Şairler Geçidi: Salih Uçak ile Konuştuk, Söyleşi, Ethem ERDOĞAN

Şairler Geçidi: Salih Uçak ile Konuştuk yazısını ve Ethem ERDOĞAN yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Şairler Geçidi: Salih Uçak ile Konuştuk

29.08.2022 09:00 - Ethem ERDOĞAN
Şairler Geçidi: Salih Uçak ile Konuştuk

Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

Öğrenme ve keşfetme meraklısı. Kalem ve kelam yoldaşı.

Şiir yazma biçiminizi anlatır mısınız? Şiirin mutfağı sizde nasıldır?

Aslında şiir kendini yazdırır. Hadi oturup bir şiir yazayım, deme lüksü yoktur şairin. Şiir, ansızın başlayan bir sağanaktır ve ne zaman, nerede, nasıl geleceğini, nerede duracağını yalnız kendi bilir. Bu, içe doğmak veya iç doğum olarak da yorumlanabilir. Şairin sonradan mutfakta yaptığı şey, küçük dokunuşlardır sadece. En azından benim için öyle.

Günümüz şiirlerinin sorunları nelerdir? Çözüm ne olabilir? Şiirimizin bugünkü durumu hakkında neler dersiniz?

(Tebessüm) Şiirin sorunu olmaz ki? Şairin sorunu olabilir ancak. Şiir gibi bir sanatın nasıl bir sorunu olabilir? Her devirde olduğu gibi bugün de şairler -veya müteşairler çünkü buna zaman karar verecek- yeni bir söylem geliştirmekle eskiyi taklit etme arasında gidip geliyorlar. Kökü mazide olan ati şiarına uyma noktasında ciddi sıkıntılar var. Eski şiiri bilmek ve kendi şiirini buna göre yeniden kurmak önemli. Ne yazık ki bundan çok uzak bir tabloyu görüyorum. Kelimelerle (Türkçeyle) ünsiyet kurmadan başarılı bir şiir yazma imkânı yok. Her şeyden önce dille hemhal olmalı şair. Bunu başarabilenler kalıcı olacaklardır. Dünü okumadan, bugünü inşa etmemiz ve yarına kalmamız ihtimal dışıdır.

Dergi takip ediyor musunuz? Hangi dergilerde yazdınız/yazıyorsunuz? Dergilerdeki şiirler üzerine neler söylersiniz?

Elbette. Aktif olarak "Ay Vakti" dergisinin yönetiminde olunca çok yakından ve mümkün olduğunca fazla sayıda dergiyi de takip ediyorum. Ay Vakti dergisiyle tanıştığımdan beri (2007) burada yazıyorum. Talep üzerine Bizim Külliye, Edebiyat Ortamı, İnsicam gibi dergilerde de yazdım. Akademik dergiler hariç. Bugün dergilerde iki tür şiir yayımlanmaktadır: Birincisi dolgu malzemesi, ikincisi şiir adına gelecek vadedenler. Şiiri ayağa düşürmemek gerek kanaatimce. Bu noktada dergi editörlerine çok iş düşüyor.

salih_ucak2

Hikâye / öykü türü günümüzün popüler edebiyat türleri arasında. Şiire ilginin az olduğunu düşünüyor musunuz? Evet ise neden?

Keşke şiire az ve öz ilgi olsa... O zaman belki daha iyi olur. Lakin hakkınız var son zamanlarda öyküye doğru ciddi bir eğilim var. Bu, elbette kötü bir şey değil. Yalnız tehlike şurada; hiçbir öykü kuramını bilmeyen, bu konuda kendini yormayan pek çok yeni yetmenin ben de öykücüyüm, öykü yazıyorum, diyebilme cesareti göstermesinde. Tıpkı şiirde olduğu gibi. Yoksa son zamanlarda kurgusuyla beni gerçekten şaşırtan genç anlatıcılar da yok değil.

