VAROLUŞ ŞİİRLERİ: SABIR ATLARI

Recep Şükrü Güngör yazdı...
Şiir sanatların en soylusudur. Şiir şuurdur. Söze süs katmaktır. Sözü damıtmaktır. Sözü sağmaktır. Manayı örtmek, kelimeleri tasarruflu kullanmaktır. Şiir az sözle çok mana ifade etmektir. Mecazlı söz söylemektir. Şiir sanat yapmaktır. Şiir sözle müzik yapmaktır. Bundandır ki nitelikli söz yazarları şairdir.
Hüseyin Gök, Sabır Atları isimli ilk kitabıyla Edebiyat Ortamı Yayınları tarafından okuyucuya sunuldu. 67 sayfadan ve tek bölümden oluşan kitapta 44 şiir var. Şiirler çok kısa dizelerden oluşuyor. Şair Gök kelime tasarrufunu öyle kullanmış ki manayı bulmak karanlık odada iğne aramak gibi bir hal alıyor. Şiir sözü damıtmaktır diyoruz, evet elhak doğrudur. Lakin şair Gök dizeleri fazla damıtarak tek kelimeye kadar indiriyor ve tek kelimeden oluşan dizeler kitapta çok dikkat çekiyor. Şairin şiir yazma biçimi bu. Sözü kullanma, dize yapma tercihi bu. İşte bundan dolayı Gök’ün şiirlerini anlayabilmek için belli bir birikime sahip olmak gerekiyor. Şiirlerin isimleri imgelerden oluşuyor ve şiir başlıkları birer dize gibi duruyor.
Gök, kitabını Fuzuli’den bir mısra ile açıyor. Bunu yaparak kendinin gelenekle nasıl bir bağ kurduğunu açık ediyor. Böylece şairle bir fotoğraf vererek onu referans gösteriyor. Kitabın ilk şiiri yakarış adını taşıyor. İslami gelenekte eserler tevhit ve naat ile başlar. Şair Gök eserine tevhit ile başlayarak İslami geleneği yaşatıyor.
Şair, Zarifoğlu ve Nuri Pakdil’e göndermeler yaparak telmihlerle okurunu başka metinlere yönlendiriyor. Bu tutumunu, Sabır Atları kitabındaki şiirlerin hemen çoğunda görmek mümkündür.
Şiirlerde Gök, varoluş felsefesinin izlerini yaşatıyor. İstiare ve teşbih sanatlarına çok yer veriyor. Kafdağını arayan anka kuşu şiirinde pervane ile telmih, ilk bölümde de istiare sanatı yapıyor. Semender şirinde de var oluş felsefesinin izlerini buluyoruz. Kadim aşk öykülerini imleyerek ebedi sevgiliyi işaretliyor. Tasavvufta önce beşeri aşk sonra ilahi aşk sıralamasını andırıyor.
Kitaba adını veren şiir sabır atlarında at dünyayı temsil ediyor. At gider, dünya döner. Bu şiir varoluşçuluktan ziyade bilinçakışı felsefesine yakın duruyor. Selçuklu, Osmanlı medeniyetleri at medeniyeti idi. O medeniyetin izlerini kaybettik. Geriye sabır kaldı. Sabrı da kaybedersek bütün bütüne kayba karışacağız. Şair Gök bize sabır atları imgesi ile büyük medeniyetlerimizin kapısını işaretliyor. Burada at unsuru ile de Necip Fazıl’a gönderme yapılıyor. Edebiyatımızda Necip Fazıl, yazdığı At’a Senfoni kitabı çok önemlidir. Taşın serancamı şiiriyle siyere gönderme yapıyor. Pastoral şiir tadının belirdiği bu şiirde ‘ney’in macerası da telmih sanatı yoluyla hatırlatılıyor. Düştü düşecek kalbimiz şiiriyle “uhud bizi sever, biz de uhud’u” hadisini işaretliyor şair. Bu şiirde Nuri Pakdil’in bir kitabının adını vererek şair Gök hangi edebiyat geleneğine yakın durduğunu da ifade etmiş oluyor. Sensizliğine mahpus şiirinde “ya varlığına al beni/ ya benliğime varlığını kat/yokluğuna/alışamadım” dizeleriyle tasavvuf felsefesine gönderme yapıyor. Varlık ve yokluk kavramları üzerine düşünmemizi istiyor.
