Sözün Rengi: Semra Alkan
Sizi hiç bilmeyenler için kendinizi tanıtır mısınız?
Gurbetçi bir ailenin çocuğu olarak Rotterdam'da doğdum. Eğitim yolculuğumun pedagoji ile başlamasıyla her ne yaparsam yapayım merkeze çocukları almaya başladım. Evlilikle 2008 yılında İstanbul'a yerleştim. O gün bugündür Multibem bünyesinde Ar-Ge faaliyetlerini ve yayın koordinatörlüğünü üstleniyorum. Oğullarımın katkısıyla çocuk kütüphanemi büyütmeye çalışıyorum.
Postmodern eğilimler taşıyan kitaplar yazıyorsunuz. Çocuk edebiyatına eserleriyle katkılar sağlayan değerli bir yazar olarak, geleneksel kurgunun yerini alan postmodern anlatımları ve bu alana dair değişen yaklaşımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aslında çocuğu saf, masum, duru, doğal, biricik ve bilge kabul eden bir geleneğin uzantısı olarak, çocuğun özünde var olan duyarlılıkları harekete geçirecek hikâyeler yazmayı tercih ediyorum. Bu süreçte iyi olarak nitelediğim her kitap yazarlık serüvenimi öteledi. Hayranlıkla okuduğum pek çok kitabın kelimelerinde kayboldum. Bu kitabı ben yazmalıydım diye hayıflandığım kitaplar oldu. Onlar kadar iyi olmayacaksa hiç kitap yazmamalıyım da dedim. Bu hassasiyetler belki hikâyelerimi bu noktaya getirmiş olabilir.
Kanaatimce bir hikâyenin pedagojik anlamda uygun bir içeriğe sahip olması, anlatım tarzı ne olursa olsun ister klasik, isterse modern ya da postmodern anlatım biçimlerinde sunulsun, bir kitapta arayacağımız birinci özellik olmalı. Diğer bütün kriterler bunun sonrasında gelmelidir. Bunun dışında bir kitap başka kitapları okumanın önüne geçmediği sürece her durumda tavsiye edilebilir.
Yazdığınız kitaplarda anlamı inşa etme noktasında okuyucu anne-baba veya öğretmen önemli bir rol üstleniyor. Bu konuda nasıl bir ebeveyn ya da öğretmen profili görmek istersiniz?
Öğretmenlere ve ebeveynlere bir hikâye kitabı okurken metni bölmemeleri gerektiğini tavsiye ediyorum. Özellikle resimli kitaplarda, çocuk hikâyeyi ilk duyduğunda baştan sona kesintisiz dinleyebilmeli. Sonrasında her türlü diyaloğa, dramaya, etkinliğe, oyuna geçilebilir.
Popüler görsel dilin; televizyon, bilgisayar, tablet ve cep telefonları gibi dijital kanallardan bombardımanına tutulduğumuz çağımızda resimli çocuk kitapları sizce hala önemini koruyabiliyor mu?
Bence koruyor. Aslında çocuğu sadece teknoloji ile baş başa bırakmak yetişkinlere özgü bir tutum zafiyeti olabilir. Bebekliğinden itibaren kitaplarla buluşan çocukların kitaplara olan ilgisi bitmiyor. Hatta hamilelik sürecinde annelerin doğmamış bebeklerine kitap okumalarının bile olumlu etkisi olduğunu biliyoruz. Israrla ve inatla çocuklara nitelikli kitap sunduğunuzda onların kitaplarla olan bağları hiç kopmuyor.
Size göre iyi bir çocuk kitabı hangisidir? Onu nasıl tanırsınız?
İyi bir çocuk kitabı adı çocuk kitabı olsa da her yaşa hitap edebilmelidir. Edebi değere sahip olmalı. Sıradan olmamalı. Estetik ve görsel derinliğe sahip olmalı. Üzerinde emek olduğunu okuyucuya hissettirmeli. Dünyanın neresinde hangi çocuğa okunursa okunsun anlamlı bir bütüne ve güce sahip olmalı…
En yeni kitabınız, "İnci Köy 'den İstanbul'a Bir Hattat Hikâyesi". Hayırlı olmasını dileriz. Bu özel kitabın ardındaki hikâyeyi bizlerle paylaşır mısınız?
