Prens Valetta'nın İzinde Bir Karavan Macerası; Bozuk Pusula
Kahramanları Kâtip Dede, torun Tunç, Karavan Tırtıl ve Prens Valetta isimli antika bir pusula olan kitaptaki yolculuğa başlar başlamaz dikkatimi çeken metnin hızı oldu. Özellikle bu yaş grubuna (12+) hitap eden kitaplarda tempolu bir akış hep aradığım bir özelliktir. Akıl çelenleri çok olan, kitaba tutunmakta en çok zorlanan yeni gençler için tuttuğunu bırakmayan kitaplar çok önemlidir. Bir karavan seyahatini konu edip turistik bir macerayı kaleme alırken riskli alandan uzaklaşmak için bu hızlı dil iyice önemli hâle geliyor. Zira daha önce okuduğum bazı (karavansız) seyahat hikâyelerinde tur rehberi kimliğine fazlaca bürünen yazarların sıkıcılık sınırını aştığına şahit olmuştum. Yazarımız da bu riske girmiş ama rehberlik görevlerini her mekânda farklı bir karaktere yükleyerek ana karakteri dikte eden olmaktan kurtarmış, dozu hafifletme yoluna gitmiş. Tabii bu yine de her okurun sabrını garanti etmeyecektir. Metnin diliyle ilgili dikkat çeken ikinci bir unsur olarak yazarın yerel dile hâkimiyeti, sakil durmayan diyaloglarda kendini belli ediyor.
Gelelim hikâyeye... Dede torunun güney sahilleri turu planıyla çıktıkları karavan yolculuğu antika bir pusulaya yerleştirilmiş Prens Valetta biblosunun yönlendirmesiyle ilginç bir hâl alır. Bu garip pusula kuzeyi değil gitmek istediği yeri göstermektedir ve aslında benzer başka bir pusula üzerindeki Prenses Nora biblosunun peşindedir. Bu iki antika pusulanın uzun zaman önce ayrılan yolları belli ki bu seyâhat ile birleşecektir. Ama birleşene kadar da kahramanlarımızı türlü dolambaçlara sokacaktır. Hafif şeyla ve "hafif" çılgın dedemiz bu dolambaçlara dünden razıdır, rahmetli eşi Şahende Hanımla ortak bir anısının başrolü olan Prens Valetta'yı muradına erdirmeyi kafaya koymuştur. Torun Tunç da her ne kadar aklı bir an önce denize girmekte olsa da macera ilginçleştikçe dedesinin uhdesine katılır ve Anadolu turundan keyif almaya başlar.
İnsanlık tarihine yön veren Anadolu medeniyetinin köklerinden itibaren ele alınışıyla Halikarnas Balıkçısı'nın efsanelerini, haklı ve mağrur hamasetini hatırlatan bölümlerle karşılaşıyorum. Bugün fotoğraf çekme yarışına sahne olan hâlleriyle betimlenen bir çok ören yerini ve eşsiz tarihi eserleri henüz böyle bir çılgınlık yokken gezmiş olduğuma seviniyorum. Yeri gelmişken kitaptaki seyahatin rotasını vermekte fayda var; Ankara'dan başlayan yolculuk Alacahöyük ve Hattuşa antik kentinden Yozgat'a, Sivas'tan Şarkışla ve Divriği'ye, Keban Baraj Gölü ve Malatya üzerinden Nemrut Dağı'na, otostopçu gençlerin katılımıyla Göbeklitepe'ye, Katip Dede'nin memleketi Anavarza'ya uğrayıp hiç tanımadığı akrabalarını bulduktan sonra Adana ve Mersin üzerinden Erdemli'ye uzanıyor, Prens Valetta ile Prenses Nora'yı kavuşturduktan sonra nihayet Anamur'da Akdeniz'e kavuşup mayoları giyince sona eriyor. Yazarın belgesel yapımcılığı ile iştigâl ettiği dönemlerde hikâye ettiği bu seyahatin uğradığı mekânlarda bulunmuş olduğunu ve detaylı kayıtlarından faydalanmış olduğunu anlıyoruz. Bu birikim bize Atina'dan, Endülüs'ten, Fransa'dan, İtalya'dan esintiler, hikâyedeki insanları birbirine bağlayan tesadüfler ve insanlık tarihinin tüm ipliklerinin ucundaki düğümü bağrında tutan Anadolu bileşkesi olarak yansıyor.
"Yolculuğa yön veren prens biblosu" buluşu roman için çok önemli ve özgün bir buluş olmuş. Hem efsanenin kendisi hem de efsanenin önüne geçen seyahat hikâyesi ilk gençlikte okunacak bu kitabı okurun zihnine ömürlük kazıyacak bir kurguya dönüşmüş.
Kitabın içinde dokuz küçük karakalem çizim bulunuyor ancak bunların kitabı çizimli kitap kategorisine sokmak niyetiyle eklenmediğini, kitaba hareket getiren küçük dokunuşlar olduğunu düşünebiliriz. Sayfalara hızlıca göz atacak olsanız çizimlere rast gelmemeniz dahi mümkün. Düzenleme ve dizgi kalitesi iyi, kapak tasarımının kitabı temsili kuvvetli, 18x12 cm boyutları yolculuklara eşlik etmeye uygun. Gezerek ve okuyarak donanmanın en iyisi olduğu fikrini yerleştiren, özellikle coğrafya ve tarih meraklısı gençleri besleyecek, teşvik edecek bir eser. Son kısımda o meraklı gençler için Alacahöyük, Anavarza, Arsemeia, Arslantepe Höyüğü, Divriği Ulucamisi ve Şifahanesi, Hattuşa, Göbeklitepe, Kanytellis, Nemrut Dağı Tümülüsü ve UNESCO Dünya Mirası Listesi hakkında birer paragraflık bilgi notları mevcut.
Çocukluğunda tarih derslerinden çekinen, yetişkinliğinde ise tarihin zevkine varan, dolayısıyla tarih derslerinin tamamıyla dizi film yapımları ile aktarılması gereğini yıllardır savunan bir eğitim kafa yoranı olarak bu tür kitapların da aynı amaca hizmet edebileceğini söylemem gerekiyor. Görsel yapımlardan farklı olarak, konu olan nesnelerin-mekânların aslını görme ihtiyacını doğurabilir, öğrenme dürtüsünü harekete geçirebilirler. Her halükârda belge temelli oluşturulması gereken bu eserlerden görsel yapımların kalitesi, basılı yayınların da edebî yetkinliği öncelikli ölçütümüz olacaktır.
İsmet Bertan
Bozuk Pusula
Günışığı Kitaplığı
195 Sayfa
2022 Mayıs
Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 05.07.2022 10:00 - Güncelleme Tarihi: 05.07.2022 12:20
İnanılmaz çok güzel anlatmışsın eline emeğine sağlık ☺️