Sedat Umran ve Şiirine Dair 13

Parmak Uçlarımdaki Yangın Kitabındaki Nesne Şiirleri
Umran, her şiir kitabına eşyaya dair umutlarını, korkularını, sevgilerini, nefretini bir merak altında ortaya koyabilmeyi beceren ender şairlerdendir. Onun eşyadaki duyuşu, eşyaya dair hassasiyeti, eşyaya olan bir özlemin, farklı bakış açısının, yaklaşımın ve duyarlılığının ürünüdür. Şair bakışı altında bakar eşyaya ve diğer olay ve olgulara. Çünkü eşyanın ondaki yeri diğer insanlarınki gibi değildir. Muhteşem yalnızlıklar içerisinde boğulurken eşyayı bir tür sığınma aracı olarak görmüştür. Parmak Uçlarımdaki Yangın adlı eseri basım olarak bulunamadığından dolayı toplu şiirlerini yayınladığı Sonsuzluk Atı adlı eserinden alınmış ve, eşya konulu şiirleri aşağıda sıralanmıştır:
"Kilit İle Anahtar
I.
Ben kilidim, sen anahtar
İçimde döndüğün ânda
Gıcırtısını uzaktan duyan da
Bilir ki altın yüreğin
Kalbimin tam ortasında atar
II.
Al kalbini eline
Sonra at denize
Seni son kez dolanayım
Çıkardığım halkalara bak
Dalıp git beliren ize…
III.
Beni kendine sımsıkı kilitle
Rûhum tutsaklığına muhtaç
Sıkılsam bile söylemem sana
Ne zaman istersen beni aç!..." (Umran, Sonsuzluk Atı, 2000, s. 278).
Kilit ve Anahtar şiirinde Umran, sevgilisine bir anahtara, kendisini de bir kilide benzetir. Anahtar, kilidin içinde dönerken çıkarttığı sesi dışarıdan dinleyenlerin sevgilinin kalbinin sevenin içinde attığını anladıklarını ifade eder. Üç bölümden oluşan şiirin ikinci bölümünde sevgiliye dolanma isteğini, üçüncü bölümde ise sevgiliye kilitlenme isteğini dile getirir, ne zaman isterse kendini çözebileceğini ifade eder. Kilit ve anahtar metaforu başkaca şairler tarafından da benzer anlamlarla kullanılagelen ifadelerdendir. Umran da şiirini seven-sevgili ekseninde ele alarak işlemiştir.
"Kırık Ayna
Beni çoğaltmak için
Bin bir parçaya böldün
Bir aynaydım
Kırıldım sana!.." (Umran, Sonsuzluk Atı, 2000, s. 279)
Umran'ın aynayı şiirde kullanışı, birbiriyle benzerlik göstermektedir. Kırık Ayna şiiri de çoklukla kullandığı ifadelerdendir. Kırılarak sevgiliye çoğaldığını ifade etmektedir. Sevgili onu ne kadar kırsa da ona olan aşkı ve sevgisi artmaktadır.
"Anahtar
Gözlerin bir çift anahtar bende unuttuğun
Yüreğimin zinciri ucunda ışıldayan;
Kilitli bakışlarımızda aşkımızın bahçesi
Açsak mı açmasak mı? Hep bunu soruyoruz…" (Umran, Sonsuzluk Atı, 2000, s. 280).
Anahtar şiiri, Umran'ın Kilit ve Anahtar şiiri gibi fakat bu sefer farklı bir anlamla ele aldığı şiiridir. Sevgilinin gözlerini bir çift anahtara benzeterek kalbinin kilidini açmaya yarayan ve bunu da başarabilen bir eşya olarak görmektedir.
"Bozuk Telefon
Gözlerinin jetonu düşer düşmez içime
Bir 'tık' sesiyle çözülür yüreğimin dili
Aramızda bir konuşma sürüp gider ikili
Varlığım bütünlenir olmuşken lime lime
Bozulunca telefon, gözlerinin jetonu
Kalır derinliğimde, bir türlü çıkaramam
Bana artık uyumak, yemek ve içmek haram
Her bir aşk masalının elbet hazindir sonu!.." (Umran, Sonsuzluk Atı, 2000, s. 285).
Bozuk Telefon şiirinde Umran, sevgilinin gözlerini jetona benzetir. Sevgilinin gözleri ile kilidi açılır, sevgiliye böylece açılır. Fakat telefonun bozulması, yani sorunu kendinde bularak sevgilinin gözlerine her zaman cevap veremediğini, bu durumun da aşkın hazin bir sonu olarak yansıdığını ifade etmektedir.
Kılıç şiiri Leke şiirinde 174. Sayfada yer aldığından burada tekraren alınmamıştır.
"Kara Işıldak
Ölüm karanlık saçan dev ışıldak
Bir büyür, bir küçülür yansımasında;
Ömür akıp giden bir sudur ki
Bu kara parıltıdan bir iz her damlasında!.." (Umran, Sonsuzluk Atı, 2000, s. 292).
Kara Işıldak ismi başka bir eserine isim olmuş ve farklı biçimlerde defalarca kullanılmıştır. Bu şiirinde ise ölümü karanlıklar yayan bir ışıldağa benzetmektedir.
Fıskiye başlıklı şiiri Kara Işıldak adlı eserinin 76. Sayfasında, Heykelin Düşü başlıklı şiir Leke kitabında sayfa 143'te ve Sünger başlıklı şiiri Leke kitabında sayfa 26'da yer alındığı için bu eserinde tekrardan değerlendirmeye alınmamıştır.
"Mumun Ölümü
Ağzı ufacık, ince, uzun bir kara delik
Damla damla ağlıyor, canı bir üflemelik
Sessiz gözyaşlarının mendili boş çanağı,
Biri avutsa bari, yok ki hiç duracağı
Yakıp yok etti onu içindeki fitili
Belli müthiş gizini yazıyor ışık dili
Her gece aynalarda çizerek helezonlar
Bir mumun içindedir başlangıçlar ve sonlar" (Umran, Sonsuzluk Atı, 2000, s. 296).
Mum, şiirde genellikle onun etrafında uçup duran ve ardından dayanamayıp kendini ateşe atan pervane kelebeğiyle anılagelmiştir. Umran da bu şiirinde mum üzerine düşüncelerini farklı biçimlerde yansıtarak aktarmaktadır. Mumu damla damla ağlayan, konulduğu çanağı mendile, içindeki fitilin onu yok ettiğini ve her gece aynalarda helezonlar çizen bir başlangıçlar ve sonlar bütünlüğü olarak yansıtmaktadır.
Yazar: Tuğba D. CAN - Yayın Tarihi: 17.01.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 07.01.2024 16:10