Suyun Anlamına ve Yolculuğuna Dair
"Ben sadece bütün insanlardan ve sizden suyun ne söylediğini dinlemenizi ve özümsemenizi istiyorum." (Emoto, 2015, s. 140)
"Her şeyi zapt eden Yaradan bir tek suyu serbest bırakmıştır, çünkü o daima bir yolunu bulur, buldurur."
Ne Yak Dedi, Ne De Yan!
Su varlığın kaynağı, yeryüzünü ayakta tutan temel unsur, insanlığın onsuz yapamadığı bir ihtiyaç, bu dünya için büyük bir nimet… Su bir serüvendir milyarlarca yıl öncesinden başlayan, suyun bir serüveni vardır, bu serüven insanlık tarihi boyunca üzerinde durulan, üzerinde çokça düşünülen bir serüvendir. İnsanlık belki de suya bu derece bağımlı olduğu için su üzerinde durmuştur. Ve su her daim merak uyandıran bir unsur olarak insanlığın ilgisi dâhilindedir. Burçak Yüce de bu merakı "Su"yun Yolculuğu adlı irdeleyerek, suyun neye tekâbül ettiğini, zahiri ve batınî yanlarını irdeleyerek okura sunmaktadır.. Su, akar yolunu nasıl bulur? Tasavvufta su, marifet kapısının anahtarı mıdır? Bambaşka özelliğe sahip iki taneciğin uslanması. Nasıl mı? "Ne yak..." Ne de yan!" "Ak!" Emrine itaat ederek: "Gönülden gönüle arındır, ferahlat, rahatlat, yardım et senin gibi yolu bulsun beni arayanlar. Bana aksınlar, cennet bahçelerindeki berrak nehirlere karışsınlar..." (Yüce, 2021, s. 11)
Arka kapak yazısında Kemal Sayar, Tasavvufta su nasıl okunmalıdır? sorusuna; bilim ve tasavvufu harmanlayarak insanın tekâmül yolculuğunu bir su damlasının döngüsü üzerinden anlatmaktadır. Küçük bir hidrojen taneciğinin başka hidrojenlerle de birleşerek ve oksijen ile bir araya gelerek oluşan suyun, yaradılışından bize hangi yollardan ve nasıl bir serüvenden geçtiği üzerinde durur eser. Burçak Yüce, Su'dan bahsederken aslında insan ruhuna çağrışım yapmaktadır. Her birimizin içinde yakmak ve yanmak eylemlerinin etkilerinin gerçekleştiği yaşam, ancak ruhumuzun sonunda bir 'su' gibi temiz ve ferah olarak huzur bulabileceğini anlatma gayretidir. Su çünkü temizleyendir, su temizliğin simgesidir.
Eserde ilk kez karşılaştığım bir şey var; yazar, editör ve yayınevi iş birliği içerisinde ilk kez bir yöntem denenmiş. Bu yöntem şöyle; önemli görülen cümlelerin altı çizilmiş. Bugüne dek okuduğum hiçbir kitaba bir tırnak işareti veya bir çizik atmaya kıyamadım. Defterime not alarak çalıştım. İlk altı çizili cümleyle karşılaşınca parmağımı üzerinde gezindirme ihtiyacıma yenildim. Ve kim, benim kitabımı okuyup üstelik bir de cümlenin altını çizmiş olabilir ki diye düşündüm. Benim için vurgulanan bütün cümleleri daha da dikkatli okumaya çalıştım. Çünkü sayfayı çevirir çevirmez diğer cümlelere odaklanamıyordum. Önce çizili cümleyi okuyup sayfaya öyle başlıyordum. Altı çizili cümleler hakkında şöyle bir eleştiri getirmek istiyorum. Otuz yıldır hemen hemen her gün okuyan bir okur olarak; bu tarz seçilmiş cümleler; olumlu anlamda eserin odak noktasının daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Olumsuz yanı ise okurların okuma biçimlerini kesintiye uğratmaktadır. Çünkü altı çizili cümleler "ilkin beni okumalısın" anlamına gelmektedir. Bir yandan da yazarın bu cümleleri benim için çizdiği gerçekliğine kapıldım. Bu kolaylığı için yazarımıza detaya önem veren bir okur olarak çok teşekkür ediyorum.
