The Education Of Little Tree, Edebiyat, Serkan PARLAK

The Education Of Little Tree yazısını ve Serkan PARLAK yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

The Education Of Little Tree

12.02.2016 08:00 - Serkan PARLAK
The Education Of Little Tree

1927 yılında doğan Kızılderili yazar Forrest Carter, kitapta da anlatıldığı gibi küçük yaşta anne babasız kalır, ardından büyükanne ve büyükbabasının yanına yerleşir. On yaşına geldiğinde onları da kaybeder. Düzensiz hayatı yüzünden belirli bir okul eğitimi alamaz. Yetişkinlik yıllarında ise kovboy, çiftçi, sığırtmaç ve mevsimlik işçi olarak çalışır. Carter’ın ilk ürünü maliyetini kendisinin üstlendiği “Josey Wales’in Kader Dönemeci”dir. İlgiyi sıcak ve sürekli tutabilmek için seri röportajlar yapar. 1860-1890 yılları arasında Amerika’da yaşanan Kızılderili soykırımının anlatıldığı “Dağlardan Sorun Beni” Apaçilerin direniş destanı, bir tür başkaldırı romanı olarak yorumlanır. 1976’da ise otobiyografik romanı “Küçük Ağaç’ın Eğitimi” okurla buluşur. Kitap beklenmedik bir ilgiyle karşılaşır. Ödül üzerine ödül alır, yılın kitabı seçilir, birçok dünya diline çevrilir.

Kitap yazarın büyük bir duyarlılıkla bütünleştiği Kızılderili bir çocuğun ruhunu yansıtıyor. Olayları aktaran 1. tekil kişi, kahraman anlatıcı, metindeki adıyla Küçük Ağaç, başından geçenleri algıladığı ve hatırladığı kadarıyla bize aktarıyor. Yaşamayı öğrenmeye çalışan bir çocuğun gözleri ve duyguları bize okuma boyunca yol gösteriyor. Metin bize doğanın içindeki yaşamı hem mizah hem de hüzünle sunuyor. Hayatı, ölüm dahil, tüm katmanlarıyla sevdiren bir kitap var elimizde.

Beş yaşında öksüz kalan bir çocuğun her türlü yapaylıktan uzak, her şeyin güzel yanını görmeyi öğreten bir büyükbaba ve büyükannenin yanında aldığı kısa süreli alternatif eğitimi anlatıyor. Küçük Ağaç’ın öğretmeni “ Büyükbaba Wales” melez bir çerokidir. İyi bir çiftçi, daha da önemlisi bir bilge kişidir. Çevresindeki bütün canlıları anlayabilir, hissedebilir. Doğanın dengesini yaşayarak öğrenme yoluyla çok iyi kavramıştır. Torununa bir şey anlatacağı zamanı çok iyi bilir. Emir vermez ama unutmayacak biçimde öğretir. Bir şeyi kesin olarak bilmediği durumlarda, kendisine öyle geldiğini, mümkün olduğunu söyleyerek karşılık verir. “ Büyükanne Bonnie Bee” ise filozof edasıyla bazen derin metafizik konulara da el atar. Bunları istiarelerle(metaforlarla) bir çocuğun anlayabileceği bir biçimde anlatır. Torununa daha resmi bir okula gitmeden, önce kelimeleri daha sonra ise okumayı öğretir. Tarih okur, kavramları öğretir, tartışırlar; politikacıları, insanları değerlendirirler. Dağ evlerinde büyükbaba az ve öz konuşarak, torununa elinden geldiğince her konuda yardım eder.

Küçük Ağaç’ın Şekspir’den tutun da tarıma kadar birçok konuda bilgisi vardır. Küçük yaşta olmasına rağmen dedesine viski yapımında yardım eder. Ürettiklerini büyükbabasıyla birlikte şehre götürüp Bay Jenkins’e satarlar, o da payına düşeni alır. Çalışarak para kazanmayı öğrenir. Büyükbaba politikacılardan pek hoşlanmaz. Bir gün dağ evine bir politikacı gelir. Küçük Ağaç’ı yanına alarak yetiştirme yurduna götürür. Bu hem çocuk hem de büyükleri için zor bir durumdur. Küçük Ağaç aldığı eğitimin yardımıyla zorluklara katlanmaya çalışır. Ama büyükbabasını tekrar gördüğü gün yurda devam edemeyeceğini anlar, tekrar evlerine döner. Artık çok mutludur. Zaman akıp geçer. Önce ona hayat bilgisi dersleri veren Söğüt John, ardından rakamları öğreten seyyar satıcı Bay Şarap, sonra sırasıyla büyükbaba ve büyükannesi hayata veda ederler. Yetiştirme yurdundan sonra geçen o iki yıl onun için mutluluklarla doludur. Küçücük yaşına rağmen ölümü de içine sindirmeyi bilmiştir Küçük Ağaç.

