Recep Peker Bir İnkılâpçının Hikâyesi
Türk siyasi tarihi üzerine okuma yapmak isteyenler, genelde olaylar ve kurumlarla ilgili eserlere yoğunlaşmaktadırlar. Ancak okuyucu bu tip eserlerde genelde anahatlarla ele alınmış, detayların sistematik açıdan bir zorunluluk olarak atlandığı eserlerle muhatap olmuş olur. Bu tür eserlerde zaman ve mekân çok yoğun işlenirken, insan sadece ana karakterden ve bunun eylemlerinden ibaret kalır. Bu sebeple de olay örgüsü içerisinde arka plandaki karakterlerin varlığı ya çok az bahse konu olur ya da kendilerinden hiç bahsedilmeden geçilir. Bu, yazılan eserin amacı açısından doğru bir yöntem olabilir ve fakat tarihi inşa eden her etkenin göz önünde bulundurularak okunması ve bilinmesi bu tür eserlerin yetersiz kalmasını sağlamaktadır.
Bu noktada daha özele indirgenmiş eserler bu eksiği kapatma görevini üstlenirler. Bu vazifeyi gören eserlerin en önemlileri hiç şüphesiz biyografi çalışmalarıdır. Siyasî tarihi genel hatlarıyla ele alan eserlerin aksine biyografiler, şahıslar ekseninde dönem analizi yaparlar ki, bu da okuyucuya dönemi daha detaylı görme olanağı sağlar. Fakat biyografi eserinin yazımı, dönemin tarihini şahsın tarihinden hareketle meydana çıkardığı için de iğneyle kuyu kazma zorluğunu barındırır. Çünkü bu tip eserler sadece herkesin kullanımına açık arşivler ve eserlerle değil, özel arşivler, varsa biyografisi yazılan şahısların aile bireyleri ve yakın çevresiyle görüşmeyi de zorunlu kılmaktadır.
Bu bağlamda; Prof. Dr. Bekir Koçlar'ın yakın zamanda, Cumhuriyeti'in kuruluş aşamasını, gerçekleştirilen devrimleri, iktidar kavgalarını, insana dair ihtirasları bir şahsın biyografisi ışığında sunan son derece önemli bir eseri çıktı: Bir İnkılâpçının Hikâyesi Recep Peker.
Bekir Koçlar, kaleme aldığı eserde, Recep Peker'i tüm yönleriyle ve son derece titiz bir araştırma yöntemiyle ortaya koymuştur. ABD Devlet Arşivi, Devlet Arşivleri Başkanlığı Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Genelkurmay Başkanlığı ATASE Arşivi, Edirnekapı Şehitliği Mezarlık Müdürlüğü Arşivi ve benzeri gibi konuya ait hemen tüm arşivler taranmıştır. Ayrıca konuya doğrudan veya dolaylı olarak yer veren tüm süreli yayınlar da büyük bir titizlikle taranmış, bunun yanı sıra hatırat ve araştırma kaynakları da detaylıca incelenmiştir. Böylece gerek dönemin kaynaklarında gerek sonraki araştırma kaynaklarında Recep Peker'e ait hemen hemen ne varsa bu eserin iki kapağı arasında ete kemiğe bürünmüştür. Bu tür eserlerde genelde bir önyargı olarak soğuk bir akademik dilin insanı karşılayacağı düşünülür. Ancak Koçlar, okuyucunun bu tedirginliği duymaması için eseri son derece açık ve akıcı bir dille kaleme almıştır. Bu da okuyucunun baştan sona metnin içerisinde kalmasını sağlamaktadır.
Eserde dönemin önemli olayları, Recep Peker'in bu olaylardaki görev ve tutumu en ince detayına kadar verilmiştir. Ayrıca bir biyografi eserinde olması beklenen, kahramanın kişisel özellikleri, zaafları ve güçlü yönleri de ciddi bir analizle ortaya konmuştur. Eserin yazım aşamasında Bekir Koçlar, Recep Peker'in ailesinden bazı bireylerle de görüşmüştür ki, bu da eserin orijinal bir çalışma olmasını sağlayan başka bir etken olmuştur.
Kitapta yer alan ve Recep Peker'in fıtratı hakkında ipucu vermesi açısından Mustafa Kemal Paşa'yla yaşadığı şu olay son derece ilgi çekicidir.
Recep Peker, Halk Partisi Genel Sekreterlik görevini yapıyordu. Bir gece Çankaya'da sofrada, sık sık bulunanların dışında da daha kalabalık bir davetli topluluğu vardı. Recep Peker parti işleri ile ilgili bilgi veriyordu. Edirne'deki parti faaliyetlerinden bahsederken, Atatürk "Oraya gittiğimde bir parti müfettişi vardı, şimdi ne görevdedir" diye sordu. Peker, "Başka bir vilâyete müfettiş olarak gönderilmiştir" dedi. Atatürk, "O kimse müfettişlik yapabilecek kabiliyette değildir, başka vilâyet de olsa yine müfettişliğe gitmiştir. Kimlerin ne işleri yapabileceklerini takdirde daha isabetli olmalısınız, bu bir eksikliktir" dedi. Sofrada her zamankinden farklı olarak bulunan kalabalık karşısında, söylenen bu sözler Peker'e çok tesir etti. "Vazifemi iyi yapmak için canla başla çalışıyorum, bu muameleye lâyık değilim" diyerek sinirli bir şekilde sofradan kalktı ve odadan çıktı. Atatürk kalkmadan sofradan kalkmak ve odadan çıkmak o güne kadar görülmüş bir olay değildi."
Gerek Recep Peker gerekse döneminin anlaşılması açısından bilinmezlere ışık tutan bu eserin, hem tarihçiler hem de meraklıları için son derece önemli olduğu kanaatindeyim. Recep Peker'in hem iktidarla hem muhalefetle olan ilişkileri, devlet adamlığı, demokrasiye dair tutum ve fikirlerinin titizlikle işlendiği bu çalışma, sadece Peker'in değil Cumhuriyet'in de tarihidir. Ayrıca Peker'in bir Cumhuriyet Halk Parti'li olarak Demokrat Parti'ye yaklaşımı ve siyasî tavrının bilinmesi için de eser son derece önemlidir.
Bir İnkılâpçının Hikâyesi Recep Peker
Bekir Koçlar
Berikan Yayınevi
316 Sayfa
Yazar: Ömer ERTÜRK - Yayın Tarihi: 03.02.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 03.02.2023 11:14
Saygıdeğer hocam tezsiz yüksek lisans konum Bekir hocamın Recep Peker ekseninde Türk inkılabı konusuydu gerçekten çok geniş yelpazede çok geniş bir çerçevede demokrat partiyi CHP'yi ve siyasetin ana fikrini en ince detaylarına kadar ele almış ve bakış açımı değiştirdi. Siz de çok önemli konuları cımbızla seçim bize kitabı bir kez daha detaylı okumamız gerektiği vurgusu yapmışsınız. Kaleminize ve emeğinize sağlık