Salgın Eseri Değil Yalnızca; Salgının Eseri, Edebiyat, Mustafa ATALAY

Salgın Eseri Değil Yalnızca; Salgının Eseri yazısını ve Mustafa ATALAY yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Salgın Eseri Değil Yalnızca; Salgının Eseri

17.01.2025 09:00 - Mustafa ATALAY
Salgın Eseri Değil Yalnızca; Salgının Eseri

Virüsler adını verdiğimiz küçük mikroorganizmalar, hayatımızın her alanında bizimle birlikte büyük ekosisteme hizmet ederler. Canlı-cansız olmalarıyla ilgili düşünceleri bir kenarda tutarsak, bu mikroorganizmalar konak dediğimiz yaşayıp bölünebilecekleri ortam bulana kadar bir hiç, o ortamı bulduktan sonra kendilerinden geçecek hızda çoğalarak bulunduğu konağı kaplayan birer kontrolsüz canlılara dönüşürler.

Bu canlılarla insanlığın kesişmesi oldukça eskiye dayanırken, hayvanlarla ilişkilerinin ise muhtemelen çok daha eski zamanlara dayandığını kestirebilmek güç değildir. Neredeyse dünya kurulduğundan bugüne yer yüzünün şekillenmesi, toprağın verimli hale gelmesi, iklimlerin oluşumu gibi büyük olaylarda dahi etkilerinin olduğu su götürmez bir gerçektir. Bu açıdan gözle görülmeyen bu varlıklarla birlikte olmak, onlarla çalışmak ve onları tanımak bazen oldukça tehlikeli bir durumu da beraberinde getirmektedir.

Richard Preston'un kaleme aldığı Sıcak Bölge adlı eser, bir salgın eserinden ziyade salgının eseri olarak öne çıkmaktadır. Virüs araştırma merkezleri, hayvan transferleri, maymun evleri derken büyük oranda salgın ve bu salgının izlerini takip eden eser, bir salgını başlatan ana etmenleri araştırma misyonu da içermektedir. Preston belki de bu eserle bütün insanlığa hiç ummadığı yerden çıkacak bir salgını göstermek istemektedir. Ebola, Ebola Zaire, Malburg ve daha fazlası… Eser Afrika topraklarında unutulmayacak bir tecrübeyi ele almaktadır.

Preston, romanı akıcı bir dille, karakterlerine yer yer diyalog kurdurarak, yer yer de bilinç akışı tekniğine uygun ilerleyerek, eserin genelinde ise iç çözümleme tekniğini kullanarak oluşturmaktadır. Hızlı, heyecanlı ve merak uyandırıcı bir akış sunarak, okuru sürekli diri tutmayı hedeflemektedir. Ayrıca betimlemeleri ile karakter örgüsünü bir bütün halinde sunarak okuru sürekli olay akışının içinde tutmaya çalışmaktadır. Anlatıcı sonraki görüşmelerde elde ettiği verileri olay içinde ara ara aktarırken, eserin geneline dair çıkarımda bulunmaya çalışan okura da yardımcı olmaktadır.

Eser, Charles Monet adındaki Fransız vatandaşının normal bir günde, sıradan bir baş ağrısı yaşamasını aktararak başlamaktadır. Öncesinde şehirden uzak bir villada eğlenmesini ve noel gecesini arkadaşıyla geçirmesini anlatmayı da ihmal etmemiştir. Monet'in baş ağrısı artıyor, aspirin almasına rağmen ağrı geçmek yerinde daha da şiddetleniyor ve sanki başının içinde geziniyordu. Bu durumu mide bulantısı, ateş ve kusma izlemiştir. Yüzü ise tüm yaşam belirtilerinin silip kaybolduğu düz bir zemine dönmüştür. Gözleri parlak kırmızı renkte ve gözleri donmuş gibiydi. Hastalık yayıldıkça kanama da başlamış ve sanki iç organları sökülüyormuş gibi her yerinden kan gelmeye başlamıştı. Bütün organları eriyerek bir kan torbasına dönüşmüş ve can vermişti.

Çarpıcı başlangıç olan bu dehşet verici ölüm üzerine, yazar yönümüzü virüslere ve yaşam alanlarına çeker. Virüs araştırma ekibinin çalışmaları, hiyerarşisi, orada çalışan karakterler üzerinden detaylıca okurlara sunulmaktadır. Eserde özel olarak Ebola Zaire, Ebola Sudan ve Malburg denilen üç Ebola türü aktarılmaktadır. En kötüsü yakalananların onda dokuzunun vefat ettiği Ebola Zaire'dir. Ebola Sudan ve Malburg'un ardından eser dördüncü Ebola türü olan Ebola Reston'un hikayesini anlatır. Normalde beş türü olan Ebola'nın isimleri şu şekildedir: 1- Bundibugyo Ebolavirüs 2- Zaire Ebolavirüs 3-Sudan Ebolavirüs 4- Reston Ebolavirüs 5-Tai Forest Ebolavirüs. Ebolavirüs yazarın anlattığı kadar yoğun kanamalarla karakterize bir hastalık değildir. Kanama bu hastalığın bir parçasıdır, fakat bir kan haline dönüşen insan uç bir örnektir.

Ebolavirüs Orta ve Batı Afrika'da ortaya çıkmış, kendisine tropikal ormanların yabani hayvanları yoğun olarak misafir ettikleri bölgeyi sığınak olarak seçmiştir. Orada konaklardan diğer konağa geçişle birlikte kendisine uygun olan primat olan maymun ve insan üzerinde derin bir tahribat yapmıştır. Yapılan çalışmalar meyve yarasasının virüs için çıkış noktası olduğu üzerinedir.

