Türklerin Serüvenine Dair Bir Değerlendirme
Türkler, Avrupa'dan uzak Asya'ya kadar geniş bir coğrafyada iz bırakan ve tarih biliminin olmazsa olmazı olan kadim bir millettir. Türkler, tarihin diğer bir adıdır. Türksüz, tarih olmaz. Tarih bilimi Türk Tarihi olmadan içi boş ve eksiktir. Türkler kurdukları devletler ile birçok millete ve çok geniş topraklara hükmetmişlerdir. Bu hükmediş sosyal, kültürel ve ekonomik yapıları dahi etkilemiştir. Buna mukabil Türkler olmadan tarih yazmak oldukça zor hatta imkânsızdır. İnceleyeceğimiz eser olan "Türklerin Serüveni" adlı eser, Cansu Canan Özgen'in alanında uzman olan sekiz akademisyen ile yapmış olduğu röportajlardan oluşmaktadır. Eserde soru-cevap şeklinde Türk tarihi ele alınmıştır. Eseri bölümler halinde inceledikten sonra eser ile alakalı bir değerlendirme yapacağız. Bölümleri incelerken içeriği hakkından teferruata girmeden bir bilgilendirme sunmaya çalışacağız.
"Kadim Türklerin Serüveni" Prof. Dr. Ahmet Taşağıl
Kitabın bu ilk bölümü kadim Türkler ile alakalı Ahmet Taşağıl ile yapılan röportajdan oluşmaktadır. Eser, sorulan soru ışığında Türklerin, Macaristan'dan Kore'ye ve XI. yüzyıldan itibaren de Kuzey Afrika'nın dâhil olduğu geniş bir coğrafyada yaşayan bir topluluk olduğu ifadesiyle coğrafi bir bilgilendirme yapmak olup, Türk adının her ne kadar ilk olarak Çin kaynaklarında geçtiği bilinse de ilk olarak 420 tarihinde Pers metinlerinde geçtiği ve yine Türklerin yazılı kültürünün gelişmemiş olması daha çok sözlü kültürün olmasının kaynak noktasında sıkıntı arz ettiğine değinilmiştir. Eserde ilk "Türkmen" adının 900'lere doğru Özbekistan'ın doğusunda ki Fergana Bölgesinde duyulduğu ifade edilmiş olup, Balkanlarda da Müslüman yerine Türk ifadesinin kullanıldığı dile getirilmiştir. Bu durum bizlere Türklük ve Müslümanlığın nasıl iç içe geçtiğini göstermektedir. Bu bölümün devamında; Attila ile ilgili efsaneler ve sebepleri, Cengiz Han ve Moğolların Türklük durumu ya da Türkler ile akrabalığı, Türklerin yerleşik kültüre geçmek istememe sebepleri, Türk sembolleri ve Göktanrı dini ile İslamiyet arasındaki benzerliklerle alakalı sorulara cevaplar verilmiştir.
"Hasan Sabbah ve Haşhaşiler" Prof. Dr. Haşim Şahin
Eserin bu bölümünde İslam dünyasında büyük yankılar uyandıran ve bugün dahi tartışıla gelen suikastların kaynağı olan Hasan Sabbah ele alınmıştır. Esere göre, Hasan Sabbah İmamiye Şiası'nın en önemli merkezi olan Kum şehrinde doğmuştur. İyi bir eğitim almış olup hem âlim hem de dini bir lider olan Hasan Sabbah, Nizarî/İsmailî devletiyle de siyasi bir liderdir. Hasan Sabbah esere göre ruh hastası bir kişi değil aksine, temsil ettiği ideolojiye gönül vermiş ve bu kurmuş olduğu bu yapı doğrultusunda "dâi"ler (insanları kendi din veya mezhebine çağıran kimse) yetiştirmiş birisidir. Eserde ele alınan diğer önemli nokta haşhaş kullanımıdır. Eserdeki haşhaş kullanan birisinin bir ideolojiyi hâkim kılmasının mümkün olamayacağından bahsediliyor ve kullanıldığına dairde bir belge olmadığı söyleniyor. Yine bu bölümün devamında; Selçuklular ile olan mücadele; Fetö, Daeş ve Pkk ile olan benzerlikleri ele alınmıştır.
