Sosyolojiye Eleştirel Bir Yaklaşım ve Anthony Giddens, Düşünce, Bilal CAN

Sosyolojiye Eleştirel Bir Yaklaşım ve Anthony Giddens yazısını ve Bilal CAN yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Sosyolojiye Eleştirel Bir Yaklaşım ve Anthony Giddens

17.02.2011 19:03 - Bilal CAN
Sosyolojiye Eleştirel Bir Yaklaşım ve Anthony Giddens

Günümüz sosyolojisine çok büyük katkıları olan Giddens'ın bu kitabı sosyolojiye kısa ama etkili bir bakış atmak için önemli bir kaynak kitap niteliğinde. Kitap sosyolojiye giriş kitapları arasında önemli bir yere sahiptir. Sosyolojinin ne olduğunu ve ne olmadığına dair fikir belirtip bunu eleştirel bir düşünce tarzı ile incelemesi bu kitabı diğer sosyolojiye giriş kitaplarından ayıran temel özelliğidir.

"kişiler sosyolojiyi iki değişik biçimde tanımlarlar; bu da tuhaf bir karışıklık sergiler. Bir yandan, içlerinde tahrik edici bir başkaldırı, bir isyan dürtüsü taşıyan çok sayıda insanla bağlantılıdır… öte yandan, okullarda ve üniversitelerde sosyoloji ile doğrudan az çok tanışıklığı bulunan kişiler- belki birincilerden daha yaygın bir biçimde- konuya hayli farklı bir görüşle yaklaşırlar" (syf 11)

Giddens sosyolojiye giriş niteliğinde bir tanım ararken ikinci görüşü dikkate alarak " sosyolojinin ister istemez bir yıkıcı niteliği olduğunu" açıklamak için bu görüş üzerinden hareket eder.

Sosyoloji bir bilimdir. Ama bunu Auguste Comte'un belirttiği gibi bir doğa bilimi olarak algılayamayız. Yani bir "nedensellik" bağlamı içine hapsedilemez sosyoloji. Giddens'e göre sosyoloji " gerçekte gözlenebilen konularla ilgilenir; ampirik araştırmalara dayanır ve olgulara anlam kazandıracak kurumları ve genellemeleri formüle etmek üzere yapılacak girişimleri de kapsar. Ancak insanoğlu yaratılışı gereği maddi nesnelerle aynı özelliklere sahip değildir. Kendi davrnışlarımızın incelenmesinin bazı çok önemli açıklardan tabiattaki fenomenlerin incelenmesinden bütünüyle farklı olması gerekir." (syf 14)

Bilim olarak sosyolojinin anlamı

Sosyolojinin ortaya çıkışı ve özellikle gelişimi son iki yüzyıl içinde oluşan gelişmelere bağlı olarak hızla ilerlemiştir. Son iki yüzyıl içinde gelişen olaylar büyük toplumsal olaylara yol açmıştır. Fransız ihtilalinin getirmiş olduğu düşünceler ve sanayi devrimi sonrası Batı'daki toplumların hayat şartlarındaki değişimler, yeni sınıf yapılarının ortaya çıkması, kentlerden şehirlere göçler, şehirlerdeki nüfüs artışları, nüfus artışının getirmiş olduğu sorunlar bütün bunlar sosyolojinin incelediği konular arasındadır. Sosyoloji bu gibi durumları incelemekle kalmaz ayrıca sorunlara da çözüm önerileri getirmeye çalışmaktadır. Bütün bunları inceleyen sosyolojinin bir anlam arayışı içinde olduğu söylenebilir belki. Bu arayışı yaparken de sosyolojinin artık bir bilim mi değil mi tartışmalarını da sona erdirerek bilim olduğuna ispat sayarcasına yoluna devam etmektedir.