"Ne yak" dedi, "ne de yan!"
"Her doğum ölüme her ölümse doğuma gebeydi" "Gidiyor mahlûkat sırrıyla bilinmezliğe. Bir Yaradan biliyor bu yol çıkıyor nereye..."
"İnsanların taş üzerine kazıdıkları yüz yıllık yazılar
Allah için su üstüne yazılmış yazı gibidir." Muhyiddin Şekûr
İnsan susuz yaşayabilir mi? Hepimiz bu sorunun cevabı biliyoruz. Su, hayatımıza dahil olduğu andan itibaren olan serüveni sorgulamak bizim için neden önemli? Yüce Yaradan'ın "Ol" emrinden yola çıkan küçük bir hidrojen taneciği hayatımızın olmazsa olmazı "Su" bizim için başka neler ifade etmeli? Yaşamı anlamak adına neden sorgulamayalım ki. İlk "An" dan itibaren yolculuğu kendini tanımak ve büyütmekle geçti. O küçük hidrojen taneciği uzun bir yol kat etti. Derken başka hidrojen tanecikleri ile birleşti. Acaba bu birleşimde sizce ne oldu? Oksijen ile nasıl bir araya geldi? Ya peki bu yolculuğun sonunda ne vardı? Yolculukta karşılaştıkları kimlerdi?
Artık kişisel gelişim okuyamıyorum. Bu önyargımdan kaynaklı değil bu tarafımı okurluğum çoktan bertaraf etti. Lakin öyle kitaplar ile karşı karşıya geliyorum ki, merakımı gidermez hale gelmiş durumda. Şu dönemde suyun önemine dair okuduğum: Masaru Emoto, Tristan Gooley, Muhyiddin Şekûr ve Burçak Yüce diyor ki su, Yaradan'dan size doğru akan yaşam kaynağı, sizin ruhunuzu, karanlıkların pasından temizleyerek Yaradan'ı bulduran marifet yoludur. Niyetin aslını Şeyh Attar şöyle ifade etmektedir: "Gözlerin hep kör kalmayacak sen kapıyı ara." kapının su olduğunu daha da bir anlar hale geldik.
Suyun ihtivasının mana ile aktif olması gerektiğini aktaran Burçak Yüce, eseri üzerinden hayatı daha da iyi hale getirmenin yollarını da aktarmaktadır. Küçük bir hidrojen taneciğinin hayatın kaynağı olmasını ve bilinçli bir yol alarak Yaradan'a kavuşmasını fizik, metafizik, tasavvuf, manevi gelişim ve inanç üzerinden akıcı, anlaşılır bir biçimde aktarmaktadır Burçak Yüce. Su, bir serüvendir, bu serüven, suyu oluşturan elementlerin bilinç haliyle anlaşılabilir. Allah'ın bu elementlere bir bilinç vererek bir araya geleceği unsurları belirtmesi, o elementlerin kaderinde suyun olacağı gerçekliğini kader olarak imlemiştir. Kader, iki hirojenin bir oksijenle teması neticesinde suyun oluşmasını sağlamıştır. Bu durum yaratıcının mükemmel bir izidir ve ayetidir. Su bir ayettir çünkü. Onda varlığın özü, hakikatin anlamı, yaratıcının izi vardır. Suyla Allah'a ulaşabilir.
Eser derinliği yüksek bir kitap. Tasavvufî yönlere de eğilerek suyun anlamını vurgular:
"Su, zaman geçtikçe gücünü Yaradan'dan alan ilahi bağın her gücün üstünde olduğunu, her zorluğun bu sonsuz kudretle daha kolay aşılabileceğini dinginlikle okumayı sürdürdü."
"Her şeye muktedir Yaradan murat ettikten sonra imkânsız diye bir şey yoktu!"
