Safiye Sultan - M. Turhan Tan, Edebiyat, Misafir Köşesi

Safiye Sultan - M. Turhan Tan yazısını ve Misafir Köşesi yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Safiye Sultan - M. Turhan Tan

29.01.2011 22:46 - Misafir Köşesi
Safiye Sultan - M. Turhan Tan

Şeniz Ayaz, kitaphaber okurları için kaleme aldı.

"Osmanlı tarihinin pek acıklı bir sayfasına temas ediyoruz."

Her şey Kubat Çavuş'un güzelliğiyle dillere destan olan Venedikli Bafo'yu görmesiyle başlar. Bu görüş bütün bir Osmanlı tarihini sarsacaktır. Safiye Sultan Venedikli Bafo'nun Safo"ya dönüşümünü anlatmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Hürrem Sultan olaylarından sonra saraya yabancı gelin yasağı Bafoyla delinecek ve Osmanlı hızlı bir çöküşe doğru gidecektir. Kubat Çavuş Bafo'yu görünce onun Osmanlı sarayına layık bir gelin olacağı kararına varır ve Bafo'ya hem baht yolu hem taht yolunu açar. Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu olan şehzade üçüncü Murat"a gönderecektir onu. Murat, Bafo'yu görür görmez onu beğeniden öte bir tutkuyla, aşkla sevecektir. Fakat yabancı gelin yasağından kaynaklı onunla evlenemeyecektir. Bafo'nun ağır hasta olduğu bir zamanda onu kırmamak adına ona nikah kıyacaktır ve artık taht yolunu da kendisine açacaktır.

Birçok tarihi bilgiyi de içeren roman zaman zaman bir tarih kitabı okuyorsunuz izlenimi de veriyor. Mümtaz Turhan Tan Osmanlının harem kapılarını açıyor. Özellikle yükselme döneminden sonraki duraklama ve gerileme dönemi saraydaki şatafatlı yaşamlar, eğlenceler, devlet işlerinin aksama nedenleri, halkın durumu, Osmanlının iç ve dış siyasetteki prestiji hakkında önemli bilgiler içermekte. Üçüncü Murat tahta geçtikten sonra Safiye Sultan yavaş yavaş emellerini gerçekleştirmeye başlayacaktır. Bir erkek çocuğu da dünyaya getiren Bafo kendisini taht için tamamen emniyete almıştır. Üçüncü Murat"ın ölümünden sonra oğlu Mehmet"in tahta çıkması için Murat"ın diğer çocuklarını acımasızca öldürtecektir. Sultan üçüncü Mehmet bir padişah gibi büyütülmemiştir. Deyim yerindeyse tam bir anne kuzusu gibi büyütülmüştür. Artık Safiye Sultan koca bir Osmanlı İmparatorluğunun yönetimini eline geçirmiştir. Devlet işleriyle ilgili bütün konularda karar vermekte, sadrazamları, vezirleri o seçmekte hatta savaşlara bile o yön vermektedir.

"Safo, artık hakiki hükümdar durumundaydı. Gerçi eşinin zamanında ve oğlu tahta çıktığından beri devlet işleri üzerinde büyük bir nüfuz yürütmekten geri kalmamıştı. Fakat şimdi her iş, onun emriyle yapılıyordu ve başta padişah olmak üzere bütün devlet ricali onun ağzına bakıyordu.

Halbuki o, haris bir kadındı. Son derece para canlıydı, imparatorluğu sülük gibi emmek istiyordu."

Eyaletlere gönderilen valilerde halkı sömürmeye çalışmakta ve ülke içten içe bir karmaşa halini almaktadır.

"Hüseyin Kalfa şöyle diyordu:

Memleket viran, halk perişan, kucaktaki çocuklar bile -adaletsizlikten, zulümden, şakavetten ötürü- giryan, yalnız sarayı hümayun adamları şad ve handan. Cenabınızın da olup biten işlerden haberiniz yok. Çünkü her şey sizden saklanıyor, yahut size her şey ters söyleniyor. Dikenler gül gösteriliyor, dertler derman olarak anlatılıyor.

Padişah, kelimeleri sille gibi kullanan cesur sipahinin önünde küçüldükçe küçülüyordu. Bir yandan da -mevsimin kara kış olmasına rağmen- ter döküyordu."

Safiye Sultan bütün sorunlara kendince bir açıklama yapmakta ve çözümlerini de yine kendisi önermektedir. Öyleki torunu aleyhine oğluna konuşmakta ve onun kendisini öldürüp tahta geçeceği gibi telkinler bile yapmaktadır. Sultan Mehmet oğlunu öldürtecek fakat sonraki zamanlarda duyacağı vicdan azabıyla çok yaşamayacaktır. Artık Safiye Sultan"da saraydaki son günleri olduğunu anlayacaktır. Yeni padişahtan sonra saraydan uzak tutulacak ve kimseye haykıramadığı Venedik hayalleri içerisinde can verecektir. Onun hırsını özetleyecek cümleleri Mümtaz Turhan Tan şu şekilde özetlemekte:

"Safo, sırf hazineler düzmek ve saltanat zevkini azami mikyasta tatmak hırsıyla bu kanlı entrikaları çevirirken Osmanlı tarihi, kara kara sayfalarla doluyor ve devlet işleri ağlanacak bir hale giriyordu. İsyan bayrağı açmış ve birçok cinayetler işleyerek etrafına dehşet saçmış olan Eflak voyvodası Mişel"i güya ezmek için koca bir orduyla o mıntıkaya giden sadrazam bu bataklıkta can vereyazdı, Hasan adlı bir yeniçeri tarafından omuzlanarak o ölüm berzahından kurtarıldı. Fakat Mişel, ne yaptığını bilmeyen Sinan Paşa"ya ağır bir ders vermekte gecikmedi, Yergöğü köprüsü başında onu yakaladı, ağır bir inhizama uğrattı."

Osmanlı tarihi meraklılarının zevkle okuyacağı bir kitap Safiye Sultan. Romanda kadınların hele ki Venedik kökenli bir kadının Hürrem Sultan olaylarından sonra koca bir imparatorluğu nasıl himaye ettiğine ve çöküşe doğru nasıl sürüklediğine dair kısmende olsa gerçek bilgileri de içermektedir.

Safiye Sultan
Mümtaz Turhan Tan
Çağrı Yayınları
325 Sayfa


Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 29.01.2011 22:46 - Güncelleme Tarihi: 03.12.2021 15:33
3.916

Misafir Köşesi Hakkında

Misafir Köşesi

Kitaphaber ailesine misafir olmuş konuk yazarların yazılarını bu profilde bulabilirsiniz.

Misafir Köşesi ismine kayıtlı 1201 yazı bulunmaktadır.