Robin Sharma’nın Ferrari’sini Satan Bilge’si
Hepimiz bir Julian Mantle'yiz. Hepimizin taptığı Ferrarileri var ve çok azımız Julian kadar şanslı ve cesuruz. Sürekli yola çıkmayı erteleriz, bahanelerin arkasına sığınırız. Yola çıkmak, bizi ele geçiren bütün maddi sebepleri, dünyevi varlıkları arkada bırakmaktır. Bilmeyiz ve kabullenemeyiz: Biz onları terk etmekse de onlar bir gün bizi terk edecek. Belki de içimizde yitirdiğimiz Sivana köyüdür. Ne de olsa karanlık çukurlardan aydınlığın zirvelerine çıkmak herkesin harcı değildir.
Harvard Hukuk Fakültesi'nin parlak öğrencisi Julian Mantle, ciddi bir kalp krizinden sonra yüksek sosyal prestijini, meşhur hukuk zaferlerini ve büyük paralar kazanma imkanını elinin tersiyle bir kenara iter ve yola çıkar. Parlak kırmızı Ferrari'si kendini daha derine gömmeye, ölümle cesurca dans etmeye yetmemiştir. Her şeyini satıp Hindistan'a doğru yola çıkar. Aradığı basittir: Kaybettiği ruhunu bulmak. İnsanca yaşamak ve insanca ölmek... Julian insanca yaşamadığını ve insanca ölme imkanından mahrum olduğunu görmüştür. Bunun için Sivana'nın Büyük Bilgelerinden ruhunu kurtarma yollarını öğrenmek için hiç tereddüt etmeden yola çıkmıştır.
Yeni Delhi'de eski avukat arkadaşı Yogi Krishnan, Julian'a Himayalar'ı işaret eder eder. O da içindeki kayıp Sivana köyünü bulmak için yola çıkar. Yolun çağrısı vardı. İşaretler tamdır, görünüyordur. Biliyordur: İçindeki kayıp Sivana köyünü bulmadan ruhu huzura kavuşamayacak, kendi olamayacak, kendini tanımayacak. Ruhu, bedeni ve Sivana köyü büyük cam ve çelik gökdelenlerin içinde kaybolmuştu. Bu hepimizin hikayesiydi. Romanda Julian Mantle amacına ulaşır. Pekiyi gerçekte biz amacımıza yakın mıyız? Yola çıkmak nedir? Kaç kişi bütün maddi varlıklarını arkasında bırakıp yola koyulur?
Sözü biz yazarlara ve okurlara getirmek istiyorum. Bizler bir meta olarak kitaba bağımlıyız. Çoğumuzda kitap ve yazı bir bağımlılığa, bir göreve dönüşmüş vaziyette. Bizim Ferrari'miz de kitaplar. Çoğumuz kitapların vermek istediği mesaja değil, kitabın kendisine aşığız. Para ve güç getirecek, bizi zaferlere ulaştıracak ve bize prestij sağlayacak kitapları alırız, okuruz, yazarız. Julian'dan bir farkımız yok. Julian'ın hayatını romanlaştıran Robin Sharma'nın Bermudan şeytan üçgeninden (para, zafer, prestij) azade olup böyle bir kitap yazdığını kim iddia edebilir? Tek amacımız parlak kırımızı bir Ferrari'ninn (kariyer) sahibi olmak. Sonra? Başlasın kendimizi ve korkularımızı daha derine gömme seansları. Sonu yok ama, olsun.
Ya Ferrari için ruhumuzu satacağız ya da kayıp Sivana köyünü bulup huzura kavuşacağız, kendimiz olacağız, insan olacağız. Her kesin gittiği yoldan çıkmakla işe koyulabiliriz. Kendi yolumuzu bulacağız. İçimizdeki Himalayalar'a tırmanacağız. Asla pes etmeyeceğiz. Amaç: Hayatımızın efendisi olmak, kendi Sivana köyümüzde. Ölümle barışacağız, hayatı seveceğiz. Ölümle hayatı bütünleştireceğiz.
Sivana köyünde kuşlar kendi şarkılarını söylerler, katılırsın bütün varlığınla. Su akar kendi yatağında, akarsın uzaklara. Çiçekler rengini ve kokusunu belli eder, duyarsın ruhunda. Dostların sessizce seninle sohbet eder, kendinden geçersin. Sivana köyünde başkası, ötekisi, diğerleri yoktur. Benliğinin Nirvana'sında sonsuzluk kartalının kanat seslerini duyarsın, uçarsın bir başına özgürce, kendince.
Naçizane bu satırların yazarı olarak ben de benliğimin Nirvana'sında sonsuzluk kartalının sesini duymak, bir başıma özgürce uçmak için Robin Sharma'nın Ferrari'sinden iniyorum bir daha da binmemek üzere.
Ferrarisini Satan Bilge
Robin Sharma
Çev. Osman Özkan
Goa Yayınevi
Sayfa 192
İstanbul, 205
Yazar: Faik ÖCAL - Yayın Tarihi: 14.07.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 06.07.2023 15:52
Herkes böyle yapsa, dünyayı kim imar edecektir kim yeni icatlar için geceleri sabahlayacak,kim yarış için ilerleyecektir. Tek düzeyi kimse istemez. Tabii öyle kahramanlara ihtiyaç var ki dünyaya tamah etmeyelim