"Türkler Olmadan Tarih Olmaz" Prof. Dr. İlber Ortaylı
Üçüncü bölüm, tarih yazıcılığıyla başlamaktadır. Esere göre; Türkler, tarih yapan ama tarih yazamayan bir millettir. Tarihin Türksüz olamayacağından hep bahsederiz. Çünkü Türkler tarihin odak noktası, ana unsurudur. Bu duruma rağmen Türkler kendi tarihlerini yazma noktasında eksiklikler yaşamışlardır. Kadim tarih olsun sonrası olsun kendi tarihimizle alakalı bazı durum ve olayları başka devlet veya toplulukların yazılı eserlerinden öğreniyoruz. Ya da kaynakçamızı yabancı kaynaklar oluşturuyor. Bölümün devamı; Günümüz tarihçiliği, Evliya Çelebi, İbn-i Haldun, Emir Timur, Safeviler, Osmanlı Devleti ve Halil İnalcık ile ilgili soru-cevap şeklinde bilgilendirme ile devam etmektedir.
"Fatih, İstanbul ve Fetih" prof. Dr. Feridun M. Emecen
Eserde ki bu bölüm II. Murad ile başlar ve Fatih ve Fetih ile devam eder. Eserde ilk olarak II. Murad'ın tahtan çekilmesi ve Fatih'in tahta geçiş sürecini ele alır. Esere göre dönemin bazı kaynakları II. Murad'ın tahtan çekilmesini farklı sebeplere bağlarlar. Bazı kaynaklar iç kavgadan ve oğlu Alaeddin Çelebi'nin (Çelebi'nin ölümü ile alakalı Bizans kaynaklarında attan düştüğü, Osmanlı kaynaklarının bazılarında ise zehirlendiği yazar) ölümü üzerine, bazı kaynaklar ise Padişahın maneviyata yönelme arzusundan dolayı tahtan çekildiğini yazar. Tabi esere göre bazı efsanelerde mevcuttur. Ama yazar II.Murad'ın muhaliflere karşı kendini önemsetme politikasından bahseder. Bölümün devamı; Fatih ile alakalı bilgiler, devşirme ve Türk unsurları, kardeş katli, İstanbul'un fethi önce ve sonrası ile devam etmektedir.
"Osmanlı Devleti'nde İstihbarat ve Casusluk" Doç. Dr. Emrah Safa Gürkan
Beşinci bölüm; Emrah Safa Gürkan ile İstihbarat ve Casusluk üzerine yapılan röportajdan oluşmaktadır. Bölüm özellikle, konuyu 16. Yüzyıl üzerinden ele alınmıştır. Bu yüzyıldaki İstihbarat ve casusluk faaliyetlerinin diğer yüzyıllara nazaran daha ilginç özellikler taşıdığına değinilmiştir. Esere göre casusluk bir savaş hazırlığına nazaran ekonomik olarak daha az külfetli bir sistemdir. Ve casusluk faaliyetleri de genelde tüccarlar, korsanlar ve elçiler ile yapılırdı. Bunlara belli paralar verilir hatta bunların kayıtları dahi tutulurdu. Yine esere göre yazışmalarda farklı şifreler ve metotlarda uygulanırdı. Bölümün devamında; Casusların sembol ve işaretleri, II. Abdülhamid ve istihbarat, 16.yüzyıldaki casus anlayışı, deniz gücü ve istihabarat, Safiye Sultan ve casusluk gibi konular ile ilgilide bilgiler mevcuttur.
"Osmanlı Devlet Sistemi ve IV. Murad Dönemi" Prof. Dr. Adbülkadir Özcan
Bu bölümde öncelikle; Osmanlı'nın nasıl kurulduğu ve cihan devleti olma yolunda nasıl ilerlediği, bu ilerleyiş sırasında, bulunduğu coğrafyadaki güç dengesini anlatılmaktadır. Akabinde devşirme sistemi ve Padişahların devşirmelere bakış açısı ele alınmıştır. Şeyhülislamlar, Valide Sultanlar, Osmanlı'da kanun ve getirdikleri ile devam eder. Devamında ise çocuk yaşta yaşadığı ve gördüğü acı olaylar, siyasetteki tavrında etkili olacak olan, IV. Murad bahsine geçilmiştir. Esere göre IV. Murad, büyük bir Padişah, adeta bir cihangir ama diğer yanıyla merhametsiz ve zaaflara gark olmuş bir insan portesi. Böyle tasvir edilişten sonra; IV. Murad ve kardeşi İbrahim, içki, tütün ve kahvehane yasakları, sokakların durumu, şair kimliği, şark seferi ve ölümü aktarılmıştır.
