığın içine dalar. Bu esnada sirk sahibi onun canlı bir kukla olduğunu anlayarak sirkte çalıştırmak üzere alıkoyar. Ondan istediği verimi alamayınca koyununu kızartmak için odun niyetine kullanmaya çalışır. Pinokyo'nun imdadına onu canlı kukla haline getiren, iyi kalpli, yardımsever peri yetişir. Peri bir şartla parasını geri vereceğini ve onu kurtaracağını söyler. Pinokyo'yu söz dinleyen iyi bir çocuk olması şartıyla sirkten kurtarır ve elinde parasıyla evine gönderir. Pinokyo evine dönerken bir tilki ve kediyle karşılaşır. Elindeki parayı ne yapacağını soran tilki ve kediye, onunla kalem alacağını söyler. Kurnaz tilki, "parayı ne yapacaksın sen bizi dinle, senin parayı tarlaya ekelim ki daha çok para çıksın böylece çok paran olur" diyerek onu kandırır. Sonra da kurnaz tilki bir yolunu bulur, parayı alıp kaçar. Bu sırada peri tekrar ortaya çıkar ve Pinokyo'ya yine yardım eder… Buna benzer birçok macera yaşadıktan sonra, masalın sonlarına doğru peri, Pinokyo'nun iyi bir çocuk olduğuna kanaat getirip onu gerçek bir çocuğa dönüştürmüştür. Böylece -her masalda olduğu gibi- iyiler kazanıp kötüler kaybederek masal mutlu sonla biter.
İyi Bir Çocuk Olmak
Pinokyo masalı, çam ağacından yapılmış bir kuklanın insan/çocuk olmak için verdiği mücadeleyi anlatır. Fakat bu o kadar da kolay değildir. İnsan olmak için birçok sınavdan geçmek, birçok engeli aşmak zorundadır. Bu yüzden zorlu bir mücadeleye girişir. Her seferinde hata yapar, verdiği sözleri unutur, yalan söyler burnu uzar, okuldan kaçar, kendini eğlenceye ve tembelliğe verir. Daha bilgili ve tecrübeli büyüklerinin sözlerini dinlemediği için başına gelmeyen kalmaz. Zor durumlara düşer, birçok defa ölümden döner. Fakat her defasında bütün masallarda olduğu gibi iyi karakterler tarafından yardım görür. Özellikle saçları mavi, teni beyaz, ormanda yaşayan güzel ve iyiliksever bir peri tarafından korunur.
Pinokyo sabırsızdır, hemen gerçek bir insan olmak istemektedir. Fakat insan olmak için daha çok erkendir. Pişmesi ve gelişmesi gereklidir. Joseph Campell'ın "Kahramanın Sonsuz Yolculuğu" kitabında belirttiği gibi yola çıkış-erginlenme-geri dönüş şeklinde arketipik aşamalardan/sınamalardan geçerek bir kahraman olduğunda ancak gerçek insana dönüşebilecektir. (Campbell, 2000, s. 41) Onun en büyük yardımcısı Gece Mavisi Saçlı Güzel Peri ile yaşadığı şu diyaloglar neden iyi bir çocuk olmadan asla bir insan olamayacağı hakkında fikir verir bizlere:
"- Öf! Bıktım hep böyle kukla olmaktan! diye haykırarak kafasına bir tokat attı Pinokyo. Başkaları gibi insan olmamın vakti geldi artık.
- Olacaksın, hak ettiğini gösterirsen eğer...
- Sahi mi? Ne yapmalıyım peki bunu hak etmek için?
- Çok kolay bir şey; iyi bir çocuk olmaya çalışmalısın.
- İyi bir çocuk değil miyim yoksa?
- Değilsin elbet! İyi çocuklar söz dinlerler, sense tersine...
- Hiç söz dinlemiyorum.
- İyi çocuklar okumayı, çalışmayı severler, sense...
- Bense, tersine, bütün yıl serserilik, tembellik ediyorum.
