Romantik Yol; FÜSSEN, Kara Tahta, Pelin YİĞİT

Romantik Yol; FÜSSEN yazısını ve Pelin YİĞİT yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Romantik Yol; FÜSSEN

23.02.2022 09:00 - Pelin YİĞİT
Romantik Yol; FÜSSEN

Buket ÇOKYİĞİT yazdı...

Bir bölge düşünün ki yürüyüş yolları, masallardan çıkmış evleri, doğasıyla sizi mutlu eden, huzur veren hatta çağlar öncesine götüren olsun. İşte burası Almanya'nın Würzburg şehrinden başlayıp Avusturya sınırına yakın Füssen'e doğru giden 28 köy ve kasabadan oluşan 440 kilometrelik bir rota. Almanların savaş zamanındaki kötü imajlarını silmek için yarattıkları bir rota olduğu söyleniyor. Biz de Almanya'da Münih'e uçuş yaparak şehrin ana garından iki saat uzaklıktaki Füssen kasabasına doğru yola çıktık. Burası romantik yolun bitiş noktası aslında. Yurt dışına yaptığımız seyahatlerde kısa sürede çok yer görelim mantığını sevmediğimizden Romantik yolunda sadece bir kısmını bir hafta boyunca gezdik. Romantik Yol Almanya'nın en eski seyahat rotası.Ülkenin en ılıman topraklarında, nehirlerin böldüğü üzüm bağları, Ortaçağ şatoları, küçük kiliseler, kaplıcalar, yemyeşil parklar, görkemli saraylar, mevsime göre zirvesi karla kaplı dağlar arasında dolaşıyorsunuz.
Bizde pek bilinmiyor ama Romantik Yol, her yıl binlerce turist ağırlıyor. Büyük kısmını yabancılar oluşturuyor.

Biz havaalanından 27 euroluk Bayern bileti almıştık. 3 kişi olduğumuzdan çok hesaplıydı, bu biletle tüm gün istediğiniz kadar araca biniyorsunuz çünkü. Daha fazla kişi daha fazla avantaj oluyor. Buradan Füssen trenle yolculuk neredeyse 3 saat sürmüştü. Trenle oldukça zevkli bir yolculuk yaparak kasabaya varıyorsunuz. Füssen küçük bir kasaba olduğundan yürüyerek merkezdeki otelimize gitmiştik.

Füssen, 4 km doğusundaki Schwangau ile birlikte, Almanya'nın en fazla turist çeken noktasını, II. Ludwig'in iki şatosunun bulunduğu "Königswinkel"i yani Kraliyet Köşesi'ni oluşturuyor. Füssen'de Augsburg piskoposlarının yazlık ikametgâhı olan gotik Hohe Schloss'un özellikle 15. yüzyıla ait iç avlusunu görmelisiniz.

Dört gölle çevrili Schwangau, "Kraliyet Şatolarının Kasabası" olarak tanınıyor. Dağların eteğindeki, dünyaca ünlü iki kraliyet şatosu Hohenswangau ve Neuschwanstein, 19. yüzyıla ait mimarileri kadar hikayeleriyle de ihtişamlı yapılar. Kral II. Maximilian'ın sarı şatosu Hohenschwangau, Münih'te doğan II. Ludwig ile kardeşi Otto'nun büyüdüğü yer. Şato turunda kraliyet yemek odası, kraliçenin özel odaları, kraliçenin okuma odası, balo salonu gibi bölümlerin yanısıra II. Maximilian'ın odası, Türk Odası da dikkat çekici. Kral, 1832'de Yunanistan Kralı abisini ziyaret etmeye gittiğinde Osmanlı topraklarından geçmiş ve gördüklerinden çok etkilenmiş. Türk odasının duvarlarında Büyükdere, Beylerbeyi, Konstantinople ve Truva yazıları var. II. Ludwig'in odası ise prensin ruh durumunu tam olarak yansıtıyor. Ludwig, ilk kez bu şatoda besteci Richard Wagner'la tanışmış ve onun eserlerini burada dinlemiş. Babası öldükten sonra artık bu şatoda yaşamak istemeyen romantik prens Ludwig, cennete ve dağlara yakın olmak için Neuschwanstein'ı inşa ettirmiş. Ludwig, bu romantik ortaçağ şatosunu çok sevdiği dostu Wagner'in onuruna yaptırdı, bir mimarla değil de bir sahne tasarımcısıyla çalışmış ve şatonun Wagner'in yazdığı operalardan sahnelerle süslenmesini istemiş.

