Prelüt: Kendi Bütünlüğünün Aryası
Hayatı sanatsal yaşamak mümkün mü? Kendimize veya ilişkilerimize sanatsal estetiği verebilir miyiz? Hayat mı sizi köşeye sıkıştırıyor, siz mi hayatı? İnsan insana ilişkiler sizi yoruyor mu? Hım, kendinizle tanışma olanağınız hiç oldu mu peki? Doğurduğu hayat sorgusuyla okuru etkisi altına alan Muhammet Erdevir, düşünsel mirasını muhtasar biçimde ifade etmektedir. Özenli okuma ve araştırmaları sonucu dünyaya, hayata, insana, ilişkilere ve duygulara yaklaşımıyla tespit ettiklerinin üstünlüğünü okura sezdirmektedir. Bu bağlamda eseri Prelüt, bir kilometre taşı olarak görülebilir. Derinliğe olan gözlem ve duyarlılığıyla gösterdiği özen hayranlık uyandırmaktadır. Derinlik doğası, metindeki düşünce akışı Erdevir'in çok dilliliğiyle zenginleşirken, şahsına münhasır üslubuyla eser, kendini okutturmaktadır. Kültürel birikimiyle klasik ve modern yapıtlara ve sahiplerine atıflarıyla, çok boyutlu bir görüngü sunmaktadır. Erdevir, zekâsının inceliğiyle harmanladığı duygusal zekâsının büyülü dokunuşlarıyla okuru güzel bir serüvene çıkartmaktadır.
Özgün tarzı dolayısıyla, insan bilincinin doğasını karşılaştırmalı edebiyat yaklaşımında incelendiğinde zevkli ve pekiştirici bir okuma süreci geçirdiğimi itiraf etmeliyim. Okuru, kendi derinliklerinde ürettiği imgeleri çağıran Prelüt, ruhun gizli yönlerini açığa çıkaran ve onu bütüncül bir hale yönlendirir gibidir. Kendinizi bütünleyeceksiniz..
Muhammet Erdevir, hayatı çok yönlü mütalaa ederek anlam arayışı metinlerle yansıtmıştır. Eserdeki yorumlamaları Orta Çağ Felsefesi çağrışımıyla durum, olay ve karakterlerin kültürümüzdeki referansları konuya hâkim olanlara veya temel bakış açısı edinmek isteyenlere rahatlıkla istifade edecekleri düşünceler aktarmaktadır. Okumayı dilediğim yeni eserler dizisinin bir ilki olarak not ediyorum bu eseri ve okura, güzel bir yolculuğa çıkaracağına dair ona eşlik edeceğine garanti veriyorum.
Uçuş esnasında okuduğum Prelüt, aşk öyküsüydü. Tatil süresince de elimden düşüremedim. Tekrar anlamlandırmalarımın, sonu gelmeyen okuma sürecime yansımasının tadını çıkardığım doğrudur. Eser, diğer tüm eserler gibi hayatınızla bütünleştiğinde sizde yer edecektir. Dolayısıyla bu da içselleştirmekle mümkündür. Ada sahiline güneş, sam yeli denize vuruyordu. Yalın ayak kumsala bıraktığım ayak izim silinip gitti. Tıpkı, dalgaya kapılıp derinliklerde kaybolan denizkızının, yeryüzünden silinen ayak izi gibi. Cıvıltılarını kondurdu kulağıma kuşlar, bu melodi "prelüt" gibiydi. Bungalovlara asılı şeker kamışından rüzgâr, kandillerinin harmonisiyle yarışıyorlardı. Doğanın senfonisi içindi bu, prelüt. O senfoni içinde aryasıyla kendini tamamlamaya çalışandı insan. Her daim Aşk'ı gönlünde taze tutmak içindi tüm bunlar. Sıfatlar ve suretler, gelir ve giderken arda kalan izleri aşk siliyordu. Tıpkı yaşamı silen ölüm gibi. Anlamı derin, silinmiyor ki, hep kollektif bilinçte. Çoğalarak çağıldayan bir kaynak gibi. Derinlerde işlidir, içlidir. Tüm kalbine ve bütün dünyana sahiptir. Kendini kendine buldurandır. Sonsuz varlığın saf ve duru, sevgiyle tutkulu halidir. Aydınlanma ve bilgeliğin sendeki hali hani, bilmez misin? Bu bilgeliğin modern toplumların birincil görevi ve kişinin kendine ve çevresine karşı bütünlüklü kişiliğe erişme amacı olduğunu Erdevir, okura Prelüt ile kazandırma gayretindedir.
