Saadetin Ardındaki Kayıp Aranıyor, Edebiyat, Ülker GÜNDOĞDU

Saadetin Ardındaki Kayıp Aranıyor yazısını ve Ülker GÜNDOĞDU yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Saadetin Ardındaki Kayıp Aranıyor

15.02.2021 09:00 - Ülker GÜNDOĞDU
Saadetin Ardındaki Kayıp Aranıyor

Akıl ışığında ve aklı temel alır kitaplar. Aklı sorgulatarak eleştirmektedir. İnsanın, aklını kullanmasını ve toplumsal yaşamın, herkes için geçerli olabilecek akılcı bir düzenlemesini mümkün kılar. Sait Faik, rasyonalizm üzerinden aktardığı Kayıp Aranıyor eserinin, ilk basımını 1953’de yaptı. Bu edebi eseri realist bir yaklaşımla ortaya koymaktadır. Amacı günlük yaşamın önyargısız bir tutumla gerçeklik konularını, toplumsal sınıflar ve temalar arasından seçerek okura sunmaktır.

Sait Faik’i tanımakla yeni bir dünya keşfetmiş kadar sevinebilirsiniz. Onun dünyası, dünyadan büyüktür, içinde her şey mevcuttur. Türk edebiyatına büyük bir katkı yapmaktadır. Her şeyi akılcılığıyla eserleri üzerinden inşa eder. Günlük yaşamından aldığı gözlem ve tecrübeye dayanır. Hikâyelerinde kahramanları ve mekânı okura yaşatmaktadır. Mekânlar hayata göre genel ve geniş, maddi ve manevi değerleri barındırmaktadır. Mekân; eserin adeta sahnesidir. Eserlerinde ele aldığı kişilerin hissettiklerine önem vermektedir. Dili, anlaşılır ve şairanedir. Geriye dönüş ve ileriye sıçrayışlarla zaman iç içe geçmektedir. Bohem hayatı, destekleyici ifadeleriyle hayatı daha açık tanıtmaktadır. Okurda eserinin oluşmasına, onu daha iyi anlamasına hizmet etmektedir. Sosyal hayatın güvensizliğini Kayıp Aranıyor üzerinden önemli kavramlara açıklık kazandırmaktadır.

Toplumun, gerçekliği görünür olanla sınırlanır, zira gerçeklik sadece görünür olandan ibaret değildir. Temel toplumsal olgular, görünür unsurları dikkate almaktadır. İnsan kendi fikrini nasıl oluşturur? Tüm yargılarımızın kökeninde düşünce hayatımıza hâkim olan deneyimlerle anlam bulur, parça ve unsurları birleştirerek inşa ederiz.

Ruhsal yaşam doğrudan kavranabilir olmaktan uzaktır. Sıradan algılamayla erişilemeyen derinliklere sahiptir. Dolambaçlı ve karmaşık yollardan ulaşılabileceğini kabul etmemiz lazım. Bu nedenle bilincin doğası, gelecekle anlaşılabilir ve açıklık kazanabilir. Sait Faik, doğruyu, güzeli, hayali, bizim göremediğimiz, kendine özgü bir şekilde görerek, Kayıp Aranıyor adlı eseri ile okura sunmaktadır.

Üç Bağlam Üzerinden Esere Bir Bakış

Sait Faik, balıkçı kasabasının sakinlerini; olaylara olan tutumları, düşünce yapıları ve yargıları üzerinden birinciller, ikinciller ve üçüncüler olarak ayırarak aktarmaktadır. Sait Faik, bunu Nevin karakterinin yaşama biçimini topluma; ağa geçinen kamarot İrfan tarafından bulunulan itham: “Konsolos’un deli kızı” olarak bir kin, bir zalimliğe çevrilmesine neden olur. Köy halkı, haksızlık ve yalandan ürkmekte olsa da çoğunluğa benzemeyenleri zorlamaktadır.

Birinciller, Nevin’in serbest yetişmesine ve kabahati babasına bulan namuslu insanlardan oluşmaktadır. İkinciller, onun bu halini kendileri yapmadıkları için hoş görenlerden oluşmaktadır. Üçüncüller, Nevin onlarla icap etmeyince konuşmazdı. Hoş görü takımındandı, ikinciler gibi. Nevin onların zalim, kıskanç, kindar ve fırsat kollar olduklarını kavramıştı. Kayıtsızlığı önem vermeyişi gibi gözüktü. Bu da onların kinini artırdı. Madem karakterini çirkin görüyorlar, “ahbaplığa lüzum yok” diye bile düşünmemişti. Çoğunluğa benzemeyenler, yaptıklarıyla yargılanmaktadır. Kötülük, bildiğimiz bir başka düşünce, başka tabiat, başka ahlak, başka yaradılış, başka zorlama çoğunluğa benzemeyenlere kusursuzlar kızmakta haklı olabilirdi. Yalnız iyi insanlar, kötülük hakkında laf söylemezdi. Kendi anlayışına uymayan insanlardan yaptıklarının kötü şey olduğunu bile bile zaruret, uyumsuzluk, bir arzu, bir huy, bir his, bir iradesizlik olduğu anlayışıyla kimsenin kimseyi yargılama hakkı yoktur. İyi insan olmakla kötü insan olmak arasındaki fark ya bir iman, ya bir riya farkıdır. İnsanlığın terazisi içinde teker teker tartılan değerler ancak kötülüğün silahlarını düşmanca değil dostça elinden almalıdır.

