Türkçemizin Çiçeği Çocuklar İçin Şiir: Tacettin Şi, Söyleşi, Ayşegül SÖZEN DAĞ

Türkçemizin Çiçeği Çocuklar İçin Şiir: Tacettin Şimşek yazısını ve Ayşegül SÖZEN DAĞ yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizde

Türkçemizin Çiçeği Çocuklar İçin Şiir: Tacettin Şimşek

16.08.2024 09:00 - Ayşegül SÖZEN DAĞ
Türkçemizin Çiçeği Çocuklar İçin Şiir: Tacettin Şimşek

Tarih boyunca şairler şiirleriyle bir duruş sergilemişlerdir ve şiir söylerken/yazarken bir amaçları vardır. Sevgili Tacettin Şimşek, çocuklara yönelik şiir söylemeniz/yazmanızdaki amaç ve temel duygu nedir? Çocuklar için şiir yazmaya ne zaman başladınız? Niçin çocuklara şiirler yazıyorsunuz?

1977'de edebiyat dünyasına şiirle ilk adımımı attım. Çocuklar için şiir yazmaya ise lise yıllarında başladım. Aralık 1980'de merhum Niyazi Birinci'nin yönetiminde çıkmaya başlayan Can Kardeş dergisinde ilk çocuk şiirlerimi yayımladım. Kuşlar Gibi Uçabilsem başlıklı şiirimle ilgili olarak Birinci'nin "Çocuk şiiri işte böyle olur." takdir ifadesi benim için hayli teşvik edici oldu. Dergide öyküler, tiyatrolar ve Birinci'yle dönüşümlü olarak manzum masallar kaleme aldım. Bir ara derginin okuyucuları adına yazdığım "Can Kardeşler Marşı"nı çocukların dilinden marş olarak dinlemek de benim için çok büyük bir mutluluk sebebiydi. Zaman içinde şiir ve masala tiyatro ve hikâye de eklendi. 2005'te Okul Tiyatrosu diye bir kitap çıkardım. Şiirlerim İlkyaz Tatili, hikâyelerim Yeşil Gözlü Kardan Adam, Karakoncolos ve Vici Vici, sözlü kültürden alıp yeniden yazdığım masallarım ise Altın Papağan adıyla Uçan At Yayınları arasında yer aldı.

Niçin çocuklar için şiir yazıyorum? İçimdeki çocukla dışımdakileri oyun arkadaşı kılmak için. Türkçemizin inceliklerini çocuklarla birlikte keşfetmek için. Şiirin ses, ahenk, ritim ve imge gibi olmazsa olmazlarıyla çocukları buluşturmak için. Dilin de estetik bir obje olduğu düşüncesiyle çocuklarda var olan estetik duyguyu harekete geçirmek için. Çocuklarla birlikte -hiç olmazsa hayalimizde- daha güzel bir dünya inşa edebilmek için.

tac1

Çocukların doğduğu andan itibaren ninniler aracılığıyla şiirsel metinlerle tanıştığı hepimizin malumu. Ninniler sizce bireyi şiirle tanıştıran ilk metinler olarak doğru seçimler mi?

Sadece şiirle değil, müzikle tanıştırmak için de en önemli metinler ve kesinlikle doğru seçimler. Yapılan bilimsel araştırmalar, ninnilerin çocuklarda terapi etkisi yaptığını ortaya koyuyor. Öte yandan ninniler, çocukların müzik kulağını geliştirmek için olduğu kadar şiirin sesini duyurmak için de gerekli.

İnsanlığın doğrudan doğruya çocuklar için ürettiği ilk ve tek sanat türüdür ninniler. Onun için Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya, Çocuk adlı şiirinde "Mırıl mırıl / Ninni bilmezdi dudaklar / Sen olmasan" diyor.

Ninniler çocuğu ezgi tarafıyla müziğe, söz tarafıyla şiire götürür. Böylece çocuk iki güzel sanat dalıyla henüz bebekken tanışmış olur. Şiirin sözlerini elbette anlamaz ancak sözün ritmini duyar. Bu da şiir için alt yapı oluşturacaktır.

Masalların da çocuklar için üretildiğine ilişkin yaygın görüş doğru değildir. Zira masallar, başlangıçta yetişkinlerin birbirlerine anlattıkları fantezilerdir. 17. yüzyıldan itibaren ilk defa Charles Perrault tarafından çocukların dünyasına uygun olarak yeniden yazılmıştır. Perraut şiddet ögelerini ayıklamadan önce, Kırmızı Başlıklı Kız'ın Fransız sözlü kültüründe dilden dile anlatılan final sahnesi çocukların ruh sağlığı için asla uygun değildir.

