Soruşturma: Kitaphaber Yazarları Neler Okuyor (Kasım, 2021)
Kitaphaber.com.tr olarak dergi çalışmaları, sitenin yayın takvimi ve hiç bitmeyen editöryal faaliyetler arasında bazen kendi yazarlarımız ile bile söyleşme fırsatı bulamaz durumdayız. Bulduğumuz yoğun olmayan bir anımızda yazarlarımıza 2021 yılı Ekim-Kasım aylarında edebiyat ve edebiyat dışı olarak hangi kitapları okuduklarını sorduk. Aldığımız cevaplardan çıkan sonucu seçki yapıp sizlerle sunuyoruz.
Kitaphaber.com.tr yazarları Ekim-Kasım aylarında, eski-yeni demeksizin şu kitapları okudu.
EDEBİYAT
Monna Rosa / Sezai Karakoç / Diriliş Yayınları
Bu kitabı oluşturan şiirlerden Rüzgâr, 1951'de Hisar Dergisi'nde,Yağmur Duası, 1952'de Mülkiye Dergisi'nde, Monna Rosa I, 1952 Haziran'ında Hisar Dergisi'nde, 1953'de Mülkiye Dergisi'nde, 1956'da Büyük Doğu Günlük Gazetesi'nde, Monna Rosa II, III, Ve Monna Rosa, 1953'de Mülkiye Dergisi'nde, İşaret adlı şiir 1954'de Hisar Dergisi'nde yayınlanmıştır.
Yazıldıkları tarihte yarım kalmış olan Kader Yolu ve Kayboluş şiirleri ise, tamamlanarak, ilk kez bu kitapla yayınlanmış olmaktadır.
Monna Rosa'nın okunuşu Mona Roza şeklindedir.
Ülker Abla / Seray Şahiner / Everest Yayınları
"Hani diyorlar ya, rüyamda bunun bir rüya olduğunu biliyordum diye… Kâbustayım ama bunun hayatım olduğunu biliyorum."
Hem benzersiz hem de fazlasıyla tanıdık biri Ülker. Kocasından şiddet görmüş, gidecek yeri olmadığından bu eziyeti yıllarca sineye çekmiş bir kadın.
Derken, bir gece evini terk eder. Yeni bir yaşam alanı ararken can havliyle bir hastaneye sığınır ve orada kalabilmek için kimsesiz insanlara refakatçilik etmeyi iş edinir. "Ağlayanın bir, gülenin bin derdi var," diyen Ülker, keskin mizah duygusunu savunma sanatı olarak kullanıp hayatta kalmanın yollarını arar.
2012 yılında Hanımların Dikkatine ile Yunus Nadi Öykü Ödülünü, 2018 yılında Kul ile Orhan Kemal Roman Ödülünü kazanan Seray Şahiner, Ülker Abla ile Türkçe edebiyata yeni bir ses, çok güçlü bir kahraman armağan ediyor!
Sonbahar Ülkesi / Ray Bradbury / İthaki Yayınları
"Ama ölüm nedir? Başka bir oda mı? Mavi bir oda, yeşil bir oda, şimdiye kadarki bütün odalardan daha büyük bir oda! Ama anahtarı nerede?" Bu kitaptaki öyküler ya ölümle başlıyor ya da ölümle bitiyor.
Ray Bradbury, korkunun, içimizdeki karanlığın, yıllarca birlikte yaşadığımız ama henüz farkına varmadığımız arzuların ve bunların davet ettiği dehşetlerin, "hepimizin bağrındaki cinayet"in, saflığın ve şeytaniliğin birlikte nefes alan öykülerini anlatıyor bize. Haritasını hep yanımızda taşısak da ziyaretimizi sürekli ertelediğimiz bir ülkeyi, sonbahar ülkesini anlatıyor. Mehmet Moralı'nın Türkçeye çevirdiği Sonbahar Ülkesi, ölüm hakkında okunabilecek en hayati kitaplardan biri.