Yazar Forrest Carter, otobiyografik romanını kurgularken şarkı ve şiir gibi farklı edebi metin türlerinden de yararlanıyor. (sayfa 12,72: şarkı sayfa 20,186, 244:şiir) Buna ek olarak mecaz ve tasvirle metni daha da zenginleştiriyor. Yazar bu anlatım biçimlerini etkili bir biçimde kullanarak kurduğu dünya içinde yaşamamızı, roman kişilerine benzer duygular hissetmemizi sağlıyor, benzersiz yapılar oluşturuyor. Kendi ana diline has ifadeleri kullanmaktan kaçınmıyor, çünkü bu bir Kızılderili hikâyesi ve kişilerin anlaşma yolları kendilerine özgü. Mon-o-lah: Toprak Ana, Talcan: Şahin, Pa-koh: Panter, Ti-bi: Arı, Tel-gui: Arı, Oklahama: Uluslar gibi. Ben çeviride Türkçe dil varlığımızda yer alan torba yerine kullanılan “kıtık” ve hayvan derisinden yapılan bir tür ayakkabı yerine kullanılan “ makosen” sözcüklerini çok sevdim. İşte bu sözcükler içinde yer aldıkları edebi türlerle bütünleşiyor, bizi hikayeye daha fazla dahil ediyor. Metinde küfür ve argo sözcükler yok, ancak Küçük Ağaç büyükanne yanlarında yokken bazen büyükbabayla argo sözcüklerle konuştuğunu bize fısıldıyor.

Küçük Ağaç, yaşayarak ya da doğadan edinilen deneyimlerin istiareler (metaforlar) üzerinden aktarımıyla hayata hazırlanıyor. Bunun için değişik yöntemleri var. Büyükbaba Wales, “gidişat” sözcüğünü hayatın akışı anlamında kullanıyor. “Kondos Olmak” akraba olmaktan ziyade birbirini anlamak yerine geçiyor. Hayvanları tanıtırken insanlarla olan ortak özelliklerini ön plana çıkarıyor. İnsan aklını ikiye ayırıyor: 1. Beden aklı, 2. Ruh aklı. Küçük Ağaç’ın hayatta kalabilmesi için bazı şeyleri öğrenmesi konusunda ona öğütler veriyor. Biriyle konuşurken karşısındaki kişiye saygılı davranmak, onun söylediklerini dikkatle dinlemek gerektiğini vurguluyor. Büyükanne ve büyükbaba Küçük Ağaç’ın geçmişini bilmesi gerektiğini de düşünüyor. Büyükbaba “ Bir adama kendi başına bir şeyler yapmasını öğretirsen, o da o zaman iyi olur” ifadesiyle bireyselliğin de önemli olduğuna işaret ediyor.

Romanda Küçük Ağaç’ın edindiği bilgileri kullandığının bir kanıtı olarak çağrışımlar ve iç konuşmalar yer alıyor. Yetiştirme yurdunda dayak yerken daha önceden edindiği bilgiden hareketle beden aklını kullanır ve çektiği acıyı hafifletir. Tutumlu olmayı kalem ucunu az açarak öğrendiğinden, yetiştirme yurdunda gördüğü adamın kaleminin sivri ucuna bakarak onun nasıl bir kişi olduğu hakkında fikir yürütür. Zorla yerleştirildiği yurt, kazandığı bilgileri uygulamak için ona uygun bir ortam sunar.

Sonuç olarak Küçük Ağaç’ın Eğitimi, bir Kızılderili çocuğun hayat hikayesinde evrensel insani değerleri billurlaştırır. Sanal ilişkilerle, hiper gerçeklikle sarmalandığımız gündelik hayatımızı, yapıp ettiklerimizi derinden sorgulamamızı sağlar. İlişkilerin yalnızca insanlarla değil; doğayla, dünya üzerinde var olan bütün canlılarla birlikte sürdürülmesi gerektiğini vurgular. Büyükbabanın da dediği gibi “gidişat” geçmişte, şimdi ve gelecekte çok hassas ve önemli bir konudur. Yaşamı çok sevdirdiği gibi ölüme de duyarlılıkla yaklaşmamızı sağlayan bu metin denge üzerine kurulmuş bir hayata benziyor. Özellikle bir çocuğun bakış açısından yaklaşarak bunu fark etmek algılamamızı değiştiriyor. Biz doğanın içindeyiz, onunla hep iletişim halindeyiz, b,r bütünüz aslında. Yazar buradan hareketle bize var oluş nedenimizi, hayatın anlamını bir kez daha hatırlatıyor.

