Türkçemizin Çiçeği Çocuklar İçin Şiir: Gonca Mine Çelik
Tarih boyunca şairler şiirleriyle bir duruş sergilemişlerdir ve şiir söylerken/yazarken bir amaçları vardır. Sevgili Gonca Mine Çelik, çocuklara yönelik şiir söylemeniz/yazmanızdaki amaç ve temel duygu nedir? Çocuklar için şiir yazmaya ne zaman başladınız? Niçin çocuklara şiirler yazıyorsunuz?
Çocuklar için şiir yazmaya başlamam, çocuk edebiyatına ilgi duyup illüstrasyon yapmayı öğrenmeye başlamamla eş zamanlı gerçekleşti aslında. Ve hepsi de köyde yaşadığım ve doğadan çokça ilham aldığım, aynı zamanda haiku okuyup eskiz defterlerime küçük haiku denemeleri yaptığım döneme denk geliyor. Aslında "küçük haiku" yanlış bir tabir oldu çünkü haikuların kendisi küçük şiirler. 5-7-5 heceden oluşan, yapısal anlamda küçük fakat bir o kadar çok şey anlatan, "az çoktur" deyiminin tam karşılığı olan Japon şiir biçiminden bahsediyorum. İşte bu kendi kendime yaptığım haiku denemeleri kısa süre içinde çocuk şiirlerine dönüştü. İkisinin de birbirine benzer oldukça fazla tarafı var, sanırım bu yüzden. Ben çocuklar için kurgu hikayeler yazarken de sade ve basit cümleler kurmayı seviyorum, tıpkı yazdığım şiirlerdeki gibi yalın fakat bir o kadar da "zengin" bir anlatım hep varmak istediğim nokta oluyor. Bu basitlik ve sadelikte yatan bir sanatsallık olduğunu düşünüyorum. Çiçekli Şiirler kitabımdaki şiirlerin kısa kısa olmasının nedeni hem bu sadelik hem de üzerimdeki haiku etkisi diyebilirim. Çocuklara seslenirken bu sadeliğin aynı zamanda şöyle bir amacı ve getirisi oluyor: Ben bu kadarını anlatmak istedim, gerisini sen hayal etmek ister misin?
Neden çocuklar için şiir yazdığım sorusuna dönersek, çocuk şiiri benim için kendimi, düşüncelerimi ve hayal ettiklerimi ifade etmenin eğlenceli ve sade bir yolu.
Çocukların doğduğu andan itibaren ninniler aracılığıyla şiirsel metinlerle tanıştığı hepimizin malumu. Ninniler sizce bireyi şiirle tanıştıran ilk metinler olarak doğru seçimler mi?
Ninniler birçok açıdan çocuklar için çok önemli bana göre. Melodik ve kafiyeli yapısıyla çocuğun kulağına sesleniyor, çocuğu rahatlatıyor, okuyan kişiyle çocuk arasında bir ilişki kurduruyor ve tekrar ettikçe çocuğa güven veriyor. Nasıl ki çocukların sanat eserleriyle tanıştığı ilk yer çocuk kitaplarının rengarenk illüstrasyonlarla dolu büyülü sayfalarıysa şiirsel anlatıyla ilk tanıştığı yerler de ebeveyninin tatlı sesinden dinlediği ninniler. Dolayısıyla ninnilerin çok önemli olduğunu düşünüyorum, kendi çocukluğuma şöyle bir gittiğimde hâlâ kulağımda tınladıklarını da söylemeliyim.
Peki çocuklar için söylenen/yazılan şiirler nasıl olmalıdır? Dil işçiliğinden çocuk sesini yakalamaya kadar hangi hususlara dikkat edilmelidir? Çocuklar için yazılmış şiirlerin başat özellikleri neler olmalıdır?
