Yeni Dikta Usulü Ya Da İnsanın Dijital Kıyameti, Düşünce, Ethem ERDOĞAN

Yeni Dikta Usulü Ya Da İnsanın Dijital Kıyameti yazısını ve Ethem ERDOĞAN yazarına ait tüm yazıları Kitaphaber.com.tr sitemizden okuyabilirsiniz.

Yeni Dikta Usulü Ya Da İnsanın Dijital Kıyameti

21.08.2020 07:00 - Ethem ERDOĞAN
Yeni Dikta Usulü Ya Da İnsanın Dijital Kıyameti

George Orwell’ın 1984 romanında Okyanusya Diktatörlüğü’nde yaşayan bir insan profili için şu keskin cümleyi söylemişti: “Kurtuluş yoktu. İnsan, kafatasının içindeki birkaç santimetre küpün dışında hiçbir şeye sahip değildi.” Hece yayınlarından Eylül 2019’da çıkan Dijital Diktatörlük (Stefan Aust, 2019) eserinde yazar bu cümleye şu ilaveyi yapıyor: “Fakat günümüzde bu birkaç santimetre küp alandan da emin değiliz artık.” Bu cümledeki korkunç gerçekliktir sanırım yazara bu kitabı yazdıran saik. Kitapta korkunç ve ürpertici bilgiler-gerçekler var. İnsanların bunca illegal faaliyete rağmen korudukları sükûnet akıl dışı. Mesela; “Biz nerede olduğunuzu biliyoruz. Geçmişte nerede bulunduğunuzu biliyoruz. Şu an neler düşündüğünüzü aşağı yukarı biliyoruz.” (Eric Schmidt, Google şefi). İnsanlığı bu noktaya hangi bağlamın getirdiğine bakmalıyız bu noktada. Gelecek tasarımlarından-fikir akımlarından çok azı Fütürizm kadar tehlikeli olmuştur.

Fütürizmin, kelime anlamı gelecekçilik (TDK, 2020) olarak açıklanmış. Aynı kurumun “Batı Kökenli Sözcükler” sayfasında ise şu bilgiler yer almış: “İtalyan şairi Marinetti'nin 1909 yılında yayımladığı bildiri ile ortaya çıkan, yeni hayatı övme, geleneksel edebî kuralları yıkma amacını güden ve Dadacılık, gerçeküstücülük vb. akımlara öncülük etmiş olan edebiyat çığırı, gelecekçilik.” Esas olan tabii ki sadece yeni hayata övgü ya da gelenekseli yıkmak değildir. Gelecek tasarımının tamamen kendilik ekseninde inşasına yol açan bir tehlike kapıyı çalmaktadır. Amaç ya da niyetinden genelin emin olamayacağı bir total dizayn ve nizam öngörülmektedir. Bu dizayn ve nizam insanlık yerine bir grup çıkarını önceleyecektir doğal olarak. “Fütürizm akımında devinim ve hız gibi kavramlar öne çıkarılmaktadır. Hayatın anlatıldığı resimlerde üst üste saydam geçişler vardır. Nesneler pozisyon alışına göre; uzak-yakın ya da sabit-hareketli olarak iç içe geçmiştir. Fütüristler resimlerde canlılık ve saldırganlığı öne çıkartmışlardır. Saydamlık ve canlılık amacıyla izlenimcilik akımından öğrendikleri bölme tekniğini kullanmışlardır.”[1]

“Fütürizm bildirisinde özetle şu maddeler yer alır: Şiirde temel öğeler isyan ve cesarettir. Edebiyatta durgunluk ve uyuşukluktan sıyrılmalıdır. Dünyadaki yeni güzellik hızdır. Görüş alanımızı, pencere çerçevesinin bize izin verdiği kadarıyla sınırlamıyoruz. Balkondaki adamın görüp yaşadığı duyguları da çevresiyle vermek istiyoruz, diyen fütüristler, kendine amaç olarak objeyi değil insanın iç yaşantısını ruhunu ele alıyordu.” (Milliyet)

Fütürizm geçmişte oluşmuş olan bütün bir değerler sistemini ve gelenekleri tamamen reddetmeye dayanır. Dünyanın geleceğini modernizme bağlar. Fütüristik, kendi zamanına göre ileriyi öngörebilen, ilerici-modern çizgiler demektir. Bu anlamda ülkeleri ve milletleri geçmişin ağırlığından, bagajından kurtarıp modernleştirmek-aklileştirmek ister. Özellikle şehirleşme, makineleşme ve sürat kavramlarını toplumsal hayatta temel etken haline getirmeye odaklanır. Bütün bu amaçlar akıl etrafında düğümlenmektedir. Oysa mesela, bizim medeniyetimiz gönül medeniyetidir.

