Şairlerle Şiir Soruşturması: Oğuz Ertürk
M. Hüseyin Özer konuştu...
Bize Oğuz Ertürk'ten bahseder misiniz?
Kocaeli'nin müdavimi, iyi mısra ve iyi şiirin izinde, kutsallığı azalsa dahi öğretmenliğe inancı olan, Türk evladına söz vermiş, garip Yunus'un izinde ve kız evladı olan bencileyin.
Şiir ile ünsiyetiniz nasıl gelişti?
99 Marmara depremi beni şiirle tanıştırdı. Mistik bir hikâye değil hakikat. Belki de bu yüzden şiire olan hissiyatım büyük.
Daha sonrası ise lise yıllarında okuduğum şiir kitapları. Derken sözcüklerin büyüsüne kapıldım ki iyi söz antik çağdan yakın çağa kadar büyü olarak anılmıştır. Yakın çağ devrik krallar kanlı devrimler şiirden uzaklaşan medeniyet.
Şiir ile yaşadığınız hayat arasındaki ilişkiden biraz bahseder misiniz? Hayatınızdan şiiri çektiğinizde geriye ne kalır?
Hayat benim dünyamda iki unsuru çok iyi besler. Bunlardan biri şiir diğeri ise komedi. Şair içinde var olduğu toplumu ve coğrafyayı iyi bilmeli, "şairsin elindeki taş da ne". Şairin otobüste olmasına şaşıranlar var ama şiir o otobüsün içinden çıkıyor. Bir şiirimde şöyle demiştim "halkın partisi yoktur otobüsü vardır".
Şiir yazım hayatınızda bir ustanız var mıdır? Var ise kimdir ve katkıları nelerdir?
İlk ustam Selahattin Ensar KOMUT oldu. Şiirlerimin biçim olarak şekillenmesinde etkisi büyük. Son yıllarda eşim Ayşe ERTÜRK'ün eleştirileri yön veriyor, kendisi iyi bir okur ve iyi bir eleştirmen.
Şiir, şuur ve şiar üçlemesine bakış açınızı anlatır mısınız?
Şiir bir düşünme biçimi dolayısıyla şiirde felsefe olmazsa olmazlardan. Temel düşüncesi olamayan şeye laf salatası diyebiliriz. Şuursuz şiir olabilir mi?
Taşra, kasaba, köy ya da metropollerin mekânsal açıdan şiire katkıları nelerdir? Şiirinizde hangi mekâna sığınırsınız?
Mekân yalnız şiir için değil hayatın her alanında mühimdir. Antik çağlarda mekânı coğrafya şekillendirmiştir. Mekân dediğimiz şey aslında bir kültürün etki alanıdır. Bugün mekânların özellikle modern mekânların insana hitap ettiğini söylemek gülünç olur. Modern mekân bizi bir kafese sürüklemekten başka bir şey değil. "Bir tabure ile çıkabilirdik fethe" demiştim, insanı boğmayan ona hudut çizmeyen mekânları seviyorum. Bu yüzden modern zamanların otağı olarak diyebilirim ki taburelerden minberlere oradan da dünyaya açılabiliriz. Şiir ve mekân için Cengiz Bektaş hoca mutlaka okunmalı.
Günümüz şiirine olan ilgi ve iştiyakı yeterli buluyor musunuz? Bulmuyorsanız bu durumun sebepleri sizce nelerdir?
Günümüzde okur sayısı giderek azalıyor. Bir dergide yer alan kişi dahi yalnız kendi yazdığı dergiyi sosyal medya üzerinden paylaşıyor fakat yazdığı dergiyi bile alıp okumayabiliyor. Belki genelleme yapmak bu noktada yanlış ama öncellikle yazar olabilmek için iyi bir okur olmak gerekli. Şiire çoğunluğun yazmaya teşebbüs ettiği ama çok azımızın okuduğu bir alan diyebiliriz.
Gelenek mi, modern mi? Lirik mi, epik mi? Hece mi, serbest mi? İlham mı, deney mi? Ya da?
Şiirin ilk kısmı ilham gerisi çalışmadır demiş bir hocamız katılıyorum. İlk söz tetikten çıkar gerisi ise ivmeyi ayarlamakla alakalı. Ne tür yazıyorsanız yazın iyi bir emek vermeniz gerekir. Ben toplumsal şiirleri daha çok seviyorum.
Günümüz Türk şiiri poetik ve teknik açıdan yeterli ölçüde eleştiriliyor mu? Eleştiri kültürümüze bir eleştiriniz var mıdır?
Eleştiriyi hakaret olarak algılıyoruz. Fakat yapıcı eleştiri mühimdir. Eleştiri kültürümüz yok ki eleştirim olsun!
Bir okuyucu ve yazar olarak dergilerle ilişkiniz nasıldır? Dergilerin şiir dünyamıza katkısı açısından neler düşünüyorsunuz?
Dergiler güncel edebiyatı yahut ilgi alanımızı takip edebildiğimiz önemli mecralardır. Dergiler iyi şairin ocağı olur gelişmesine fayda sağlar. Fakat son dönemlerde popüler ve görünürlük denilen bela iyi şiiri ve iyi dergiyi görünemez hale getirdi. Dergiler elbette kıymetini koruyor, çağdaşımız şairlerin sesleri bizim için kıymetlidir.
Sadece üç şairi okuma hakkınız olsa bu şairler kimler olurdu? Sadece üç şiir okuma hakkınız olsa bu şiirler hangileri olurdu?
Nazım Hikmet, Sezai Karakoç ve Alper Gencer okumak isterdim. Üç şiiri seçmem çok zor. Diğer tüm iyi şiirlere yanlış yapmış olurum.
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 16.11.2023 09:52 - Güncelleme Tarihi: 03.09.2024 22:41