Elbette bu sorunun tek bir yanıtı yok, herkesin tarzı ve ifade biçimi farklı ancak kendi şiirlerimi düşündüğümde; ilgi çekici konulara değinen, içinde mizah olan, doğa olan, hayvanlar olan, soru soran, hayal kurduran ve asla didaktik olmayan bir biçimi benimsediğimi söyleyebilirim. Çok uzun dizelerden veya uzun şiirlerden kaçındığımı, basit ve yalın fakat içerik anlamında zengin şiirler yazmaya çalıştığımı da söyleyebilirim. Aslında çocuklar için içerik üretirken, bu düzyazı olsun, şiir olsun, illüstrasyon olsun fark etmez, her şeyden önce çocuğu iyi gözlemlemek ve iyi tanımak gerektiğini düşünüyorum. Çocukların dikkat süreleri ne kadar, sevdikleri sevmedikleri şeyler neler, nasıl bir dille onlara ulaşmak gerekiyor gibi konular şiir yazarken de önemli hale geliyor.
Şiirin sesi yaşamın sesidir aynı zamanda. Çocukların yüreğine işlenen o dizelerin müziği her duyguyu barındırır. Çocuklar için yazılmış şiirlerde toplumsal durumların, acıların, göç ve savaşların işlenmesine nasıl bakıyorsunuz? Sizce güç konular şiirlerde yer almalı mı?
Çocuk edebiyatı çocuk için yaşamın ta kendisi olmalıdır. Dolayısıyla yaşamın içinde ne varsa çocuk edebiyatında da konu olarak işlenebilir. Özellikle zor konularda yazılmış edebi eserlerin çocuklar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hatta biraz daha ileri gidip, zor konular çocuk şiirlerinde yer alabilir yerine "mutlaka yer almalı" diyorum. Çünkü çocuklar bu zor konularla karşılaştıklarında bunu çocuk kitaplarıyla, çocuk şiirleriyle aşmayı öğrenirler. Empati kurarlar, "yalnız değilmişim" hissini yaşarlar, adeta terapi gibi o kitapla o şiirle kendi zihinlerinde oynarlar, oynadıkça kendilerini iyileştirirler. Keşke zor konularla hayatta hiç karşılaşmasalar fakat nasıl onları hayatın zorluklarından koruyamıyorsak çocuk edebiyatını da korumaya kalkışmamalıyız. Hem düzyazıda hem şiirde zor konuları işlemek bu anlamda çok önemli diye düşünüyorum.
Şiir günümüz çocukları için biçilmiş kaftan. Hem kısa metinler oluşu ile hem de çocukların imgelem dünyasına hitap etmesi ile… Tüm bunlara rağmen çocuklar için kaleme alınan metinler genellikle kurmacadan ibaret. Esasında çocuk edebiyatının zirvesini şiir oluştururken şiirin çocuk okurlarla yeterince buluşmadığını gözlemliyoruz. Bunun sebepleri sizce neler olabilir?
Bunun nedeni büyük olasılıkla az şiir okuyan bir toplum olmamızdan geliyor. Bir de sanki şiir yetişkin işidir gibi bir algı var ne yazık ki, sanki şiir deyince çok soyut kavramların işlendiği, karmaşık ve zor bir anlatımın hakim olduğu, anlaması güç eserler geliyor akla. Halbuki hiç öyle olmak zorunda değil. Bu algıyı yıkmak için şiir yazmaya ve okumaya, bir de çocuk şiiri üzerine konuşmaya devam etmek gerekiyor sanırım.
Şiir çocuğa ne katar? Çocuklar neden şiir okumalı?
Şiir çocuğa yepyeni bir hayal dünyası sunan bir araçtır. Edebiyatın, dilin farklı biçimleri olduğunu çocuğa gösterir, çocuğu şaşırtır, onun zihinsel şemalarına bir yenisini daha ekleyerek hem zihnini, hem ruhunu besler. Akılda kalıcı yönüyle çocuğun zihninde yer eder, belki çocuk o şiiri tekrar etmeye başlar ve her tekrar ettiğinde yeni bir şey keşfeder. Bu tekrarlar onun özgüvenini besler, onu mutlu eder, ona şiiri sevdirir. Şiir yalındır, basittir, ama içerik anlamında basit değil tam tersine oldukça zengindir. Bu zenginlik çocuğun hayal dünyasını ve yaratıcılığını genişletir. Daha ne olsun?!
Son olarak sizden bir şiir dizesi istesek... Sizi yormayacak ise birkaç dize de kabulümüzdür.
Hey mor çiçek!
Sen söylemezsen bana
Baharın geldiğini,
Kim söyleyecek?
Yazar: Ayşegül SÖZEN DAĞ - Yayın Tarihi: 22.11.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 05.06.2024 14:34