Can içre şiirinde “yardan ayrı düştüm düşeli/ bir dağ başı yalnızlığı benimki” dizeleriyle şair gönlünde büyük aşk devinimleri yaşadığını görüyoruz ama bu aşkın beşeri mi ilahi mi olduğunu bilemiyoruz. Şairin hayatına baktığımızda düzenli bir evliliğinin, mutlu bir hayatının olduğunu gözlemliyoruz. Buradan hareketle bu şiirde sözünü ettiği aşkın ilahi aşk olduğu kanaatine varıyoruz. “yârin saçları siyah urgan/ boynumda takılı hala” dizeleri de başka bir aşk dizesi. Siyah saçla divan şiirindeki saç unsuruna gönderme yapıyor. Divan edebiyatında sevgilinin saçı siyahtır. Renkler arasında siyah renk Allah’a aittir. Siyah örter, siyah içine alır. Bütün renkleri yutar. Şair bu dizelerde ve devamındaki dizelerde siyah ve aşk kavramları ile kendini divan edebiyatı geleneğine yaslıyor.
Gök’ün şiirlerinde sehli mümteni var. Kolay söylenmiş görülen ama söylemeye kalktığınızda söyleyemediğiniz, zorlandığınız şeydir sehli mümteni. Şair Gök, Sabır Atları kitabında kolay ifadeler kullanıyor. İfade kolay ama manayı çözmek emek istiyor, birikim istiyor. O birikim, o emek olmadan Gök’ün şiirlerini çözmek, anlamak zor.
Hüseyin Gök’ün Kitap Macerasına Tanıklık
Sabır Atları kitabı ile ilk eserini veren Hüseyin Gök böylelikle kitaplı şairler dünyasına adımını attı. Kendisini kutluyorum. Yıllar yılı edebiyatla ilgileniyor. Öykü ve şiir okuduğunu biliyorum. Bu kitabını merakla bekliyordum. Şiirlerinin çoğunu dergilerde görmüştüm. Kısa dizelerden çok hazzetmem ama Hüseyin ağabey kısa dize yazıyor. Onun tarzı bu. Saygı duymak gerek.
Şair Hüseyin ağabey ulusal dergilerde de şiirler yayınlamaya başladığına göre artık işi çok titizlikle yapıyor demektir. İlk kitabında gördüğü ilgi büyüktü. Maraş kitap fuarında üç yüz kitap imzalaması bir şiir kitabı için çok büyük bir başarı. Burada şairin insan tarafının ve beşeri ilişkilerinin rolü de büyük. Herkesle anlaşabilen, herkesle iletişime geçebilen bir iyi insan Hüseyin Gök. Böyle olunca yıllardan beri oluşturduğu dostluk meyvesini verdi ve Maraş fuarında kitabı üç gün içinde üç yüz adet satıldı. Bu tür durumlar şiir kitaplarının satılmadığı günümüzde şiirle uğraşanlara umut veriyor. Demek ki şiiri sunmasını bilirseniz şiir kitabı satılır hükmüne ulaştırıyor bizi. Bir de bu kitabın şair Arif Ay’ın onayından geçmiş olduğunu düşünmek gerekiyor.
Bir şair, hele de Türk şair, kendini bir tasavvuf geleneğine bağlamalıdır. Türk sanatının gelişme olanağını tasavvuf sağlamıştır. Şair Gök, tasavvuf geleneğinin neresinde duruyor bilemiyorum ama “aşk kılıcınla vur artık/ azadlığın olayım” dizeleri vahdeti vücut anlayışına yaslı olduğunu işaretliyor.
Sabır Atları kitabından ötürü şair Gök’ü kutluyorum. Heyecanla, aşkla, sevgiyle, tutkuyla her edebiyat mahviline koşmasını, genç edebiyatçılarla ilgilenmesini de takdirle karşılıyorum. Maraş edebiyatın başkenti deniyor. Şiirin merkezi deniyor. Şairi bol bir şehir Maraş. Sayın Gök de Maraş’ta yaşayan ve şiirini burada söyleyen bir şair.
Şair Gök’ten bundan sonra daha imge yüklü, eleneğe daha bağlı ve uzun dizelerden oluşan şiirler beklediğimizi de söylemek istiyorum. İyi okumalar dilerim efendim.
Yazar: Misafir Köşesi - Yayın Tarihi: 15.12.2017 09:00 - Güncelleme Tarihi: 13.12.2017 15:13