Varlık İçinde Yokluğun Ülkesi: Yemen, Edebiyat, Vildan KINALI

Varlık İçinde Yokluğun Ülkesi: Yemen yazısını ve Vildan KINALI yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Varlık İçinde Yokluğun Ülkesi: Yemen

24.01.2025 09:00 - Vildan KINALI
Varlık İçinde Yokluğun Ülkesi: Yemen

Yunan tarihçi Agatharcides, Yemenliler hakkında şöyle söyler: "Sebelilerden daha zengin bir halk yok gibi görünüyor. Asya ve Avrupa arasında taşımacılık adı altında gerçekleşen ne varsa Cerhâ halkından sorulurdu. Batlamyus Suriyesi'ni zengin kılan ve Finikeli tacirlere kârlı bir ticaretin yanı sıra binlerce imkân sunan onlardan başkası değildi."

İslamiyet'ten önce bir süre Sasaniler'in hüküm sürdüğü Yemen, İslamiyet'in yayılmasından sonra Emevîler, Abbasiler, Eyyûbiler, Memlükler gibi daha pek çok devletin hâkimiyeti altında kalmıştı. 1517 yılından itibaren Osmanlı hâkimiyetine girmeye başlamış, dört asır Osmanlı vilayeti oldu. Osmanlı hâkimiyeti ise Mondros Mütarekesi ile fiilen sona erdi, Lozan ile tamamen Osmanlı'nın elinden çıktı.

Yemen için, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra hiçbir zaman istikrara kavuşmadı dersek yanlış olmaz. Güney ve Kuzey Yemen olarak ikiye ayrılan ve Sovyet etkisi altında olan ülke, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla 1990'da birleşti.( Güney Yemen İngiliz boyunduruğundan 1968'de kurtulmuş ve Sovyet etkisiyle sosyalist bir cumhuriyete dönüşmüştü.)

1992 yılındaki seçimleri kazanan Ali Abdullah Salih, dört yıl sonra yeniden ayrılmak isteyen Güney Yemen'e bu hakkı vermedi ve çıkan olaylar sonucunda sekiz bin kişi hayatını kaybetti. 33 yıl ülkeyi yöneten Salih, dış politikada başarılı politikalar izlese de, içerde ekonomiyi kelimenin tam anlamıyla batırdı. Bir zamanlar ticaretin kalbi denilebilecek konumda olan ülkede tarım ve ticaret durma noktasına geldi. Petrol rezervleri bulunmasına rağmen petrol çıkarılmadı. Oysa Yemen, dünya ticaretinin en önemli kavşaklarından biri olan Kızıldeniz'e sınır ülkelerden biridir ve dahası, ticaretin kilit noktası denilebilecek Babü'l Mendep Boğazı da bu ülkenin kıyılarında yer alır. Öyle ki, Basra Körfezi'nden deniz yoluyla geçen petrolün çoğu Süveyş Kanalı ve SUMED petrol boru hattına Babü'l Mendep Boğazı'ndan geçmektedir.

Bütün bu jeopolitik gerçeklere rağmen Ali Abdullah Salih döneminde, ABD'den gelen 50 bin dolarlık yardım bile halkın fakirleşmesine engel olamadı. Böylece Yemen, Arap dünyasının en fakir ülkesi haline geldi. "Arap Baharı" diye anılan halk hareketlerinin etkisiyle ülkede ciddi bir muhalif ayaklanma baş gösterdi. Ali Abdullah Salih, muhalifleri şiddete başvurarak bastırdı ve değişim sözü verdi. 2011'deki bombalı saldırıdan sağ çıkmayı başardı ve Suudi Arabistan'a gitti. Ordu, Salih'e verdiği desteği geri çekti. Birleşmiş Milletlerin ara buluculuğuyla dokunulmazlık istedi ve görevden ayrıldı. Fakat görevden ayrıldığında bile ülke siyasetinde etkin rol oynayan Salih, önce ülkedeki İran destekli Husilerle anlaştı. Daha sonra ise tamamen zıt bir kutup olan Suudi Arabistan'a yeşil ışık yakınca, 2017'de, Husi militanlarca düzenlenen saldırıda hayatını kaybetti.

Elbette ülkede sular bundan sonra da durulmadı. Ali Abdullah Salih'in vefatıyla meydana gelen boşluğu fırsata çevirmek isteyen Suudi Arabistan ve İran'ın, Yemen üzerinde hâkimiyet kurma çabaları çatışmanın "Vekâlet Savaşı" na evrilmesine neden oldu. Ali Abdullah Salih'in yerine Cumhurbaşkanı olan Abdurabbu Mansur Hadi ve onun destekçisi Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan, 10 ülkeden oluşan Arap Koalisyon Güçleri, 2015 Mart ayında Husilere karşı operasyon başlattı. Husiler diye anılan Ensarullah hareketi ise, 1992'de Mümin Gençler Hareketi olarak kurulmuş bir hareketti. Şiiliğin, Sünniliğe en yakın kolu olarak bilen Zeydilik mezhebine mensup Ensarullah, 2004'te silahlı ve siyasi bir harekete dönüştü. Kurucusu Hüseyin Bedrettin el- Husi 2004'te Yemen ordusu tarafından öldürülünce yerine kardeşi Abdulmelik el- Husi geçmişti. Filistin meselesinde "Direniş Cephesi" ekseninde hareket eden Husiler bu bağlamda İran'dan destek aldılar. 7 Ekim sonrası adını sık sık duymaya başladığımız Husilerin, İsrail'e attıkları füzeler daha Ürdün'de düşürülünce bu defa Kızıldeniz'den geçen İsrail ve ABD gemilerini hedef almaları, bu gemilerin rotalarını değiştirmeleriyle dünya gündeminde yer aldılar.

