Yazmak Dediğimiz Faaliyet Önce İçimizde Gerçekleşir, Söyleşi, Ülker GÜNDOĞDU

Yazmak Dediğimiz Faaliyet Önce İçimizde Gerçekleşir yazısını ve Ülker GÜNDOĞDU yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilir

Yazmak Dediğimiz Faaliyet Önce İçimizde Gerçekleşir

26.01.2022 09:00 - Ülker GÜNDOĞDU
Yazmak Dediğimiz Faaliyet Önce İçimizde Gerçekleşir

Mustafa Özçelik ile Çocuk Edebiyatı ve Masal Üzerine Konuştuk

Edebiyatımızın emek sahibi kalemlerinden Mustafa Özçelik, dilimizin kurucularından olan Yunus Emre'ye ömrünüzü adamış, çok yönlü velut ve muhterem bir yazarsınız. Sizi tanımlayacak özelliklerinizi de çok bilmek isteriz. Siz, kendinizi nasıl tarif edersiniz.

Takdir edersiniz ki insanın kendini tanımlaması kolay bir iş değil. Ama mademki sordunuz dilim döndüğünce söylemeye çalışayım. Çok küçük yaşlardan itibaren önce kitap ve dergilerle ardından yazı ve şiirle hemhal olmaya başladım. Mesleğim edebiyat öğretmenliği idi. Bu da doğal olarak bu ilgilerimi besledi. 1975'ten itibaren yazı hayatının içinde oldum. Hiç ara vermeden bugünlere geldim. Şiirden hikâyeye, denemeden biyografiye, çocuk edebiyatına dair kitaplarım yayımlandı. Halen bu çalışmalarım devam ediyor. Yazı beni bu kirli çağa karşı koruyan bir kalkan. Diğer yandan varoluşuma anlam katan kutlu bir uğraş. Buna bir birey olarak toplumsal sorumlukları da eklemek lazım. Edebiyata hep bu pencereden bakmaya çalıştım.

Anadolu'nun Gönül Dili: Yunus Emre kitabı hem okuyucuyu geçmişe hem Bizim Yunus'u günümüze getiriyor. Bu kitabı, Yunus Emre'yi anlama ve anlatma kılavuzu olarak da okuyabiliriz. Şiir, biyografi, deneme, makale, masal, öykü ve günlük türündeki yazılarınız zengin bir okur alanına hitap ediyor. Biz Çocuk Edebiyatı ve Masal alanındaki ilginizi ve bilgi kaynaklarınızı bizimle paylaşmanızı canı gönülden istiyoruz. Sizi besleyen unsurlar nelerdir?

Yazar olarak önümde rehber bildiğim isimlerin başında Yunus Emre ve Mehmet Akif gelmektedir. Kendi dönemimde ise Necip Fazıl ve Sezai Karakoç aynı özellikteki isimler. Şüphesiz beslendiğim ve her birini minnetle andığım daha pek çok isim sayabilirim. Çocuk edebiyatıyla ilgimin iki önemli nedeni var. İlki öğretmenlik yaptığım süreçte çocuk edebiyatı daha çok tercüme eserlerden ibaretti. İkincisi baba olunca çocuklarımı kendi masallarımla, hikâyelerimle eğitmek istedim. Önce Mesnevi, Bostan, Kelile ve Dimne gibi klasik eserlerden uyarlamalar yaptım. Ardından telif çalışmalar geldi. Besleyen unsurlar doğal olarak öncelikle klasik metinler, tabi tabiat, hayat, gözlem hepsi bu anlamda etkili oldu. Böylece yerli bir duyarlılığa sahip eseler vermeye çalıştım.

ozcelik_3

En çok hangi yaş grubunun eserlerinizi okuması hoşunuza gider? Siz hangi yaş grubuna hitap ediyorsunuz? Bunu yaparken çocuklarda, edebiyat ve masal üzerinden değiştirmek istediğiniz nelerdir ve çocukları nasıl etkilemeyi diliyorsunuz? Çocukları etkilemeyi en çok sevdiğiniz karakter, zaman ve mekân hangileri?

