Sedat Umran ve Şiirine Dair 17
Sedat Umran, Türk şiirinde ele aldığı konular bakımından diğer şairlerden çok farklı bir konuma sahip bir isim olarak yer tutmaktadır. Şiirlerinde ele alıp işlediği konular genellikle eşya eksenli olup, eşyanın hakikati üzerine yoğunlaşmaktadır. Eşya ile kurduğu bağ dolayısıyla incelemeyi hak eden bir şair olan Umran, gerek eserlerinde işlediği eşyalar gerekse de bu eşyalar üzerinden genel olarak eşyaya bakış açısı dikkatle üzerinde durulması gerekli bir mesele haline gelmiştir.
Sedat Umran, hayatıyla ve sanatıyla Türk edebiyatında salt kendi şiiriyle değil, dilimize kazandırdığı çeviri şiirleri ve diğer şairlerin, hatta döneminin genç şairlerinin bile şiirlerini ezbere bilen, şiiri hayatının merkezine oturtmuş bir şairdir. Gençlik yıllarında Ahmet Haşim'in şiirleriyle bu alana bağlanan, olgunluk döneminde ise Necip Fazıl, Sezai Karakoç gibi Türk şairlerden ve Rilke, Schiller, Goethe gibi usta şairlerden etkilenmiş bir nevi şiiri saplantı haline getiren Umran, şiiri vazgeçilmezi olarak kabul etmiş, hayatını şiir ekseninde kurgulamış ve alacağı kararları da yine şiirle vermiştir. Kendisine şiirle uğraşacak zamanları arttırabilmek için kimi zaman işinden vazgeçmiş, kimi zaman işe başlarken şiire daha fazla vakit ayırabilmek için bu durumu baştan ifade etmiştir. Emekli olduktan sonra da şiirle daha fazla iştigal olabilmek için otellerde yaşamış, çay ocaklarından ve şiir etkinliklerinden ömrünün sonuna değin vazgeçmemiştir.
Eşya, Umran için "şeyler"in dışında, daha geniş bir anlamdadır. Umran eşyayı, ünsiyet kurulan, bu ünsiyetle bütünleşilen "şeyler" olarak düşünmüş ve bunu şiirinde işlemiştir.
Günlük hayatımızı kolaylaştıran eşyaların kimi zaman adını bile önemsemeden, gereken özeni göstermeden, tüketim kültürünün bir getirisi olarak, emeğe yabancılaşarak kullanıp atmaktayız. Umran, tüketim endüstrisinin bu durumuna karşı çıkarak eşya ile ünsiyet kurar, eşyayı şiirlerine konuk ederek onları irdeler, eşyaları kullanım amaçları dışında, anlamları üzerinden yeni kapılar açmaya çalışmaktadır..
Umran, şiirlerinde birçok farklı eşyayı işlemektedir. Üzerinde yoğun olarak üzerinde durduğu eşyaların başında "ayna" gelmektedir. Ayna, bir nesne-insan ilişkiselliği içerisinde ele alınmıştır. Aynayı kimi zaman "zaman" teması, kimi zaman "trajik ben" teması, kimi zaman "özlem" teması dâhilinde işlemektedir. Trajik ben, Umran'ın sıklıkla başvurduğu bir temadır. Aşkını, yalnızlığını, özlemlerini, korkularını, mutluluk ve üzüntülerini bu tema ekseninde işlemiştir. Aynaları bir tür hakikati yansıtan bir araç, yalanlarla dolu dünyada gerçeği haykıran yegâne unsur, hislerini yitirmiş kaskatı kesilen insanların karşısına bütün hisleri ve gerçekliğiyle aynayı koymaktadır. Ayna, Umran için hakikat ve sanal ayrımında kendisini muhasebeye çektiği eşyadır. Bu eşya ile kendini keşfetme yolunu seçer. Ayna ile dertleşir, aynalara kızar, aynalarla üzülür, aynalarla sevinir. Ayna, Umran'ın iç âleminin dış âlemle kurduğu bir bağlantıdır. Diğer eşyalarda olduğu gibi, ayna üzerinden düşünür ve düşüncelerini yansıtır.
Umran'ın şiirlerine konu olarak aldığı eşyalar, tesadüfi olarak karşılaştığı eşyalardır. Gündelik hayatında karşılaştığı eşyalar üzerine eğilerek, onları şiirlerine işlemiştir. Bu onun için herhangi bir eşya olabilir. Odasında, oturduğu yerde, yürürken karşılaştığı, izlediği, gözüne değen herhangi bir eşya şiirinde işleyebileceği bir eşyadır.
Ayna, Umran için ontolojik çözümlemelerin yapıldığı bir alandır. Salt bir nesne olarak değil, birçok farklı anlamlara gelebilecek şekilde aktarılmıştır. Garip Aynalar, Obur Aynalar, Yalan Söylemiyen Aynalar gibi birçok başlık altında sıraladığı aynalara ayrıca bir kitap bütünlüğü içerisinde bakmıştır. Aynada Gün Doğumu adlı eser, Umran'ın aynaya verdiği değerin bir göstergesi olarak ifade edilebilir.
Umran'ın şiirlerine direkt olarak aldığı ve şiirlerine başlık olarak kullandığı yüzdokuz eşya vardır. Şiirler bu başlıklar altında toplanmıştır. Bazı başlıklar tek şiirden oluşurken bazı başlıklar ise birden fazla şiirden oluşmaktadır.
