Şiirin Temel İlkeleri Aşındırılırken
Bir şiirin, imgelemi ve dil işçiliği üzerinden iddiası olur, olması gerekir. İçerik ve bu içeriğin kişisel öykü ve mesaj üzerinden tasarlanması, büyük risktir. Bu riski göze almak demek, ya içeriğin ‘ilk olma’ özelliğine sahip olması, değişik-ilginç-farklı kelimelerine adeta yeni tanım sayılabilecek bir ağırlık oluşturabilmesi demektir.
Şiirin çağırdığı şairler vardır. Bu kişiler çağrıyı almadan şiir olmaz kelimeler toplamı. Oturup şiir yazmaz şair bu hal üzre. Hayatın ve eşyanın tabii bir seyri vardır çünkü. Şairi hayatın dağdağasından ötelere iten/çeken bir algı ve ilgi noktası oluşur. Bu ilgi noktası seyir içinde gelinen bir aşamadır ve şairi uyarır. Fısıldar ona. Bir farkındalık oluşma süreci gibi duruma bakmalıyız belki de.
Tabii döngü insanilik olarak, şairin dimağında ve yorumunda aldığı bu yerle idealize olur. Şair için bu bir incelme sürecidir. Bu süreç sayesinde hayattan pek çok anlam kotarır şair. Bu yorumlamayı yaparken, biriktirdiği anlamları şifreler ve seçtiği göstergelere yükler. Bu göstergelerden bazıları imgeye, bazıları çağrışıma dönüşür.
Yukarıdaki üç paragrafın aksine durumlar da oluşuyor elbette. “Alnında Yıldızlar Taşıyan Adam” mesela. Ebu Muhsin Bulut’a ait şiirlerden oluşan ve bir kitap. 2018 Okur Kitaplığı kitabı. Bu kitapta görebildiklerim, yukarıda ifade etmeye çalıştığım, şiir bir meşrepse eğer, o meşrebin kurumsallığıyla ilgisiz şeyler. Şöyle ki; Şair genel olarak şiiri yakalayamamış. İmgeler ve çağrışımlar yerine duygusallıklar ve anılarla şiiri kotarmaya çalışıyor. Farklı olana uzanma derdi yok gibi. Dil mantığı ve işçiliğini kaçırıyor. Kitap neredeyse daradan ibaret. Bu bağlamda, kitaba hiç alınmasa da olurdu, dediğim şiirler ve mısralar toplam hacmin neredeyse tamamını oluşturuyor. Bu cümlelerimi abartılı ya da kötü niyetli bulabilirsiniz elbette. Ancak şiire yaklaşılan yerlerde bile ne denli sığ ve sıradan kalındığınının birkaç örneğini paylaşayım.
- Hayatı bir şerhle tanımlamak / Koyu bir yeşile bürünmektir
- Koyu bir yeşil ki / Dipdiri ıssız sokaklar gibidir
Bu dörtlükte 3. Ve 4. Mısraya neden gerek olduğunu sormamalıyız elbette. Şairin işine karışılmaz. Ayrıca dipdiri ve ıssız sıfatlarının aynı sokağı tavsif etmesi de garip bir durum.
- Şiirin karesine mim koymalıyım / Sonra adını yazmalıyım Sana gelen bakışları ağu ile örmeliyim S-35
- Ne dünya telaşında / Ne gökyüzünde yer kavgasında Kime mihnet desem / O havada bulut zaten
Sonuç itibariyle bu kitabın hangi saik ve zorunlulukla çıkarıldığı tarafımızca sır olup, Okur Kitaplığı gibi ciddi bir markayı da bu vesileyle uyarmış olalım. Ontolojik olarak bir metnin şiir olup olmaması estetik değeriyle ilgilidir, bu bir temel ilke olmaya devam etsin lütfen. İkincisi, sadra şifa, derde deva eserler basılmalı. Dergilerde stajını yapmış onlarca genç şair ilk kitap heyecanıyla beklemektedir. Anlatabildik sanırım. Şiir özel/likli bir alan olarak kalmalıdır. Vesselam.
Alnında Yıldızlar Taşıyan Adam
Ebu Muhsin Bulut
Okur Kitaplığı
Yazar: Ethem ERDOĞAN - Yayın Tarihi: 23.01.2019 09:00 - Güncelleme Tarihi: 21.01.2019 09:01