Ben yediden yetmişe her kesime hitap edecek yalın bir dille yazmayı seviyorum. Anlaşılır olmak, bir gönülde karşılık bulmak en büyük hedefim. Bu yüzden her yaş grubuna hitap edecek eserler yazmaya çalıştım. Sanat ve edebiyatın yazı kuralları elbette dikkate alınmalı ve estetik bir dil ve anlatım ihmal edilmemeli ama ben bu noktada fayda unsurunu da dikkate almaya çalışıyorum. Zira yaptıklarımızdan olduğu gibi yazdıklarımızdan da sorumluyuz. Sözün güzeli yanında faydalı olanı esas olmalıdır diye düşünüyorum. Karakter olarak dede ve rüya motiflerini sıklıkla kullanmaya çalışıyorum.

Suffe Yayınları Yılın Şairi (1984), Kültür Dünyası Dergisi Ayın Şairi (2004), Gençlik Dergisi Yılın Şairi (1997) Ve Çocuk Edebiyatçıları Ve Sanatçıları Birliği Yılın Çocuk Romancısı (2004), Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı (2006), Eskişehir Sanat Derneği Yunus Emre Araştırma Ödüllerini (2008) aldınız. Bu ulvi emeğinizi kutluyorum. Yayımlanmış 51 kitabınız bulunuyor. Kitaplarınızda kendinizden soyutlanmış karakterleri mi, yoksa sizi yansıtan karakterleri mi anlatmak daha güzel geliyor? Çocuk edebiyatı ve masalları yazarken sizi etkileyen unsurları mı çocukları etkileyen unsurları mı dikkate alıyorsunuz?

Teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar bazı kurum ve kuruluşlar kitaplarıma değer verip ödüllendirdiler. Ama en büyük ödül okurda bir karşılık bulmaktır özellikle de çocuklarda. Bir eser, yazarından bağımsız değildir olamaz da. Zira yazmak dediğimiz faaliyet önce içimizde gerçekleşir. Bu yüzden yazdıklarımda ben daha çok birinci tekil anlatımı tercih ediyorum. Ama bu durum başka karakterlere uzak kaldığım anlamına da gelmiyor.

image En büyük hayaliniz ve gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz nelerdir? Yazarken hiç kimsenin göremediği bir özelliğiniz var mı? Varsa gizli kalmasın bizimle paylaşabilir misiniz?

Bir yazar olarak hayalim daha çok okur kitlesine ulaşmak, onlarla gönül bağı kurmak ve faydalı olmaktır. Çünkü kitabınızı okuyan bir okur sizin için artık ailenizden, çevrenizden biri gibidir. Bu yüzden yazdıklarımız onlara yazılmış sahici ve içten mektuplar olarak görülebilir. Proje elbette çok. Son yıllarda biyografi türüne ağırlık veriyorum. Bugüne kadar Yunus Emre'yi, Nasreddin Hocayı, Mehmet Akif'i ve Battal Gazi'yi yazdım. Bu listeye Allah ömür verirse Süleyman Çelebi'yi, Evliya Çelebi'yi, Ziya Osman Saba'yı da eklemek istiyorum. Yazarken tamamen işime odaklanırım. Yazı, kıskançtır. Ne araya başka meşgalelerin girmesine razı olur ne de ara vermenize. Bu yüzden istikrarlı bir yazı hayatım var. Sabah saat dokuz gibi odamda çalışmaya başlarım. Bu, akşam beşe kadar devam eder. Çok eser yayımlamam bu disiplinle ilgilidir.

Sizi çocuklar için yazmaya iten ve en çok etkileyen duygu ve davranış nelerdir? Çocuklara okumayı nasıl sevdiriyorsunuz?