Fantazi, korku ve bilimkurgu edebiyatına damga vuran yazarlardan biri olan Ray Bradbury, 1920'de doğdu. Uzun yaşamına Fahrenheit 451 gibi bir distopyanın yanında sayısız öykü sığdırdı. Tüm hayatını kitaplara ve yazmaya adayan Amerikalı yazar, 5 Haziran 2012'de öldüğünde, arkasında Mars Yıllıkları, Resimli Adam ve Sonbahar Ülkesi gibi başucu kitabı olmaya aday birçok unutulmaz eser bıraktı. Stephen King ve Neil Gaiman gibi ustalar ondan ilham aldı. Uygarlığa yön veren toplumsal meseleler ile modern insanın bireysel sorunlarını bir arada işleyebilmesi ve insanın ruhunu donduran öyküleri eşsiz bir sıcaklıkla kaleme alması, Bradbury'nin en önemli özelliği oldu.
Gizli Buzlanma / A. Ali Ural / Şule Yayınları
A.Ali Ural, yedi senelik şiir suskunluğunu Gizli Buzlanma'yla bozuyor. Yepyeni bir şiir anlayışının ürünü olan şiirlerinin kökleri geleneğimize, dalları modern edebiyata uzanıyor.
Münâcatın Kıyısında ve Naatın Kıyısında adlı şiirleriyle kitabını taçlandıran Ural, Muamma şiiriyle unutulan bir edebiyat gizini yeniden hatırlatıyor. Şiirin Kıyısında şairin şiir serüveninin ve poetik bakışının manzum bir bildirisi olarak kabul edilebilir. Çağrışım ve metaforlar Ural'ın mısralarında yeni ahenk ve anlam katmanları oluşturuyor.
Sevilenlerden yavaş yavaş uzaklaşmanın bir sembolü belki de Gizli Buzlanma:
"ne çok vakti var suyun küçük adımlarla yürüyor köprüye budamaya yürüyor kollarını kışın izin veren kim güneş görmeyen yamaçlarda dumanlı pençesi ateşle buzun aynı tetiği çektiğini bilirsin"
Bir Katilin Güncesi / Kim Young-Ha / Timaş Yayınları
Yetmişine basmış Byıonğsu Gim eski bir seri katildir. En son kırklı yaşlarında cinayet işleyen ve hayatına sıradan bir vatandaş olarak devam eden Byıonğsu, yaşadığı kentte bir katil birbiri ardına kadınları öldürmeye başlayınca, bu katilin kurbanlarından biri olmasından korktuğu kızı Inhi'yi korumak için fiziksel olarak hazırlanmaya başlar. Ancak hayat ona kızını koruma yolunda kötü bir sürprizle karşılık verir. Byıonğsu, Alzheimer'a yakalanmıştır ve hafızasını her geçen gün kaybetmektedir. Üstelik şüphelendiği adam, kızının evlenmeyi planladığı Cute'dir.
Güney Kore edebiyatının çağdaş yıldızlarından Kim Young-ha'nın kaleminden karanlık, keskin, parlak ve sürprizli bir roman: Bir Katilin Güncesi.
"Koreli yazar Kim Young-ha'nın öyküleri şimşek gibi çarparak sinirlerinizi yakacak, heyecan verici, çarpıcı metinler. Bir Katilin Güncesi, son iş olarak kızını öldürmeye kararlı bir adamı hedef alan seri katili konu alıyor. Kim'in neden Kore'deki tüm edebiyat ödüllerine layık görüldüğünü ve neslinin en iyi yazarı olarak kabul edildiğini anlamak hiç zor değil." —NYLON
"Kim, 'öteki'nin içindeki insanlığı, trajedinin içindeki komediyi ve görünüşte normal olanın içindeki çarpıklığı bulma konusunda uzman. Bir Katilin Güncesi, […]O. Henry düzeyindeki ironinin, Italo Calvino tarzı hümanizmle muhteşem karışımı." —CrimeReads
"Kim Young-ha, gerçeği çarpıtmada ve gerçekliğin gerçekten ne kadar anlamsız olduğuna dair hikayeler anlatmakta son derece başarılı. Bu keskin kenarıyla gündelik sürrealizmin en iyi örneklerinden. Yazdıkları ne kadar karanlık olsa da güçlü bir ışık parlıyor içinden. İşte bu ışığa 'yetenek' denir, Kim Young-ha çok ünlü olmayı hak eden bir yazar." —New York Journal of Books
"Bu saplantılı hikâye, Güney Kore'nin çok yönlü yazarlarından birinin sert, havalı ve muzip sesiyle yankılanıyor. Yükselen kaygı ve Kafkaesk mizah, aldatıcı biçimde karmaşık romanda birleşiyor... [Kim'in]eklektik sanatına canlı, büyüleyici bir davet." —Kirkus Reviews
EDEBİYAT DIŞI
Evren 101 / Carolyn Collins Petersen / Say Yayınlar
Ders kitapları genellikle uzayın güzelliklerini ve gizemini sıkıcı tartışmalarla arka planda bırakırlar. Galileo da böyle bir şey istemezdi tabii ki! Bu yüzden, Evren 101 sıkıcı ayrıntılara ve uzun anlatılara girmeden, yıldızlarla bezenmiş gökyüzümüzün ardında saklanmış olanları keşfetmenizi sağlayacak ve ilginizi her daim canlı tutacak ilginç bilgileri sizlere eğlenceli bir dille sunmak için hazırlandı.
