Siyah Zamanlar - Behçet Yani

Şairin suçsuz yanılgısı şiiri doğurur der İsmet Özel. O şiir yazarken gönülden başlayarak anlatmaya çalışır. Bu yüzden hiçbir şiirin ırkı olmaz. Şiir damarlardaki kan gibi hayatın gerek sesinde gerekse özünde ortaya çıkan bir direniş biçimidir. Şair suçsuz bir yanılgıyla hayatını anlatmaya çalışırken içinden sefer der vatan diyerek gurbetini yaşayan bir yolcudur. Onun halveti gözünden başlayarak gönlüne uzanan bir seyirdir. Gönlündeki uzak ülkeler bir ütopyanın değil asli vatanın gerçek resimlerinden alınmıştır.
Siyah Zamanlar Behçet Yani'nin "nerede bir çocuk ağlarsa anne olurum" sözüne beyaz sözler adadığı son kitabı. Şiirin ince bir yürek sızısı olduğunu mimlersek şair sesine Dicle'nin hala bitmeyen feryadını Fırat'ın dingin sesiyle çıkan türküyü kendi sözlerine değdirerek okuyucuya sunmaya çalışmış. Şiirlerinin geneline hakim olan bireysel karşı duruş haksızlık ve adaletsizliğe bir isyan hali şairin bir rahatsızlığının olduğunu göstergesi olarak isimlendirilebilir. Şair gönlü uzağın yakınında limansız sevmeye çalışan insancıl bir evrendir. O kendi evreninde çocukların ağlamasına, savaşların kitleler halinde insanların kıyılmasına karşı duran bir direnişçidir. Evrensel gerçeklerin beyaz kelimeleriyle seslenir dünyaya ve insanlığa. O yüreğindeki sızısını bir çocuğun ağlayışına bağlar ve o çocuğun ağlamaması için gönülden seslenir ona.
Kimi zaman yorgun ve sabrını yitirmiş bezgin bir haldedir şair. Dünyanın yükü kaldıramayacak derecede tükenmiştir. İyinin olacağına ve güzelin geleceğine dair umudunu yitirmiştir.
"âdem'in cennetten kovulma şaşkınlığı değil üzerimdeki
oğlunun cesedini sırtlayan bir anneyim
dünyanızdan kaçıyorum"
Yorulmuş halini dünyanın hiçbir iklimine sığdıramaz şair. Gönlünden geçen halinden yansıyandır evrene. Evren dönenip durmaktadır oysa şair bu evrenin dönenip duran rahatsızı. Haksızlık karşısında susmayan ve ecnebi sırıtışlara göz yummayan bir zafer şeklidir onun kelimeleri. Beyaz kelimelerle işler yine savunmasını.
"neresinde bir gözyaşı aksa yeryüzünün
kardeşimden gelir gibi ölüm haberleri"
Her şairin dilinde kaynayan bir resimdir İstanbul. İstanbul şairlerin gönlünde kimi zaman kirli ve lekeli bir insandır, poz veren bir artist gibi belirir kartpostallarda. Kimilerininkinde ise masum ve temiz bir yüzdür. Her sokağından güzellikler fısıldanan bir şiir kentidir. Bazen heybetli minarelerden süzülen o hoş sedanın uhrevi havasına kapılıp kendine gelmektir:
"suyu kirletiyor kadıncıkların ayakları
balkıyan maviliğin iffetsiz, dövüyor kumları
hani nerde yüzündeki hayâ atlası
süleymaniye'nden yükselen ezanı duyunca
fahişen olmaktan geçtim
ağlıyor ayasofya ağlıyor sultanhamet
sen kötü yola düşmüş sevgilimsin" diyor şair ve ardına düşüyor gölgelerin. Gölge ışığı bulmak için belki de bir nedendir.
Kitap genel olarak barış, sevgi, aşk, haksızlığa karşı duruş temalarının işlendiği şiirlerle okuyucuya sunulmuştur. Şiirlerdeki seslerin aynı yükseklikte olmadığı bariz bir şekilde kendini göstermektedir. Kitabın baskı kalitesi ve şiirlerin sayfa düzenleri de kitabın eleştirilebilecek diğer yanlarıdır.
Siyah Zamanlar
Behçet Yani
Ares Kitap
112 Sayfa
Bu yazı on5yimi5.com sitesinde yayınlanmıştır.
Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 17.02.2011 20:59 - Güncelleme Tarihi: 23.11.2021 12:04