Sesini Duyuramayanın Yalnızlığı; MAVİ 55
Doğuştan sağır bir kız olan Iris, bir gün derste kendilerine izletilen bir video sayesinde Mavi 55 isimli balinadan haberdar olur. Ve o andan sonra bütün hayatını Mavi 55 ile iletişim kurmaya adar. Çünkü Mavi 55, başka hiçbir balinanın duyamadığı (ya da karşılık veremediği) bir frekansta şarkılar söyleyen bir balinadır. Dünyanın bütün okyanuslarında onu duyabilen tek bir balina daha yoktur ve bu yüzden hiçbir sürüye dahil olamamakta, tek başına yaşamaktadır. Iris, kendi durumuyla özdeştirdiği yalnız balinanın derdine çare olmak için radyo tamiri merakıyla elde ettiği bilgileri ve müzik öğretmeninden aldığı desteği birleştirir. Müzik sınıfı öğrencilerinden oluşan orkestraya Mavi 55'in duyabileceği, 55 hertz frekansında bir şarkı çaldırır, şarkıyı kaydedeğer ve Alaska'daki araştırma ekibiyle iletişime geçer. Çağrısına olumlu yanıt alan, bilimadamlarının da ilgisini çekmeyi başaran Iris bununla yetinmez; şarkısı Mavi 55'e çalınacağı sırada Alaska'da olmanın yollarını arar. Elbette bu seyahat bir çocuğun üstesinden gelebileceği bir seyahat değildir ve Iris'in en nadide antika radyolarını sattığında kazanacağı para bile yetmeyecektir. Ama tıpkı Iris'in Mavi 55'e duyduğu özlem gibi bir özlemle boğuşmakta olan anneannesi bu yolculuğun kapısını aralayacaktır. Yakın zamanda ölen eşi ile birlikte gitmeyi planladıkları ama gidemedikleri Appleton, tam da Iris'in gitmek istediği yerdir. Ve aynı zamanda, anne babalardan gizli bir yaramazlık yapılacaksa bunu büyükannelerle yapmak da en iyisidir. Anneannesi, Iris'in hâlinden ve dilinden anlayan ender kişilerdendir çünkü o ve dedesi de Iris gibi sağırlardır. Meksika Körfezi'nden Alaska'ya doğru yaptıkları gemi yolculuğu kitaplara, hatta filmlere konu olacak bir macera olur. Iris gemide kendine bir de arkadaş bulur. Hem de bu arkadaş; Bennie, devasa gezi gemisinin doğal hayat rehberinin kızıdır ve annesi gibi balinalar hakkında çok şey bilmektedir. Böylelikle Iris Mavi 55'e bir adım daha yaklaşmıştır ve yolculuk sırasında mesajını geliştirme fırsatını da elde eder. Uzun ama eşsiz bir deneyim olan yolculuğun sonlarına doğru, tam hedeflerine yaklaşmışken Mavi 55'in, rotasını güneye doğru değiştirdiği haberini alırlar. Bu beklenmeyen uzaklaşma büyük hayal kırıklığına sebep olur. Bu kadar çabadan sonra, Iris'in, mesajını Mavi 55'e ulaştıramaması ihtimali korkunçtur. Ama o ne yapar yapar geminin durakladığı bir durakta ayrılıp trene binerek Mavi 55'in rotasındaki Deniz Feneri Körfezi'ne ulaşır. Orada araştırma ekibinden Andy Mavi 55'e takip cihazı takmayı tekrar denerken, Iris de geminin bir önceki durağında bulduğu hurdalıktan topladıklarıyla yaptığı sualtı hoparlörüyle mesajını Mavi 55'e duyurmaya çalışacaktır. Hikâyenin buradan sonrası ve dokunaklı sonu sevgili okurumuza kalsın.
Son dönemde okuduğum (ki okuduklarımın hemen hepsinden haberdarsınız) en değişik romandı diyebilirim. Gerçek ama yalnızlığından o kadar emin olmadığımız bir balinaya dayanan hikâye aslında bize, iletişimin, birbirimizi anlamanın, aramızdaki bağda birbirimizi duyabilmenin, dinleyebilmenin önemini fark ettirmeye çalışıyor. Iris'in, özellikle işaret dili konusunda pek de başarılı olmayan babasıyla ve bazı arkadaşlarıyla arasındaki mesafenin açılması, annesinin bile bu konuda ona yardımcı olamaması, dolayısıyla kendisini anlayan arkadaşlarıyla birlikte olmak istemesi hikayenin hakim duygusunu oluşturuyor. İnsan anlaşamadığında, ailesinden bile uzaklaşıyor ve kendisini anlayanların yanında olmak istiyor. Bu küçük-büyük hepimizin hatırında tutması gereken bir dürtü. Davranışlarımızı buna göre şekillendirmek, çok zor olsa da karşımızdakini dinleyebilmeyi, duyabilmeyi tekrar öğrenmemiz gerekiyor. Farkında olamadığımız bu ihtiyacı Iris şöyle dile getirmiş:
"Bir sağırla birlikte olduğum her sefer, vedalaşmamızın neredeyse sonsuza kadar sürdüğünü düşünürdüm. Eşikte dikilip, sonunda cidden vedalaşmayı bitirmemizi bekleyen başkalarını rahatsız ederdi bu durum. Tam ayrılacak gibi olurken, birbirimize anlatacak başka bir şey gelirdi aklımıza. Kendiniz gibi biriyle bir daha ne zaman konuşacağınızı bilmediğinizde, birlikte olduğunuz zamanın bitmesini istemezsiniz."