Küçük Ağaç’ın Eğitimi, Forrest Carter, Say Yayınları, 3. Baskı, 2005, İstanbul, Türkçeye Çeviren: Şen Süer Kaya.


Yazar: Serkan PARLAK - Yayın Tarihi: 12.02.2016 08:00 - Güncelleme Tarihi: 10.02.2016 08:51
5.423
Yorumlar
  • Öznur Özkaya 2016.03.03 12:32

    11/12/2013 sayılı SoL Kitap sayısının kapak dosyasına istinaden. Forrest Carter hakkında bilgilendirme yazısı 25 / 12 / 2013 tarihli SoLKitap yazımdır:

    Forrest Carter ya da Asa Earl Carter?

    11 / 12 / 2013 tarihli sayımızın kapak dosyasını “Kızılderili Edebiyatı” na ayırmıştık. Dosyanın yazarı olarak, Yerli Amerikan Edebiyatını araştırırken söz konusu yazarların eserlerini incelikle okuyup güvenilir kaynaklara başvurmuş olsam da, bir okurumuzdan gelen e-posta nedeniyle Say Yayınları’ndan Türkçe çevirisini okuduğum Forrest Carter’ın “Küçük Ağaç’ın Eğitimi” adlı romanı hakkında dosyayı hazırlarken de rastladığım bazı bilgilerin doğru olup olamayacağı konusunu daha detaylı araştırmaya karar verdim. Bu titiz araştırmanın sonunda SoL Kitap gibi referansı önemli bir kitap ekinin yazarı olarak, Ku Klux Klan yanlısı Asa Earl Carter’ın “Forrest” olarak isim değiştirdiği, “Küçük Ağaç’ın Eğitimi”adlı romanının da otobiyografik olmadığı, kitabın önsözünde yazanların değil iddiaların doğru olduğu gerçeğini siz okurlarımızla paylaşmanın ve hatayı düzeltmenin erdem gereği olduğuna inandım.

    1988 yapımı “Mississippi Yanıyor” filminden hemen hatırlayacağınız Ku Klux Klan; beyaz ırkın üstünlüğüne inanan ve 1865’ten 1970lere dek faal olan bir örgüttür. Üyeleri; Texas, Mississippi, Alabama, Arkansas gibi bölgelerde yaşayan siyahların sivil haklarını kullanmasını engellemek amacıyla zencilere şiddet dolu saldırılarda bulunmuştur. 4 Mayıs 1917 tarihli Vicksburg Evening Post’da yer alan bir haberde bu saldırılardan biri şöyle anlatılır: “Bütün toplumsal sınıflardan erkekler ve kadınlar oradaydı. Çocuklar da oradaydılar. Yüksek sosyeteden birçok hanımefendi infazı cezaevinin bitişiğindeki terastan izledi. Zencinin cesedi düştüğünde vatandaşlar idam ipinden bir parça almak için yarıştılar.”

    Özellikle; 1990’dan sonra yayınlanan makalelerde bahsedildiği üzere, Ku Klux Klan yanlısı olan Asa Earl Carter; kitapta bahsedildiği gibi dağlarda bir yetim olarak değil, Ralph ve Hermione Carter adlı ebeveynlerinin yanında Alabama’da geçirmiştir çocukluğunu. Carter; 1950lerde “Orijinal Ku Klux Klan İttifakı” adı altında muhalif bir grup kurmuş, “The Southerner” (Güneyli) adıyla çıkarttığı yayında beyaz ırkın üstünlüğünü vurgulayan yazılar yazmış, ismini “Forrest” olarak değiştirmiştir; kaleminin güçlü, kurgusunun sağlam olmasından ötürü özellikle “otobiyografik” olarak piyasaya sürülen “Küçük Ağaç’ın Eğitimi” adlı romanı çok satanlar listesinde yerini almıştır.

