Soruşturma: Kitaphaber Yazarları Neler Okuyor (Şubat, 2022)
Erkan Akay
"Kayıp Liseli" ve "Veda Etme Öğretmenim" - Yılmaz Erdoğan
Çocuk ve gençlik edebiyatına kırka yakın eserle katkıda bulunmuş Tokat Reşadiyeli Yılmaz Erdoğan, hemen her kitabında okurlarını mutlaka hem bir bulmacanın içinde hem de değişik yörelerde gezdiriyor. Okul gezilerinden mülhem kurgularında öğretmen uyarıcılığı ve turist rehberliğini eksik etmeyen yazarın nispeten eski diyebileceğimiz eserlerinden iki sürükleyici roman "Kayıp Liseli" ve "Veda Etme Öğretmenim", kaybolan gençliğe dair önemli tespitlerde bulunuyor ve günden güne yitirdiğimiz duygularımızı canlandırmaya çalışıyor. Kuşaklar arası bağı koparmamak adına bir nesil geriye dönüp bakma ihtiyacı hisseden genç okur ya da geçmiş özlemi hisseden orta yaş okur için hoş nostaljiler.
Müzeyyen Çelik Kesmegülü
Cengizhan'a Küsen Bulut - Cengiz Aytmatov
Bu kitap Gün Olur Asra Bedel 'in yasaklanan bölümü aslında. Gerçekten bir solukta okudum. Müthiş bir dil müthiş bir kurgu ve harikulade çeviri. Burada Aytmatov Gün Olur Asra Bedel'deki Abutalip'in hikayesini açmış. Tutuklandıktan sonra çok ağır sorgulara ve işkenceye maruz kalmış. Trenle mahkeme ve sorguya götürülürken eşinin çocuklarının kasabasından da geçiyor. Demir parmaklık ardından onlara son kez bakıyor ve haksız yere tutuklanmayı kendine yediremeyip intihar ediyor. Trenlerin altına atıyor. Halbuki ailesine sorguda kalp krizi geçirdi diyorlar.
Aytmatov bu durumu Cengizhan Han'ın efsanesiyle ilişkilendiriyor. Cengiz Han, devletin başına geçtikten sonra ona Göktanrı bir bulut gönderiyor. Bilge ona diyor ki: Sen adaletten vazgeçmediğin müddetçe bu bulut seni takip edecek. Bu bulutu kaybetmemeye bak. Cengiz Han'ın bulutu onu uzun süre takip ediyor.
Bir savaş sonrası Cengiz Han halkına çocuk yapmayı yasaklıyor. Çocuk yapanları idam edeceğini söylüyor. Kendi komutanlarından birinin çocuğu olunca onu ve karısını herkesin önünde idam ediyor. Bu durum herkesi çok üzüyor ve derinden yaralıyor. Olayın akabinde bulut Cengizhan'ı terk ediyor. Cengiz Han sonra daha fazla ilerleyemiyor. Aytmatov burada Sovyet rejimini eleştiriyor. Adaletsiz olduğu için yıkıldı demek istiyor. Çünkü Abutalip'i tutuklayan komiser sırf haksız bir şüphe üzerine tutukluyor ve onun üzerinden yükselme hayalleri kuruyor.
Sümeyra Çelebi
Kırdaki Zambak ve Gökteki Kuş - Soren Kierkegaard
Susmak ve teslimiyeti doğadan, kırdaki zambak ve gökteki kuştan öğrenebileceğimiz ve öğrendiğimizde esas bilgeliğe ulaşacağımızı İncil'den alıntı bir metinle anlatmış, Kierkegaard. Sürekli söylenmenin, duramamanın, cevap yetiştirme telaşının ve gelecek üzerine kaygılanmanın bize kaybettirdiklerini hatırlatan kısa ve hoş bir kitap.