Hakiki ve kalıcı bir iradeyle modern edebi metni: "Pencereye konan kuşu ben çağırmadım. Ama karanlığı ben çağırdım yedi dağ ve yedi denizin ardından. Gelmesi tam dokuz gün sürdü yalın ayak. Peşinde kırk kervan yükü şikâyetnamesi ile geldi kurdu otağını. Oklarıma sahip çıktım, hançerlerime de. Hangi kıvılcımın nereyi yakacağını bilemezdim." Karanlık Rivayetler öyküsünde olduğu gibi sade biçimde derin anlama yer verir. İlk öykü Firari, ilk mısra: "Güneş geldi. / Sonra kuşlar." Kendi doğasına bir önyargısı bulunmayan sözü, şiir ile okumaya aracılık etmektedir. Perspektif, doğal olarak, günümüzün hayat ve insan anlayışına, günün algısına göre değerlendirilmektedir.
Prelüt ile kalbinize sahip olan aşkın gücünü kendinizde bularak, kendi bütünlüğünüzün aryasını dinler gibi oluyorsunuz. Muhammet Erdevir, sahip olduğu duygusal zekâsını derinlemesine kullanma yeteneğini, özgürce sergilediği Dünün Dünde Kalmadığıdır, Uzaklıklar ve Karmaşık Bir Senfoni başlıkları altında on beş öykü ile okurunun zihnine ve iç dünyasına ustalıkla katkılarda bulunur.
Prelüt adlı öyküsü ile yaşama mecburiyetinde anlam bulduğumuz aşk duygusunun üzerimizdeki rolünü son perdede sahnelemektedir. Sahip olduğumuz duygunun gücüyle insanda aşkın varlığı kazandırılmaktadır. Aşk dediğimiz duyguya yüklediğimiz anlamın hissetme gücüyle doğru orantılı olduğu görülmektedir. Gerçek şu ki: Hayallerimizde, daha çok seviyoruz, daha çok üzülüyoruz, daha çok mutlu oluyoruz ve daha çok acı çekiyoruz. İnsanın, kendine ettiğini kimse kimseye edemiyor. Anlaşıldığı üzere. Hayaller gerçekleri saf dışı bırakıyor ve insan, ihtimallerle kalıyor. Peki, sonuç: "bilmem şimdi anlar mısın acımı / duyar mısın hüznümü yüreğimde" Ali Günvar'ın mısralarına doğuyor.
Seher nağmeleri söyleyen kuşların Prelüt'ü ile insan, dünyadan ve insandan geçip giderken, aşk baki kalıyor. Şükür ki Aşk, kalbimize sahip, gönlümüze ebedi tahtını kurmuştur. Gelin görün ki günümüzde çok az bu dünyayı keşfetmeye çıkmaktadır. Aşkı başka kaynaklarda arayarak kaç bahar tüketmektedir insan. Belki de birçoğu, aşkı iklim sanmakta…
Hayat ile harmanlanan öyküler, insanın hakiki doğasının şimdiki gibi olmadığının yegâne göstergesi gibi durmaktadır. Eserde mantık, kavram ve tek bir harf hatasına dahi rastlamadım, tüm betimlemeler ufuk açıcı, bu da dolayısıyla kitapla bir ünsiyet kurmaya sebep oluyor. Eserin anlatı biçimi, üslubu ve konulara yaklaşımı özgün bir biçimdedir. Bu da Erdevir'in dili yetkin kullanma becerisinden kaynaklanmaktadır.
Muhammet Erdevir
Prelüt
Truva Yayınları
Mart 2022
124 Sayfa
Yazar: Ülker GÜNDOĞDU - Yayın Tarihi: 22.07.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 22.07.2022 00:52