"Su"yu oluşturan hidrojen ve oksijen atomlarının Allah'ın "ol" demesiyle oluşumu... Peygamberler tarihinde suyun önemi, Zemzem suyu, Hz. Âdem, Süleyman, Musa, İbrahim, Yusuf peygamberlerin suyla olan kıssalarındaki hikmetler... Kuran'da geçen su ayetleri geçen eser yedi konu başlığı altında aktarılmaktadır. Yazar hakkında, Su, Giriş, Hiçliğin Ardından..., Su Olmak İçin Yanan Hidrojen, Eşini Bulmak İçin Yakan Oksijen, Saflığın Hali "Su", Su'yun Can Buluşu, Su'yun "İnsan" Hali, Varış! Ve Teşekkürler bölümüyle eser suyun yolculuğunu kıyamete kadar devam edeceği serüveni aralamaktadır. Bu sınırsız bir döngüyü aydınlatma çabası bir eserdir. İnsan ruhunu hâkimiyetine alan suyun hakimiyetini almayı cezbeden mistik anlatımdır.
"İnkâr edenler görmediler mi ki, göklerle yer bitişikken biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Hâlâ iman etmeyecekler mi?" Su ne yanıcıdır ne yakıcıdır. Su söndürücüdür. Hidrojen ve oksijenin belli bir oranda birleşmesinden meydana gelir. Yaradan'ın kurduğu sistem üzerinden suyun varoluşunu okurken, su için farklı bir mana kazandırmaktadır. Kitabın daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacak bazı temel bilgiler ile okumaya başlanmaktadır. Burada yaratım sürecindeki elementlerin hangisinin ilk, hangisinin dönüşüme uğramış şekilde karşımıza nasıl çıktığı aktarılmaktadır. 'Su' sizde başka bir mana uyandırmaktadır. Yaşama daha anlam katılma gayretini kazanmak ruha iyi gelecektir. "Su olmak çok ayrıcalıklıydı... Su olmak başkaydı..." Kâinatın su ile kurduğu bağ okur ile kurulmak istenmesi hayranlık uyandırmakla kalmayıp manevi duygulara katkı sağlamaktadır. Mevlâna sözleri bezeliyken okumaya susamamak elde değildir. "Nasıl ki susamış bir dudak suyu ararsa, su da susuzluğunu dindireceği bir dudak arar.", "Eğer istiridye birkaç tane yağmur damlasına kanaat ederek geri kalanına ağzını kapatmasaydı içindeki su taneciklerinin inciye dönüşmesinden söz edilebilir miydi?" Her şeyin bir ölçüde yaratıldığının en açık ispatı sunulmak istenmiş ve ortaya konulan eser okuru, beklenenin ötesine geçirme gayretindedir diyebilirim. "Hayata tozpembe gözlüklerle bakmanın hiçbir sakıncası olmadığı gibi, böyle geçirilen bir hayat hücrelerimizin gelişmesi için de gereklidir. Pozitif düşünce mutlu ve sağlıklı bir yaşamın vazgeçilemez koşullarındandır. Mahatma Gandi'nin deyimiyle:
İnançlarınıza dikkat edin, düşünceleriniz olurlar
Düşüncelerinize dikkat edin, Sözleriniz olurlar
Sözlerinize dikkat edin, eylemleriniz olurlar
Eylemlerinize dikkat edin, alışkanlıklarınız olurlar
Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerleriniz olurlar
Değerlerinize dikkat edin, kaderiniz olurlar (Lipton, 2007, s. 150)
Burçak Yüce
Su'yun Yolculuğu
Destek Yayınları
223 sayfa
Temmuz 2021
Kaynakça
Emoto, M. (2015). Suyun Gizli Mesajı. İstanbul: Kuraldışı Yayıncılık.
Lipton, D. (2007). İnancın Biyolojisi. İstanbul: Kuraldışı Yayıncılık.
Yüce, B. (2021). "Su"yun Yolculuğu. İstanbul: Destek Yayınları.
Yazar: Ülker GÜNDOĞDU - Yayın Tarihi: 28.10.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 27.10.2022 23:56