Kitabın lansmanında kullanılan cümleleri biz de alalım: Gizli servislerden ve internet işletmelerinden oluşan askerî ve endüstriyel bir oluşum, bize ait en mahrem verilerin kontrolünü ele geçirdi. NSA, devletlerin ve vatandaşların menfaatlerini hiçe sayarak kendi kurallarına göre, dünya çapında görev yapan bir gözetim makamı gibi hareket ediyor. NSA bu faaliyetini Google ve diğer internet devlerinin desteğiyle gerçekleştirmektedir. Stefan Aust ve Thomas Ammann, bireyin duygu ve düşünce dünyasına kadar nüfuz eden dijital diktatörlük tehlikesini ana hatlarıyla gözler önüne sermektedir.

Elbette bu neviden bilgiler günümüz enformasyon dünyasından adeta havada uçuşuyor. Şu anın gerçeklerini daha sonra yaşanacak şeyler haline getirip anlatıyorlar. Mesela: “Sosyal medyada İsrailli tarihçi-yazar Yuval Noah Harari 66 maddede özetlenmiş 2020 Davos Zirvesi konuşması dolaşıyor. O konuşmada Harari, 21’inci yüzyılda varlığımızı dönük; nükleer savaş, ekolojik çöküş ve teknolojik parçalanma gibi üç tehditten söz ederek, çok bilinen ilk ikisini es geçip üçüncüsüne odaklanmıştı. Hararinin konuşması da son zamanlarda çok dinlediğimiz dehşet senaryolarından biriydi ve teknolojiyi bir azınlığın kontrol etmesi durumunda; bir “veri sömürgeciliği” ve “dijital diktatörlükler” dönemi başlayacağını, bedenimize de hükmedileceğini, insan toplumunun mahvolacağını ve Homo Sapiens türünün sonunun geleceğini söylemişti.” (TILIÇ). Harari, sözde elit bir grubun her şeyi egemenliğine aldığı gelecekte olabilecek olumsuz toplum oluşma korkusu pompalarken bilimkurgu aşinalığına göre bir öcüyle açıklıyor. Bunun ciddiyeti de ikna edici verilerle konuşuyor olması.

1984 romanındaki motto; “Büyük Birader Sizi İzliyor” günümüz ve gelecek için fazla masum kalacak. Çünkü günümüz dijital tekno imkânlar her türlü gözlem, veri depolama ve analiz ihtimalini realitik bir apseye dönüştürdü. Kitaptan bir alıntı; “En geç 2014 yılının başında NSA’nın günlük olarak milyarlarla ifade edilen sayıda cep telefonu verisini kaydettiği ve yaklaşık iki yüz milyon kısa mesajı da depoladığı ortaya çıkmıştır../..2014 yılından bu yana Rusya’da çıkarılan bir kanun, internet sağlayıcılarının on iki saatlik bir süre için tüm internet kullanıcılarını kaydedip bu verileri FSB için doğrudan erişime açmasını zorunlu kılmaktadır.” (Stefan Aust, 2019) Bütün risk bundan ibaret değil çağ insanı için. Bütün internet devlerinin (dev diyoruz çünkü varlıkları bunu söylüyor; mesela “Google’ın işletme değeri 350 milyar dolardır. Bu meblağ Volkswagen Grubunun değerinin üç katı oranındadır.” (Stefan Aust, 2019)) geliştirdikleri algoritmalar var.

1.5 milyar insana Facebook neyin önemli olduğunu, Google neyin gerçek olduğunu, Amazon ve Alibaba neyi almak gerektiğini bu algoritmalarla dikte ediyor. Bu durum hem anı hem de geleceği ipotek altında tutmak anlamını taşıyor. Bunlar manipülasyonla insanların zihniyetini ve hayat tarzını belirlemeye aday. Belki gelecekte oluşturulacak bir algoritma ile evleneceğiniz kişi dikte edilecek! Bu bir hayal değil. Bakınız Yazılanlara göre Facebook sistemin öncelikle para transferi yapmasına olanak verecek, böylelikle bankaların aracılık ücretlerine son verecek. Artık bankalar olmayacak, nakit para olmayacak, kuyruklar ya da aracılık ücretleri de olmayacak. Belki bu tekno imkânlar bir anda çökecek, belki de yapay zekâ ve robotik teknoloji dünyaya el koyacak. Tam bir Panoptizm! Dünyanın tamamı da gözetlenen bir hapishane, Pan-optikon.

