Polisiyeye Giriş Kitabı: 50 Maddede Polisiye Edebiyat
Alper Kaya'nın son inceleme kitabı "50 Maddede Polisiye Edebiyat", geçtiğimiz aylarda Karakarga Yayınları etiketiyle okurla buluştu.
50 Maddede Polisiye Edebiyat bir polisiye indeksi değil öncelikle. Yalın ve akıcı bir dille yazılmış, türe ilgi duyan okurlar için her anlamda nitelikli bir giriş kitabı, hem öğretici hem eğlenceli hem de yarattığı merak duygusuyla yeni okumalar için heveslendiren bir tür kılavuz kitap var elimizde.
"İyi polisiye iyi edebiyat olduğu kadar, beslendiği toplumun suç damarlarını başarıyla ortaya koyan bir yapıt olmalıdır."
"50 Maddede Polisiye Edebiyat"ın giriş bölümünde polisiyenin tanımı, yıllar boyunca ortaya çıkan alt türler ve polisiyenin üç farklı yazar tarafından genellenen temel kurallarına bakıyoruz. Temel tanımlamalar, yıllar boyunca değişip dönüşen alt türler ve polisiyeyi polisiye yapan değerlere dair köklü kuralların ardından ülkemizde türün adının suç romanı olması gerekirken cinai romanla başlayıp polisiye romanda karar kılınmasının içerdiği belirsizliğin farkına varıyoruz. Bilinen ilk dedektiflik öyküsü olan Edgar Allan Poe'nun Morge Sokağı Cinayetleri birçok yazara ilham kaynağı oluyor; literatürde klasik polisiye anlatısı olarak kabul gören ve polisiyeye hak ettiği özgünlüğü, yapısal unsurları kazandıran yedi aşamalı anlatı düzeninin temelleri atılıyor. Bu anlatı düzeni şu şekilde ilerliyor: problem, ilk çözüm, düğüm, karışıklık dönemi, ilk pırıltı, çözüm ve açıklama. Poe'yu takip eden bazı isimler kurucu babalar olarak kabul ediliyor: Emile Gaboriau, Arthur Conan Doyle, Maurice Leblanc, Gaston Leroux, Pierre Souvestre ve Marcel Allain. 19. yüzyıl sonlarında ilk büyük dedektif olarak kabul edilen kurmaca karakter Sherlock Holmes edebiyat sahnesinde boy göstermeye başlıyor. Amatör meraktan profesyonel iş kavramına geçişi simgeleyen Sherlock Holmes, ipuçlarını işleme ve öteki kişilerin dikkatinden kaçan ayrıntıları fark ederek kurduğu mantığa dayalı akıl yürütme yöntemiyle önceki dedektiflerden farklılaşıyor. Gelelim polisiyenin kraliçesi Agatha Christie'ye. Dünya polisiye roman geleneğine Hercule Poirot, Miss Marple karakterlerini ve hayali St. Mary Mead kasabalarını kazandıran yazarın romanlarında dedektifler bütün şüphelileri sorguladıktan sonra herkesi bir odada toplayarak suçluyu açıklama biçimleriyle kendi özgün tarzlarını oluşturuyor. Bilinen en ünlü kurucu dedektiflerden sonra ajan polisiyelerine geçiyor ve tabi ki James Bond'a odaklanıyoruz. Bond'un pek az kişi tarafından bilinen ajan-gazeteci yazarı Ian Fleming'in yaşamının 6-7 Eylül olaylarına denk düşen İstanbul'la ilişkili bölümü her anlamda merak uyandırıcı, ilham kaynağı niteliğinde. İstanbul demişken polisiye edebiyatın meşhur muammalarından ikisini hatırlıyoruz: 1. Arthur Conan Doyle, Sultan Abdülhamid ile görüştü mü? 2. 1926-1932 yılları arasında Pera Palas Oteli'nin 411 numaralı odasında pek çok kez kalan ve Doğu Ekspresi'nde Cinayet romanını bu odada yazan Agatha Christie'nin 1926 yılında ortadan kaybolduğu on bir gün boyunca başına neler geldi?
"50 Maddede Polisiye Edebiyat", polisiyenin kuralları, suç ve polisiye ilişkisi, altın çağ dönemi ve meşhur dedektiflerden hareketle, okurların temel polisiye bilgilerini pekiştireceği detaylarla başlıyor; ardından Çin, İrlanda, İspanya, İtalya, Almanya, İskoçya, Fransa ve Güney Amerika ve İskandinav ülkelerinde polisiye türünün özgün görünümleriyle sürüyor; ağırlıklı olarak yerli polisiyeye ayrılan başlıklarla sona eriyor. Yüzü aşkın kaynakçadan yararlanılan kitapta, yüksek lisans ve doktora tezlerinden, yabancı web sitelerine ve hatta Türkiye'de gerçekleştirilmiş bazı konferanslara, söyleşilere kadar oldukça geniş bir arka plandan süzülen bilgiler var. Polisiye türüne dair ayrıntıların tıpkı bir film kurgusu gibi birbirlerine eklemlenerek ilerlediği bir akış söz konusu. Öte yandan Kaya, edebiyathaber'de yayımlanan söyleşinde belirttiği gibi ülkelerin polisiye edebiyat tarihlerinden bahsederken, polisiye türüne sansür uygulayan despot rejimler bakımından birbiriyle eşleşenlerini peş peşe koyarak okurun zihninde kıvılcımlar yaratmayı da ihmal etmiyor.
"İlk polisiye eserin Edgar Allan Poe'nun Morgue Sokağı Cinayetleri olduğu kabul edilir. Peki sekizinci yüzyılda yazılmış, bir Çin hanedanının polisiye maceralarını anlatan öyküleri duymuş muydunuz? Felsefeden sınıfsal farklılıklara kadar uzanan geniş bir yelpazeye değinen ama dedektifi insan olmayan bir polisiye seriye denk geldiniz mi? 6-7 Eylül olaylarına Taksim'de şahit olan, dünya polisiyesinin en meşhur ve bir o kadar da gizemli yazarlarından birinin neden o sırada İstanbul'da olduğunu biliyor musunuz? Polisiye tarihinden pek çok enteresan anekdot ve farklı ülkelerin polisiye edebiyatlarının gelişimine dair detaylar 50 Maddede Polisiye Edebiyat kitabında sizi bekliyor."
50 Maddede Polisiye Edebiyat, Alper Kaya, Karakarga Yayınları, 1. Baskı: Nisan 2023, İstanbul. 248 s.
Yazar: Serkan PARLAK - Yayın Tarihi: 19.07.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 10.07.2023 00:21