Savaş muhabiri Samet Doğan'ın "Beni Yemen'de İtalyan'a Benzetirler" kitabında bu gerçeklerle karşılaşıyoruz. Yazar, ülkenin son dönem siyasi gelişmelerini otobiyografik diyebileceğimiz romanıyla aktarıyor. Bir kaçırılma sahnesiyle başlayan kitap "Daha önce kaçırılmamıştım!" cümlesiyle başlayarak okuyucuyu yakalıyor. "Kendimi ne kadar ait hissedersem hissedeyim, onlar için yabancıyım ve kimileri için yabancı demek, her türlü pisliği yanında getiren demek." Cümlesiyle, uzun yıllardan beri, görünen, görünmeyen yabancı elinin ülkeye yaptıklarını ifade ediyor.

Romanda Yemenlilere dair rastladığımız en bariz özellik düzelmeyen ülke şartlarının yol açtığı boş vermişlik ve ümitsizlik hali. Tabii mevcut koşulların doğrudan bir sonucu olarak eğitimsizlik cabası. Bir tür gamsızlığa evrilmiş olan bu hal, bağımlılık yapan gat bitkisinin fazlaca kullanımıyla da perçinlenmiş gibi. Gat çiğnemek, gitgide ülke insanını tehdit eden bir soruna dönüşüyor gibi. Yanağının bir tarafı şişik Yemenli erkek ülkenin temsili olmuş durumda sanki.

Kurgusal açıdan bakıldığında romanda bazı kusurlar görmek mümkün olsa da yazılma ve okunma amacı bu kusurları göz ardı etmemize yetiyor. Bazen günlük okuyor gibi oluyoruz. Bir savaş muhabiri olarak işi fotoğraf çekmek olan Samet Doğan'ın mesleği ile vicdanı arasındaki gel-gitleri başarılı bir şekilde okuyucuya aktardığını görüyoruz. Fotoğraf çekmenin, Yemenlilerin zor durumda olduklarını dünyaya göstermenin bir faydası olduğuna inanmamakla beraber, bundan vazgeçemiyor da. Bunu Kevin Carter'in "Akbaba ve açlıktan ölmek üzere olan kız çocuğu" fotoğrafına atıfla ifade ediyor. Bir aşk hikâyesine yer verirken bu hikayenin içinde karşımıza gene bölgesel koşullar ve siyasi dengeler oluyor.

Yazar, romanda Husilerden sık sık bahsediyor ve her bahsettiğinde de "İran destekli" ibaresini eklemeyi ihmal etmiyor. Bunu her defasında yapmasından biraz rahatsız oluyorum sebepsizce. Kuzey Yemenliler ile Güney Yemenlilerin hala birbirlerini sevmeyişleri, esip gürlemelerine rağmen ellerindeki teçhizatların döküldüğünü, ülkedeki fakirliğin geldiği boyutu, coğrafya ve iklim koşullarını, mimariyi, geleneksel kıyafetleri, her Yemenli erkeğin kuşaklarına taktığı hançerleri, Yemen'deki yıkımın boyutlarını, Osmanlı izlerini görüyorum kitabı okurken. Yemen'i bize göstermesi bakımından yabana atamıyorum hikâyeyi.

"Beni Yemen'de İtalyan'a Benzetirler" Mayıs 2024'te okuyucuyla buluştu. Bölgesel güçlerin çatışma sahasına dönen Yemen'de henüz hiçbir şey değişmedi. Yakın zamanda değişecek gibi de durmuyor. Güç dengelerinin karmaşık olduğu ülkeye dileriz ki bir an önce esenlik gelir.

Beni Yemen'de İtalyan'a Benzetirler

Samet Doğan

Ketebe Yayınları

Mayıs 2024

146 sayfa


Yazar: Vildan KINALI - Yayın Tarihi: 24.01.2025 09:00 - Güncelleme Tarihi: 13.01.2025 14:08
2.466

Vildan KINALI Hakkında

Vildan KINALI

1982 Kütahya doğumlu. Kütahya İmam Hatip Lisesi’nden 1999’da mezun oldu. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çalıştı. Uluslararası ilişkiler okudu. Bazı yazarlardan yazmak üzerine eğitimler aldı. Edebiyat ve Uluslararası İlişkiler alanları arasında seçim yapamadığı için birini diğerine uyarlamaya çalışıyor.

Evli, üç çocuk annesi. Konya’da yaşıyor.

Yayınlanmış Kitapları

- Kasım Bunlar Çok mu Lazım?, Mecaz Çocuk Yayınları, 2023

Vildan KINALI ismine kayıtlı 26 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 1 kitap bulunmaktadır.

Instagram Kitapyurdu.com