Şiir sadece bireysel bir düşünüşün eseri mi yoksa toplumsal olay ve olgular da aynı oranda etkili midir?

Şiir kimindir, kimin için yazılır? Belki bu soruların cevabı sizin sorunuzu daha iyi şerh edebilir. "Sanat için sanat" veyahut "toplum için sanat" tartışmalarına girmeden şiir yazılıncaya kadar yalnızca şairindir. Şair, şiirini yazdıktan sonra da onun olmaktan çıkar, okurun/toplumun malı haline gelir. Bu noktada şairle aynı/benzer duygu ve düşünceye sahip olanlar onu çoğaltır veya azaltır (kabul görme açısından). Şair de her birey gibi bir toplum içinde yaşadığından mutlak suretle olay ve olgulardan etkilenir. Hatta onları etkiler. Bu, şiirin içeriğini etkiler; ancak şiirin estetiği tamamen şairine aittir. Yaşamdan yalıtılmış bir şair portresi mümkün değildir, fakat şair içinde yaşadığı toplumla kendini aynı düzlemde görmeyebilir.

Şiiri ortaya çıkartan koşullara ek olarak neler söyleyebilirsiniz?

Yeryüzünde kaç şair varsa o kadar da şiirin ortaya çıkma nedeni vardır. Bir parmak izidir şiir. Dolasıyla benzerlikler olsa da gerçek mana da her şairin -aynı zamanda şiirin- ortaya çıkışı farklı koşullara bağlıdır. Nedensellik ilkesini tek bir olay ve olguya bağlama imkânı yoktur.

Şiir ve şuur arasında birbirini etkileyen ya da tetikleyen bir ilgiden söz edebilir miyiz? Toplumun akıbeti açısından şiiri değerlendirmek mümkün müdür?

Şuursuz şiir olmaz. Şiir, doğası gereği bir aşkınlık halidir aslında. Bu aşkınlık hali, derinlerde daima şuurla birlikte mayalanır. Bu nedenle şiiri değerlendirirken şuuru bir tarafa bırakma imkânı yoktur. Şiir, bir yönüyle bütün tarihi ve kültürel kodları barındıran bir bütündür. Şair, şiirini ortaya koyarken farkında olarak veya olmayarak bu kodları, yeni bir şifreyle söylemiş olur sadece.

salih_ucak3

Şiirin metropol ya da taşra ile bağı nedir? "Büyük şiir büyük şehirlerde mi yazılır"?

Kadim bir tartışma. Şiirin mümbit yüreklerle bir ilgisi var ancak metropollerle veya taşrayla nasıl bir ilgisi var bilemiyorum. Gerilere gidersek Bâkî metropol şairidir, Fuzûlî taşralı… Peki Fuzûlî, Bâkî'den daha mı az başarılıdır? Sanat, gibi bireysel değerlendirmelerde kesin bir yargı bildirmek zor bu konuda. Zira "beğeni" kişisel alanla ilgili bir meseledir. Ama imkanlar bakımından bu konu değerlendirilebilir. Talih/talihsizlik bağlamında söylenecek cümleler mümkündür.

Şiirde kuşak kavramı üzerine değerlendirme yapmak ister misiniz? Bu konuda neler söylersiniz?

Şiirde kuşak kavramı, tarihsel açıdan kullanılabilir; ancak bir genellemeden söz etmek hata olur kanaatimce. Daha öncede dediğim gibi şiir, bir parmak izidir. Biriciktir ve farklıdır. Kategorik olarak benzerleri bir araya getirme veya ayırma edebiyat tarihçisinin işine yarayabilir, onun dışında bir işe yaramaz. Sadece gözden ırak tutulmaması gereken nokta; her şairin aynı şiir ırmağının içinde olduğudur. Bu ırmak dün vardı, bugün var, yarın da olacaktır. Debisi değişir, çağlayanları olur, kollara ayrılır, nihayetinde durulduğunda şiir denizini oluşturur.

