Ya Kayıp Nesil O Sonuncusu Değilse; “Sevgili Ucube”, Çocuk, A. Erkan AKAY

Ya Kayıp Nesil O Sonuncusu Değilse; “Sevgili Ucube” yazısını ve A. Erkan AKAY yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsini

Ya Kayıp Nesil O Sonuncusu Değilse; “Sevgili Ucube”

11.08.2022 09:00 - A. Erkan AKAY
Ya Kayıp Nesil O Sonuncusu Değilse; “Sevgili Ucube”

Kitap değerlendirmesi yazarken bilgisayarımda açık boş bir sayfa notlarımı bekliyor olur. Ama öyle kitaplar vardır ki o boş sayfaya kitap bitene kadar tek bir kelime bile düşmez. Çünkü kitabın akışı pürüzsüzdür, yolu bir tuttunuz mu hiç tümsek atlatmaz, çukurdan kaçırmaz. Hafif esen bir rüzgar gibi hissettirmeden serinletir, "ne sıcak ne soğuk, hava da ne güzel böyle" dedirtir. "Sevgili Ucube" de o kitaplardan.

Anne babasından dertli kahramanımız Yaprak, haylaz kardeş Yaman, anneanne ve dede, bir de kuzen Şeyda. Yedi kişiyle sınırlı bu aile hikâyesi ya ailemizden ya etrafımızdan mutlaka izler bulacağımız, ara sıra kendimizi sorgulamamıza, insanlar üzerindeki etkimizi gözden geçirmemize, bozulan ayarlarımızı düzeltmemize vesile olacak sıcak, zaman zaman hüzünlü, zaman zaman esprili, sevimli bir metin. Cansızlığından emin olana kadar hikâyede önemli bir yeri olan UCUBE'yi de unutmayalım; ormanın dokunulmazlığını sağlayan söylentilerin can verdiği bir kahraman desek hata etmiş olmayız.

Çocuk yetiştirme konusundaki sayısız kusuruna rağmen uzmanlığı kimselere bırakmayan ebeveyn tipi karşısında kurtarıcı olan büyük anne ve dede figürleri, başkahramanımız Yaprak'ın hayatına isabetle yerleştirilmiş. Yaprak'ın yüzleştiği temel çatışma anne-baba ilgisizliği ve anlayışsızlığı. Önce kardeşinin zorbalığına maruz kaldığı durumlarda adil muamele görmediğine şahit oluyoruz ama süreç ilerledikçe aslında Yaprak'ın ihtiyaç, ilgi ve beğenilerinin de dikkate alınmadığını görüyoruz. Anne-baba giderek çocuklardan uzaklaşmaya, metinde seyrelmeye başlıyor ve Yaprak için birileriyle dayanışma zarureti doğduğunda sorunlu da olsalar hep yanı başında olan kardeşi ve kuzen Şeyda devreye giriyor. Ama aslında Yaprak'ın yaşadığı buhranlarda en büyük sığınağı kendine dönmek ve yazmak. Yazanların aşina olduğu, yazmanın belki de temel sebebi olan çaresizlik, küskünlük, derdini başka türlü anlatamayış hâlleri yazarımızın kahramanı üzerinden kendini dışa vurumudur. Yaprak'ın rahatlamak için yazdığı bir hikâye ana metnimizin içinde farklı bir yazı tipiyle, ikinci bir metin olarak ilerliyor. Bu hikâye zamanla ailenin ormanda yaşadıklarıyla iyiden iyiye örtüşmeye başlıyor, kendisine doğaüstü bir güç atfedilen UCUBE ile ilgili şüpheler bölge ihtiyarlarının anlattıkları efsanelerle körükleniyor ve sonunda Yaprak ve Yaman'a bahşedilen sır gün yüzüne çıkıyor.

Hikâyenin başlarında Yaprak'ın karşısında birer çatışma unsuru olarak yer alan kardeş Yaman ve kuzen Şeyda'nın farklı karakter özelliklerinin keşfedilmesi ve bu üçlü arasında bir dayanışma halkası kurulması, insanın etrafındakiler hakkında değişmez hükümler taşıma eğilimini kırıyor. Yaman'ın haylazlıklarını örtüveren olağan üstü toprağı işleme becerisi, ablasının hâlinden anlamaya başlaması, pişmanlık ve merhamet duyması, Yaprak'ın yazdıklarına sığındığı gibi Şeyda'nın da çizdiklerine tutunması ve hepsinden önemlisi ilk kez bunlara değer veren birileri olarak anneanne ve dedelerinin desteği de ortaya gelince serüvenin kasveti dağılmaya başlıyor.

