Sonra Akşam Eseri Üzerine Bir Değini, Edebiyat, Misafir Köşesi

Sonra Akşam Eseri Üzerine Bir Değini yazısını ve Misafir Köşesi yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Sonra Akşam Eseri Üzerine Bir Değini

23.05.2025 09:00 - Misafir Köşesi
Sonra Akşam Eseri Üzerine Bir Değini

Yıldız Pekbaş yazdı…

Yazarın ilk eseri değil. Deneme, öykü, eleştiri vs. türde de farklı dergilerde yazıları yayınlanmış yazmayı seven bir yazar. Elimdeki kitabı şiir türünde. Burada karşımıza şair yönüyle çıkıyor. Kitap dört bölüm, otuz iki şiirden oluşuyor. Her bölümde farklı bir konuyu taşımış şair şiirlerine. Burada ortak nokta kasvet, karamsar duygular, acı ve belki de biraz sitem. Akşama Doğru, Ölüme Doğru, Kayıp Zaman…. Şiir serbest bir şekilde kurgulanmış. Belirli bir kurala bağlanmadan. Uyak, mısra sayısı, şiir türü…. Mısra sayıları farklı sayılardan oluşuyor. Bazı şiirlerinde usta şairlerin eserlerinden mısralar yer alıyor. Dipnot olmasa da o mısra seni bir anda alıyor içine. Sonra tekrar çıkıyorsun şiirin içinden. Ata, şiirinden şiirlere geçiş için şiirleri kurmuş gibi.

Şairin daha önce herhangi bir eserini okumadım ama şiirlerinden duygu yoğunluğu var. Duygularını yazıyla insanlara ulaştırmak istiyor. Ama şiir, yazmak için yazılan, öğretme amacı olan bir edebi tür değil. Şair kalemi eline alır. Kalem akar gider. Şair kendini yazmak için zorlarsa o şiir kitlelere ulaşamaz. Şiirin bir ahengi, duygusu, yazım düzeni olmalı. Kural dışına çıkarsanız, bunu okuyucuya hissettirmemek gerekir. Şiir seven bir şiir okumaya başladığından bir solukta okuyabilmeli, kalbinde şair ile aynı duyguları veya okuyucunun yaşamına göre okuyucuyu alıp başka diyarlara, duygulara götürmeli.

Kitaptaki şiirler bu duygu yoğunluğundan ziyade, şairlerin şiirlerine şiir girişleri olarak okunabilir. Şair, şiirini oluştururken imgeleri genellikle başka şairlerden alırken o imgenin altını doldurmak için mısralarla doldurmaya çalışıyor. Ata'nın bu eserindeki şiirler düz yazıya yakın bir şekilde yansımıştır. Örneğin:

Evde kalmış vaşak,

Sinsice yaklaşarak pençesini vuruyor hayata

Ölüme adres sorulmaz apaçık bellidir yeri yurdu

Delik deşik bir kalbin zarına sığar yorgun zamanlar

Ağlaşıp ağlaşıp devam dediğimiz anlar olmasa

Tükenir sermayesi ömrün gün akşam olur

Bireysel bir şiiri olarak kitapta okuduğum şiirlerin içerisine giremiyorum. Şairin mısradaki konu bütünlüğü üzerinde çok fazla durmaması dikkat dağıtıcı. Bakıyorum ya uygunsuz bir devrik cümle şiirden uzaklaştırıyor beni ya da şiir içinde farklı bir konu. Şiirin ortalarına geldiğimde geri dönüp bakıyorum bu şiirin konusu neydi. Sonra şiir okumaya devam etme isteği kayboluyor.

Şiir duyguyla eş anlamlıdır. Duygusuyla nesir türündeki diğer edebi türlerden ayrılır. Bu demek değil, çok duygusal insanlar daha iyi şiir yazar. Şiir duyguların somut halidir. Şiir yazmak kolay olabilir ama şair olmak kolay değildir. Özellikle divan edebiyatında hem aruz ölçülerine uyulmuş hem de duygu yoğunluğu yüksek muhteşem eserler ortaya konulmuş.

Günümüzde şairler çok kural tanımıyor şiir yazarken. Kulağa hoş gelen uyaklar, redif kullanılıyor.

Kurallar olmasın tamam, devrik cümle de olsun hadi. Ama bir şiir bir ilk mısrada başlığıyla uyumlu alt mısrada bakıyorum başka bir yerdeyim.

BOŞLUK

Boşluktur bizi ayakta tutan

Beyaz muazzam bir boşluk

Bazen çayına attığın şeker gibi

Yahut küçük bir kızın

Gülümsemesini andıran hoşluk

temkin vakti kadar kısa

beynimizde seken mermiler kadar vakur

bir yokuş hayat

her gün inip çıktığın

soyunup giyindiğin elbiseleri düşün

çocukların şen kahkahalarında,

ücra yerlerimizden havalanan güvercinler

kesik bir kıyı şeridi gibi

Sonra Akşam

Ercan ATA

Çıra Edebiyat

Şubat 2025


Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 23.05.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 05.05.2025 11:12
293
Yorumlar
  • Bilge Şengül 2025.05.05 12:41

    Yıldız Pekbaş’ın “Sonra Akşam” adlı şiir kitabına dair kaleme aldığı eleştiri, şiir üzerine düşünen bir okurun samimi ve sorgulayıcı bakışını yansıtıyor. Yazı boyunca yalnızca eserin değil, şiir sanatıyla ilgili fikirleri de paylaşıyor. Bu yönüyle metin, bir kitap tanıtımından öteye geçiyor; şiirin nasıl olması gerektiğine dair kişisel bir fikir de sunuyor. Yazar, şiirin duygu ve ahenkle yoğrulmuş bir tür olduğunu vurgularken, serbest tarzla yazılmış şiirlerde de bir iç düzenin, tutarlılığın ve duygusal bütünlüğün olması gerektiğini savunuyor. Ercan Ata’nın şiirlerinde bu derinliği bulamadığını belirtiyor. Özellikle mısralar arasında bütünlük eksikliği, devrik cümlelerin etkisizliği gibi detaylara yer vermesi, şiire yapıcı bir okuma ile yaklaştığını gösteriyor. Eleştiride dikkat çeken noktalardan biri de, şairin başka şairlerden aldığı mısralarla kurduğu ilişki. Pekbaş , bu göndermelerin şiirin bütünlüğüne zarar verdiğini belirtiyor. Bu gözlem, şiirde özgünlük meselesine dair değerli bir tartışma alanı açıyor. Sonuç olarak, Yıldız Pekbaş’ın yazısı, şiire ilgi duyan okurlar için ufuk açıcı ve düşündürücü nitelikte.

  • Ahmet turker 2025.05.05 16:54

    Yazarin yazarlık serüveni ve eseri uzerine yazdıklarından yola cikrarak ciddi ve ağır bir eleştiri yazısı olmuş. Eserin olumlu yanlarına değinip sonra eleştirisi yapılsa sanki daha yerinde olacak.

Misafir Köşesi Hakkında

Misafir Köşesi

Kitaphaber ailesine misafir olmuş konuk yazarların yazılarını bu profilde bulabilirsiniz.

Misafir Köşesi ismine kayıtlı 1237 yazı bulunmaktadır.