Resul Bulama
Şiirin Tozu - Şafak Çelik
Şair, editör Şafak Çelik, Kasım 2021'de Şule Yayınları'ndan çıkan son kitabına isim olarak neden bu seçimi yaptığını şöyle açıklıyor: "Toz, her an varlığıyla olduğunu bildiğimiz ama görmediğimiz bir şey. Ne zaman ki hareket durulur, eylem kesilir; sesler, gürültüler azalır, akıntı geçer ve üzerinden zaman geçer tozun varlığı görünür olur.". Şiirin Tozu, üzerinden geçen zamanın varlığını daha görünür hale getirdiği şiirlere, şairlere ve poetikaya götürür okurlarını. Türk edebiyatı ve Türkçe'ye yapılan katkılar değerlendirilirken ilk önce Yunus aralar kapıyı. Yunus'un talip olduğu nefesin Anadolu'yu nasıl canlandırdığına ve iz bıraktığına şahit oluruz.
Sonra Akif'ten Nazım'a ve Atilla İlhan'a uzanır şiirin bıraktığı izler. Özellikle Nev Yunanilik dosyası ve İkinci Yeni şiirleri önemli yer tutar eserde. Türk şiirinin modernleşmesi ve günümüz şiirine sunulan katkı ve eleştiri bağlamında gelenek, geçmiş ve bugüne dair tespitlere yer verilir. Yunus'la açılan kapılar yine Yunus'a çıkar eserin sonunda. Pişmanlığın kapısıdır bu. "En cömert olanın balına vakıf olmuş, bostanlar başının, var edenin, yaratanın, özün, mülkün, varlığın sahibinin kovanına varmıştır."
Birliğe ulaştıktan sonra bostan yağma olsa bir manası yoktur Yunus'un gözünde: "Geçtim bitmez sağınçtan usandım yaz u kıştan / Bostanlar başın buldum bostanım yağma olsun"
Necla Dursun
Eğer Bu Bir Oyun Olsaydı - Almir İmşireviç
Almir İmşireviç "Eğer Bu Bir Oyun Olsaydı" adlı kitabında Bosna Savaşı'nı konu almaktadır. Kişisel yaşanmışlıklarını da eklemlediği eserinde, 3,5 yıl süren Saraybosna Kuşatmasında yaşanan bir olayı anlatiyor. Kitabın anlatım dili bir çeşit hatıra defteri gibi kayda alınmış olsa da kuşatmaya Saraybosnalı İshak' ın yaşadıkları özelinde bakılmakta. Trajik olayların ve yaşanılanların kişisel bir öyküymüşçesine yazıldığı eserde bir muhasebe söz konusu değilse de; gündelik yaşantısını süren insanlar ve onların duygularının ön planda olduğu eserin kurgusu gerçek karakterlerin savaşı anlatmak isteyip de anlatamamaları üzerinedir. Tiyatroya uyarlanan kitabın oyununu sahnede izlemek isteyen okuyucu olur ve oyun öncesinde fikir sahibi olmak isterse 27.sayfada İshak'ın sorgusunun yapıldığı bölüm oyunun ve kitabın özeti mahiyetindedir.
1971 Bihaç doğumlu ve Boşnak asıllı yazar bir röportajında "Savaşı anlatan oyun yazamıyorum." demiş olsa da oyun savaşı öylesine hissettirerek anlatmaktadır ki başka söz söylemeye, başkaca şeyler yazmaya hacet bırakmamaktadir.
Sümeyye Ergün
Kırk Mektup - M. Fatih Çıtlak
Eser, Ankâzâde Halil Efendi'nin Tûti İhsan Efendi'ye yazdığı cevabî mektuplardan oluşuyor. Mektuplar, mürid- mürşid ilişkisi, hizmet, zikir, manevi mertebeler, seyri sülük esnasında karşılaşılabilecek problemler gibi tasavvuf konularını içermektedir. Samimiyet mektup türünün bir özelliği olmakla birlikte bu eserde samimiyet, bağlılık ve muhabbet adeta somutlaşıyor. Tûti İhsan Efendi'nin son mektuptaki şaşkınlığı ise görülmeye -okunmaya- değer.
Yazar: Kitaphaber - Yayın Tarihi: 07.03.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 05.03.2022 19:55