Anne duası almışım herhalde. Kaderimde bu hikâyeyi yazmak varmış diyorum büyük bir mutlulukla. Aslında Multibem'in tasarladığı projelerden birisiydi. Genel Koordinatörümüz Hülya Ünal ve Fatma Zehra Ülker ile birlikte Hasan hocayla görüşüp bizzat kendisinden hayat hikâyesini dinleyecektik. Hem de çok sınırlı bir süre içerisinde. Görüşme öncesi bulabildiğim kadar video ve kaynaktan hocanın hayatına dair ipuçları yakalamaya çalıştım. Bir çocuk olsam başka başka neleri öğrenmek isterdim diye hayal ettim. Onların adına onlarca soru biriktirdim. Çocukluğunun oyunu, çocukluğunun lezzeti, çocukluğunun kokusu… Çocukları onun hayatına davet edebilecek güzellikleri bulmaya çalıştım. Prestij bir kitap niteliğinde bir eser ortaya çıktı.
Yazar ve illüstratörlerin genelde beraber çalışmadıklarını biliyoruz. Kitaplarınızın hazırlık sürecinde çizerlerle iletişim halinde misinizdir? Yazarın hayali ile çizerin metni okuduğunda kurduğu hayal arasında denge nasıl sağlanıyor?
Multibem yayın koordinatörü olduğum için çizerlerle her daim irtibat halinde oluyorum. Bu hem farklı projeler için hem de kendi hikâyelerim için söz konusu. Bazı hikâyeleri sahne sahne istişare ediyoruz, bazılarında sadece ana karakteri birlikte netleştiriyoruz. İllüstratörün hayal dünyasına tamamen teslim olduğum hikâyeler de oluyor. Özünde çizere hikâyenin duygusunu aktardıktan sonra süreçte çok daha emin ilerleyebiliyoruz.
Kitaplarınızı yazarken pedagog kimliğiniz ile yazar kimliğiniz arsında nasıl bir denge kuruyorsunuz? Size göre hangisi daha baskın?
Başlarda pedagog kimliğimden sıyrılarak yazmayı tercih ediyor gibiydim. Önceliğim hep tatmin edici bir hikâyeye ulaşmaktı. Çocuk kitaplarının gizli mesajlarının olmasından çok da hoşlanmadığımdan belki de. Fakat zamanla istemesem de hikâyelerimde psikolojik unsurlara yer verdiğimi ve çocukları duygu derinliğine de davet ettiğimi fark ettim. Hikâyeden hikâyeye bir kimliğim daha öne geçiyor. Sanki her iki kimliğim de artık nerede durması gerektiğini, nerede de sahne alması gerektiğinin bilincinde.
Gerçek Olsa Rüyalar 'ı yazarken size ilham veren şey neydi?
Dünyanın En Güzel Kalbi ve Gerçek Olsa Rüyalar iki kardeş kitap. İkisi de aynı zamanda yayınlandı. O güne kadar yayınlanan siyer kitaplarından farklı bir dili yakalamak maksadıyla düşünülen bir alternatif arayışı idi. Çocuklara Peygamber Efendimiz'i sayılarla ve kronolojik olaylar üzerinden anlatmama çabasının bir ürünü. Gerçek Olsa Rüyalar kitabında Peygamber Efendimiz'in davranışlarını görüyor çocuklar, ama onların algılayabilecekleri bir seviyede. Hani konuşurken çocuğun seviyesine inelim, onunla göz göze gelelim diyor ya bütün iletişim teknikleri. Bu hikâye de çocuğun bakışının yöneldiği bir perspektiften hareketle, Peygamber Efendimizin belirli davranış kalıplarını ön plana çıkarıyor. Yürürken karıncaları bile incitmediği, ağaçlara taş atılmasından hoşlanmadığı ve benzeri…
Dini çağrışımlı çocuk kitaplarının görsel boyutundaki sınırlamalar (örneğin Hz. Peygamberin yüzünün resmedilmemesi) anlatımınızı nasıl etkiliyor? Bu durum bir avantaj sayılıp dini çocuk kitaplarında özgün bir dil ve görsel tarzlar oluşmasına katkı sunar mı?
Gerçek Olsa Rüyalar'ın sonunda çocuklar için özel bir açıklama var. Kitabın her sayfasında Peygamber Efendimizi görmeyi hayal eden çocuklara Peygamberimizin güzelliğini resmetmenin imkânsız olduğu söyleniliyor. Dolayısıyla bu noktada her tür girişimin eksiklikler taşıyacağını vurguluyor ve onu ancak rüyalarımıza misafir edebileceğimizi ve muhayyilemize konuk olacağını açıklıyor.
Ya Tutarsa Kitabı Üzerine Bir Değerlendirme: Bir Şey Yap Güzel Olsun
Yazar: Şevval BAŞTAN - Yayın Tarihi: 06.03.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 22.02.2024 10:21