Tanım olarak sosyoloji

Beyliksel bir tanımla sosyoloji: toplum bilimi ya da toplulukları inceleyen bir bilim dalıdır. Giddens bu tanım içindeki toplum kavramını genişleterek şöyle der: "topluluklar genel bir kategori içinde sadece sanayileşmiş ülkeleri değil, büyük tanrısal imparatorlukları ve terazinin öbür kesesindeki çok az sayıda insandan oluşabilen ufak kabile cemaatlerini de dahil etmek istiyoruz" (syf 18)

Sociology kelimesi, Yunanca "bilim" anlamına gelen "logy" eki ve genel anlamda insanı işaret eden, üye, arkadaş veya dost anlamındaki, "socius" kelimesinden gelen "socio-" kökünden oluşur. Kelime olarak yukarda açıkladığımız gibi toplum bilimi anlamını içermektedir. Kapsadığı alan bakımından toplum üzerine kurulu bir bilimdir. İlgilendiği ise toplumsal değişmedir. Sosyolojiyi yaratan 18.-19.y.y.'da Avrupa'da meydana gelen toplumsal değişmelerdir.

Sosyoloji daha çok modern toplumların bilimdir. Geleneksel topluluklarla ilgisi yoktur. Bu bakımdan eleştirilebilir. Geleneksel toplumun neden sosyolojinin ilgi alanlarından biri değildir!

Toplum genel olarak kurumlaşmış bir yapı bir düzendir. "kurumlaşmış toplumsal davranış biçimleri demekle, uzun zaman ve mekân dilimleri içinde durmadan tekrarlanan-ya da modern toplumsal kuramın diliyle sosyal olarak üretilen-davranış ve inanç biçimlerini kastediyoruz." (syf 19)

Sosyoloji bu kurumlaşmış yapı üzerinde şekillenir. İlerler bu ilerlemenin odak noktası olarak da "sanayileşmiş toplumlardaki kurumların transformasyon şartlarının incelenmesidir" Giddens'a göre.

Sanayi Toplumu mu Kapitalizm mi!

Bu iki devrim dünyayı nasıl etkiledi! Bu soru üzerine gelecek cevapları birleştirmek gerekirse bu iki devrimi evvela birbirinden ayırmak gerekir. Kapitalist toplumu herkesten çok ilkin Karl Marx'a bağlanır. Bu yüzden kapitalizim ile marksist hareketler birlikte anılabilir. "Marx'ın eserlerinin sosyoloji için daima önemli olduğu ve bunların sanayi toplumu kuramına ait bazı varsayımların eleştirilebilmesine yarayan bir çıkış noktası oluşturduğunu ileri sürmek istiyorum. " (syf 36)

Sanayi toplumu kuramı Saint Simon tarafından 19.y.y. da ortaya atılan bir kuramdır. Her düşünür ve yazarın bu kuram hakkında zıt düşünceleri olmasına rağmen aralarında ortak denilebilecek düşünceler de vardır. Ama aralaerında uzkaltıkları konular da vardır. Giddens sanayi toplumunun ayırd edici özelliklerini kısaca şöyle sıralamıştır:

· Tarıma dayalı geleneksel toplumdan makine üretimine, mal mübadelesine dayalı modern topluma geçme

· Geleneksel toplumdan sanayi toplumuna geçiş tarihte bir ilerlemeyi temsil eder.

· Sanayi toplumu esasında sınıf çatışmalarının kurumsallaştığı bir toplumdur.

· Sanayi toplumuyla birlikte hem liberal demokratik devlet hem de sosyalist devletler ortaya çıkmıştır.

· Sanayi toplumu kavramı esasında daha çok modernleşmeyle ilgilidir. Sanayi toplumu demek sadece endüstriyelleşmiş toplum demek değildir. Bunun yanında bireylerin de her yönden gelişmesi demektir.

· Toplumlar sanayileştikçe geleneksel döneme göre daha çok birbirlerine benzemektirler. Ortak yönleri de artar.

Endüstriyel toplum mu sanayi toplumu mu!