- İyi çocuklar hep doğru söylerler...
- Bense hep yalan söylüyorum.
- İyi çocuklar okula sevinerek giderler...
- Okul aklıma geldikçe başıma ağrılar giriyor benimse.
Ama bugünden tezi yok, yaşamımı değiştirmek istiyorum." (Collodi, 2017, s. 106)
Eşek Kulaklı Pinokyo
Fakat Pinokyo yaşamını bir türlü değiştiremez, sorumluluklarını unutur, verdiği sözü tutmaz, tekrar kendini eğlenceye ve tembelliğe verir. Yaramaz arkadaşlarına uyarak en yakın arkadaşı Fitil ile birlikte "Oyuncaklar Ülkesi'ne" gider. Çünkü orada vur patlasın çal oynasın, ekmek elden su gölden bir hayat olduğunu duymuştur: "Bütün çocuklar, onu görür görmez çok seviyor, haritada 'Oyuncaklar ülkesi' gibi çekici bir adla gösterilen o ekmek elden su gölden yaşanan ülkeye götürülmek için, arabasına koşarak biniyorlardı." (Collodi, 2017, s. 140)
Çalışmadan, yorulmadan, bedava yaşanan bir yer yoktur aslında. 'Bedava peynir fare kapanında bulunur.' sözü düsturunca öyle yerler tuzaklarla doludur. Yolda giderken kendisini eşekler ülkesine götüren sıpanın boğuk sesli uyarısını dinlemez:
"- Şunu aklından çıkarma, budala! dediğini işitti; kendilerini bütünüyle oyuna, eğlenceye vermek için okumayı bırakan, kitaplara, okullara, öğretmenlere sırt çeviren çocukların sonu hiçbir zaman iyi olmamıştır. Benim başıma geldi. Onun için söylüyorum. Bir gün gelecek, benim şimdi ağladığım gibi, sen de ağlayacaksın... Ama vakit geçmiş olacak, o zaman!" (Collodi, 2017, s. 142)
Oyuncaklar Ülkesi'ne vardıklarında belli bir süre vur patlasın çal oynasın tarzında mutlu bir hayat yaşarlar. Okul ve kitap derdinden uzakta, aile ve öğretmen baskısından kurtulmuşturlar. Okumadan, çalışmadan eğlenceyle geçen vakitlerin tadını çıkarırlar. Fakat bir süre sonra Pinokyo'nun kafasında eşek kulakları belirir ve gerçek bir sıpaya dönüşerek anırmaya başlar. Yanına gelen dağsıçanı durumu anlar ve Pinokyo'ya şu okkalı sözleri söyler:
"-Dostum! diye karşılık verdi dağsıçanı, onu avutmak için. Elinden ne gelir? Artık değiştiremezsin bunu. Kitaplardan, okullardan, öğretmenlerden sıkılarak günlerini oyuncaklarla, oyunlarla, eğlencelerle geçiren bütün tembel çocukların eninde sonunda eşek olduğunu bütün kitaplar yazıyor artık." (Collodi, 2017, s. 146)
Pinokyo gerçek bir insana dönüşmek yerine gerileme(regresyon) yaşayarak bir eşeğe dönüşmüştür. Mitolojide kahramanların çeşitli hayvanlara dönüşmesi söz konusudur. Bunların bazıları ödül, bazıları ceza içindir. Eşeğe dönüşmek kahraman için bir ilerleme değil bir gerilemedir. Yani bir cezadır. Apuleıus'un "Başkalaşımlar" kitabında tanrıların öfkesini üzerine çeken Lucius eşeğe dönüşür. Efsanevi Frigya kralının lakabı Eşek Kulaklı Midas'tır. Yunan destanlarından Odysseia'da büyücü Kirke, Odysseus'un mürettebatını 'domuz'a dönüştürür. Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'de Maide süresinin 60. ayetinde bazı insanların ceza olarak domuza ve maymuna dönüştürüldüklerinden bahsedilir.
