Şehir ve Kültür Dergisinin 38. Sayısı Yayımlandı
Tâ Malazgird ovasından yürüyen Türkoğlu / Bu nefer miydi? Derin gözleri yaşlarla dolu,
Yüzü dünyâda yiğit yüzlerinin en güzeli / Çok büyük bir işi görmekle yorulmuş belli;
Yahya Kemal Beyatlı
Müslüman Türk Milletinin tüm hassasiyetlerini, yazdığı şiirlere nakşetmiş önemli bir şairimizdir Yahya Kemâl.. Onun yazdıklarından yola çıkarak bir zaman ve manâ metaforunu her zaman yaşarız. Bu yazımda da onun şiirlerinden yola çıkarak hem kendi yazdıkları hem de edebiyatımızda bu konuda yapılan yorum cümlelerini buraya alacağım. Cümleler tarihe yazılmıştır, bu nedenle (Bu metinleri toparlamakta, yazdığı tez metinle örnek olan Özcan Bayrak'a Beşir Ayvazoğlu'na, Mustafa Özbalcı'ya teşekkür ediyor, Nihat Sami Banarlı'ya rahmet diliyorum) Bugünlerin anlam ve önemine binaen kalıcı ifadelerin altını çizmek istiyorum..
Türk Dil Kurumunun kuruluş günü olan 26 Eylül 1932 tarihi ülkemizde dil bayramı olarak kutlanır. Bu yıl 85.yılı kutlanacak Dil bayramımızın.. Yahya Kemal, Türk Dil Kurumunun kuruluş yıllarındaki anlamsız hezeyanlarının aksine Dilimizin hususiyetlerini ve hassasiyetlerini şiirlerinde nakış gibi işleyerek bize göstermiştir.. Dil, Vatan, Millet, Bayrak ve tabii ki Devlet bizim hassasiyetlerimiz.. "Bir gün Camille Julian'ın bir cümlesini okudum. Bu cümle benim, milliyetimizin ve vatanımızın teşekkülüne dair dağınık düşüncelerimi birdenbire yeni bir istikamete sevk etti.
Camile Julian'ın cümlesi şuydu: "Fransız milletini, bin yılda Fransa'nın toprağı yarattı. Bu cümle kafama birdenbire yeni bir ufuk açmıştı. Artık milliyetimize dair fikirlerim bu cümlenin ilham ettiği noktada birleşiyordu." "Yahya Kemâl Türkçesi ne bir tesadüf, ne de moda hareketlerle müşterek bir dil cereyanının eseridir. Şair, Türkçenin Türkiye topraklarındaki güzelleşmesi tarihini adım adım takip ederek, milletimizin asırlar boyunca bu lisana verdiği güzellikteki sırları araştırmış, bulmuş ve onu terennüm etmiştir.
Batı şiir lisanlarının kendi milli dehaları içinde asırlarca nasıl işlendiğini görüp, aynı ses ve söyleyiş üstünlüğünü Türkçeye de vermek için gereken yolları araştırmaktan doğan bu netice, şairin kendi dil ve sanat sevgisiyle kendi gayretiyle ve kendi lisan felsefesiyle elde edilmiştir." "Yahya Kemâl, yıllardan beri aydınlarımızın konuşmaya ve dinlemeye bile değmez gördüğü irfan sahibi insanlarla dostluk kurmuş ve tarihî kimliğimizi onlarda bulmuştur. Sesindeki berraklık ve temizlik de bundan gelir. O, yıllardan beri dikkate alınmayan sokaktaki adamla diyalog kuran ve ondaki değerleri tarihi kimliğimizle bütünleştiren ilk çağdaş Türk aydınıdır" Şaire göre; coğrafi mekânı vatan yapan kollektif ruhtur. Kollektif ruh, en iyi ve en güzel şekilde İstanbul'da tezahür etmiştir.
Yahya Kemâl'in vatan anlayışında, 1071 yılında yapılan Malazgirt Meydan Muharebesi sonucu açılan topraklar vatanı teşkil eder. Vatan, maddi ve manevi unsurlarla üzerinde yaşanılan kutsal mekândır. "Yahya Kemâl'in tarihimizde en çok özlediği devirler, dikkat edilirse, "hayat hamlesi"nin en güçlü olduğu devirlerdir. Çok önemli dönüm noktaları olan Malazgirt zaferi ve İstanbul fethi onun düşüncesinde ve sanatında önemli bir yer tutar." Toprak parçasının vatan olarak kabul edilmesinde dil çok önemlidir. Yahya Kemâl bu konudaki görüşlerini şöyle dile getirir: "Türkçenin çekilmediği yerler vatandır. Ancak çekildiği yerler vatanlıktan çıkar. Vatanın kendi gövde ve ruhu Türkçedir." Tâ Malazgirt ovasından yürüyen Türkoğlu mısraı Anadolu da Türk tarihinin başlangıç noktasını ifade eder. "Bu nefer" bütün bir millettir. O, bizim dün, bugün ve hatta yarınlarımızın bir aynasıdır.