Foucault ne yazık ki, 21.yüzyılın toplumundan söz ederken bir kara-ütopyadan söz ediyor. Toplumların hatta bütün dünyanın dev bir panoptikon olduğunu bize anlatıyor. İktidarlar, artık o panoptikon tasarımında gördüğümüz dev kuleden ibarettir. “Dev kule” bizlerin, yani toplumdan insanların, asla vücudunu göremediği ve o gözetleyicinin sürekli bizi izlediğine inandığımız bir güçtür. Toplum bu gözetleyicinin bizler için yarattığı hücrelerde, birbiriyle iletişim kuramaz şekilde bireyselleşmiş olarak yalnızca gözetleneceği korkusuyla yaşamaktadır. İktidarın bireyselleştirdiği insan, artık demokrasi sisteminde olduğu gibi seçen kişi değil, var olan iktidara karşı beklide bir tehdittir. Foucault, o kulenin tepesinde sürekli olarak gözetleyen iktidar imgesinin, aslında vücutsuz kulenin üzerinde yüksekte yer alan dev bir göz olduğundan söz eder; dev göz iktidarın gözüdür. Gözetlemekten vazgeçmeyen ancak ne vücudunu gördüğümüz ne de kim olduğunu bildiğimiz bir imgedir. (Özdel) Foucault mezarında ters döndü!

Hâsılı; günümüz dijital çağını anlamak, anlamlandırmak ve gelişen durumlara göre tavır geliştirmek için ideal bir kaynak bu eser. Konuyla, yani esasen hayatı ve geleceği ile ilgili sürpriz istemeyen herkesin başucunda bulundurması gerekiyor bu eseri.

Kaynakça

https://www.sanatsal.gen.tr/futurizm-gelecekcilik-nedir-ne-demektir/. (tarih yok). 8 13, 2020 tarihinde https://www.sanatsal.gen.tr/futurizm-gelecekcilik-nedir-ne-demektir/: https://www.sanatsal.gen.tr/futurizm-gelecekcilik-nedir-ne-demektir/ adresinden alındı

Hürriyet. (tarih yok). https://www.hurriyet.com.tr/gundem/futurizm-nedir-futuristik-kime-denir-41289762. 8 13, 2020 tarihinde www.hurriyet.com.tr: https://www.hurriyet.com.tr/gundem/futurizm-nedir-futuristik-kime-denir-41289762 adresinden alındı

Milliyet. (tarih yok). https://www.milliyet.com.tr/futurizm-nedir--molatik-13563/. 8 13, 2020 tarihinde www.milliyet.com.tr/: https://www.milliyet.com.tr/futurizm-nedir--molatik-13563/ adresinden alındı

Özdel, G. (tarih yok). https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/138301. 8 13, 2020 tarihinde dergipark.org.tr/: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/138301 adresinden alındı

Stefan Aust, T. a. (2019). Dijital Diktatörlük. Ankara: Hece.

TDK. (2020, 8 13). https://sozluk.gov.tr/. 8 13, 2020 tarihinde https://sozluk.gov.tr/: https://sozluk.gov.tr/ adresinden alındı

TILIÇ, L. D. (tarih yok). https://www.birgun.net/haber/ne-kadar-temas-o-kadar-insan-302425?__cf_chl_captcha_tk__=15a97b5f07a45ec8f9cf7637e6a818ab4a0cc1ef-1597350555-0-AUFyAhcHI7QMjq-1otYfWRA88dQhyRkRVLKS8ulWf8MaTQZTGbFzhuopKSfR9cJh196C9jN8y-1PVSYISg5Z2VE2CVOIs3zyrzlLqBsr-hQI2ADAM8. 8 13, 2020 tarihinde

[1] https://www.sanatsal.gen.tr/futurizm-gelecekcilik-nedir-ne-demektir/)


Yazar: Ethem ERDOĞAN - Yayın Tarihi: 21.08.2020 07:00 - Güncelleme Tarihi: 17.08.2020 10:02
2700

Ethem ERDOĞAN Hakkında

Ethem ERDOĞAN

Kütahya doğumlu. 1995 yılında Alkım edebiyat dergisini bir grup arkadaşıyla beraber çıkardı. Yazı ve şiirlerini Alkım, Kırağı, İpek Dili, Edebiyat Ortamı, Hece ve Yediiklim edebiyat dergilerinde yayınladı.

Ethem ERDOĞAN ismine kayıtlı 179 yazı bulunmaktadır.

Yazarımıza ait 5 kitap bulunmaktadır.

Twitter Kitapyurdu.com