Yalanın Rüya Alemine Etkileri
Neden rüya gördüğünüzü hiç düşündünüz mü? Ortalama yaşam süresine sahip bir kişinin hayatının 25 yılını uyuyarak geçirdiğini göz önünde bulundurduğumuzda, insan ister istemez rüyaların hayatımızda yok yere olmadığını düşünmeye başlıyor. Rüyalar hala bilim insanlarının bile kısmen anlayabildiği bir sır perdesi, henüz açılamamış gizemli bir dünya adeta. Yazar Mustafa Kaya'nın "Size Bir Sır Vereceğim" isimli kitabının devamı niteliğinde olan "Rüya Avcısı" kitabını okuduktan sonra rüyalarınıza daha fazla dikkat etmeye başlayacaksınız.
Rüyalarınızın sırrı dışında Ertuğrul Fırkateyni, Gölgesizler, Kırklar, Mozart'ın Türk Marşı, Halifelik, ekonomi, Çin'deki Türk Piramitleri, Dr. Münir Derman, kadim Mısır Ölüler Kitabı, Bakara Suresi, Morgan Robertson'un "Titan" isimli kitabı ve daha birçok sırlı bilgiyi bu kitapta bulacaksınız. Gelelim, kitabın ismini de taşıyan rüyalar konusuna. Yazar, rüyaların insanın kader yazgılarından birine atlama alanı olduğunu, eğer rüyandaki sırrı bulursan ve gerekli inisiyatifi alırsan, sana yazılmış olan kaderlerden en iyisine ulaşacağını belirtiyor. Kitapta, Muhyiddin-i Arabi Hazretleri'ni rüya hakkında yorumundan bahseder. Arabi Hazretleri'ne, rüyaların görüldüğü yerin neresi olduğu sorulduğunda, "öldükten sonra intikal edilen yer ile uyuyunca intikal edilen yer aynıdır' diye açıklar.
Günün beş vakti duyduğumuz o muhteşem musiki dolu ses, çağrı, yani ezan; rüyada görülmüş, rüyada öğretilmiştir. Yazar, ezanın vahiy değil, sahih bir rüyayla öğretilmiş namaza çağrı nidası olduğunu kitabında paylaşıyor. Hz. Muhammed (s.a.v) halkı namaza dâvet şeklinin nasıl olması gerektiği hususunu ashabıyla istişare ediyordu. Ashaptan bazıları "sancak dikelim, çan çalalım, boru çalalım" diye teklifler sunuyordu. Ashaptan Abdullâh bin Zeyd, oradan ayrılıp gitti. Uykusunda kendisine ezan lütfedildi. Hemen Hz. Muhammed'in yanına giderek:
"–Uyku ile uyanıklık arasında biri gelip bana ezanı öğretti." dedi.
Hz. Ömer de aynı rüyayı görmüştü… Bunun üzerine Hz. Muhammed:
"–Ey Bilâl kalk ve Abdullâh bin Zeyd'in söylediklerini uygula" buyurdu. İlk ezanın ortaya nasıl çıktığını okuyucularına aktaran yazar, rüyanın ne kadar derinlikli bir konu olduğunu gözler önüne seriyor.
Sadece bu rüyayı düşünerek rüyaların nasıl bir âlemde gerçekleştiğini ve o âlemin ne kadar yüce bir yer olduğunu ve rüyaların zihnin bir oyunu olmadığını anlıyorsunuz. Romanın başkahramanı Tekin, yazılım ve su teknolojileri alanında faaliyet gösteren bir şirketin kurucusu, araştıran, sorgulayan ve rüya yorumlama konusunda ulvi yetenekleri olan bir karakter ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşıyor. Yazar, kitaptaki isimleri değiştirilerek gerçek bir hikâye sunuyor okuyucuya. Bu da kitaba olan aidiyetinizi daha da artırıyor. Kitapta, şoförü Serdar eşliğinde arabayla Umre ziyareti için havalimanına giderken, New York sokaklarının duvarlarında rüya tabircilerine ait tabelaları ve reklam afişlerini gören Tekin'in Amerikan halkının bilinen, tanınan bir rüya yorumcusuna dönüş hikâyesini de tanık olacaksınız.
Kitapta beni çok etkileyen ve düşündüren bir konuysa, rüya âleminin giriş kapısının yalan söylememe olmasıdır. Japonya'da, Amerika'da, Norveç'te insanların rüyalarının mucizelerini yaşadıklarını belirtiyor. Ülkemizdeki insanların rüyaları ise, tam bir gizeme bürünüyor. Adeta şifreler yumağı halini alıyor. İnsanlar tüketmiş oldukları bazı gıdalar nedeniyle rüyalarının büyük bir kısmını hatırlayamadıkları gibi hatırladığı nadir rüyalardan da bir anlam çıkaramıyor. Tekin'in mana veremediği bir karmaşaydı. Ta ki Endülüs'ten kalma el yazma eserlerde özellikle Muhyiddin Arabi Hazretleri'nin o özel tefsirinde işin sırrının gayet açık bir şekilde yazılı olduğunu keşfedinceye kadar.
Sözlerde, kelimelerde yalan olmaması rüyaların açık olmasını sağlıyor. Sözlerinde yalan olanlar, burada gördükleri mucizeleri geri getiremiyor, hayatlarına taşıyamıyorlar. Yalan sözler rüyaları anlaşılmaz sembollere dönüştürüyor. Yalan konuşursan sabah olup uyandığında melekût âleminin mucize bilgilerini anlaşılmaz olaylar, garip maceralar olarak hatırlıyorsun. Hayatınızda küçücük dahi bir yalanınız varsa, melekût âleminde, ruhun yaşadığı olaylar, şifreli hale geliyor. Arabi Hazretleri'nin kitabındaki bu sırla, yalanın insan hayatında olması onun rüyalar âleminde haberci rüyalarına ket vurduğunu öğreniyorsunuz.
Hz. Muhammed'in (s.a.v) ashabına verdiği öğütlerden biri de mümin insanın her hataya düşebileceği, ama yalan asla söylememesi gerektiğidir. Yalan tüm ilişiklerimizi etkilediği gibi, rüyalarımızın bile sahih olmasına engel olurken, biz insanlar ömrümüzü iyilik ve doğrulukla geçirerek hayatımızı anlamlı hale getirmeliyiz. Kitabın dil, üslup, kurgu gibi konuları bir kenara bırakıyor, kitapta verilen sırlı bilgilere yoğunlaşıp yaşamımızda neleri değiştirebileceğimize bakmamızı sağladığı için yazara teşekkür ediyorum.
Rüya Avcısı
Mustafa Kaya
Fenomen Kitaplar
175 Sayfa
Yazar: Elif MERT - Yayın Tarihi: 02.08.2023 11:00 - Güncelleme Tarihi: 02.08.2023 11:06