Bu soruya verilecek en güzel cevap Giddens'e göre Dahrendorf'un Class and Class Conflict in Indstrial Society, Standorf, Sup, 1959 adlı eserinde öne sürdüğü düşünceleridir. Her ne kadar Dahrendorf bu düşünceleri zamanla düzeltmişse de kabul gören bir düşünce öne sürmüştür.

Dahrendorf'a göre "endüstriyel toplum" ile "kapitalist toplum" kavramlarının neleri ortaya çıkardığı birbiriyle karşılaştırılarak ortaya çıkartılabilir. Marx bu kavramlardan "sanayi toplumu" kavramını kullanırken Dahrendorf " endüstriyel toplum" kavramını kullanmakta ısrar ediyor.

Dahrendorf; Marx'ın deyimiyle sanayi toplumu, kendi tabiriyle endüstri toplumu en iyi analiz eden sosyologtur. Ona göre sanayi toplumu içinde yaşayan insanların bir araya gelerek örgütlendiği toplumdur. Marx'ın düşünceleri yorumlayarak kapsamlı bir düşünce ortaya atmıştır. Ama bu düşünceleri yorumlarken de Marx'ın düşüncelerini eleştirmekten geri durmamıştır. Eleştirisinin temel dayanağı olarak; Marx'ın düşüncelerini 19. Yüzyılın çözümlemesiyken kendi düşüncelerininse 19. y.y- 20. y.y sanayi toplumunun analizidir.

Kitaba dönecek olursak kitap sekiz üst başlık halinde açılmış bölümlerden oluşuyor. Giddens düşüncelerini bu başlıklar altında sıralayıp okuyuculara sunmuştur. Bu düşüncelerini sonuç: eleştiri kuramı olarak sosyoloji bölümünde toparlayarak bitiriyor. " genel olarak sosyal bilimler ile birlikte sosyoloji doğası gereği, kavramaya çalıştığı konu'nun vazgeçilmez bir parçasıdır." (syf 155)

Kitaptaki konular uzun uzadıya konuşulup üstünde durulması gereken konular. Kitabı uzun uzadıya anlatmak yerine sosyolojiye kısa ama eleştiriyel bir bakış atmak isteyenler için güzel ve kapsamlı bir kaynak kitap.

Sosyoloji
Eleştirel Bir Yaklaşım
Anthony Giddens
Birey Yayınları

3. Baskı 1994
Mart 2010


Yazar: Bilal CAN - Yayın Tarihi: 17.02.2011 19:03 - Güncelleme Tarihi: 08.02.2024 15:40
11203

Bilal CAN Hakkında

Bilal CAN

Dumlupınar Üniversitesi Sosyoloji lisansını tamamladıktan sonra yüksek lisansını da aynı üniversitede tamamladı. Sosyolojik çalışmaları mekân, kent, şehir ve edebiyat sosyolojisi üzerine yoğunlaşmıştır. Şiirleri, denemeleri, kitap değerlendirmeleri ve eleştirileri bir çok dergide yer aldı.

Kitaphaber.com.tr sitesinin kurucuları arasında yer alıyor ve 2015'ten itibaren genel yayın yönetmenliğini yapıyor. Evli ve 2 çocuk sahibidir. 

Yayınlanmış Kitapları

Diriler Evinden Notlar, Ahenk Kitap, 2024.

Bir Kuşu Taşlarla Bu Çöle Bağladılar, Hece Yayınları, 2023.

Zaman İçinde Mekân, Hece Yayınları, 2021. (TYB 2021 Şehir Kitabı Ödülü)

İnsanlığın Ağlama Tarihine Bir Giriş, Hece Yayınları, 2021.

Kebikeç, İzdiham Yayınları, 2019.

Kentle Kavga: Mustafa Kutlu Öykücülüğünde Mekân, İzdiham Yayınları, 2017.

Bilal CAN ismine kayıtlı 347 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 6 kitap bulunmaktadır.

Twitter Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com