Şiddet ve Erdem İlişkisi

Eser, müellifin Suriye savaşı sebebi ile Anadolu'ya göç etmesi sonrasında Diriliş Postası gazetesi için kaleme aldığı makalelerin derlemesinden oluşuyor. Tercümesi Fethi Güngör'e ait.
Eserin belki de en can alıcı ve etkili yazısı ilk makale diyebiliriz. Müellifin ana fikrini bir çerçeve olarak ifade ettiği yazısı… Rejimleri şiddet yoluyla değiştirme düşüncesi nebevi bir çağrı değildir. Nebevi çağrı, insanları ve yöneticileri doğru yola çağırmaktır. Müslümanların içinde bulundukları kaostan kurtulmalarının tek yolu ilim ve bilgi yolunda yürümektir. Silah ve şiddet yanlısı olanlar kaybetmeye mahkûmdur.
İnsanlar üzerinde baskı kurarak insanları hakka çağırmak yanlış bir anlayıştır. İnsanlar baskı altına alınmadan hakka davet edilmelidir. Hakkı mı üstün tutuyoruz gücü mü? Bu soruya vereceğimiz cevap bugün İslam dünyasının yaşadıklarını daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Yaşadığımız birçok sorunun arka planında gücü kutsallaştırma ana sebeptir.
Müellifin Kuranî kavramları yorumlarken/eşleştirirken yeni yaklaşımlar ortaya koyduğunu görüyoruz. Güç ve gücün kutsallaştırılması ile ilgili yaklaşımı buna en iyi örneklerden biri olabilir. Şöyle yaklaşıyor müellif: Hak olmadan güç tek başına bir tağuttur, iblistir. Gücün kutsallaştırılması, güç olmadan hakkın yenileceği düşüncesi büyük bir yanılgıdır.
Müslümanlar varlıklarını ibadet ile devam ettirmektedirler. İbadetler varlığı koruma sebebi olduğu gibi Müslümanlar arasında birleştirici bir unsur aynı zamanda. Her insan Kur'an'ı anladığı dilde anlayarak okumalıdır. Gelenekçi ve modernist ekoller arasındaki kadim tartışmalardan uzak durarak şunu ifade etmek yerinde olacaktır. Kur'an, okumak, anlaşılmak ve yaşanmak içindir. Bu açıdan baktığımızda müellif güzel bir yaklaşım ortaya koymuştur.
Toplumsal krizlerin asıl suçlusu (özellikle şiddetin bir yöntem olarak tercih edildiği zamanlarda) entelektüellerdir. Çok yerinde ve doğru bir tespit. Yaşadığımız toplumda entelektüel olarak tanımlanan kişilerin kaçı toplumcu ve prangasızdır tam emin olamıyoruz. Batı dünyasında da Doğu dünyasında da yaşanan sosyal ve siyasal krizlerin en büyük suçlusu o toplumun entelektüelleridir. Toplumu bilinçlendirme ve yöneticileri ikna etme konusundaki tembellikleri ve hassasiyetsizlikleri krizleri içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir. Maalesef bugün entelektüellerin en büyük sorunu egolarını putlaştırmış olmaları ve kapitalistleşmeleridir.
Cihad ve barışçıl yöntemler konusunda yıllardır üzerinde tartışılan cihad kavramını anlam olarak değil fakat yöntem olarak/tercih olarak ikinci planda tutmadığını şöyle ifade ediyor müellif. Barışçıl yöntemler cihadı terk etmek değildir. Sadece şiddeti ret etmektir. Zamanınızı, paranızı, enerjinizi İslam'ın anlaşılması ve yayılması için harcarsanız cihad etmiş olursunuz.
Siyasi ve ekonomik yeni modeller üretilmelidir. Bir ara cümle olarak müellif bunu ifade ediyor. Her alanda yeni modellerin üretilmesi belki de bugün İslam dünyasının en önemli konularından biridir. Siyasal ve ekonomik alanda ortaya konulacak her yeni model değerlidir ve önemsenmelidir.
