Türkçemizin Çiçeği Çocuklar İçin Şiir: Vural Kaya
Tarih boyunca şairler şiirleriyle bir duruş sergilemişlerdir ve şiir söylerken/yazarken bir amaçları vardır. Sevgili Vural Kaya, çocuklara yönelik şiir söylemeniz/yazmanızdaki amaç ve temel duygu nedir? Çocuklar için şiir yazmaya ne zaman başladınız? Niçin çocuklara şiirler yazıyorsunuz?
Çocuğa şiir söylemek en arı duru şey; arı duru Türkçem demek gibi bir şey bu. Çocuğa öyle seslenmek yani. Modern şiirimiz için de emek veriyorum; farklı kuramsal yapılar, kanonik hücrelenmeler vs. çok farklı ortamları var. Modern şiirin imkânları içerisinde çocuk şiirine yer açmak benim için nefes alabileceğim bir başka güzellik oldu, diyebilirim. En önemli gerekçemse çocuğa şiirle seslenmek hevesi çocuğa değil aslında tüm geleceğe ve bütün insanlığa seslenmek gibi bir şey. Küçük işler, küçümen işler olarak görenler de olabilir şairler içerisinde. Bakışlarını çocuk medeniyetine yöneltseler öyle demezlerdi, diye düşünüyorum.
Neden çocuk şiiri, çocuğa şiir? Şiir, bütün milletlerin, uygarlıkların biricik sanat imkânı. Bizim uygarlığımızın da bugün modern dönemde çocuğa şiir söylemekle kendi medeniyet ve toplum kültürüne katkı sunması her şairin ödevi diye düşünüyorum. Gelenekten bugüne dikkat ediniz ninni, tekerleme, mani ve şiirle söylenmiş destansı metinlerin yerine bugün çocuğa yeni bir söyleme şekli olarak karşımızda çocuk şiiri. Bunun altı fazlaca çizilmiyor belki ama keskin bir kültürel meselemizdir çocuk şiiri.
Evet, modern şiir çabalarımın neticesinde yeni bir çıkış noktası olarak çocuklar için söylemeye başladım. Çok eleştirildim. Şiir yayımlarken, dosyaların yayınlanırken çocuğa ve çocuk şiirine yer açman seni sadece çocuk edebiyatı alanında gösterir, buraya hapsolunursun diye ikaz eden eleştirmenler oldu. Olsun. Bunları yadırgamadım, tepkisel davranmadım. Çocuk edebiyatında özellikle şiir söylemekle kendimi sonuna kadar ödevli görüyorum.
Çocuk şiiri mi? Zorun zoru. İyilik ödevi ama şiir. Bugün çocuk ihmal edilmiş, gadre uğramış durumda. Belki bir nebze olsun çocuk ödevimle bunca çirkinliğe, kötülüğe başkaldırabilirim diye düşündüm. Şiir, iyiyi güzeli söylerken de başkaldırı eylemi gerçekleşebilir mi, evet… Çocuk duyarlığını çocuğa sanatsal katkı sağlayarak da gösterebiliriz. Çocuğa seslenmek, çocuktan yana tavır geliştirmek, çocuğun sesi olmak çağımızın en büyük hareketidir. Yani çok güzel sebeplerim var çocuk şiiri söylemek için…
Çocukların doğduğu andan itibaren ninniler aracılığıyla şiirsel metinlerle tanıştığı hepimizin malumu. Ninniler sizce bireyi şiirle tanıştıran ilk metinler olarak doğru seçimler mi?