İşaret dili ile anlaşan çocuklar arasında dahi, o dili kullanabime seviyelerine göre bir fark oluştuğunu, işaret dilinde ağır olanların dili hızlı kullananlarla anlaşamadıklarını görüyoruz. Iris bu konuda geri kaldığı durumlarda kimseyle anlaşamamanın hüznünü daha fazla hissediyor ve bu hüzün kendine öfke duymasına sebep oluyor. İnsanın kızacak kimse kalmadığında kendine duyduğu öfkenin ne kadar ağır bir çaresizlik olduğunu hepimiz hissetmişizdir. Oysa bu öfkeyi unutturacak olan sadece derdimizi anlayan ve yanımızda olduğunu gerçekten hissettiren biridir. Iris'in en büyük desteği anneannesi ve o Iris'e derman olmaya çalışırken kendi derdinin de çözümünü buluyor. Eşinin yasının ağırlığını anlatamayan ve atlatamayan anneanne, eşiyle birlikte gezdikleri ve henüz gezemedikleri yerlerde mutluluğu yeniden buluyor. "Birlikte yolculuk ettiğimiz yerler hiçbir haritada gözükmüyor, ama ben onları hep yanımda taşıyacağım."
Iris'in çabasında, en zor şartlarda ihtiyacımız olan yaşama sevincini, her umutsuzluğu kırıp geçen azmi, insanın ilgi ve yeteneklerini keşfedip, bunları çalışmayla birleştirdiğinde ortaya çıkan başarıyı buluyoruz. Kitap, alt metninde, bilimin yol göstericiliğini, insanlığın her sorununu çözmeye yönelik iyi niyetle yapılan çalışmaların önemini vurguluyor. Bilimsel çalışma süreçlerinin zorluğu, yıpratıcılığı ve yıldırıcılığı da gösterilerek, bu yola baş koyanların sahip olması gereken temel özelliklerden ilkinin sebat olması gerektiği ortaya konmuş.
2020 Schneider Ailesi Kitap Ödüllü "Mavi 55" Mine Kazmaoğlu tarafından oldukça pürüzsüz bir çeviri ile ve yine dizgi, düzelti, düzenleme açılarından kusursuz bir metin olarak okurumuza sunulmuş. İç çizimler içermiyor. Kapak kesinlikle daha iyi olabilir. Biraz uğraşsak orijinal baskınınkinden (Song For A Whale) bile daha iyisini çıkarabileceğimizden eminim ama kitabın aynı sahnesini canlandıran iki kapağı kıyaslarsak orijinal olan daha iyi görünüyor. Bunu söyleme ihtiyacı hissettim çünkü kitap, o gün elime ulaşan kitapların tamamından iyi olmasına rağmen gayriihtiyarî son sırada okundu ve bu muhtemelen kapağından kaynaklanıyor. Bir çocuk gibi kitap seçtiğim için bunun önemli bir ölçüt olduğunu düşünüyorum.
Hikâyenin çarpıcı olduğu kitapları sizlerle paylaşırken, ağırlığı hikâyeye verdiğimi hissetmişsinizdir. Son olarak yazarımız hakkında da kısa bir bilgi vereyim. Lynne Kelly, böyle bir romanı yazabilmek için olması gerektiğini düşündüğünüz gibi, bir işaret dili uzmanı. Hastane, okul, gemi gibi birçok alanda mesleğini icra etmiş; daha önce de bir fille bir çocuğun hikâyesini anlatan "Zincire Vurulmuş" (2012) adlı romanıyla ödüller almış. Sağır çocuklarla iletişimi üzerinden çocuk edebiyatı alanına yönelmiş. İyi ki! Konuyu hemen hemen hiç duygu sömürüsüne bulaşmadan ele almış olması bence en büyük başarısı. Tarafların duyguları ve bu duygular içerisinde zaman zaman da yanılgıları ön planda. Bu, okura engelli çocuklar lehine bir mesaj iletme derdi olmadığını, bir korumacılık dersi vermediğini, diğer çocukların beklentilerinin ve tepkilerinin de ancak engelli çocuklarınki kadar doğal ve insanî olduğunu hissettiriyor. İnsan olmanın gereği olarak taraflardan beklenen anlayış, tarafların birini diğerine kayıran cinsten değil, karşılıklı ve dengeli. Biz kitaplarımızda, henüz bu konuları acemice ele aldığımız için, maalesef engelliyi kayırma hatasına düşeriz. Oysa gerçekçi bir bakış iki tarafın da lehine sonuç veriyor. Engellerin ortadan kalkması için önce "engelli" ifadesinin zihinlerden silinmesi gerekiyor. Gereğince yaptığınız sürece sağır bir insanın derdini çözmekle, duyabilen bir insanın derdini çözmek arasında aslında pek fark yok. Engelliye değil, onun engeline değil, birbirimiz için ürettiğimiz engellere odaklanarak, hayatı zorlaştıran tüm engelleri ortadan kaldırmakla uğraşmak sanırım herkesi rahatlatacak adım olur. Yazara değinelim derken yine hikâyenin çekim alanına kapıldım ve böylece bir alt metin daha eklenmiş oldu. Çok boyutlu bu kitapta size de keyifli kaybolmalar diliyorum.
Lynne Kelly
Mavi 55
Çev. Mine Kazmaoğlu
Günışığı Kitaplığı
2022 Haziran
280 sayfa
Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 15.09.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 06.08.2022 00:05