Millet olmak için süreklilik esastır. Milletler tarihleri ve tarihi süreçleri içerisinde oluşturacakları medeniyetle varlıklarını devam ettirirler. Bu bakımdan millet, tarih medeniyet bir bütünlük ve süreklilik arz etmelidir. Yahya Kemal hayatının her alanında milletimizi ayrıcalıklarının farkına varılmasına, üzerinde yaşadığımız toprakların ne kadar önemli olduğuna, topraklar üzerinde yaşamış olan atalarımızın bırakmış oldukları kültür ve medeniyete, milleti millet yapan değerlere dikkat çekmek istemiştir. "Yahya Kemâl, tarih içinde Türk milliyetini meydana getiren büyük mimariye ve mimariyi yaratanın sanatına hayran olmuş; onun bu mimaride kullandığı bütün malzemeyi yakından incelemiştir. Kahramanlık, asalet, fedakârlık, tevazu, şevk ve iman unsurlarıyla birleşen, şiir gibi, musiki gibi, mimari gibi güzel sanatların böyle bir milliyeti nasıl ifade ettiklerini araştırmış, bulmuş, şiirlerini bu zengin malzeme içinden seçtiği güzelliklerle söylemiştir." Millet olarak milli hayatımızın devamını sağlamak için milli mazimizi iyi bilmeli; örf, adet, kültür eserlerimizi iyi tanıyıp korumalıyız. Bu bakış açısı şairin birçok şiirinin kaynağını oluşturur. Vatan, bizim Kendi Gök Kubbemiz'dir. Yahya Kemal, eserlerinde ortaya koyduğu değerler; Şehir ve Kültür dergimizin sahip çıktığı ve takipçisi olduğu değerlerdir. Yahya Kemal'i saygıyla ve hürmetle selamlıyoruz.
Biz, Kültürümüze ve Şehirlerimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.. Yeni bir sayı ile sağlıkla mutlulukla huzurunuzdayız. Aynaya bakıyoruz tabi ki, önce kendimizi düzeltiyoruz. Sonra huzurunuza çıkıyoruz..
Hz.Mevlana Diyor ki; " Toprak ol ki renk renk çiçekler bitiresin."
"Hoş bulduk efendim, Hoşça bakın zatınıza.."
Mehmet Kamil Berse
Genel Yayın Yönetmeni
Dergide Öne Çıkan Bazı Yazılar Şunlardır:
- Bir Zamanlar, Başkent Ankara / Hüseyin Yürük
- "Helal Şehir" Kavramına Doğru / Cem Eriş
- Eski Fotoğraflar'dan Okunanlar / Mehmet Baş
- Şehrin Yüzü İle İnsanın Yüzü / Recep Garip
- Âmîn Alayı (Bed-İ Besmele) / Nermin Taylan
- Bu Tuna Başka Tuna: Merhaba Buda, Merhaba Peşte.. -Dokuz-/ Mehmet Cemal Çifçigüzeli
- İran'dan Ve Hindistan'dan Hatıralar / Zaferullah Yıldırım
- Şehir Sohbetleri -Evvel- / Ahmet Narinoğlu
- Tacikistan'la Tanıştık.. / Dr. Hüseyin Kansu
- Divriği Ulu Camii, Taşın Dile Geldiği Yerdir! / Muhsin İlyas Subaşı
- Mezar Taşlarından Öğrendiklerimiz "Osmanlı'da En Uzun Süre Bahriye Nazırlığı Yapan Paşa" / Nidayi Sevim
- Kuşlar Ve Leylekler / Recep Arslan
- Gücü Ve İktidarı Terk Eden Dervişin Şehri Göynük / Mehmet Mazak
- Firuze (Turkuaz) / Öğr. Gör. Nuri Durucu
- Lozan.. / Mustafa Yazgan
- Şehir Ve Köy Hayatı / Prof. Dr. Ömer Özden
- Muğla/ Ula Akyaka'da Seher Vakti / İmdat Akkoyun
- Yayla Evlerinde Zaman / Ali Bal
- Avrupa'nın Ortasında Bir Mühür: Mostar Köprüsü / Bilal Can
- Lozan -İkinci- / Mustafa Yazgan
- Yayla Evlerinde Zaman / Ali Bal
Yazar: Dergihaber - Yayın Tarihi: 12.09.2017 10:49 - Güncelleme Tarihi: 05.12.2021 19:12