Unutulmayan Eserlere Mektuplar 3, Edebiyat, Ülker GÜNDOĞDU

Unutulmayan Eserlere Mektuplar 3 yazısını ve Ülker GÜNDOĞDU yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Unutulmayan Eserlere Mektuplar 3

07.08.2023 09:00 - Ülker GÜNDOĞDU
Unutulmayan Eserlere Mektuplar 3

Demir Ökçe

Bay Demir,

Tarihe geçen "demir ökçe" tabirini ilk kullanan Ernest Everhard'dır. 1912'de Elyazması'nda oligarşiyi "demir ökçe" olarak adlandırıldı. Evet. Size Sevgili Demir Ökçe diye hitap etmek gelmedi içimden. İsminize layıksınız Bay Demir. Jack London sizi ortaya koyduğunda postalının ökçesini kastetmiyordu, pek tabi. Distopya edebiyatının ilk örneği olarak sizin kabul görüleceğinizi de bilmiyordu. Çünkü günümüzden yüz yılı aşkın bir zaman önce sizi kaleme aldığı eserinde Jack London, çok eski ama ne yazık ki hiç eskimeyen bir hikâyeyi konu almıştı bu eserine. Ezilenin mücadelesini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu. Her geçen gün büyüyen oligarşi[1] canavarını eserine bu karakteri adamıştı. Amerika Birleşik Devletleri'ni pençesine hapseden oligarşi, namıdiğer: demir ökçe tüm şiddeti ve gaddarlığıyla emekçilerin üzerine yürümektedir. Teröristler, ekonomik ve siyasi ilişkiler, faşist devlet yapılanması sanki daha o zamandan, yirminci yüzyılda insanlığın yaşayacağı acı olayların habercisiydi.

Dr. Hammerfield, "Söyle bakalım delikanlı, düşünce tarzımızın nesi zararlı ve değersizmiş?" Ernest, "Sizi metafizikçisiniz. Metafizikle her şeyi kanıtlayabilirsiniz. Her metafizikçi karşısındaki metafizikçinin yanıldığınızı kanıtlayabilir; kendi kafasına göre tabii. Sizi düşünce dünyasının anarşistlersiniz. Çılgın birer kâinat yaratıcısısınız. Her biriniz kendi kapris ve isteklerine göre yarattığınız kâinatlarda yaşarsınız. İçinde yaşadığınız gerçek dünyayı tanımadığınız gibi düşüncenizin dünyadaki yeri de zihinsel bir sapmadan fazla değildir. Şu masada sizi dinlerken aklıma ne getirdiğinizi biliyor musunuz? Büyük ciddiyet ve malumatfuruşlukla bir iğnenin ucuna kaç melek sığabilir gibi müthiş ilgi çekici meseleleri tartışan Orta Çağ skolastiklerini hatırlattınız bana. Neden mi? Yirminci yüzyılın düşünsel hayatından, on bin yıl öncesinin kadim ormanında büyülü iksir yapmaya çalışan bir Kızılderili büyücü-doktor kadar uzaksınız da ondan, sayın baylar." (s.8) Ernest Evehard'ın infazında yedi yüzyıldır süren esrar perdesi kalkmayacaktır. Elyazması metni yarım kalarak gizemini koruyacaktır. Kişisel çıkarlardan öte bir şey gözetmeyen kapitalizm çürüyerek bozulurken asırların çiçeğinin, insanlığın kardeşliğinin geleceğine inanılıyordu. Böyle olmamış olgunlaşıp çürümüş kapitalizm, bizleri ve o dönemde yaşayanları şaşırtarak içinden oligarşi canavarı çıkıvermiştir.

Sevgili Jack London, her eserinizi kıra döke yeniden inşa etmeyi ne güzel başarmaktasınız. Her eserinizde karakterinizin apayrı bir yönünü öne çıkarmaktasınız. Diğer tüm yönlerini sessizliğe çekere susturmayı ustalıkla ve sezdirmeden başarmışsınız. Bu, size olan hayranlığımı bir kat daha arttırmaktadır.

Yaşlı dünyada emin olun ki değişmeyen tek şey değişimdir. Sizin zamanınızdaki gibi Bay London, değişimin olmuyor olması, adaletin yerine getirildiği anlamına gelmiyor. Adaletsizliğe kimse uğramıyor veya insanların hak ettikleri şekilde yaşadıkları gibi zannetmenizi istemem. Sektörel Karteller hâlâ var ve bir sonraki öğün ne yiyeceğinin belirsizliğinde yaşayan insanlar da mevcut. İşçi sınıfına baktığımızda modern köleler oldukları görülmektedir. İşlediğiniz gibi Bay London, iş kazası olduğunda, o Kodaman Avukat'lar hâlâ işçilerin kabahatli olduğu kararına varır. Kanunlar ne yazık ki sermaye sahibinden yanadır. Bir şey değişmedi. Ne yazık ki.