Nebilerin asıl gönderiliş amacı adalet ve eşitliği sağlamaktır. Nebilerin gönderiliş amacı ile ilgili farklı düşünür ve ekollerin farklı görüşleri vardır. Müellif adalet ve eşitlik olarak görüşünü ortaya koyuyor. Şirkin en büyük zulüm olduğu anlayışı ile baktığımızda müellifin adalet vurgusu yerindedir. Bütün nebiler yeryüzündeki zulmü/şirki ortadan kaldırmak ve adaleti, tevhidi ve özgürlüğü tesis etmek için çalışmışlardır. Köle düzenlerini ortadan kaldırıp insanların özgür ve eşit olması için çabalamışlardır.
Öteki ile ilişkilerin iyilik ve fedakârlık merkezli olması gerektiği vurgusu var. İslam düşmanlığı yapmayan fakat inançsız olan insanlara iyilikle muamele etme ve insani ilişkileri geliştirmekte bir sakınca yoktur. Erdemli ve örnek bir davranış ile bu insanların vahiy ile İslam ile tanışmasına ve iman etmelerine de vesile olabilirler. İnsanlara nezaket ve güzellik ile muamele etmek İslam ahlakındandır.
Müellif geleneğin bir kısım görüşlerini terk etmek adına bazen uç görüşlerde serd etmekte. Müslüman olmayan birinin Müslüman toplumunda yönetici olabileceğini ve değişen dünyada kadınların da yönetici olabileceğini savunmaktadır. Bu iki görüşün de arka planında müellifin demokrasiyi içselleştirmesi ve demokratik haklar konusundaki yaklaşımı vardır. Kadının yönetici olması konusunda hiçbir kural ve ilke beyan edilmeden tek cümle ile savunulması tartışmaya sebebiyet verebilecek bir görüştür. Hangi zeminde ve şartlarda kadının yönetici olabileceği ilkeler ve kurallar çerçevesinde ortaya konulduktan sonra elbette yönetici olmasında bir beis görülmeyebilir. Erkek yöneticilerin yönetici olabilmesi için nasıl ki bir kısım ilke ve kurallar vardır, aynı şekilde kadınlar için de aynı durum geçerlidir. Müslüman olmayan kişinin Müslümanlara yönetici olabilip olamayacağı konusu ilk dönem alimler arasında da tartışılmıştır. Yine bu konuda da ilke ve kurallar ile bir çerçeve çizilmeden düz cümle bir savunu olması tartışmaya sebebiyet verecektir. Kişisel kanaatim Müslüman bir toplumu kesinlikle adil Müslüman bir yönetici yönetmelidir.
Celal Nuri'nin ittihadı İslam (kitapta ittihadı müslimin olarak ifade ediliyor) kitabını okuduğunu ve etkilendiğini, Müslümanların birliğinin çok önemli olduğunu ifade ediyor müellif. Kitabın Osmanlıcası 1913'te Arapça tercümesi ise 1920'de yayınlanmış. Celal Nuri, Batıcı ve modern cumhuriyet yanlısı bir düşünür.
İstişare kültürü, affetme kültürü, düşünme ve öğrenme kültürü, tarih ilminden yararlanma yolları, barış, güven ve huzurun nasıl elde edileceği, Tevhid ve Şirk, din ve akıl Haricilik, Sünnilik ve Şiilik konularını şiddet karşıtlığı teorisi üzerinden güncel örneklemeler ile okuyucu ile paylaşılıyor.
Cevdet Said'in son dönemlerdeki fikir ve düşüncelerini merak edenler için istifade edilebilecek bir kitap. Cevdet Said'in ele aldığı konular henüz üzerinde yeterince tartışılmış ve neticelendirilmiş konular değildir. İslamcı düşünce adamları bu konuları biraz daha öncelediklerinde sahada yaşanan birçok sorunun önünü alabileceklerdir. Sosyal ve siyasal alanlarda yöntem sorunu aşılması gereken en önemli sorunlardan biridir.
Şiddet Erdemi Öldürür
Cevdet Said
Pınar Yayınları
2019
160 Sayfa
Yazar: Ferhat ÖZBADEM - Yayın Tarihi: 18.03.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 06.03.2022 00:11