Eser bir gerçeklik olan Ebola üzerinden, bir kurgu olan fakat gerçeklikten de yine pay içeren Amerika Birleşik Devletleri Ordusu Bulaşıcı Hastalıklar Tıbbi Araştırma Enstitüsü (USAMRIID) aracılığıyla dinamik bir akış yakalamıştır. Mekan olarak temele biyogüvenlik araştırma merkezini koyan yazar, özellikle giriş bölümlerinde oldukça fazla biçimde, romanın başına koyduğu haritadan yerler anlatır. Bu yerler aynı zamanda virüslerin yaşadığı ekosistem olması açısından da özellikle üzerinde durulur. Her ne kadar direk çıkış yeri tespit edilemese de, yoğunlaşılan yerlerin sınırları belirlenmiştir; Elgon Dağı-Kitum Mağarası.

Eserde sıklıkla bu mağaraya atıf yapılır. Bu mağara, farklı gözler tarafından 3 kez oluşumundan başlayarak içinde bulunanlara kadar birlikte anlatılır. Dünyanın en tehlikeli mağarası olarak görülen bu mağara vahşi yaşamın izlerini taşımaktadır. Eser aslında bir gerçekler bütünüdür. Daha ilk sayfada bu hikayenin gerçek olduğu, yazarın, anıların bıraktığı boşluktan sızarak bir kurgulamada bulunduğu da açıkça belirtilmektedir. Yazıldığı dönem itibariyle bir bilim-kurgu olarak görülse de Koronavirüs sonrası bunun gerçeklikten oldukça fazla pay içerdiği herkesçe malum olacaktır.

Yazar metnin dinamizmini iyi yönetmektedir. Diyaloglar, yorumlar, açıklamalar, olaylar, açıklamalar, diyaloglar ve yorumlar şeklinde dairesel bir döngü kurmaktadır. Eseri başarılı kılan da bu döngüde kırılmalara ve yorucu uzatmalara meydana vermeden geçişleri sağlamasıdır. Metnin arkasında karakterlerin tanıtımı ve bir sözlük de bulunmaktadır. Eseri anlamaya yardımcı olduğunu düşündüğümüz bu incelik de yazarın hanesine yazılan artı bir puandır.

Yazar bir salgın eseri ile salgını direk aynı metin düzleminde oluşturmuştur. Katmanlı bir yapı kurmamış ve gerek salgını gerekse de kahramanlarını belirli sınırlar içine hapsetmiştir. Salgının Afrika'da yaptıklarından ziyade, kırsaldan şehre uzanan hikayesi yazar için daha önemlidir. Şehrin kendisini emin hissetmesinin önüne geçecek anlatı, sınırsız mekandan sınırlı mekana dönüşü olumlayarak resmetmesi açısından da ilgi çekicidir. Afrika'da başlayan salgının yine aynı yerdeki hikayesi bir şehirdeki Maymun Evinde son bulur. Yazar son bölümde bu sınıra dayanamaz ve tecrübesini sınırsızlık içindeki Kitum Mağarasındaki gözlemleriyle sonlandırır.

Virüs, araştırma, ordu, maymun evleri ve daha nice konunun aktarıldığı eser salgın eserleri arasında kurgusu yönünden olmasa da anlatım ve salgının eseri olması açısından öne çıkan bir eserdir. Malumun ilamı olan kurumlar, yapılar ve araştırmalar özellikle hepimizin içini ısındıracak hikayelerle aktarılırken, bu yapıların masumane olduğu hissiyatı da kuvvetlendirilmeye çalışılmıştır. İnsanlığın iyiliği adına mücadele verdiği gösterilen bu kurumların, aynı zamanda anlık bir hatada bütün dünyaya virüs yayabilecek bir potansiyelin merkezi olduğu görülmektedir. Covid-19'un bir araştırma merkezinden çıktığına dair iddialar da bu eserle birlikte değerlendirildiğinde, hiç de yabana atılacak bir boyutunun olmadığı görülecektir.

Sıcak Bölge

Richard Preston

İnkılap Yayınları

Çev.: Enver Günsel

332 Sayfa


Yazar: Mustafa ATALAY - Yayın Tarihi: 17.01.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 30.12.2024 14:30
3.144

Mustafa ATALAY Hakkında

Mustafa ATALAY

Bir gölün kıyısında 88 yılının Temmuz sıcağında hayata gözlerini açtı. Eğitiminin büyük bölümünü burada geçirdi. Bir denizin kıyısında 2007-2012 yılları arası Üniversite eğitimiyle birlikte hayat eğitimi de aldı.

Bir gölün kıyısına döndüğü yaşamını, 2012 Ağustos'undan bu yana 'Lale'lerle bezeli düşüncelerle 'Eczane'sinde devam ettiriyor.

Okuyor, yazıyor, çalışıyor ve başka alanlarda eğitimine devam ediyor.

Daha önce Üniversite bünyesinde çıkarılan Sentez Dergisi'nin editörlük ve yazı işleri sorumluluğu görevlerini üstlendi. Kardelen Derneği Bülteni'nin editörlüğünü yaptı. Dernek ve Vakıf bültenlerinde ara ara göründü, Alıntılar Mektebi'nde talebe oldu, Yolcu Dergisi'nde nefeslendi, on5yirmi5.com'da uzun bir serencamı oldu. Kitaphaber.com.tr'yi ise evi gibi görüyor...

Mustafa ATALAY ismine kayıtlı 121 yazı bulunmaktadır.

Twitter Facebook Kişisel