Masalların yer yer tekinsiz metinler olduğunu gösteren en önemli örnek Binbir Gece Masalları'dır. Öncelikle bu masalların ortaya çıkış hikâyesi rahatsız edicidir. Sınırlı sayıda metni istisna tutarsak seçmeden, ayıklamadan söz konusu masalları çocuklara okumak/okutmak mümkün değildir.

Peki, çocuklar için söylenen/yazılan şiirler nasıl olmalıdır? Dil işçiliğinden çocuk sesini yakalamaya kadar hangi hususlara dikkat edilmelidir? Çocuklar için yazılmış şiirlerin başat özellikleri neler olmalıdır?

tac2

Her şeyden önce şiir olmalıdır. Şiiri tanımlarken kullandığımız bütün ölçütler çocuk şiiri için de geçerlidir. Yetişkinlere seslenen şiirin taşıdığı bütün kaygıları çocuklar için yazılan şiirlerde de göz önünde bulundurmak gerekir. Çocukların sezgilerine güvenmek zorundayız. "Çocuktur anlamaz." deyip her şeyi açıklamamız gerekmez. Çocuktur anlar. Yeter ki çocuk gerçekliğini yakalayalım, çocuksu duyarlık ilkesine sadık kalalım ve kullandığımız dil, çocuğun bilişsel gelişimine uygun olsun.

İmge çocuk şiirinin de vazgeçilmezidir. Örtük söyleyişler tercih edilebilir. Başta benzetme, kişileştirme, konuşturma olmak üzere ad aktarması, güzel nedene bağlama gibi söz sanatları rahatlıkla kullanılabilir. Özellikle benzetme, kişileştirme, konuşturma söz sanatlarının edebiyata çocukların armağanı olduğunu düşünüyorum.

Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "6 yaşından küçükler için" kaydıyla yayımladığı İki Kuş adlı şiiri örneklemek isterim.

İki kuş var

Gökyüzünde

Gelir biri

Gece deriz

Gelir biri

Gündüz deriz

Gökyüzünde

İki kuş var

Gece ve gündüzü biri siyah diğeri beyaz iki kuş olarak tasavvur etmek, bu konuda bize ipucu verebilir.

Aynı şairden aynı hedef kitleye seslenen Saatin Kuşu şiiri de anılabilir:

Saatin kuşu

Susamış anne

Su verelim mi?

Saatin kuşu

Acıkmış anne

Yem verelim mi?

Bu tavrı çocuklarda okul öncesi dönemde gördüğümüz animist (canlandırmacı) tavırla ilişkilendirmek mümkün. Cansız varlıkların canlıymış gibi görülmesi, bir kişilik verilerek onların konuşturulması, kuklalarla iletişim kurulması, oyuncaklarla gerçekleşen diyaloglar bu tespiti destekler niteliktedir. Animizm, Piaget'nin sembolik işlemler dönemi dediği 3-4 yaş aralığında çocuklarla görülen bir durumdur. Çocukların masallara bu denli ilgi duymasının arkasında da bu var.

tac3

Şiirin sesi yaşamın sesidir aynı zamanda. Çocukların yüreğine işlenen o dizelerin müziği her duyguyu barındırır. Çocuklar için yazılmış şiirlerde toplumsal durumların, acıların, göç ve savaşların işlenmesine nasıl bakıyorsunuz? Sizce güç konular şiirlerde yer almalı mı?

Çocuklar için yazılan şiirlerde her türlü tema işlenebilir; ölüm, deprem, göç, savaş, mültecilik dâhil; ancak yaşama sevincini örselememek, kötümserliğe ve karamsarlığa meydan vermemek kaydıyla. Ahmet Muhip Dıranas, şiir kitabına eşi Münire Dıranas'tan duyduğu bir cümleyi epigraf yapmıştır. Cümle şöyledir: "Bir beşik gibi sallanır dünya, rahat uyusun diye bütün çocuklar." Şair bu cümleden insanlığın barışını ve evrensel sevgiyi çıkarmış olsa da pekâlâ bir deprem izleğine de ulaşılabilir. Kuşkusuz bir yumuşatma ve munisleştirmedir bu. Ölüm elbette acıdır, deprem elbette korkutucudur, savaş elbette yok edicidir, göç elbette üzücüdür. Ancak bunları, çocukları tedirgin edecek aşırı gerçekçi bir üslupla dile getirmeyi doğru bulmuyoruz.

