Türkçemizin Çiçeği Çocuklar İçin Şiir: Gökhan Akçiçek
Tarih boyunca şairler şiirleriyle bir duruş sergilemişlerdir ve şiir söylerken/yazarken bir amaçları vardır. Sevgili Gökhan Akçiçek, çocuklara yönelik şiir söylemeniz/yazmanızdaki amaç ve temel duygu nedir? Çocuklar için şiir yazmaya ne zaman başladınız? Niçin çocuklara şiirler yazıyorsunuz?
Şiir yazmaya meyilli olarak doğduğumu düşünüyorum. Bu his 17 yaşımdan sonra daha da yerleşti kalbime. O vakte kadar okuduğum şiirlerin etkisinde kaldığım da söylenebilir. Yaşama tanıklık, kendi sesimi bulma çabalarım etkisini de belirtmeliyim. Çocuklar için şiir yazmaya ise 29 yaşından sonra başladım. Çünkü ilk şiir dosyam 'Bulutlar Örtmese Güneşi', -yayımlanmadan, dosya haliyle- 31 yaşımda iken yani 1992'de Milli Eğitim Bakanlığı Çocuk Edebiyatı Şiir Ödülü'nü aldı. Çocuklar için yazma sebebimi çocukluğuma ait bir anılar defteri gibi görüyorum. O defter şiirsiz kalırsa çocukluğum da bitecekti sanki.
Çocukların doğduğu andan itibaren ninniler aracılığıyla şiirsel metinlerle tanıştığı hepimizin malumu. Ninniler sizce bireyi şiirle tanıştıran ilk metinler olarak doğru seçimler mi?
Tabii doğru bir seçim. Sözcüklerin musikisi kulağımızı da mayalıyor. Ninni kültürümüzün yaygın olduğu zamanlarda doğmanın ayrıcalık olduğunu söyleyebilirim.
Peki, çocuklar için söylenen/yazılan şiirler nasıl olmalıdır? Dil işçiliğinden çocuk sesini yakalamaya kadar hangi hususlara dikkat edilmelidir? Çocuklar için yazılmış şiirlerin başat özellikleri neler olmalıdır?
Çocuklar için şiir yazmanın formülü her şaire göre değişebiliyor. Ama dil hassasiyetini, sözcükleri uygun ve yerinde kullanma becerisini, faydacı ve üstten bir seslenişe yer vermemeyi savunuyorum. Ayrıca çocuğa seslenişi sanat katına çıkarma gayreti de asıl olmalı. Hangi alanda olursa olsun özen gösterilmeyen her çalışma sıradanlıktan kurtulamaz. Mevcut örnekleri çoğaltmanın, tekrarlamanın edebiyat birikimimize bir katkısı olacağını sanmıyorum. Her şeyden önce çocuklarımızın da nitelikli edebiyata ihtiyacı olduğunu kabul etmeliyiz.
Şiirin sesi yaşamın sesidir aynı zamanda. Çocukların yüreğine işlenen o dizelerin müziği her duyguyu barındırır. Çocuklar için yazılmış şiirlerde toplumsal durumların, acıların, göç ve savaşların işlenmesine nasıl bakıyorsunuz? Sizce güç konular şiirlerde yer almalı mı?
Bu konuyu da dozunda ve alt anlam olarak sunmalıyız. Aşırısı güzellemeye, o acıların istismarına yol açıyor. Bir şairin en dikkat etmesi gereken ayrıntıları burada işaretleyebiliriz. Sanat değerinden ödün verilerek yazılan her metnin eninde sonunda propagandaya dönüşme olasılığı var. Her türden olumsuzluğun bir süzgeçten geçirilmeden çocuğa sunulması onda travmaya da yol açabilir. İlk üç şiir kitabımda bu türden konuları işlerden uygun kelime seçimine dikkat ettiğim halde -şimdiden baktığımda- olumsuz duyguyu hatırlatan kelimelerim de olmuş. O yapıtların sonraki baskılarında -sayıları bir elin parmakları toplamı kadar da olsa- sözü edilen türdeki kelimeleri daha yumuşak ifadelerle değiştirdim. Sonrası yazdığım 9 şiir kitabında ise aynı hataları tekrarlamadım. İyimserliği, yaşama sevincini, merhameti, empati duygusunu ve saf iyiliği önerdim çocuklara.
Şiir günümüz çocukları için biçilmiş kaftan. Hem kısa metinler oluşu ile hem de çocukların imgelem dünyasına hitap etmesi ile… Tüm bunlara rağmen çocuklar için kaleme alınan metinler genellikle kurmacadan ibaret. Esasında çocuk edebiyatının zirvesini şiir oluştururken şiirin çocuk okurlarla yeterince buluşmadığını gözlemliyoruz. Bunun sebepleri sizce neler olabilir?
Bu konudaki en büyük eksikliği sınıf öğretmenlerin de iyi bir şiir okuyucusu olamamalarında buluyorum. Paragraf sorularının önemsenmesini, şiir sevgisinin işlenmesinde gösterilen özensizlikte yaygın bir durum. Ayrıca şiiri toplum olarak çok okumuyoruz. Okuma kültürü deyince, kitap okumadan dem vurulunca dediğiniz gibi hep kurmacadan bahis açılıyor. Bu anlayışın tez vakitte değişmesi gerekiyor. İlkokuldan itibaren şiir ders kitaplarında daha sık işlenmeli.
Şiir çocuğa ne katar? Çocuklar neden şiir okumalı?
Hayal dünyamın sınırlarının, ilkokul yıllarından beri okuduğum şiirlerle, dinlediğim türkü, şarkı ve masallarla; seyrettiğim tabiat manzaraları ile genişlediğini, uçsuz bucaksız bir mekâna kavuştuğunu söyleyebilirim.
Son olarak sizden bir şiir dizesi istesek... Sizi yormayacak ise birkaç dize de kabulümüzdür.
Ne zaman bir araya
Gelse
Gamzendeki iki çizgi
Devrediyorlar anne,
Sesimizdeki
O fısıltıyı
Sözleşmiş gibi
Birbirlerine.
Aramız mı, bu günlerde
Çok iyi.
Yüzüne her yaklaştığımda
Onlar karşılıyor
Anne,
Senden önce
Kirpiğimi...
Yazar: Ayşegül SÖZEN DAĞ - Yayın Tarihi: 25.10.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 03.06.2024 16:19