"Osmanlı Devleti'nde İsyanlar ve Darbeler" Prof. Dr. Ekrem Ekinci
İsyanlar ve darbeler genel olarak tarihte adını zikrettiğimiz her devlette yaşanmıştır. Bu isyanlar Osmanlı Devletinde de görülmüştür. Buna mukabil merkezi otoriteye önem verilmiş ve sistem güçlendirilmeye çalışılmıştır. Eserde ilk olarak, Osmanlıda ki isyan ve darbe durumuna değinmiştir ve ilk isyanın Osman Bey zamanında amcası Dündar Bey tarafından yapıldığını aktarmıştır. Sonrasında, Fatih'in darbelerin önünü kapatmak ve merkezi otoriteyi güçlendirmek için yaptıkları konuşulmuştur. Osmanlıda ki darbelerin genel özellikleri, yeniçerilerin isyanlarda ki konumu, darbeler ve siyasi hayat ve son olarak ta ittihatçılar üzerinden isyan ve darbeler bölümünü tamamlanmıştır.
"Milli Mücadele Yılları ve Mustafa Kemal Atatürk" Yrd. Doç. Dr. Ali Güler
Bu bölüm Atatürk'ün soyu ve yetişmesini anlatarak başlamaktadır. Bölümde; Atatürk'ün soyu kimi ifadelerin aksine akademik camiada bilindiği söylenmiş olup, TTK. Yayınlamış olduğu Yunan bir profesörün kitabı olan "Bir Evin Hikâyesi: Selânik'teki Mustafa Kemal Atatürk'ün Evi ve Ailesi Hakkında Türkçe ve Yunanca Belgeler" kaynakça olarak bizlere sunuluyor. Akabinde ise soyu ile alakalı bilgiler, akraba ilişkileri, Atatürk ve Türk Milliyetçiliği, askerlik serüveni, Atatürk ve Enver Paşa, Çanakkale cephesi, Milli Mücadele yılları, Rus ve Hindistanlı Müslümanların yardımları, Atatürk ve din konuları ile devam ediyor.
Kitabın genel bir değerlendirmesini yapacak olur isek. Eserde, herkesimden okuyucunun anlayabileceği bir dil ve üslup kullanılmıştır. Konular arası geçişler kısmen de olsa bir bütünlük oluşturmaktadır. Eserin soru-cevap şeklinde olması belirli hususlara cevap arayanlar için nokta atışı olmuştur. Ancak, eserde dipnot ve kaynakça kullanılmaması akademik manada olumsuz bir durum teşkil etmiştir. Verilen bilgiler, en azından daha fazla önem arz edenlerin de kaynak sunulmaydı. Buna rağmen yazar, alanın uzamanı olan akademisyenlerle yapmış olduğu bu röportajlar ile birçok konuyu; roman kitaplarından ya da masallardan öğrenen daha çok popülerliğine göre esere kıymet veren kesim için realist bir tarih sunmuştur.
Türklerin Serüveni
Cansu Canan Özgen
AHMET TAŞAĞIL, HAŞİM ŞAHİN, İLBER ORTAYLI, FERİDUN EMECEN, EMRAH SAFA GÜRKAN, ABDÜLKADİR ÖZCAN, EKREM BUĞRA EKİNCİ, ALİ GÜLERAHMET TAŞAĞIL, HAŞİM ŞAHİN, İLBER ORTAYLI, FERİDUN EMECEN, EMRAH SAFA GÜRKAN, ABDÜLKADİR ÖZCAN, EKREM BUĞRA EKİNCİ, ALİ GÜLER
Kronik Kitap
Yazar: Murat DENİZ - Yayın Tarihi: 16.11.2020 09:40 - Güncelleme Tarihi: 11.04.2022 22:59