Sonuç olarak büyü temada değil, temanın işleniş biçimindedir. Yahya Kemal'in "Rindlerin Ölümü" şiirinde geçen "siyah servi" söz öbeğini "serin servi"yle değiştirerek ölümün ötesine olan inancını sezdiren tavrı, çocuk şiirleri için de bize ışık tutabilir.

Şiir günümüz çocukları için biçilmiş kaftan. Hem kısa metinler oluşu ile hem de çocukların imgelem dünyasına hitap etmesi ile… Tüm bunlara rağmen çocuklar için kaleme alınan metinler genellikle kurmacadan ibaret. Esasında çocuk edebiyatının zirvesini şiir oluştururken şiirin çocuk okurlarla yeterince buluşmadığını gözlemliyoruz. Bunun sebepleri sizce neler olabilir?

İki temel nedenden söz edilebilir. Birincisi, çocuğu hafife alan yaklaşım. Öğretmenden ya da anne babadan rol çalarak çocuğu şiirle eğitmek, eğitmenin de ötesinde ona davranış ve bilgi edindirme çabası güden bir şair tutumu. Bunu öğütçü bir tavır olarak tanımlamak mümkün. Şiir türleri sıralanırken "didaktik şiir" diye kabulü imkânsız bir alt başlık telaffuz edilir. Gözden kaçırılan şudur: Yetişkin için de olsa çocuk için de olsa bir metin eğer didaktikse şiir değildir, şiirse didaktik olamaz. Nedense çocuk şiiri olunca mutlaka çocuğa somut bir şeyler öğretmeli/anlatmalı anlayışını sürdüren bir kesim var. İkinci grubu çocuğa gerçek hayattan izole edecek bir tematik sınırlamaya gidenler oluşturuyor. "Kurmacadan ibaret" diye tanımladığınız kesim bu olmalı. Yanlış anlamıyorsam bize bir hikâye anlatan şiirden söz ediyorsunuz. Ahmet Haşim'in "Şiir hikâye değil, sessiz bir şarkıdır." özlü sözünü hatırda tutmak gerekiyor.

İbrahim Alâettin Gövsa'nın Anne Sevgisi, anne ile beş yaşındaki çocuğu; Faruk Nafiz Çamlıbel'in Melek şiiri anne ve kızı arasındaki diyaloglardan oluşan kurmaca metinlerdir ama okuyucuda duygusal ve düşünsel bir karşılık bulabilir. Faruk Nafiz şöyle diyor:

Annesi dün Zeynep'e

Melek yavrum diyordu.

İşitince bu sözü,

Kız merak etti sordu:

Melek yavrum ne demek?

Doğrusu anlamadım.

Melek kanatlı olur;

Hani benim kanadım?

Cevap verdi annesi:

Üç yavrum daha vardı.

Onlar kanatlanarak

Elimden uçmuşlardı.

Hepsi yalnız bıraktı,

Bu talihsiz kadını.

Bari sen uçma diye,

Kopardım kanadını.

Şiirde hayat da var hayal de. Metinde şiirsel güç, üç yavrunun kanatlanarak yuvadan uçuşunda yoğunlaşıyor. Kanatlanmayı her çocuk farklı yorumlayabilir. Bu, bir şiirden farklı anlamlar üretme konusunda amaçlanan bir durumdur.

Sözü uzatmadan, didaktik yaklaşımı da, hayattan kopuk bir şiiri de sağlıklı bulmuyorum.

Öte yandan somut, öğretici yönü ağır basan niteliksiz metinlerle çocuklara şiiri sevdirmemiz imkânsız. Hele bir de bunları ezberleme konusunda dayatmada bulunmak, öğrencileri notla tehdit ederek sonuca ulaşmaya çalışmak, şiirden nefreti bile doğurabilir.

Dilin poetik ve estetik düzeyde kullanıldığı şiirlere ihtiyaç var. Gerçek şiir, güzel seslendirildiğinde çocukta şiir okuma, ezberleme hatta şiir yazma hevesi uyandırabilir. Çocuklarımızın belleğinde severek ezberledikleri ve okumaktan haz duydukları üç beş şiir bulunsa fena mı olur?

tac4

Şiir çocuğa ne katar? Çocuklar neden şiir okumalı?