İnsanlar, Nevin’i daha çok düşünmeye, ahlak ve insanlık üzerine, din üzerine düşünmeye çağırır, kötü sayamadığı bu nevi insanlarla ilgilenir. Bu insanlar içinde sevgiyle görme, anlama, aslını bilme, merakı duyardı. Eski konsolos Vildan Bey, kayıp kızı Nevin’i iyi yetiştirdiğini düşünüyordu. Nevin, aldatılmasının ardından kaybolur. Hayatı boyunca hep saadetin peşinden koştuğunu hatırlayınca utanırdı. Balıkçı Cemal’le olduğunda gün, gün uzasın istiyordu. Babasını üzmek istemediği için gazeteci ile evlenmiş aldatılmıştı.

Menfaatsiz, riyasız bir toplum yerine ya işimize geldiği nispette yahut da başımıza geldiği nisbette hayatı anlamaktayız. Zevkten, dünya nimetlerinden, insan doğasının özgürlüğünden ibaretmiş gibi yaşamaktansa yalansız ve değersiz yaşanılabilmelidir. İnsanların huzur sağladığını sanmak hayal kırıklığıydı. Saadetin olup olmamasının ne önemi vardı? Varsa insanoğlu ne kazanırdı, yoksa ne kaybederdi? Akıntının kenarında tutunacak, boşluğa sürüklenmekten bir müddet daha sizi alıkoyacak, umut verecek, tutunacak ağaç kökleri gibiydi toplum. Hayatın devamı için kendimize huzur vermeliyiz.

Sonuç Olarak

Eser; Sait Faik’in hikâye dili noktasında kurguyla beslediği önemli bir eser. Ele aldığı unsurlar bakımından bir nevi “topluma çevrilen bir ayna” vazifesi görmektedir. Bir toplumsal durumu ve konuyu belirli aileler üzerinden irdelemektedir. Toplum hayatı sadece bireyler içinde ve onlarla ayakta durur. Bireysel zihinlerden ön yargıları atıldığında toplum birlikteliği sürdürülebilir olacaktır. İnsan bilincinde ön yargı bir yere sahip olduğu sürece bize hayatı kısıtlayacaktır. Gerçekte toplum, insanın kendine ilişkin oluşturduğu fikirlerden yola çıkmaktadır. Fikirlerimiz farklılığımızı ortaya koymaktadır. Toplum gelişimi fikir bilinciyle sağlanmaktadır.

Sait Faik Abasıyanık

Kayıp Aranıyor

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

107 sayfa


Yazar: Ülker GÜNDOĞDU - Yayın Tarihi: 15.02.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 20.01.2021 13:38
3663

Ülker GÜNDOĞDU Hakkında

Ülker GÜNDOĞDU

1977 yılının Ocak ayında Konya Ereğli’de dünyaya geldi.  Ereğli Lisesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra iş hayatına; Ankara’da IBM Bilgisayar Satış Temsilcisi olarak atıldı. İstanbul’da kendi şirketlerini kurana dek çeşitli işlerde çalıştı. İstanbul’da yaşamakta. Kütüphanesini oluşturduğu yirmi üzeri alandaki, beş bini aşkın kitabının anlamını, canına okudu. 

Bilgisayar, dil, gitar, estetisyenlik alanlarında eğitimler aldı. Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere yirmi şehri, kültürel gezme imkanı buldu. Kitaplara, yazmaya, tablolara, eski ve yeni objelere, tüm renklere ve dört sitil yüzmeye tutkun. “O kadar derinim ki” diyen okyanusu kıskanmakta.

18.08.2020 tarihinde Kitap Haber ailesine katıldı. Kitap Haber Kültür Sanat Editörü olarak biteviye yazmaya devam etmekte. Kitap Haber Dergisi, Yolcu Dergisi, Şehir ve Kültür Dergisi, Teferrüc Dergisi, Aydos Edebiyat Dergisi’nde yazdı ve yazmakta. İlk yazmaya amatör olarak bir roman ile başladı. Şu ana kadar bir roman, bir deneme, bir öykü, bir Kadıköy’ün Semtleri, iki değerlendirme dosyaları; en güzel haliyle gün yüzüne çıkmak için naçizane enikonu hazırlanmakta. 

1998’de evlendi. Bir oğul ve bir kız evladı var. Ailesi ve kitaplarıyla huzurlu bir yaşamın diğerkâm ve müptezel yolcusu. Bibliyomani değil sadece bir kitap daha okuyacak…

Ülker GÜNDOĞDU ismine kayıtlı 140 yazı bulunmaktadır.

Twitter Instagram LinkedIn Kişisel