Balinanın Karnı: Anne Karnına Dönüş
Gerçek bir sıpa olan Pinokyo daha sonra satılmaya götürülür. Oynamasını, çemberden atlamasını öğretmek için bir cambazhane kumpanyasının yönetmeni satın alır Pinokyo'yu. Ama bir akşam düşüp bacağını kırınca; bu kez, derisinden davul yapmak isteyen birine satılır. Davulcu onu öldürmek üzere ayağına taş bağlayıp denize atar. Denize atılan Pinokyo'yu balıklar yer, böylece önceki gibi bir kukla olur; ama kurtulmak için yüzerken bu kez de korkunç balina yutar Pinokyo'yu. Pinokyo balinanın gövdesinde babası Geppetto Ustayla karşılaşır. Pinokyo büyük bir kahramanlık göstererek babasını balinanın karnından kurtarır.
Burada birçok mitte/masalda görülen balinanın karnı motifiyle karşılaşıyoruz. Bu sembol Yunus peygamberin bir balinanın karnında geçirdiği ve yeniden doğduğu kıssaya gönderme yapar. Mitolojide 'balina karnı', kahramanın değişim/dönüşüm geçirdiği, eski kişiliğin ölüp yeni kişiliğin doğduğu "anne karnını" simgelemektedir:
"Balinanın Karnı", "ruhsal doğuşun ve aşamanın yeri olarak düşlenen tapınak içi, sihirli belde, orman, mağara gibi yerlerle eş anlamlıdır. Kahramanın buralara girmesi yaşamın kaynağına, başlangıcına (ana rahmine) dönüşü simgeler ki bu da yeniden doğmak için ölmek anlamına gelir. Aynı zamanda bu yerler Yüce Ana arketipinin simgesel ifadesidir." (Gökeri, 1979, s. 105)
Pinokyo da balina karnından çıktıktan sonra yeni bir kişiliğe bürünmüş, uslu bir çocuk olmuş, hatta gerçek bir insana dönüşmüştür. Masalın sonuna doğru olaylar kısaca şu şekilde gelişmiştir: Babasını kurtardıktan sonraki gece rüyasında Peri'yi görür. Peri, yaptığı kahramanlığın ve gösterdiği iyi kalpliliğin karşılığı olarak onu bağışlar. Ve düş bitip uyandığında Pinokyo artık tahtadan bir kukla olmadığını görür:
"Düş burada bitti ve Pinokyo uyandı. Gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi açıktı. Uyanıp da artık tahtadan bir kukla olmadığını, bütün öteki çocuklar gibi bir çocuk olduğunu görünce ne kadar şaşırdığını siz düşünün artık. Çevresine bir göz attı ve kulübenin her zamanki saz duvarları yerine, ince bir basitlikle döşenmiş, küçük bir oda gördü. Yataktan aşağı atlayınca bir takım yeni giysiyle bir çift deri çizme buldu; hepsi tam ona göreydi." (Collodi, 2017, s. 181)
Bir Demiurgos: Geppetto Usta
Masalda oldukça dikkat çeken başka bir figür de Geppetto Ustadır. Pinokyo'nun babası ve aynı zamanda mimarı. Ufak tefek, şirin mi şirin, bir o kadar da fakir ve iyi kalpli olan bu ihtiyar eski yunan düşüncesinde "Demiurgos"a (küçük tanrı) benzetilebilir. (Ozcan, 2023) Demiurgos'un en önemli özelliği bir şeyi yoktan var etmemesi, var olana biçim vermesi, onu yeniden düzenleyerek yeni şeyler meydana getirmesidir. "Zaten Antikçağ düşüncesinde yaratma düşüncesi yoktur; bir sanatçı, bir mimar gibi yapma, düzenleme, biçimlendirme anlayışı vardır."(Hançerlioğlu, 1978,s-287) Demiurgos, Antik Yunan'da zanaatçı anlamında da kullanılmıştır. Geppetto Usta'nın bir marangoz olduğu düşünüldüğünde bu tanım ona cuk diye oturmaktadır. O Pinokyo'yu bir zanaatçi titizliğiyle inşa etmiştir.
