Van’ı İçinden Okumak

Ömer Ertürk Kitaphaber için kaleme aldı.
İlk çağlarda Hurri, Asur ve Urartular için son derece önemli olan ve bunlar arasında mücadeleye sebep olan Van'ın, medeni tarihini Urartularla başlatmak mümkündür. Van, Urartuların merkezi olmuş ve bu dönemde birçok imar çalışmasıyla kendi dönemi içerisinde bir şehir görünümü almıştır. XI. yy'dan itibaren Türkmen akınlarına maruz kalan şehir Selçuklular, Karakoyunlular ve Akkoyunlular'ın yerleşimine açılmıştır. Asıl hayatî önemini ise Osmanlı-Safevi çatışmalarının kilit noktası konumunda olduğu coğrafyada bulunmasıyla sağlamıştır. Ve Kânûnî Sultan Süleyman'ın 1534-35 Irak Seferi ile günümüze kadar sürecek olan Türk hakimiyetine girmiştir.
İlk çağlardan itibaren coğrafî konumu ve önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış olması Van'ı son derece önemli kılmaktadır. Tarihî yönüyle daha çok ön plana çıkan Van'ın; kültürel, insan ilişkileri, geçmişten günümüze yaşadığı sosyo-ekonomik gelişimi pek belirtilmemiştir. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi Dr. Sait Ebinç tam da bu eksikliği –hem de tüm yönleriyle- kapatmak için "Mektepten Memlekete Bir Şehir Estetiği Van" isimli eseri okuyucuların istifadesine sundu.
Altı bölümden oluşan kitap, klasik şehir tarihi kitaplarından hem üslup hem içerik bakımından ayrılıyor. Kitap, geçmişten günümüze bir şehir yapısı sunarken, bunu taş ve beton duvarlarını tasvir etmekten çok, onların hissettirdiği ve bizzat yaşadığı ruhu okuyucuya sunmaktadır. Ebinç, şehrin farklı mekânlarında farklı zamanlarda yapılmış eserlerinin sanki hep aynı şarkının devamı gibi süregelen o kesintisiz ruhunu kitabın birinci bölümünde okuyucuya sunmakta. "Üstü Bahçelerle Örtülmüş Şehir" adını verdiği birinci bölümde, Akköprü'yü ve Akköprü çayını, akşam üzerlerinde türlü yemiş ağaçlarının bulunduğu bahçelerdeki çay sefalarını, Erek dağının sağ omuzu üzerinden yükselerek eski kerpiç Van evlerinin dikdörtgen pencerelerinden insanı yaşama çağıran o doyumsuz aydınlığını son derece sıcak bir üslupla anlatıyor.
Kitabın ikinci bölümünü şehir latifelerine ayıran ve doğrudan Van ağzıyla yazdığı –"Men de Gün Gördüm" "Hani Mana Gelecağtın İtin Gızı" "Bizim İt Sizin Baltayı Getirmiş"- hem eski zamanı tebessüm ettirerek gözler önüne seren, hem de nerede şimdi o eski zamanlar ve o zamanların eskimeyen insanları dedirten bir his bırakıyor okuyucusunda.
Van'daki eski ramazanları, Hüsrev Paşa Camii ve vakfiyesi, soba etrafında geçirilen uzun kış gecelerini, Van'ın eski değirmenlerini ve değirmencilerini, yaşayan, onların içinden gelen ve dolayısıyla kendi zamanını bugünün insanına, sözcükleri adeta bir resmi meydana getiren renkler gibi kullanmış. Bu da geçmişi, bu günden canlı bir film gibi izlemenin zevkini veriyor.
Bir Zevk-i Tahattur ismini verdiği kitabın dördüncü bölümü eski Van evlerine ayrılmış. İçinde gölgeleriyle adeta zamanı serinleten meşe ve servilerin bulunduğu bir bağ ve bağın en yüksek yerine kurulmuş bir ev. "Bu ev sanki yüce Yaradan'ın sesini yalnızken duymak için tenha bir kırın ortasında Allah'la baş başa kalan çobanların münzevi ruhları gibi vecde benzeyen bir sükûnete bürünmüştür." Diyerek hissettiklerini anlatan Sait Ebinç, daha sonra evin manzarasını, estetiğini, odalarını tek tek anlatıyor. Bu bölümde ayrıca eski Van evlerine ait bir çok fotoğraf var ki, bu da anlatılanın zihinde daha berrak şekillenmesi adına son derece önemlidir.
Kitabın beşinci bölümünde Van'da icra edilen sanat ve sanatçıları, Van'ın eski zaman türkülerini, Van'a gelen ilk gramofonun öyküsünü, son derece naif ve akıcı bir üslupla aktarıyor. Ayrıca Van'daki ilk matbaanın nerede kimler tarafından kurulduğuna dair bilgiler ve görseller de şehrin tarihine ayna tutması açısından son derece önemlidir.
Kitabın her bölümünden ayrı zevk alsam da bir tarihçi olarak son bölüm; şehrin tarihine, tarihî şahsiyetlerine ve tarihte nasıl konumlandırıldığına dair verdiği bilgiler açısından son derece müstefid olmamı sağladı. Çanakkale Savaşında şehit olan Vanlılar, Seyyid Abdülhakim Arvasî ve Başkale'deki medresesi, bu gün belki de Van'ın en kalabalık mahallesi olan Vanlı Hacı Bekir'in kimliğine dair verilen bilgiler son derece kıymetlidir. Ayrıca 1839 yılına ait nüfus sayımlarında ve vakıf evraklarında geçen Vanlı kadim ailelerin listesini sunması da kitabı son önemli kılmaktadır.
Kitapta ayrıca;
- Amik Kalesi ve Amik Yerleşim Yerinin Tarihçesi
- Yalçın Kitapçı
- Kadir Dedenin Laikliği ve Hacı Babam
- Van'da Eski Zaman Bahçeleri
- Van'da Derviş-i Zındıka Tekkesinin Şeyhi Molla Hasan Mahdumu Mehmet Efendi ile Röportaj
Vb. gibi birçok ilginç başlık işlenmiş. Kitap sadece bir Van tarihçesi anlatmıyor; aynı zamanda geçmişle bu günü birbiriyle mecz edip geleceğe de bir atıfta bulunuyor.
Mektepten Memlekete Bir Şehir Estetiği Van
Sait Ebinç
Ötüken Yayınları
313 Sayfa
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 29.03.2021 12:07 - Güncelleme Tarihi: 09.01.2025 16:23