Hikâyenin son bölümüne doğru asıl odağa varabiliyoruz. Ormanın korunması görevini nesilden nesile sürdüren ve bu zorlu görev için bazı özel yetenekler taşıyan, ailemizin Derviş dedesi torunlarının da benzer özellikler taşıdığından emin olunca sırlı görevi onlara devrediyor. Hikâyemizin kayıp nesli olan Yaprak'la Yaman'ın anne-babaları Şirin ve Sedat ailenin orman içerisindeki arazisine site yapma telaşında iken Şeyda'nın anne-babası Şenay ve Erhan ise boşanma eşiğindeler. Kendi dertleri yüzünden çocuklarından uzaklaşmış olan bu nesli Yaprak yazdığı hikâyede arıyor ancak ucu açık kalan o hikâyede kayıp nesle ulaşılamıyor. Derviş Dede bu arayışı, her çocuğun devam eden ve etmesi gereken arayışı olarak tanımlamış.

Bugün hatalı bir ötekileştirmeden ibaret bulduğum bir tabirle "Z kuşağı" denen nesilden önce ve daha esaslıca irdelememiz gereken neslin o kuşağı yetiştiren nesil olması gerektiği fikrine katılıyorum. Okullarımızda, sitelerimizde, sokaklarımızda akran zorbalığı kol geziyor, oturmayı kalkmayı, konuşmayı dinlemeyi bilmeyen çocuklardan, müsrifliklerinden, kıymet bilmezliklerinden, hedefsizliklerinden şikâyet ediliyor oysa bunların çoğu çocukların suçu değil. Oyalayıcılara kapılıp kaybolmayı görev edinmiş ebeveyn dünyadaki en büyük sorumluluğunu görmezden geliyorsa bir uyarıcıya ihtiyaç var ve bu uyarıcı için en uygun kişiler hikâyemizde bulunmuş. Bir önceki nesil! Büyük anne ve babaların toplumumuzdaki hayatî önemi ve onlarla büyüyen çocukların şansı çok güzel anlatılmış. Büyük kız-küçük oğlan çocuklu ve her daim yanımızda olan büyük anne-babalarımızdan müteşekkil ailemle bu kitabın içinden çıkmış gibiyim ve bu sayede yazarın hislerini, gözlemlerini, umutlarını bütünüyle paylaşıyorum. Neyse ki anne-baba olarak Şirin-Sedat ikilisinin tam aksi bir uçtayız ama o durumumuzda dahi büyük anne ve babanın dengeleyici rolüne muhtacız. Dünyayla, çevreyle ve insanlıkla ilgili sorumlulukların geliştirilmesi, yeteneklerin keşfedilmesi, dengeli bir özgüvenin kazanılması, zorluklarla mücadele gücünün aşılanması bağlamlarında muhtaç olduğumuz şeyse tam olarak böyle usul usul nüfuz eden kitaplar.

10+ yaş sabırlı okurlara tavsiye edeceğim kitap 12 x 18 cm boyutlarında, iç çizim içermiyor. 27 bölüme ayrılmış, bölümlerde zaman atlaması-kırılması yok, doğrusal ilerliyor. Düzelti, dizgi, baskı kusursuz. Nisan 2022'de baskıdan çıkmış taze bir roman.

Sevgi Saygı
Sevgili Ucube
Günışığı Yayınları
234 Sayfa
2022 Nisan


Yazar: A. Erkan AKAY - Yayın Tarihi: 11.08.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 30.06.2022 20:25
873

A. Erkan AKAY Hakkında

A. Erkan AKAY

1981 İstanbul doğumludur. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2008 yılından bu yana Konya'da yaşamaktadır. İki evlat babası, iki evlat amcası, ikisinin de eniştesidir.

Spora, edebiyata ve küçükleri eğlemeye ilgisi çocukluğundan beri devam etmektedir. 2012-2020 yılları arasında Bilgin Atıcılık Spor Kulübü Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, 2015-2020 yılları arasında Türkiye Atıcılık Federasyonu Teknik Kurul Başkanlığı, 2017-2020 yılları arasında Türkiye Olimpiyatlara Hazırlık Merkezleri Atıcılık Komisyonu Üyeliği ve İl Branş Sorumluluğu görevlerini yürüterek ulusal ve uluslararası düzeyde başarıya ulaşmış birçok sporcunun yetişmesine katkıda bulunmuştur. Destek AFAD gönüllüsüdür.

2017 yılında, kardeşinin bir hayali olan “Hayallerin Karın Doyursun” isimli kitaba katkılarından sonra, hep arzuladığı çocuk kitapları yazımının önü açılmıştır. Yayımlanmış 14 kitabı bulunmaktadır. Edebistan, Eğitim Her Yerde, Dilhane, Masal Dergisi gibi çeşitli sanal dergilerde, Hece ve MEB Özel Eğitim Çocuk Dergisi gibi matbu dergilerde deneme, makale ve şiirleri yayımlanmıştır.

Farkındadır ki her yazılan okunmaz ama okunanlar da ancak yazılanlardır. Yaşadıkça anlamını kaybeden sonsuz sözler arasından zarurî olanlara tutunuyor.

Dualarınızı bekler.

A. Erkan AKAY ismine kayıtlı 147 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 10 kitap bulunmaktadır.

Twitter Facebook Instagram mastodon/Threads LinkedIn YouTube Kişisel Kitap Satış Sitesi Kitapyurdu.com