Siyasetin Soğuk Boyutu

Meseleler ve Zamanın İzafiliği
Gündelik meselelerin içinde sürüklenirken, bazen çok aşina olduğumuz nice konuyu derinlemesine analiz etme fırsatı bulamadığımızı fark ederiz. Hız çağında yaşamanın verdiği aceleci tavır ile konuları analiz etme yerine, bilinen en sığ cümlelerle durumu ifade etmenin daha kolay ve net olduğunu düşünürüz.
Bilinen meseleleri analiz edebilmenin, aslında bilinmeyen nice meselelere de kapı aralayacağı aklımıza gelmez. Oysa ele alınan bir meselenin nice kaynakçadan müteşekkil olduğunu ve bu kaynakçanın düşünce dünyamıza katacağı zenginliği ancak bir meseleyi ele alırken görebiliriz.
Türkiye’nin Soğuk Savaş Düşünce Hayatı
Cangül Örnek tarafından kaleme alınan eser, bir dönemin Türkiye-ABD ilişkilerini soğuk savaş ekseninde incelemeye çalışırken, Devlet-Hükümet-STK- Üniversite boyutlarıyla da bu ilişki ağının kılcallarını ortaya koyuyor.
Yedi ana bölümden oluşan eser, öncelikle meseleye dair uzun bir girizgâh ile başlıyor. Soğuk savaş, Türkiye’nin durumu, ABD, Sovyet ekseninde antikomünizm tehdit, Avrupa ve soğuk savaş başta olmak üzere, konuya geniş bir pencere açarak başlıyor.
1930’lardan itibaren başlayarak, 2. Dünya savaşının bittiği 1945 yılından itibaren Türkiye’de daha da belirginleşen Avrupa düşünce yapısı ve hayat tarzı ilk bölümde ele alınmaya çalışılıyor. Silinmeye çalışılan Osmanlı düşünce yapısı, yerine ikame edilmeye çalışılan Avrupa’nın ilerleyici aklı, Kemalizm’in yükselişi ve Nazi baskısı sonucu gelişen antisovyet tutum bölümün temelini teşkil ediyor.
İkinci bölümde daha çok Türkiye-ABD ilişkileri, ABD’nin Türkiye’ye bakış açısı, eğitim konusunda ve diğer konularda desteğe muhtaç Türkiye’de, ABD ve bazı düşünce kuruluşlarının faaliyetlerini artırması ele alınıyor. Açılan kolejler, Türkiye’nin antikomünizm tehdidinden dolayı Sovyetler ile bağının zayıf olması, diğer doğu ülkelerine nazaran Türkiye’nin batıya dönük yüzü, ABD açısından ülkenin verimli bir çalışma sahası olduğunu gösteren örnekler sunuluyor: “Truman Doktrini ve ardından Marshall yardımı ile Türkiye’ye Avrupa ekonomisine tarım ürünleri tedarik eden bir pozisyon çiziliyordu.”
Türkiye’de eğitim yanında sendikalaşma faaliyetleri, federasyonlar, kapitalizm temelli tüketim çılgınlığına yönelik ürün çeşitlerinin artırılmasına yönelik faaliyetler hep planlı bir sistemin toplumun içine düşen bombalarıydı.
Kısa bir ABD Tarifi
Üçüncü bölüm ABD’nin kısaca tarihine göz atılan bölümdür. İspanya iç savaşı, ABD ve sıcak savaş ikilemi, 1930’larda yaşanan buhranlar, Sovyetlere karşı gelişen sempati, antisovyet duruşta olanların politik faaliyetleri, Avrupa’nın durumu bu bölümde ele alınan konuların başlıklarıdır.
Tekrar Türkiye
Soğuk savaş sadece bir alanda değil, her alanda hakimiyet sağlayacak bir savaşın ismi oluyordu sessizce. Zira ABD artık küresel bir hegemonya kurmak istiyordu ve bunun için her şeyi yapmaya hazırdı. Bu denklemde Türkiye’nin ABD ile ilişkilerin sadece bir müttefik ilişkisi değil, aynı zamanda bir savaşın ortak noktasındaki birliktelik olduğunu belki de bu puslu havada görebilmek mümkün olmayacaktı.
Türkiye’de bulunan antikomünizm karşıtı birliktelik, bu yönde ABD için bulunmaz bir zemindi. Zira diğer bölgelerde Sovyet rejimine duyulan sempati bu ülke sınırları içinde bir tehdit ve önlem alınması gereken bir olgu olarak görülüyordu.
ABD bu noktada kendi ideolojisini bütün bu hamlelerle kuramayınca güçlenen geleneksel damarı yeri geldiğinde ordu eliyle gerçekleştirmekte bir beis görmüyordu. Ordu totaliter modernizmin gelmesi için güçlü bir argümandı. Üçüncü dünya ülkeleri diye tabir edilen ülkelerde gelişen direnç bununla kırılabilirdi.
Maneviyatçılık ve Soğuk Savaş
Türkiye karma bir toplum olarak sadece batıya değil bir yüzü de doğuya bakan bir coğrafyaya sahipti. Bu da manevi bir birikimin mirasçısı olarak İslami çizgide de bir takım pozisyonların oluşturulmasını elzem bir noktaya getirmekteydi. Eserin bu bölümde İsmail Kara’dan fazlaca alıntı yaparak meseleyi ele almaya çalıştığını ifade edebiliriz. Tartışılan altıncı filoya karşı namaz gibi konulara da yer vererek, o dönemin ön plana çıkan İslami düşünürlerince ABD-Türkiye ilişkisini ele almaktadır. Bunu yaparken o dönemin dergi furyasından da bahsetmeyi ihmal etmemektedir.
Sonuç
Eser genel olarak ABD-Türkiye ilişkilerini, iki ülkenin farklı gerekçelerle de olsa Sovyet rejimi tehlikesine karşı yakınlaşmalarını soğuk savaş ekseninde değerlendirmeye çalışıyor. Osmanlı sonrası Avrupa’ya yönünü dönmüş ve eksikliği batılı metin/teknolojide aramaya çalışan Türkiye ile kendisine bölgede yeni bir müttefik arayışı içinde olan ve bu alanda maddi-manevi destek pozisyonu açık olan ABD arasındaki bu ilişkinin kodlarını eser ortaya koyuyor.
Bütün aşamaları ile bu pozisyonun Türkiye ve ilişkilerine katkısını, artısı ve eksisiyle ortaya koyarken, bunun bir savaş psikolojisi içinde yapıldığı fikriyatını da arka planda işlemeyi ihmal etmiyor. Son olarak eserin sonunda geniş bir kaynakça sunulmasının, daha geniş araştırma yapmak isteyenlere de rehberlik edebilecek nitelikte olduğunu belirtmeliyiz.
Türkiye’nin Soğuk Savaş Düşünce Hayatı
Cangül Örnek
Can Yayınları
400 Sayfa
Yazar: Mustafa ATALAY - Yayın Tarihi: 16.12.2020 09:00 - Güncelleme Tarihi: 06.12.2020 14:27