Platon’un Hocası Sokrates’in Savunması
İnsanlığın mahşeri vicdanında hala savunmamı yapıyorum. Talebelerim, dostlarım, çocuklarım, torunlarım beni yaşatıyorlar. Hala cehalet ve kibirle cisimleşmiş kaba güçler karşısında kendimi savunuyorum. Ben Sokrates. Bilgi aşığı ve felsefenin ilk şehidi. Baldıran zehrini içtim ve içimdeki soruları kaba güçlerin karanlık yüzlerine haykırdım. Beni öldüremeyeceksiniz. Ben saf bilgi ve sevgiyim. Ben bilgiyi severim, insana aşığım. Saf bilgi ve sevgiyi öldürecek hiçbir güç yoktur. Çünkü saf bilgi ve sevgi hakikatten beslenirler. Siz hep burada kaldınız, buralara baktınız. Kendi çıkardığınız uyduruk kanunlarla burada kendinizi haklı çıkardınız. Oysa ben saf bilgi ve sevgimle zamanı ve mekanı aştım, bütün insanlığı selamladım, kuşlara öykündüm, gökyüzüne vuruldum, ağaçlara bağlandım. Emekten, adaletten ve doğruluktan yana oldum.
Kaba güçler hep olacaktı, saf bilgi ve sevginin karşısında. Benim tarafım belliydi. Ben bilgiyi gökyüzünden ve Olimpos'tan sokağa, insanların hayatına indirmiştim; çünkü insanları seviyordum. İnsanlarla saf bilgi ve sevgiye ulaştırmak için yapmayacağım şey yoktu. Tek kusurum ve zaafım da bu olmuştu: İnsanları çok sevmek. Kaba güçler her kesi ya teslim almıştı ya da susturmuştu. Ya korkutmuşlardı benim gibi olanları ya da ödüllendirmişlerdi yandaşları gibi olanları. Beni kandırmaya çalıştılar. Sus payı verdiler. Kabul etmedim. Kabul edemezdim.
Kaba güçler beni hiç tanımamışlardı. Ben doğmamış çocuklarımda yeryüzü cennetini ve kendimi görmüştüm. Onlara ihanet edemezdim. Ölecektim ve onlarda dirilecektim. Ölecektim ve onlar beni savunmaya devam edeceklerdi. Ölecektim ve kaba güçler yüzüne tükürecektim. Biliyordum: Ölümüm onları daha çok rahatsız edecekti dirimden. Severek gittim ölüme ve çocuklarıma. Sonsuzluğa karışıyordum saf bilgi ve sevgimle. Bundan daha güzel bir şey olmazdı. Kıyamete kadar kaba güçlerin yüzünü kara çıkaracaktım ve onları yenilgiye uğratacaktım.
Bakın benim gökyüzüme, filozof çocuklarımın yıldızları nasıl da parlıyorlar. İrili ufaklı milyonlarca filozof çocuğun yıldızları geleceği ve geçmişi aydınlatıyorlar. Kaba güçler buna sebep oldular. Kaba güçler böyle büyük bir şölene vesile oldular. İyiliklerinden dolayı değil, kör taassuplarından, cehalet ve kibirlerinden dolayı. Bunu unutmayın çocuklarım: Kaba güçlerde asla iyi niyet ya da hayra vesile olmak gayesi olmaz. Biz ne kadar saf bilgi ve sevgiyiz, onlar daha fazla cahil ve kibirlidir.
Onların ilk öldürdüğü kuş da erdem kuşudur. Kendi gözlerimle gördüm. Nerede bir erdem kuşu gördülerse taşladılar, kovaladılar. Sokaklarında tek bir erdem kuşu kalmayıncaya kadar erdem kuşlarının ardına düştüler. Onların sokağında ve dünyasında ne erdem kuşunun izi kalmıştı ne de hatırası. Kitaplarından bile çıkardılar erdem kuşunu, o kadar korkuyorlardı.
Geriye kalan erdem kuşları can havliyle bizim sokağa kaçtılar, saklandılar. Korudum erdem kuşlarını. Çok işkence yaptılar, söylemedim yerlerini. Size vasiyetim: Yeryüzü erdem kuşlarının oluncaya kadar kaba güçlerle savaşın. Sakın meydanı onlara bırakmayın. Bana has Sokratik duruşumu hatırlayın, çok dara düştüğünüzde. Yaşatın erdem kuşlarını ve erdem kuşlarının hatıralarını. Her kitabınızda erdem kuşlarına yer verin. Katığı saf bilgi ve sevgi olan erdem kuşlarını baş tacı yapın her daim. Ne pahasına olursa olsun yaşatın onları.
Uyanık olun. Akıllı olun. Benim yöntemlerimi geliştirin. Kaba güçlerin sizden biriymiş gibi görünüp aranıza sızmasına izin vermeyin. Dikkatli olun. Onlar biliyor ki bizim safımızdaki erdem kuşlarının kökünü kurutmadan onlara rahat yok. Onlar bizim erdem kuşlarımızı öldürmek için her yola başvuracaklar, her şeyi yapacaklar. Onlar görüyor ki her geçen gün erdem kuşlarının sayısı artmaktadır, bizim saflarımız güçlenmektedir. Unutmayın evlatlarım: Son söz ışığın, aydınlığın olacak. Bu hep böyle olmuştur. Çünkü biz hakikate bağlıyız, erdem kuşu gücünü hakikatten almaktadır. Kaba güçler yenilmeye ve yok olmaya mahkumdurlar. Bu hep böyle olagelmiştir.
Sokrates'in Savunması
Platon
Çev. Ari Çokona
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
200 sayfa
İstanbul, 2019
Yazar: Faik ÖCAL - Yayın Tarihi: 22.12.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 13.11.2023 22:38