    “Learning from Little Tree: The Political Education of the Counterculture” adlı makalesinde Mark McGurl; romanın kesinlikle otobiyografik olmadığını, ancak dönemin eğitim politikalarını değerlendirmede başvurulabilecek iyi bir kaynak olabileceğini vurgularken, Dan T. Carter “The Tranformation of a Klansman” adlı yazısında Forrest Carter’ın bir hilekâr olduğunu savunup “Nasıl da kolay inandık?” diye sorar. Cherokee köklerine sahip bazı yazarlar, “Küçük Ağaç’ın Eğitimi” nde geçen Cherokee kelimelerinin ve geleneklerinin doğru olmadığını, karakterlerin de klişe olduğunu dile getirirler. En önemli kaynaklardan biri olarak; arkadaşları, meslektaşları ve pek çok edebiyat tarihçisiyle görüşülerek hazırlanan, yönetmenliğini Douglas Newman ile Marco Ricci’nin üstlendiği 2012 yapımı “Reconstruction of Asa Carter” adlı belgeselde de, Asa Carter’ın biyografisi ve Forrest Carter’a nasıl dönüştüğü anlatılmaktadır.

    Ortada Carter hakkında yazılan onca makale ve yakınlarıyla yapılan görüşmeleri de içeren bir belgesel varken, üstelik kitabın Amerika’daki yayıncısı University of New Mexico Press de önsözden “romanın otobiyografik olduğu” kısmını çıkartmışken ve Amerikan Üniversitelerinde Carter’ın biyografisi Asa Carter olarak anlatılırken, “Küçük Ağacın Eğitimi” adlı kitabın imzasız Türkçe önsözünde yer alan bilgiler yanılgıya neden olmaktadır. Say Yayınlarının bu konudaki yaklaşımı da ayrıca ele almayı gerektiren bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. 2012’de sekizinci baskısı yapılan “Küçük Ağaç’ın Eğitimi” adlı roman; yeniden yazılacak bir önsözle kurgusu ve anlatımı iyi, Yerli Amerikan dünyasını romantize eden bir roman olarak çeviri romanlarımız arasında yerini almalıdır.

    Bu yanılgıyı fark edip beni uyaran okurumuza, araştırmalarımda bana destek olan değerli hocam Prof. Dr. Kevin Mcnamara’ya ve dostum Aycan Yılmaz’a tüm içtenliğimle teşekkür ederim.

    Kaynakça:
    • Learning from Little tree: The Political Education of the Counterculture, McGurl Mark, The Yale Journal of Criticism, Volume 18, Number 2, Fall 2005, pp. 243-267 (Article)
    • The Transformation of a Klansman, Carter Dan, October 4, 1991, The New York Times.
    • “Authenticity”, or the Lesson of Little Tree, Gates, Henry Louis, Jr
    New York Times (1923-Current file); Nov 24, 1991; ProQuest Historical Newspapers: The New York Times (1851-2009)

Serkan PARLAK Hakkında

Serkan PARLAK

1975 yılında Bilecik'te doğdu. Ankara Üniversitesi D.T.C.F. Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi.

Derlediği "Başka Semtin Öyküleri" adlı öykü kitabı Bilgi Üniversitesi Gençlik Çalışmaları Birimi, ilk romanı “Ormanın Kıyısı” Roza Yayınları , “Kasabadan Kente Doğru, Cemil Kavukçu Öykücülüğü” adlı derleme deneme-inceleme kitabı ise Günce Yayınları tarafından yayımlandı. Editör ve düzeltmen olarak yaklaşık kırk kitabı yayına hazırladı.

Gazete kitap tanıtım eklerinde -Radikal Kitap, Akşam Kitap- dergilerde -Notos, Varlık, Roman Kahramanları- 2015 sonrasında ağırlıklı olarak dijital mecralarda -Oggito, edebiyathaber, kitaphaber, literaedebiyat, k24kitap, edebiyatburada- kitap tanıtım, eleştiri, inceleme, deneme ve çağdaş sanat yazıları yazdı.

Halen İstanbul’da yaşıyor, MEB’de Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak çalışıyor. Defne’nin babası.

Yayınlanmış Kitapları

- Cemil Kavukçu Öykücülüğü, Editör, Günce Yayınları, 2021
- Ormanın Kıyısı, Roza Yayınevi, 2016
- Başka Semtin Öyküleri, Derleyen, Bilgi Üniversitesi Gençlik Çalışmaları Birimi, 2014

Serkan PARLAK ismine kayıtlı 106 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 3 kitap bulunmaktadır.

Twitter Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com