Çocuklar, fıtratlarına müdahale edilmeden bilgi, değer ve ahlak olarak geleceğe hazırlamamız gereken bireylerdir. Zira geleceğimizi onlar inşa edecekler. Millet olarak varlığımız iyi yetişmiş çocuklarla ve gençlerle ayakta durabilir. Onlar, yetişme sürecinde hep birilerini örnek alırlar, gördüklerinden, okuduklarından, yaşadıklarından etkilenirler. İşte bu yüzden bir yetişkin olarak kendimi onlara karşı sorumlu hissediyorum ve bunu da yazarak yerine getirmeye çalışıyorum. Okumayı sevdirmeye gelince burada hem aile hem de öğretmen çok etkilidir. Anne baba isek okumak konusunda örneklik teşkil etmeliyiz. Bizim elimizde kitap görmeyen çocuk okumanın önemini kavrayamayacaktır. Öğretmen olarak da kendimizi ders kitaplarıyla sınırlamamalı, derse mutlaka bir kitapla girip ders konusuna başlamadan önce kısa bir hikâye veya bir şiir okumalıyız. Bu davranış onları mutlaka kitaba ilgi konusunda etkileyecektir.

image_1

Sizin eserlerinizi ve masallarınızı okuyan bir çocuk kendini nasıl hisseder? Çocuklara edebiyatı nasıl anlatıyorsunuz?

Bunu okuyucuların geri dönüşlerinden anlıyorum. Zaman zaman da olsa e-posta, sosyal medya yoluyla yahut yüz yüze görüşme imkânı bulduğumuzda kanaatlerini söylüyorlar/yazıyorlar. Bunları çok önemli görmekteyim. Öğretmen- yazar da olsak öğrenme sürecimiz hep devam eder. Çocuklar ise bana göre çok iyi öğreticidir. Onlarla iletişimde böyle bir dikkati gösterirsek çok şey öğrenebiliriz. Anlatmaya gelince; dili, dilbilgisi kurallarından çok metinler üzerinden öğretmek gerektiğini düşünüyorum. Çocuk, metnin dünyasına dâhil edilebilirse bir daha kolay kolay kitaptan kopamaz.

Çocuk edebiyatı için dikkate alınması gereken en önemli konu nedir? En son hangi konuyu yazdınız? Eklemek İstedikleriniz ve şu an ruhunuzun olmak istediği yer neresi?

Bence en başka dil. Çünkü aramızdaki iletişimi kelimelerle sağlıyoruz. İkincisi çocuğa saygı, onu hiçbir şey bilmiyormuş gibi görmemek. Tabi seviyelerine uygun bir anlatım. Değerleri dikta ederek değil anlatımın içine yayarak vermek de önemlidir. Yani vatan sevgisini anlatacaksanız bunu "vatanınızı sevin" diyerek yapamayız. Bir olay içinde mesela bir ev hikâyesiyle bunu daha iyi veririz. Çünkü ev vatanın en küçük halidir. Aile de milletin. Çocuk evde bir aile ortamı içinde yaşadığından geniş anlamdaki vatan fikrini bu şekilde anlatmak daha doğru geliyor bana. Yakın zamanlarda çocuklar için bir Yunus Emre hikâyesi yazdım. Onu bir dede karakteriyle anlattım. Zira çocukları için dedelerin yeri çok özeldir ve onlar üzerinden anlatılan bir hikâye mutlaka ilgilerini çeker.

Hayatta çocuk edebiyatı ve masallar için en çok kıymet verdiğiniz değerler nelerdir?

Bu konuda ayrım yapmadan her tülü milli-dini değer çocuk kitaplarında yer almalıdır. Bunun sadece sırası, çocuklara öncelikle hangilerinin kazandırılacağı gibi hususlara kafa yorabiliriz. Bir de çocuğun yaş seviyesine göre olmalıdır bu anlatım. Mesela önceliği sevgi, arkadaşlık, saygı, paylaşım, yardımlaşma gibi değerler almalıdır.