Sonuç olarak eser, II. Dünya Savaşı sırasındaki Irkçı ve Faşist hareketlerden önce yazılmış olması yazarın geleceği görmüş olmasının bir kanıtı sayılabilir. Tabi geçmişi de aynı netlikte görebilme kabiliyetinizle… Bay London, ayrıca bugün ezen ülkelerde görülen işçi sınıfının Oligarşik düzenin içerisinde afyon sayılabilecek sınıfsal haklarla nasıl susturulabileceğini de bulunduğunuz tarihten görebilmişsiniz. Eseriniz sizin de dediğiniz gibi, Uçurum İnsanları'ndan Tröstleşmiş: Aynı mal üretimini gerçekleştiren çeşitli işletmeler birbiriyle anlaşarak ve sermayelerini birleştirerek tröst meydana getirmekteler. Kartelle tröstün tek farkı kartellerin anlaşmayla meydana getirilmesidir. Hâlbuki tröstlerde işletmeler iktisadi ve hukuki bakımdan kaynaşmış bulunmaktadır. Bu büyük burjuvaya kadar ezen ve ezilen ilişkilerini ele alıyorsunuz. Bay Jack London, ezilen sınıflara sizin tanımınızla Uçurum İnsanlarına, köylü sınıfına, işçi sınıfına, küçük burjuvaziye; tröstleşmiş emperyalist burjuvaziye karşı birlikte mücadele çağrısı yapmaktasınız. Politik kurgu sayılan eserinizi isabetli tahminlerinizle bir kurgudan öteye geçirerek tarihe şahitlik etmektesiniz. Keşke haklı olmasaydınız. Eserinizin adeta bir kehanet olarak ele alınmayı hak ettiği savunulmaktadır. Keşke öyle olmasaydı.

Jack London

Demir Ökçe

320 sayfa

2013 İstanbul

Çeviri: Levent Cinemre

İş Bankası Kültür Yayınları

Modern Klasikler Dizisi

[1] Oligarşi için bknz: https://ansiklopedi.tubitak.gov.tr/ansiklopedi/oligarsi


Yazar: Ülker GÜNDOĞDU - Yayın Tarihi: 07.08.2023 09:00 - Güncelleme Tarihi: 03.08.2023 12:04
728

Ülker GÜNDOĞDU Hakkında

Ülker GÜNDOĞDU

1977 yılının Ocak ayında Konya Ereğli’de dünyaya geldi.  Ereğli Lisesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra iş hayatına; Ankara’da IBM Bilgisayar Satış Temsilcisi olarak atıldı. İstanbul’da kendi şirketlerini kurana dek çeşitli işlerde çalıştı. İstanbul’da yaşamakta. Kütüphanesini oluşturduğu yirmi üzeri alandaki, beş bini aşkın kitabının anlamını, canına okudu. 

Bilgisayar, dil, gitar, estetisyenlik alanlarında eğitimler aldı. Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere yirmi şehri, kültürel gezme imkanı buldu. Kitaplara, yazmaya, tablolara, eski ve yeni objelere, tüm renklere ve dört sitil yüzmeye tutkun. “O kadar derinim ki” diyen okyanusu kıskanmakta.

18.08.2020 tarihinde Kitap Haber ailesine katıldı. Kitap Haber Kültür Sanat Editörü olarak biteviye yazmaya devam etmekte. Kitap Haber Dergisi, Yolcu Dergisi, Şehir ve Kültür Dergisi, Teferrüc Dergisi, Aydos Edebiyat Dergisi’nde yazdı ve yazmakta. İlk yazmaya amatör olarak bir roman ile başladı. Şu ana kadar bir roman, bir deneme, bir öykü, bir Kadıköy’ün Semtleri, iki değerlendirme dosyaları; en güzel haliyle gün yüzüne çıkmak için naçizane enikonu hazırlanmakta. 

1998’de evlendi. Bir oğul ve bir kız evladı var. Ailesi ve kitaplarıyla huzurlu bir yaşamın diğerkâm ve müptezel yolcusu. Bibliyomani değil sadece bir kitap daha okuyacak…

Ülker GÜNDOĞDU ismine kayıtlı 139 yazı bulunmaktadır.