Büyük Patlama'dan Samanyolu'na, Isaac Newton'dan Henrietta Swan Leavitt gibi başarılı bilim kadınlarına, gökyüzüne dair her şeyi içinde barındıran bu elkitabı, başka hiçbir yerde bulamayacağınız resimler, tablolar ve eğlenceli astronomik bilgilerle dolu!
İster kara deliklerin ardındaki gizemi çözmeye çalışın ister en sevdiğiniz gezegenle ilgili daha fazla bilgi edinmeyi amaçlayın, bütün sorularınızın cevabı Evren 101'de; hatta farkında olmadan yanıtını aradığınız soruların bile...
Cahil Hoca: Zihinsel Özgürleşme Üstüne Beş Ders / Jacques Ranciere / Metis Yayınları
Felsefenin elması Joseph Jacotot'nun başına düşmüştür: 1818'de sürgünde bir devrimci olan Jacotot Belçika'da Fransız edebiyatı okutmanı olarak yarı-zamanlı bir iş bulur. Tek kelime Fransızca bilmeyen Flamanlara, kendisi de tek kelime Flamanca bilmediği halde hocalık etmek zorundadır... İkidilli bir Fénelon baskısı koşar imdadına; "öğrencileri"nin kendi kendilerine Fransızca ve Telemak'ı öğrenmelerine kılavuzluk eder. İnsanın bilmediğini de öğretebileceğini gösteren bu tuhaf deneyin sezdirdiği kaçınılmaz sonucu anlamakta hiç gecikmez Jacotot: Bilen ile bilmeyenin, öğreten ile öğrenenin, kol emekçisi ile zihin emekçisinin, kısacası zekâların eşitliği.
Bu şaşırtıcı hikâyeyi ve Jacotot'nun felsefesini anlatan Jacques Rancière hem eğitim üzerine çok özgün bir düşünce sunuyor hem de zekâların eşitsizliğini ve bilgi hiyerarşisini bahane eden toplumsal eşitsizlik tasavvurlarına önemli eleştiriler getiriyor. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır," diyen Cahil Hoca, eğitimciler ve eğitim sistemi üzerine kafa yoranlar için olduğu kadar siyaset felsefesiyle ilgilenenler için de ufuk açıcı bir kitap.
İrade Terbiyesi / Jules Payot / Ediz Yayınevi
Cemil Meric'in "Disiplin içinde çalışmayı bu kitaptan öğrendim." diye tarif ettiği "İrade Terbiyesi" İlk yayımlandığı tarihten itibaren pek çok dile çevrilmiş ve tembellik, İsteksizlik gibi huylardan kurtulmak isteyenlerin başucu kitabı olmuştur.
Kitapta bilhassa gençlere ve zihnini kullanarak çalışanlara hitap eden Fransız profesör kendi hayatından aktardığı Örnekleri ve başka düşünürlerin tespitlerini de kullanarak İnsanın İrade zayıflığıyla nasıl mücadele etmesi gerektiğini anlatıyor. Prof.Dr. Ali Fuat Başgil Gençlerle Başbaşa kitabında şöyle demektedir: "Mösyö Girard bize bir kitap tavsiye etti ve mutlaka okumamızı söyledi. Bu, Aix-Marseille Üniversitesi rektörü Jules Payot'un "irade Terbiyesi" adlı kitabı İdi. Ertesi gün şehre İnerek kitabı aldım, ihtiyar bir meşenin dibine oturarak İrade Terbiyesi'ni okumaya koyuldum. Okudukça İçimde tahassür ve nedametle karışık müphem bir acı duymaya başladım. Kendi kendime, ah bu kitap on sekiz yirmi yaşlarımdayken elime geçmeliydi diyor ve geciktiğim için üzülüyordum."