Çocuk edebiyatında ve masal alanında kendini geliştirmek isteyen yazarlara ne tür önerilerde bulunursunuz? Bunun için gereken yetenekler nelerdir? Sizin çocuk edebiyatı ve masal hakkında düşünceleriniz nelerdir?

image_2 İnsan yaşayarak, görerek, yazarak öğreniyor hemen her şeyi. Ama tavsiye bağlamında kendi deneyimlerinden hareketle şunu söyleyebilirim: Bir çocuk edebiyatı yazarı işe geleneksel masallarımızı okuyarak başlamalı. Onlar, zamanının sınavından geçerek bugüne gelmeyi başarmış çok kıymetli pedagojik metinlerdir. Tabi yaşadığımız zamanın şartları da gözden uzak tutulmadan bu çağda yaşayan bir çocuğun dünyasına hitap edebilmenin yolu bulunmalıdır. Kısacası geleneğin mirasını taklide düşmeden yenilemek, güncellemek de diyebiliriz buna.

Bu günkü yaşınızla çocukluğunuzu düşünürseniz, kendi çocukluğunuza neler söylemek isterdiniz. Neleri yapması ve nasıl hareket etmesini istersiniz?

Söylenecek çok söz var elbette. Mesela daha çok kitap okusaydım, hiç kimsenin kalbini kırmasaydım, tabiatla daha çok hemhal olsaydım gibi pek çok cümle kurabilirim. Çünkü hatalar da yapıyoruz. İşte yazarlık kendi tecrübelerimizden hareketle yeni nesli bu hatalardan emin kılma çabası olarak da düşülmelidir.


Yazar: Ülker GÜNDOĞDU - Yayın Tarihi: 26.01.2022 09:00 - Güncelleme Tarihi: 25.01.2022 20:01
1122
Yorumlar
  • A. Erkan Akay 2022.01.26 10:36

    Çok samimi ve fadyalı bir söyleşi olmuş. Teşekkürler.

Ülker GÜNDOĞDU Hakkında

Ülker GÜNDOĞDU

1977 yılının Ocak ayında Konya Ereğli’de dünyaya geldi.  Ereğli Lisesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra iş hayatına; Ankara’da IBM Bilgisayar Satış Temsilcisi olarak atıldı. İstanbul’da kendi şirketlerini kurana dek çeşitli işlerde çalıştı. İstanbul’da yaşamakta. Kütüphanesini oluşturduğu yirmi üzeri alandaki, beş bini aşkın kitabının anlamını, canına okudu. 

Bilgisayar, dil, gitar, estetisyenlik alanlarında eğitimler aldı. Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere yirmi şehri, kültürel gezme imkanı buldu. Kitaplara, yazmaya, tablolara, eski ve yeni objelere, tüm renklere ve dört sitil yüzmeye tutkun. “O kadar derinim ki” diyen okyanusu kıskanmakta.

18.08.2020 tarihinde Kitap Haber ailesine katıldı. Kitap Haber Kültür Sanat Editörü olarak biteviye yazmaya devam etmekte. Kitap Haber Dergisi, Yolcu Dergisi, Şehir ve Kültür Dergisi, Teferrüc Dergisi, Aydos Edebiyat Dergisi’nde yazdı ve yazmakta. İlk yazmaya amatör olarak bir roman ile başladı. Şu ana kadar bir roman, bir deneme, bir öykü, bir Kadıköy’ün Semtleri, iki değerlendirme dosyaları; en güzel haliyle gün yüzüne çıkmak için naçizane enikonu hazırlanmakta. 

1998’de evlendi. Bir oğul ve bir kız evladı var. Ailesi ve kitaplarıyla huzurlu bir yaşamın diğerkâm ve müptezel yolcusu. Bibliyomani değil sadece bir kitap daha okuyacak…

Ülker GÜNDOĞDU ismine kayıtlı 140 yazı bulunmaktadır.

Twitter Instagram LinkedIn Kişisel