Üç Köpük - İbrahim Tenekeci, Edebiyat, Bilal CAN

"Allah biliyor ya
Benim şaşkınlığım sizinkine benzemez
Gayrete düşürür beni, umursamadığımız şeyler"

Şair şaşkınlığı bir şair sessizliğinin ürünüdür. Üç köpük de bu şair şaşkınlığının ürünüdür. Su üzerinde dönüp dolaşan bu üç köpük bir şair kalbinde bir imge denizidir. Küçücük halinde bir amazon havsaı kadar zengindir. Demiştik ki şair duyarlığı lazımdır. Şair herkesin baktığı taraftan farklı anlam çıkarandır. Şair bu anlamı bir şiir olarak indirir en köşe durakta.

Üç Köpük İbrahim Tenekeci kitaplarının en narinidir bence. En doygun ve en dingin. Belki de suyu anımsattığı için o köpük ve o köpüğün su üzerinde resimleştirdiği duruş içindir. Su gibi berrak, aşk kadar büyük, ateş kadar harlı.

Sözü Yormadan anlatıyor şair şiirini. Sözü incitmeden, kırmadan olunmadık bir yüklemle. Bitirmiyor hemen. Keyfini sürüyor, seviyor onu uysal bir canlı gibi. Büyütüp öylece sunuyor.

"efendime vermek için
yirmi yedimden gül aldım
yirmi yetimden gül

bir bilseniz efendim
için için ateşe verdim içimdeki beni
ah beni
hangi vdiler istedi de gitmedim
kıskandım da ne oldu, hayattan kendimi"

Şiir şairin bir yolculuğudur. O emmareden levvameye giden bir yolculuta kendi halini resimleştirir. Bunu da ancak yürekli şairler yapabilir. Geçtiği vadilerin kandırmaca düzenine kapılmadan. Bir simurg gibi geçer. Yorulur belki. Ama incitmez sözü. Yormaz anlamını. Anlamı genişleten kalbinde o ferasetin ışığında bir aşk çalar kalbine, sözleri o kalbin ışığından aydınlanırken karanlık yolları deler.

"ah efendim, sorar durur can;
nasıl bir sondur bu,
kaçtıkça yakınlaşan
kaçtıkça yakınlaşan…

derdimi anlattım efendim
derdimi anlattım, sözü yormadan
oturup dua ettim, yalvardım;
akıl git başımdan."

Akıl git başımdan. Bu söz bir kalp ehlinin sözüdür işte. Kalbin sayısız yolculuğundan birinde o kalbin götürdüğü yere götürür bize. Sözü yormamak ancak kalple mümkün olur ve bu işi de ancak bir kalp işçisi, bir yürek işçisi yapabilir.

Üç Köpük
İbrahim Tenekeci
Profil Yayınları