1867'de yapımına başlanan şato, Ludwig'in birçok projesi gibi tamamlanamamış, Wagner öldükten sonra Ludwig bu yerde sadece 170 gün geçirebilmiş. Tabanı 2 milyon parça mozaikle yapılan, Bizans kilisesi tarzındaki taht odası, gotik kilise kulelerine benzetilmeye çalışılan yatağın üst kısmı için 14 ahşap ustasının dört yıl boyunca çalıştığı kralın yatak odası, 100 farklı kuğunun tasvir edildiği oturma odası, Ludwig'in Wagner'in Tannhauser efsanesi üzerine yazdığı operadan esinlenerek şatonun içine yaptırdığı mağara, şatonun 4. katını kaplayan ve Tannhauser'in efsanevi şatosunun bir kopyası olan, tavanı 96 parçadan oluşan Şarkıcılar Salonu şatonun en can alıcı bölümleri. Şatonun uzaktan en güzel görüntüsü, Ludwig'in annesi için inşa ettirdiği demir Marien Köprüsü'nden oluyor.

Prens Otto Ludwig Friedrich Wilhelm, 1864'te 18 yaşında kral olmuş ve hiç evlenmemiş. Sadece kısa bir süre için Avusturya İmparatoriçesi Elizabeth'in (Sisi) kızkardeşiyle nişanlı kalmış ancak bunu sürdürmemiş. Hayran olduğu ünlü besteci Richard Wagner'ın Bayrouth opera binasının inşasını finanse etmiş. Başlangıçta Ludwig iyi bir yönetici olmuş ama bu fazla sürmemiş. 1871'de Alman Reich'ının kurulmasından sonra kral olarak hiçbir etkisi kalmamış. Ancak şansölye Bismarck Ludwig'e yüksek bir geçim parası veriyormuş. Ludwig bundan sonra kendini içkiye, şato planları çizmeye, özel olarak konser ve operalar düzenlemeye vermiş. Fransız kültürüne ve "Güneş Kral" Louis XIV'e olan hayranlığı onu Nueschwanstein gibi olağanüstü şatolar inşa ettirmeye yöneltmiş.

Bir akşam Ludwig ve doktoru, göl kenarında yürüyüşe çıktıktan kısa bir süre sonra boğulmuş olarak bulunmuşlar. O yaz Ludwig'in büyük borçlarının ödenebilmesi için Neuschwanstein Şatosu halka açımış.

Füssen'den şatoya gitmek için garın yanından kalkan otobüsler var. Biz buraya geldikten sonra büyük atların çektiği faytona oturup kaleye çıkmıştık. Şatonun her odası çok ilginç. Uzun uzun gezdikten sonra şatonun en güzel görüldüğü köprüye yürümüştük. Gerçekten de sizi bir masalın içine sokan bu küçük köy ve şatosu romantik yolun sadece bir parçası. Sadece burada bir gününüz geçiyor.

Neuschwanstein Şatosundan at arabalarının insanları aldığı noktaya indikten sonra yürüme mesafesi diğer şatoya geçtik. Bavyera Kralı 2. Maximillian tarafından yapılan Hohenschwangau Şatosu 12. Yüzyılda yapılmış. Ardından Bavyera, Rokoko mimarisinin başyapıtı Wieskirche Hac Kilisesini gezmiştik. Tekrar Füssen kasabasına dönüp kaldırım taşlı yollarıyla, eski binaların karşılıklı sıralandığı sokaklarını gezmiştik. Füssen küçük ama çok sevimli bir kasaba. Çarşının tam ortasında ki otelimizin odasından kasabanın ruhunu gece gündüz yaşıyorduk. Başka bir günde Füssen'e yakın göllerden biri olan Hopfansee^ye gittik. Yalnızca bu göl değil diğer gölleri de görülmeye değer. Alpsee, Alatsee, Obersee bunlardan bazıları.

Romantik Yol Almanya'nın en işlek turizm hattı. Biz sadece rotanın son noktasını bir hafta boyunca gezmiştik. Gezmediğimiz bir çok yer olmasına rağmen dolu dolu geçirdiğimiz bir hafta anılarımızda çok güzel bir yer oluşturdu. Kısmetse Romantik Yolu tamamlamak istiyoruz. Önemli olan başlamak...

IMG_16415434


Yazar: Pelin YİĞİT - Yayın Tarihi: 23.02.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 01.09.2022 15:47
1432

Pelin YİĞİT Hakkında

Pelin YİĞİT

1973 Kocaeli doğumlu. Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü mezunu. 29 yıldır MEB'de okul öncesi öğretmenliğine devam ediyor.

Pelin YİĞİT ismine kayıtlı 17 yazı bulunmaktadır.

YouTube Kişisel