Ninni, çocuğu/sabileri uyutmak için söylenir. Köklerimizde var. Şiir dolayısıyla ninniler aracılığıyla köklerimizden gelen bir şiirsel çıkış noktasıdır. Yadsınamaz. Köklerine yabancı olmak dilini ve dünyasının sınırlarını bilememek, bu alana bu soylu tutuma yabancı kalmak demektir. Belirli bir ölçüyle söylenmiştir ninniler. Ezgi metinleridir ve çocuk şiirinin arı duru kökenidir belki de. Modern şiirimizin köklerinde dahi geleneğin söz dizinine ve şiirsel metinlerine yaslandığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü siz ne kadar kendi dilinizde bir şeyler üretme gayreti güdüyorsanız o denli kendiniz olmak durumundasınız. Kendi dilini, metinlerini, şiirini, destanını vs yok saymakla işe başlayanlar, bu nevi sanatçılar yani dikkat ediniz köksüz, soysuz sanat içerisinde bocalamakla ömür tüketirler. Neden bu kadar sert bir çizgi çiziyorum? Çünkü çocukluk dilin inşasını için en temel alan. Demir kazıklarıdır, çelik alt yapıdır dil. Ninnilerle, bu toprağa ait masallarla, mani ve destanlarla barışık olmak gibi bir zaruriyeti vardır sanatçının. Şiir bunların en başında gelir, başat tutulması gerekenler sıralamasında. Şiir dil zenginliği, dil geliştirici metinsel özellikleriyle de ayrıksı bir yerde durur, durmaya da devam edecektir. Ninniler pınar başı söz ve şiir umdeleridir. Baş tacı edilmezse bugünkü dil mahrumiyetini daha abartılı surette yaşamaya mahkûm bırakılırız gibi geliyor bana.
Peki çocuklar için söylenen/yazılan şiirler nasıl olmalıdır? Dil işçiliğinden çocuk sesini yakalamaya kadar hangi hususlara dikkat edilmelidir? Çocuklar için yazılmış şiirlerin başat özellikleri neler olmalıdır?
Çocuktan yana olmalı. (Çocuktan yana derken; Edebiyattan Yana ifadesi Eser Gürson'dan bu yana hepimizin oldu. Bundan sebep çocuktan yana ifadesini kullanmak istedim) Şairin böyle söz olayında, çocuk sesi olmalı ama çocuksuluk abartılmamalı. Çocuksu söyleyiş bazen çocuğun bile sevmediği bir şeydir, diye inanıyorum. Çocuk olup söylerken has şiirin de imkanlarını kullanabilmeli şair. Dağlarca buna en iyi örnek sanırım. Bazen ağır metin gibi seyreder ve fakat bir şah dize ya da birkaçı ile çocuk yerindeliğiyle kotarır; çarpıcılığı yahut finali buradan patlatır. Bıçak sırtı bir denge aslında has çocuk şiiri söyleme işi. Modern şiir imkanlarını çocuk şiirinin de alanına getirip oturtabilmenin başka bir işçilik tipi olduğuna inanıyorum. Tam tekmil anlatamadım sanki. Poetik bir iddia değil bu dediklerim kabul ve fakat şöyle diyebilirim bu durum etrafında; Orhan Veli dizelerinden ilerleyerek:
"Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum."
Şiirin sesi yaşamın sesidir aynı zamanda. Çocukların yüreğine işlenen o dizelerin müziği her duyguyu barındırır. Çocuklar için yazılmış şiirlerde toplumsal durumların, acıların, göç ve savaşların işlenmesine nasıl bakıyorsunuz? Sizce güç konular şiirlerde yer almalı mı?
Şiir her şeyden anlar. Cemal Süreya diyordu ya çocuk her şeyden anlar, diye. Onun gibi işte. Çocuk gadre uğratılıyor ve biz onun penceresinden bakarken sadece çiçekli böcekli söz gösterileri ile yetinemeyiz. Çocuk özgür değil. Neden şiir buna temas etmesin. Çocuk sömürü aracı. İstismar aracı. Çocuklar tel örgülü insanlıksız bir sürgünde. Çocuk hem fiili hem de dijital olarak mahpus. Neden çocuk yazınında sosyal gerçekliklerden, acılardan, çocuğun sesine ses olma eyleminden imtina etmeli şairler? Şiire de şaire de yakışmaz kanısındayım. Güç konular da neşeli sevinçli çocuk idealizemiz içerisinde sanatsal dozda yer edinmeli, diye düşünüyorum elbette. Yetişkinler savaşları, kan ve gözyaşı kirliliğini bitirsinler ve şairler de o vakit salt sanatla ve çiçekli böcekli sözcüklerle, imgeyle şiir söylesinler. Savaşları durduramayan insan soyunun ve iradenin güç konuları kınama hakkı bana göre yoktur. Olamaz da…
Şiir günümüz çocukları için biçilmiş kaftan. Hem kısa metinler oluşu ile hem de çocukların imgelem dünyasına hitap etmesi ile… Tüm bunlara rağmen çocuklar için kaleme alınan metinler genellikle kurmacadan ibaret. Esasında çocuk edebiyatının zirvesini şiir oluştururken şiirin çocuk okurlarla yeterince buluşmadığını gözlemliyoruz. Bunun sebepleri sizce neler olabilir?