Şiir, çocuğa ana dilin incelik, güzellik ve zenginliklerini keşfettirir. Dilin mecazları konusunda farkındalık oluşturur. Şiirde geçen "deniz" kavramının kocaman su kütlesi olmanın ötesinde bir duygu hâlini temsil ettiğini; keza "dağ" kelimesinin somut, coğrafi bir yükselti olmadığını, hayatta var olan herhangi bir ögeye karşılığı olarak kullanıldığını sezdirir. İyi örnekler sayesinde doğuştan getirilen ve köreltilmemesi gereken sevgi, şefkat, merhamet gibi duyguları diri tutmayı sağlar. Hayal gücünü, düşünce dünyasını zenginleştirir. Ritim algısını güçlendirir. Anlama, çözümleme, yorumlama becerileri yanında etkili konuşma ve düzgün yazma becerilerini geliştirir. Bütün bunları hayatına bir ayrıcalık olarak eklemek isteyen çocuklar mutlaka şiir okumalı. Bunları önemseyen anne babalar ve öğretmenler çocukları/öğrencileri okul öncesinden başlayarak nitelikli şiirlerle buluşturmalı.

Son olarak sizden bir şiir dizesi istesek... Sizi yormayacak ise birkaç dize de kabulümüzdür.

Bir Güneş Masalı

Sabahleyin bir melek

Güneşi lamba diye

Boşluğa asıverdi.

Emzirdi güneş bizi:

Acıktık ışık verdi,

Üşüdük ısı verdi.

Yandı akşama kadar

Akşam olunca birden

Gözünü kısıverdi.

"Gece oldu" dediler

Güneş uykuya yattı,

Karanlık basıverdi.

Saatler durdu sanki,

Şarkılar sona erdi,

Serçeler susuverdi.


Yazar: Ayşegül SÖZEN DAĞ - Yayın Tarihi: 16.08.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 28.05.2024 14:53
386

Ayşegül SÖZEN DAĞ Hakkında

Ayşegül SÖZEN DAĞ

Yazar. Şair. Editör. MEB kadrolu öğretmeni. MEB özel eğitim genel müdürlüğünün çıkarmış olduğu Özel Eğitim Çocuk dergisi yayın kurulunda. Ankara'da yaşıyor. Gökyüzüne kurduğu çiçekli merdiveninden çocuklar için masallar, hikâyeler ve şiirler topluyor. Çocuk edebiyatı alanında kitaplar yazıyor. Nitelikli çocuk edebiyatı bağlamında çocuğa görelik ilkesini savunuyor. Kelimelerin dünyasında çocuklara, yetişkinlere yazarlık atölyeleri düzenliyor. Yazarlığının yanı sıra çocuk ve ilk gençlik kitapları editörlüğüne devam ediyor. Çocuk Vakfının Çocuk Edebiyatı Okulu Danışma Kurulu üyesi.

MinikaGo, MEB Özel Eğitim Çocuk, Kardelen Çocuk, Beyazbulut, Hece, Çeto, Diyanet Çocuk, Konya Çocuk, Berdücesi, Yitiksöz dergilerinde yazdı/yazıyor.

Yayımlanmış kitapları: 

- Tohumsa Eğer (Tulu Kitap)
- Eve Dönüş Bileti (Tulu Kitap)
- Domateslerin Şaşırma Konçertosu; Organik Masallar (Cezve Çocuk)
- Ejderha Evecen ve Üfleme Dersleri (Tulu Kitap)
- Kuşlara Ayarladım Saatimi (Tulu Kitap)
- Sekiz Dakika (Tulu Kitap)
- Sultan Alparslan (Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları)
- Afilli Piknikte, Afilli Parkta, Afilli Kütüphanede (Erkam Yayınları)
- Ömer'le Bir Kutu Macera : Birûnî, Cezerî, İbn-i Batuta, İbn-i Baytar, İbn-i Heysem (Kaşif Çocuk Yayınları)
- Engelsiz Masallar (Cezve Çocuk Yayınları)
- Menekşe Bayramı (Kayalıpark Yayınları)

Ayşegül SÖZEN DAĞ ismine kayıtlı 25 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 15 kitap bulunmaktadır.

Twitter Instagram YouTube Kitapyurdu.com