Üzerinde en fazla durduğu eşya ise "ayna"dır. Bu bakımdan Umran için bir eşya şairi denilebilir, daha özel de bir ayna şairi olarak anılabilir. Ayna kadar olmasa da şiirlerinde yoğun olarak kullandığı diğer eşyalar, fıskiye, manken, mektup, balon ve bilardo toplarıdır. Bu eşyaları da farklı biçimlerde ve anlamlarda kullanılmıştır.
Umran, şiirlerini yazarken ses ve anlam benzerliklerinden faydalandığı nesnelerle eşyalara farklı bakış açıları kazandırır. Örneğin gözlüğü sözlük ile bağdaştırarak aktarır. Bu iki kelimenin seslerinin birbirine benzerliğinden faydalanır, ikisinin de kelimelerin net bir biçimde gözükmesine yardımcı olduğunu ifade eder. Sünger, mıknatıs, kürdan, zamk, terlik, yürüteç, sarkaç, iğne, sürahi, tarak, vantilatör, tirbuşon, musluk, papyebuvar vs. gibi nesneleri şiirine alan Umran, şiir için ele alınacak kelimelerin, eşyaların sınırının olmadığını ispatlar niteliktedir.
Modern çağın artık vazgeçilmez bir unsuru olarak "tüketim" bir olaydan ziyade bir olgu haline dönüşmüştür. Bu olgu, modern insanın dünyaya, dolayısıyla düşünceye ve bakışının bir yansıması olarak okunabilir. Kapitalist düşünce açısından "metaya" ve "emeğe" yabancılaşmış insan için Umran'ın şiirlerinde cevaplar bulmak mümkündür. Çünkü o, eşyanın ayırdına vardırarak insanların bu eşyalara dair bakış açılarını değiştirmeye çaba göstermektedir. Şiirleri bu çabanın en büyük örneğidir. Umran'ın eşyaya bakışı her insan gibi değildir. O eşyanın hakikatine vâkıf olmaya çalışmakta, metafiziksel bir unsur olarak irdelemektedir. Umran, eşyanın ortaya çıkış serüvenine dair ipuçları sunmakta, o eşyaları konuşturarak hangi amaca hizmet ettiğine dair ifadeler kullanmaktadır.
Tüketim endüstrisinin bu gün popüler kültür ile al-kullan-at mantığı içerisinde insanlığı bir tüketim canavarına sürüklemesi birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Bu sorunların başında eşyayla olan bağın odak noktasında değişimler yaratması bağlamında bir okuma yapılabilir. Şiir, bize hakikatle direkt bağlantıyı sağlayan bir unsur olduğu için, her şair bize hayatın ve hakikatin farklı bir yansımasını sunmaktadır. Umran, yaşadığımız çağın eşyalar üzerinden nasıl okunması gerektiğinin bir tür yansımalarını sunmaktadır. Bu vesileyle insanoğlunun görüp göreceği, duyup hissedebileceği, yaşayıp içinden çıkılmaz bir hale gelen sorunlarını, problemlerini eşya ile ünsiyet kurarak, kendi üzerinden bir anlatımla aktarmaktadır.
Umran, her insan gibi modern çağın bunalımlarını yoğun bir şekilde hissetmiş, bu bunalımlardan kaçmamış, onları şiirlerine işlemiştir. Eşya ile olan bağı, bu bunalımların bir tür yansıması olarak okunabilmektedir. Bireysellik, modernizmin getirdiği bir sonuçtur. Bireysellik normatif ilişkiler yumağı içerisinde insanoğlunu yalnızlığa sürüklemektedir. Umran da bu yalnızlığı yoğun bir biçimde yaşamış, bu yalnızlığını şiirle gidermeye çabalamıştır.
Umran şiirle olan temasını eşyaya yansıtarak, bir nevi eşyayı şiirle işleyerek yeniden yorumlamıştır. Onun için eşyalar, herhangi bir eşya değil, farklı dünyaları içerisinde barındıran, kendine göre bir hayatı olan "şeylerdir".
Kendini dilini bulmuş, bakış açısını ona göre konumlandırmış her şair, hayatın her insana gizli kalmış sırlarını bir nevi dökmekte, ortaya koydukları eserlerle bir "şuur ayaklanması" yapmaya çalışmaktadırlar. Ortaya konulan bu çalışmanın ana konusu Sedat Umran'ın şiire ve eşyaya olan bakış açısıdır. Edebiyatın sağlamış olduğu perspektif ve akademik imkân ile Umran'ın hayatı, sanatı ve eserleri sadece kendi eserleri bağlamında değil, farklı kaynaklarla değerlendirilerek ortaya konulmuştur.
Sedat Umran şiirinin diğer şairlerden farkı, belirgin bir biçimde eşya ile kurduğu bağda aranmalıdır. Çünkü eşya, Umran'da farklı bir boyutta konumlanmakta, insanlara aktarılacak duyguların aracı olarak kullanılmaktadır. Gündelik hayatımızın vazgeçilmezi olan eşyalar, kültürlenme süreci içerisinde büyük önem arz etmektedir. Umran da eşyaya bu yaklaşımla bakmakta, eşyanın önemini şiirlerinde ortaya koymaktadır. Umran, şiirini ortaya koyarken eşyayı temel odak noktası, hareket noktası olarak alır.
Yazar: Tuğba D. CAN - Yayın Tarihi: 13.03.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 03.03.2024 17:25