Toplumsal yapımızı, toplum okumalarının düzeyini gösterir şiir düzeyimiz. Şiir ikliminin olmadığı ortamın kültürel düzeyinin de düşüklüğü aslında gözlerimizin önünde serili durmaktadır. Oldukça kritik bir soru, teşekkür ederim. Çocuk şiiri o kadar kale alınmaz bir durumdaki şaşırmamak mümkün değil. Bir de yetişkin şairler de aynı gözle meseleye yaklaşmakta, bunu daha da hayretle izliyorum. Hatta ben diyorum ki modern şiirimizde emek vermiş şairlerin hemen hepsinin büyük ödevidir çocuk şiiri söylemek. Bir an önce toparlanmalı, çocuğa şiir söylemeli diye düşünüyorum.
Sorunun ana kısmına geri dönelim. Yaşadığımız toplumun okuma karnesi çocuk okurun şiirle sınavı gibi bir durum söz konusu yani. Bu sebeple çocuk şiirlerinin okur bulması günümüz dünyasında neredeyse imkânsız. Bu imkansızlığı tersine çevirebilmenin yöntemi okuma kültürü devrimine duyduğumuz ihtiyaçla açıklanabilir. Yani kurumsal yapılarımızın, kültürel ortamımızın ne'liğini sorguladığımız zaman karşımıza çıkacak şey şu: müşteri olduğumuz neyse içinde bulunduğumuz durum da odur.
Şiir çocuğa ne katar? Çocuklar neden şiir okumalı?
Bir kere yüksek bir okuma zevki damıtır şiir, çocuğa. Buradan hareketle bakış açısı imkanları sağlar. Düzey belirleyicidir. Şiir okuru; çocukların dünyasındaki şiir okuru temelden ne denli sağlam bir çıkışla varlığını hissettirirse kültürel ilerlemenin fotoğrafı da ortaya çıkmış olacaktır. Şiir okuru olan çocuk okur, şiirin ileri düzey bir okuma biçimi olduğunu belki kendi yaş grubundayken hissedemez ve fakat bunun bilinçaltı düzeyini ele alırsak çocuğa en derinlikli değer katkısı sağlayacak olan şeyin şiir olduğu kesin bir şey. Şiir okumalı, şiir ezberlemeli, şiirin bakış açısına katacağı yüksek değer göz önünde bulundurulmalı. Öyle ki çocuk ve okuma kültürü denildiğinde bu mecrada proje üreten sözüm ona uzmanların bile çocuk okurun şiir gezegeni hakkında veri elde etmeden hareket ettiği görülmektedir. Çocuk psikoloğunun, çocuk eğitimcisinin, sanatçıların çocuğa önce şiir zevkini aşılaması gerektiği gerçeğini kimse dile getirmiyor neredeyse. Hatta öyle ki kuramcılar, akademik eleştirel metin üretenler, poetik yazılarla varlığını gösterme niyetinde olan sanatçı kimlikler bile çocuk ve şiir ilişkisini derinlemesine işlemekten yana tavır almıyorlar, alamıyorlar. Bunun sistemli düşünme biçimine aktarılışının daha ne kadar güç olabileceğini varın siz düşünün…
Son olarak sizden bir şiir dizesi istesek... Sizi yormayacak ise birkaç dize de kabulümüzdür.
Şiiri tümden okusam buradan? Uygunsa...
BİR ŞİİR SANA BİR ŞİİR BANA
Aydede göz kırpıyor bana bu sana
Çoban yıldızı uyumamış hala bu bana
Cıvıl cıvıl kuşlar sana;
Gökkuşağı ile misket oynamak bana
Kar yağarken mırıl mırıl kedicik sana
Bir ağacın yalnızlığı bana
Denizin mavisi sinmiş üstüne bu sana
Kırlarda çiğdem toplamak bana
Renk renk balonlar sana
Uçuşan kelebekler bana
Kâğıttan gemiler sana
Tahtadan atlar bana
Dünya bir lunapark; dönme dolap sana
Atlıkarınca bana
Göğü sobelemek sana
Toprağı yüze kadar saymak bana
Yazar: Ayşegül SÖZEN DAĞ - Yayın Tarihi: 05.07.2024 09:00 - Güncelleme Tarihi: 27.05.2024 12:18