Şiir eleştirisi var mı günümüzde? Bir şiir eleştirisi nasıl olmalıdır? Bu alanda dikkatinizi çeken isimler kimler?

Şiir eleştirisi var ama cılız. Retorik bakımdan belli bir yetkinliğe sahip olmayanların şiir/şair eleştirisi yapması doğru olmaz. Daha önceleri ciddi polemiklere ve reddiyelere varan bir eleştirinden söz etmek bugün imkânsız. Bu konu eksiktir ve yetkin kişilere ihtiyaç vardır.

Şiir, kurucu bir unsur olarak geçmişten günümüze birçok toplumun duygu ve düşünce bütünlüğü içerisinde hareket etmesini sağlayan bir etkiye sahip tür. Bu bakımdan şiirin kurucu rolü üzerinden kültür ve medeniyet okumaları nasıl yapılabilir.

Sadece şiir değil, bütün sanat eserleri böyle bir etkiye sahiptir. Şiir, doğrudan kalbe hitap etme gibi bir farklılığa sahiptir. Bu nedenle de erken tesir eder. Kurucu metinler veya toplumların varolma serüvenleri noktasında sözün tuzlanmasıdır şiir. Her toplum, en eskiye gitmek veya proto olana başvurmak istediğinde epopeye/destana gider. Yani şiire… Kültür ve medeniyeti inşa eden en önemli fenomen dildir. Dolayısıyla dil, yani edebiyat ve şiir başlangıçtır.

salih_ucak4

Şiirde usta-çırak ilişkisi bağlamında bu ilişkinin eğitim-etki/gölge riski üzerine neler düşünürsünüz?

Edebiyat kuramcısı Bloom, "güçlü şairlerin, güçlü selefleriyle ölümüne kapıştığını ve her çömezin mutlak suretle ustasından bir şeyler aşırdığını" söyler. Usta-çırak ilişkisi mutlaktır. Aslolan ustayı geçmektir. Ustanın gölgesinde kalan güneşi göremeyeceğinden kendi gölgesi olamayacaktır. H. Bloom'un "Etkilenme Endişesi"ni koumak lazım. Bendenizin "Estetik Kaygı" kitabı da bu konuları tartışır.

Folklor şiire düşman mıydı hala öyle midir?

Şiiri folklora kurban ederseniz olmaz. Ancak folkloru bir imaj ve imge olarak şiirde kullanırsanız bunda yadırganacak bir şey çıkmaz. Bu konuda nerede durduğunuz, estetik mesafenizin ne olduğu önemlidir.

Roman, hikâye/öykü yazarların birbirleriyle çekişmeleri pek gözlemlenen bir durum değilken şairlerin çekişmeleri, Türk edebiyatında en sık rastlanan bir durum olarak görülmektedir. Şiirin ve şairlerin çekişmeleri hakkında neler söylersiniz?

Şairlerin çekişmesi kadar güzel bir şey yok. Yeter ki bu hakkaniyetli olsun. Bir teoriye veya edebi düzleme dayanan her tartışma bereketlidir. Köksüz, şuursuz, belaltı çekişmeler zarar verir. Terakki çiçekleri tartışma tarlalarında yetişir. Bundan korkmamak gerekir.

Teşekkür ederim.

salih_ucak_4


Yazar: Ethem ERDOĞAN - Yayın Tarihi: 29.08.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 13.07.2022 21:12
752

Ethem ERDOĞAN Hakkında

Ethem ERDOĞAN

Kütahya doğumlu. 1995 yılında Alkım edebiyat dergisini bir grup arkadaşıyla beraber çıkardı. Yazı ve şiirlerini Alkım, Kırağı, İpek Dili, Edebiyat Ortamı, Hece ve Yediiklim edebiyat dergilerinde yayınladı.

Ethem ERDOĞAN ismine kayıtlı 179 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 5 kitap bulunmaktadır.

Twitter Kitapyurdu.com