Ayrıca Geppetto Usta, bir baba figürü olarak da dikkat çeker. Pinokyo masalında bariz bir baba-oğul çatışması görülür. Çocukların biçimlenmesinde babaların nasıl bir rol üstlendiğini unutmamak lazım. Çocuk birçok açıdan babasının eseridir. Çocuklar davranış, ahlak, huy bakımından babaları tarafından biçimlendirilirler. Fakat çocuklar -özellikle de erkek çocukları- babaları ile belli zamanlarda çatışma içine girerler. (bkz. S. Freud, Oidipus kompleksi) Pinokyo çok yaramaz bir kukladır. Daha ilk günlerden babasının başına türlü belalar açar. Hatta onun hapse girmesine sebep bile olur. Geppetto Baba, Pinokyo'yu çok sever. Onun ağlamasına yüreği dayanamaz. Oğlunu okula gönderebilmek için paltosunu satıp bir alfabe alır. Pinokyo babasını sever ama okulla ve çalışmayla arası hiç iyi değildir. Masal boyunca babasının sözünü dinlemediğinden başına türlü felaketler gelir. Fakat yaşadığı olaylar aklını başına getirir. En sonunda babasının istediği gibi bir çocuk olur. Çatışma mutlu sonla biter.
Sonuç
Pinokyo'da aşama yani gelişim arketipi görülmektedir. Fakat enteresandır Pinokyo'nun geçirdiği aşama, diğer masallarda görülen aşamalara oranla daha büyük ve etkileyicidir. Varlık zinciri aşamasında, en alt kategoriden en üst kategoriye yükselmiştir. Pinokyo cansız veya bitki kategorisinde iken, büyük aşama kat ederek insan kategorisine yükselmiştir. Oysa diğer masallarda kahramanlar böylesine bir gelişme göstermemekte sadece insan kategorisi içinde en fazla alt sosyo-ekonomik düzenden üst sosyo-ekonomik düzeye çıkmaktadırlar. Daha da ileri giderek şunu da söyleyebiliriz: Pinokyo yaşadığı sıkıntılar ve geçirdiği maceralar sonucu büyük dönüşüm geçirmiş, gerçek bir çocuk olmuş, yaşıtlarından beklenmeyen kahramanlıklar göstererek insan olmanın da ötesine geçip toplumun görmek istediği olgun bir bireye dönüşmüştür… Günümüzde de, çocuklarımızın Pinokyo masalından alacağı çok önemli mesajlar var. Yeter ki masalları önemseyip onlardaki zenginliklerin bilincinde olalım. Eğer çocuklarımızın iyi birer insan olmasını istiyorsak onlara bol bol masal anlatalım.
Kaynakça
Campbell, J. (2000). Kahramanın Sonsuz Yolculuğu. İstanbul: Kabalcı Yayınevi.
Collodi, C. (2017). Pinokyo. İstanbul: İşbankası Yayınları.
Gökeri, A. İ. (1979). Arketiplere Dayanan Yeni Bir inceleme Yönteminin Tanıtılarak İngiliz ve Türk Edebiyatında Bazı Romans ve Epik Niteliğinde Yapıtlara Uygulanması. Ankara: Ankara Üniversitesi, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Yayınlanmamış Doktora Tezi,.
Hançerlioğlu, O. (1978) Felsefe Ansiklopedisi,İstanbul, Remzi Kitapevi.
Ozcan, B. (2023, Ocak, 8) Pinokyo'nun karanluk yüzü, barisozcan.com https://barisozcan.com/pinokyonun-karanlik-yuzu/. (26.09.2023).
Yazar: Mustafa BUĞAZ - Yayın Tarihi: 09.02.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 11.02.2024 22:39