Not: Kitap pek çok yayınevinden daha yayımlanmıştır. Biz sadece bir tanesini belirtmek gereği hissettik.
Çocuğun Duygusal Dünyası / Isabelle Filliozat / Pegasus Yayınları
Daha uyumlu bir aile ortamı için çocukların kalbine yolculuk...
Quentin markette yerlerde yuvarlanıyor, Lucie balonu patladı diye iki gözü iki çeşme ağlıyor, François her gece uyanıyor çünkü bir canavar onu takip ediyor, Pierre tünellerden korkuyor…
Anne ve babalar olarak çocuklarımızın duyguları karşısında bazen çaresiz kalır, ağladıklarında ne yapmamız, bağırdıklarında onlara ne söylememiz, paniklediklerinde nasıl davranmamız gerektiğini bilemeyiz.
Babasını kaybeden Paul'e, kansere yakalanan Mathilde'e, anne ve babası boşanan Simon'a ne söylemeliyiz?
Gerçek hayattan örneklerle kaleme alınan bu kitap, özerkliğini kazanma sürecinde çocuğunuza eşlik etmenize, kendi çocukluğunuzla yeniden bağ kurmanıza ve daha uyumlu bir aile ortamına sahip olmanıza yardım edecek.
"Çocukları dinlemenin, anlamanın ve tabii ki onlara saygı duymanın önemi… Psikoterapist Filliozat, bizi çocukların iç dünyasına götürüyor ve duyguları açık açık konuşmamız gerektiğine ikna ediyor."
Psychonetfr
Fikirler Tarihi - Ateşten Freud'a / Peter Watson / Yapı Kredi Yayınları
Peter Watson'ın muazzam araştırmasının ürünü olan Fikirler Tarihi insanlık tarihinin, insanın yaratıcılığının kapsamlı bir dökümü.
İki milyon yıl önce çakmaktaşı baltanın icadıyla başlayan bu tarihte, imparatorların ve kralların, bakanların ve generallerin değil, insanlığın uzun koşusunun mihenk taşları olan fikirlerin hikayeleri anlatılıyor. İlk diller, ilk sözcükler, tanrılar, kurbanlar, takvim, zaman, sanat, para, yazı ve ekonomi, mucitler, filozoflar, müzisyenler, dini liderler, şairler, yazarların hayat hikayelerinden damıtılarak okura sunuluyor.
Geleneksel tarihe bir alternatif olarak yazılan bu kitap, kralların, savaşların, fetihlerin ve antlaşmaların tarihini değil, tarihe kaydedilmiş bütün büyük olayların arkasındaki düşünce süreçlerini, bu süreçlerin ürünleri olan fikirlerin ve buluşların tarihini sunan bir başucu kaynağı. Beş ana başlık altında sunulan kitabın amacı, yazarının ifadesiyle "geçmişte ya da halen yaşayıp düşündüklerimiz üzerinde uzun vadeli bir etkisi olan fikirleri ve buluşları belirleyip irdelemek."
Kendimizi ve içinde yaşadığımız dünyayı anlamak yolunda bir ilk adım olan Fikirler Tarihi, yola devam etmek isteyenlere zengin kaynakçasıyla da yardımcı oluyor.
İnsan Olmak / Engin Geçtan / Metis Yayınları
İlk kez yayımlandığı 1983'ten günümüze defalarca baskı yapmış ve okurla kurduğu yapıcı ilişkiyi kanıtlamış olan bu kitabında Engin Geçtan insan olmanın ikilemini şöyle anlatır: "Çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir. İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu, soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer. Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar, ama dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız olurlar. İleri geri hareket ederes sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı bulurlar."
Yazar: Kitaphaber - Yayın Tarihi: 10.12.2021 09:00 - Güncelleme Tarihi: 07.06.2024 14:20